721.
ali, belanı silkeyim senin...buzluktaki şişe tuborglar patlamış...
devamını gör...
722.
ya bir kere de şu kapıyı kapat ya, bir kere de aralık bırakma. hepinizi bırakıp gideceğim bir gün*
devamını gör...
723.
ben odamdayım önemli bir şey olursa çağırırsınız. (bu evde onu bir daha gören olmadı)
devamını gör...
724.
bak, büyük boy sipariş edeyim sonra benimkinden otlanma
devamını gör...
725.
kaç kere söyleyeceğim, şu diş macununu ortadan sıkmayın.
devamını gör...
726.
la oğlum, balkondaki saksıların dibine hanginiz sigara izmariti dikiyor?
yetişmiyor işte, zorlamayın da(!)
devamını gör...
727.
ben kadıköy'e gidiyorum gelmek isteyen var mı?
devamını gör...
728.
bez bebek hayatım iki dakika ver, şu trollü boğup hemen geliyorum.
devamını gör...
729.
olmaz bu. kurt ot kuzu bilmecesinde olduğu gibi yan yana gelmemesi gereken yazarlar var.
devamını gör...
730.
allahını seven çöpü çıkarsın.
devamını gör...
731.
çay demle de içek.
devamını gör...
732.
tengirisini seven cam pencere açsın.
devamını gör...
733.
ya bu sifona kim basmıyor hocam ?? kim lan bu, azıcık rahatlayayım diye bir giriyorum ekrem imamoğlu görmüş rte gibi bakışıyoruz. yeterrrr
devamını gör...
734.
bi kahve yapsanıza içelim
devamını gör...
735.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
736.
kkpd gel bi şu videoya bak asjkasf.
devamını gör...
737.
başlıkla alakalı bir olay geçmişti başımdan, tam da yeri.


bir kaç sene evvel iş değişikliği sebebiyle taşınmak durumunda kalmıştım. taşındığım apartmanın sessizliği garip bir huzur veriyordu.
kimseyle karşılaşmadım ilk günlerde.
ne bir çocuk sesi, ne televizyon uğultusu.
sanki herkes susmayı tercih etmişti binada.

ev sahibiyle hiç tanışmadım.
yeğeni ilgileniyordu her şeyle.
“dayım konuşmayı pek sevmez,” demişti ilk görüşmemizde.
“alt katta halamla kalıyor, oradan da pek çıkmaz,” demişti.
kiralık daireyi yeğeni göstermiş, kira ödemelerini de hep ona elden yapmıştım.
20li yaşlarda hayat gayesi olmayan bir tip gibiydi.

gel zaman git zaman bazı şeyler gözüme batmaya başladı. mesela bir sabah zeytin kavanozunun kapağının gevşek olduğunu farketmiştim.
içinden zeytin eksilmişti. ki henüz açmamıştım kavanozu. belki yine etraf sisliyken açıp daha sonra öylece unutmuşumdur diye düşündüm.
ama asıl beni sarsan, banyodaki havluydu.
bir akşam eve geldiğimde askıda duruyordu, ama hafif ıslaktı.
ben o havluya bugün hiç dokunmamıştım ve çamaşır makinesinin üzerinde durması gerekiyordu.
yine kendimden şüphe ettim.
ama her geçen gün başka bir şey eklendi.
bilgisayar ekran ayarları değişmişti.
defterim, bıraktığım yerden farklı bir sayfada duruyordu.

kira günü geldiğinde yeğeniyle apartman girişinde karşılaştım.
ayaküstü konuşurken lafı dolandırıp biraz da şakaya vurarak “ benden başka evi kimseye kiralamadınız dimi? ” dedim.
yeğen gülümsedi ama gergindi.
“olur mu abi öyle şey, daha neler.” dedi geçiştirmeye çalışarak.

bu olayı çözmek için bir sabah evden çıkmış gibi yaptım.
bir üst katın merdivenlerinde pusuya yattım, gerekirse tüm gün bekleyecektim orada.
yaklaşık bir buçuk saat sonra ev sahibi dayı elinde anahtarla gelip, benim kapımdan içeri girdi.

öylece izin verdim buna dayının oldukça yaşlı olmasının da etkisiyle ve bir hışımla yeğenini arayıp eve gelmesini söyledim ağzıma gelen bir ton küfürle. beş dakikadır dayı benim evimde yaşarken yeğeni geldi.
“kaç aydır dayın mı amcan mı ne s.kmse benim evime girip çıkıyor! bu ne demek lan” diye bağırıp boğazına yapıştım.

sonra döküldü her şeyi.
“yedek anahtarları defalarca aldık, her seferinde bir şekilde yenisini buldu” dedi.
kahvede 11-12-13 dizmekten beyninin erdiğini düşündüğüm için de kilidi neden değiştirmek aklına gelmemiş diye hiç sorgulamadım.
sesi titriyordu.
“bu evi aslında senden önce birileri daha tutmuştu. genç bir kadın, ondan önce iki kız öğrenci. aynı şeyleri yaşadılar. ama hiçbirimize anlatmadılar, her iki kiracı da bir sabah apar topar taşındılar. o zaman anladık durumu.
durdu.
“dayım şizofreni. ama halam yaşlı, ilgilenemiyor. ben de üşendim götüremedim hastaneye bir türlü.”

hemen ertesi sabah genç kadın ve o iki öğrenci gibi sabah apar topar taşındım.
ama öylece değil tabi, verdiğim ayların kirasını birazcık fazlasıyla geri alarak.
evi terk ederken son kez banyoya baktım.
o havlu yine ıslaktı.
ve içimde tek bir cümle yankılanıyordu:
“ulan yoksa ben evdeyken de ev sahibi hep burada mıydı?.”
devamını gör...
738.
klimayı kim kapattı oda buz gibi olmuş, donduk resmen.
devamını gör...
739.
biri beni evime bıraksın.. sabah servis kaçırdı işe getirdi beni. zorla alıkoyuluyorum her gün, bu evi geçindirecek bir babayiğit yok mu? sabah yürüyüşümü yapar, kahvemi içer, kitabımı okur belki akşama doğru canım isterse yiyecek bir şeyler koyarım ortaya. ne var yani bir kardeşinizi besleyemeyecek misiniz? yazıklar olsun size..
devamını gör...
740.
dursun ben onu gece yerim. (yemedi)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"aynı evde yaşıyormuş gibi entryler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim