181.
(bkz: avogadro). serbest çağrışım yoluyla.
avokado sayısı kaç çocuklar?
avokado sayısı kaç çocuklar?
devamını gör...
182.
tadını sevmediğim, garip bir meyve türü. dolabınızda yiyecek bir şey yoksa, tok tutacak kadar dolgun bir yapısı var ve tatlı olmadığı için ideal bir öğün olabilir. yine de hoşlanmıyorum kendisinden.
devamını gör...
183.
molla kâmil efendi'nin 300 sene kadar önce topraklarımızda yetiştirmeye çalıştığı ama macerasının sonu insanlarımızın cehaleti sebebi ile hüsranla bitmiş olan meyve; bütün ağaçları yakıldı. molla kâmil efendi de öldürüldü. tekrar avakado ile tanışmamız 250 yıl sonra oldu... çok severim, şu anda market poşetimde 4 adet bulunmaktadır.
devamını gör...
184.
sade hâli çok yumuşak, çok yağlı ve bu yüzden ağır geliyor. bu kadar yumuşak ve kaygan yüzeylerin hissinden nefret ediyorum.
bazen balla bazen de limonla tercih edildiğini gördüm. ben limonlusunu denemiştim. kuzenim dilimleyip limon ve karabiber eklemişti. ilkte yanaşmamıştım ama ısrardan tadınca devamı gelmişti. ve sevdim.
yetiştirilme şartlarına bakınca bölgede yetişebileceğini gördüm. sonra daha detaylı araştırma yaptım. çok türü var ama en fazla yetiştirilip bilinen tür sayısı:7
yediğimin şekli ve rengine uygun olanına bakındım sonra, çünkü değişiklik gösteriyor. hem yeşil hem de siyah renklisi vardı.
meyvenin çekirdeğinden nasıl kök çıkarılır ona baktım (birkaç video izledim.) ekildikten 2-3 yıl sonra meyve veriyor. ve meyve vermesi için aşılama gerekli. aşılama olayını da araştırdım. kalem denilen o verimli sapı diğeriyle bir bütün hâline getiriyor ve silikonlu ince bantla sarılıyor çünkü hava alırsa olmazmış.
şansa benim araştırma yaptığım akşam b. abim eve 2 tane almıştı. ve ben yatmaya yakın görüp mutluluktan sekerek odasına gitmiştim. "yaa avokado gördüm sen mi aldın, niye aldın?"
"gelişe bak, sanki milyoner olmuş. halbuki avokadoya bu kadar seviniyor. -sessiz bir şekilde - ya sabır, anne için aldım." dedi. "ne kadar gıcıksın ya, mutluyum işte bozmasana. ve teşekkür ederim. onların çekirdeklerine talibim. kim yiyecekse atmasın kök çıkarmayı deneyeceğim. avokado ağacım olsun istiyorum." deyip kafasını sevip yanaklarını sıkmıştım. ders başında oturduğu için rahattım. (: "senin bu kafana yetişemiyorum. çok tuhaf şeyler istiyorsun. çek ahtapot elleriniii." deyip sonda kızarken "sevimsiz tipsizzzz, şu boya, şu tipe bak aynı maymun totosu hıh. iki dk sevmeye de gelmiyorsun." deyip triple çıkarken "dersten sonra o maymun k.çı ağzına sı.acak." dediğinde "kapa çeneni eksik kromozommm!!" demiştim. modumun içine etmişken beni korkutabileceğini düşüneceğine kendi benden korksun.
bugün çekirdeği kök için hazırladım ve videosunu da çektim bir arkadaşıyla. (: mor lahana üzerine de çalışmalar yapıyorum. bakalım nasıl olacaklar...
bazen balla bazen de limonla tercih edildiğini gördüm. ben limonlusunu denemiştim. kuzenim dilimleyip limon ve karabiber eklemişti. ilkte yanaşmamıştım ama ısrardan tadınca devamı gelmişti. ve sevdim.
yetiştirilme şartlarına bakınca bölgede yetişebileceğini gördüm. sonra daha detaylı araştırma yaptım. çok türü var ama en fazla yetiştirilip bilinen tür sayısı:7
yediğimin şekli ve rengine uygun olanına bakındım sonra, çünkü değişiklik gösteriyor. hem yeşil hem de siyah renklisi vardı.
meyvenin çekirdeğinden nasıl kök çıkarılır ona baktım (birkaç video izledim.) ekildikten 2-3 yıl sonra meyve veriyor. ve meyve vermesi için aşılama gerekli. aşılama olayını da araştırdım. kalem denilen o verimli sapı diğeriyle bir bütün hâline getiriyor ve silikonlu ince bantla sarılıyor çünkü hava alırsa olmazmış.
şansa benim araştırma yaptığım akşam b. abim eve 2 tane almıştı. ve ben yatmaya yakın görüp mutluluktan sekerek odasına gitmiştim. "yaa avokado gördüm sen mi aldın, niye aldın?"
"gelişe bak, sanki milyoner olmuş. halbuki avokadoya bu kadar seviniyor. -sessiz bir şekilde - ya sabır, anne için aldım." dedi. "ne kadar gıcıksın ya, mutluyum işte bozmasana. ve teşekkür ederim. onların çekirdeklerine talibim. kim yiyecekse atmasın kök çıkarmayı deneyeceğim. avokado ağacım olsun istiyorum." deyip kafasını sevip yanaklarını sıkmıştım. ders başında oturduğu için rahattım. (: "senin bu kafana yetişemiyorum. çok tuhaf şeyler istiyorsun. çek ahtapot elleriniii." deyip sonda kızarken "sevimsiz tipsizzzz, şu boya, şu tipe bak aynı maymun totosu hıh. iki dk sevmeye de gelmiyorsun." deyip triple çıkarken "dersten sonra o maymun k.çı ağzına sı.acak." dediğinde "kapa çeneni eksik kromozommm!!" demiştim. modumun içine etmişken beni korkutabileceğini düşüneceğine kendi benden korksun.
bugün çekirdeği kök için hazırladım ve videosunu da çektim bir arkadaşıyla. (: mor lahana üzerine de çalışmalar yapıyorum. bakalım nasıl olacaklar...
devamını gör...
185.
meyve.
devamını gör...
186.
insanımız ara ara, durup dururken bu güzelim meyveyi kötüler. aslında bunda gereksiz yüceltenlerin ve en âmiyâne tâbirle 'sonradan görme'lerin etkisi büyüktür. avokadoyu anadolunun bağrında, bozkırda yaşayanlar kıyı kesimlerden daha geç tanıdı hocam ve çıkışında da maalesef 'zengin meyvesi' ve 'sağlıklı yaşamla kafayı bozmuşların olmazsa olmazı' gibi imâlar olduğundan halkımız pek ısınamadı.
aslında avokadoda da her ilk deneyimde yaşadığımız yabancılık hissini attıktan sonra alışınca sevme durumu söz konusu.
ayrıca bildiklerimi paylaşma adına; avokado ek gıdaya geçişte bebeğinize yedirebileceğiniz en besleyici ürünlerden biri. bunu direkt hacettepe pediatri hocalarının önerdiğini bildiğim için yazıyorum. yine de bebeğinizin alerji vs durumlarına göre temkinli hareket etmenizde fayda var.*
hatta öyle ki bazı doktorlar bebeğinize ilk önce avokado yedirerek başlayın bile derler. bunda çok besleyici olmasının yanı sıra, belli/baskın bir tadının olmaması da rol oynar. zaten avokadoyu sevmeyenlerin sevmeme nedenlerinden biri de budur. "tadı yok ki!" gibi sitemleri pek fazlaca duyarız. işte bu durum yeni tadlara başlayacak bir damak için aslında çok ideal. mâlumunuz doğduğumuz, büyüdüğümüz topraklardaki yemeklere göre yaş aldıkça bir damak tadımız oluşuyor. bebekken ne kadar tadı baskın, belirgin yiyecekler tükettirildiyse, başka tadlara kapalı oluyorsunuz veya alışmanız çok zor oluyor. avokado da tadı nereye çekersen oraya gidecekmiş gibi kendine has bir tada ve kremsi bir dokuya sahip olduğundan bebekler için ek gıda sürecinde kullanılabilecek çok güzel bir nimet.
büyüklere tavsiye olarak da avokadoyu biraz tuz, limon* ve labne ile karıştırarak çok lezzetli bir kahvaltılık* meze olarak veya sandviç arasına kullanabilirsiniz. hatta bunun sırf labneli versiyonu bebeğinizin labneye başladığı dönemden itibaren uygun. yumurtayı sevmeyen bebekler için de haşlanmış yumurtanın sarısını* avokadoyla ezerek yemesini kolaylaştırabilirsiniz.
ha son bir tavsiye de yeşillikli salatalara, çoban ve daha bol malzemeli, emek verilmiş versiyonu kaşık salatasına da çok yakışıyor.
sadece tostun içinde, ısıya mâruz kalmış hâlini asla sevemedim.*
aslında avokadoda da her ilk deneyimde yaşadığımız yabancılık hissini attıktan sonra alışınca sevme durumu söz konusu.
ayrıca bildiklerimi paylaşma adına; avokado ek gıdaya geçişte bebeğinize yedirebileceğiniz en besleyici ürünlerden biri. bunu direkt hacettepe pediatri hocalarının önerdiğini bildiğim için yazıyorum. yine de bebeğinizin alerji vs durumlarına göre temkinli hareket etmenizde fayda var.*
hatta öyle ki bazı doktorlar bebeğinize ilk önce avokado yedirerek başlayın bile derler. bunda çok besleyici olmasının yanı sıra, belli/baskın bir tadının olmaması da rol oynar. zaten avokadoyu sevmeyenlerin sevmeme nedenlerinden biri de budur. "tadı yok ki!" gibi sitemleri pek fazlaca duyarız. işte bu durum yeni tadlara başlayacak bir damak için aslında çok ideal. mâlumunuz doğduğumuz, büyüdüğümüz topraklardaki yemeklere göre yaş aldıkça bir damak tadımız oluşuyor. bebekken ne kadar tadı baskın, belirgin yiyecekler tükettirildiyse, başka tadlara kapalı oluyorsunuz veya alışmanız çok zor oluyor. avokado da tadı nereye çekersen oraya gidecekmiş gibi kendine has bir tada ve kremsi bir dokuya sahip olduğundan bebekler için ek gıda sürecinde kullanılabilecek çok güzel bir nimet.
büyüklere tavsiye olarak da avokadoyu biraz tuz, limon* ve labne ile karıştırarak çok lezzetli bir kahvaltılık* meze olarak veya sandviç arasına kullanabilirsiniz. hatta bunun sırf labneli versiyonu bebeğinizin labneye başladığı dönemden itibaren uygun. yumurtayı sevmeyen bebekler için de haşlanmış yumurtanın sarısını* avokadoyla ezerek yemesini kolaylaştırabilirsiniz.
ha son bir tavsiye de yeşillikli salatalara, çoban ve daha bol malzemeli, emek verilmiş versiyonu kaşık salatasına da çok yakışıyor.
sadece tostun içinde, ısıya mâruz kalmış hâlini asla sevemedim.*
devamını gör...
187.
zengin meyvesi.
devamını gör...
188.
bugün tadına bakmak kısmet oldu. doktor tavsiyesi üzerine yiyen arkadaştan bir dilimini rica ettim. tadına baktım ve ne tatlı, ne acımtrak, ne tuzlu, ne buruk. bunlar adına hiç bir özellik yok. yani hiç bir şey anlamadım ben bunun tadından.
devamını gör...
189.
cansel elcin'in buzdolabinda sudan sonra en olmazsa olmaz besin.
devamını gör...
190.
tek başına tadı bir şey benzemeyen meyve.
tercihen guacamole dip sos olarak tüketilesi bir ürün. 1 adet olgunlaşmış avokado, kırmızı soğan, limon, domates, maydonoz, tuz ve karabiber ile bir kilo cips yedirebilir.
tercihen guacamole dip sos olarak tüketilesi bir ürün. 1 adet olgunlaşmış avokado, kırmızı soğan, limon, domates, maydonoz, tuz ve karabiber ile bir kilo cips yedirebilir.
devamını gör...
191.
yeni pişmiş gıda ile sıcağı sıcağına karıştırınca acılaşıyor. yıllardır avokadolu makarna yapıyorum, arada acılaşmasına anlam veremiyordum ki beynimde o ampul yeni yandı.
üretimi yurtiçinde çok arttı ancak bizim su kapasitemize uygun olmadığından tıpkı muz gibi su kaynaklarını yiyip bitiriyor. tropik meyvesiz yaşardık ancak suyun geri dönüşü yok.
çekirdekten yetiştirmek iyidir. böylece bulunduğu iklime daha uyumlu olup toprağa daha iyi tutunuyor.
üretimi yurtiçinde çok arttı ancak bizim su kapasitemize uygun olmadığından tıpkı muz gibi su kaynaklarını yiyip bitiriyor. tropik meyvesiz yaşardık ancak suyun geri dönüşü yok.
çekirdekten yetiştirmek iyidir. böylece bulunduğu iklime daha uyumlu olup toprağa daha iyi tutunuyor.
devamını gör...
192.
bal surup yenir. evet.
devamını gör...
193.
ispanyolca aguacate kelimesinden gelir ve bu kelime de nahuatl dilindeki ahuacatl kelimesinden gelir. bu dilde testis anlamına gelmektedir efendim.
devamını gör...
194.
yağladık olmadı, balladık olmadı! olmadı arkadaş olmadı! bi kere rengi bizim gastronomik kodlarımıza uymuyor, yeşil lan yeşil, 20 kilo, hoffff!
devamını gör...
195.
bu hafta bir sürü aldığım sağlıklı yağ deposu. olgunlaşmış olanın kremsi yapısına bayılıyorum. uzun süredir tüketmediğim için özlemden dolayı tadı harika geliyor.
devamını gör...
196.
overrated meyve. bomboş ne tadı var ne tuzu var, hıyar tuzlar yerim daha iyi a**
devamını gör...
197.
bayılırımmmmm...
sevmeyen herkesin hakkını bana versinler.
sevmeyen herkesin hakkını bana versinler.
devamını gör...