bilim bir gün tanrının varlığını somut olarak ispatlarsa olabilecek şeyler

bilimin çapı yetmez o tür konulara tanrı meselesiyle felsefe ilgilenir.

görüleceği üzre tanrı bile varlığını ispat için bilime muhtaç.. sonuç ortada işte: ey tanrıya inananlar tanrınızın bile bel bağlayıp medet umduğu bilim yolu ve aydınlığından ayrılmayın. bilimsel anlamda kabul görmeyen hiç bir yola sapmayın.. bir tanrı varsa bilim mutlaka ona ulaşacaktır..

bilim tanrının varlığı ya da yokluğu ile ilgilenmez. bilim, evreni gözlem, deney, veri ve kanıt gibi unsurlar üzerinden tanımlamaya çalışır, bilim için inançlar hiçbir şey ifade etmez.
boşuna beklemeyin.(bkz: *)
bilim din gibi konuları ele almaz, din felsefenin konusudur. felsefede size ağır gelir.
(bkz: din felsefesi).

cernde yapılan deneylerde tanrının olmadığı çoktan ispatlandı. bir de miller-urey deneyi var tabii. siz uyumaya devam edin... ( bilim insanlarının çok büyük bir kısmının neden ateist olduğunu sanıyordunuz? )

bilimin çok da s*k**de tanrı var ya da yok.

(bkz: müslüman müslüman başlıklar)

bunun mümkün olabileceğine inanan, şu iki şeyi de bilmiyor inanmıyordur: 1-tanrı, 2-bilim.. çünkü, tanrı kendisi istemediği sürece, onun isteği dışında (bilim dahil) hiç bir şeyin onun varlığını kanıtlayamacağı bir kavramdır. yani zaten bilim tanrıya rağmen kanıtlamışsa o tanrı sonsuz güç ve iradenin sahibi tanrı değildir, bilim karşısında acizdir anlamına gelir. yok tanrı var ve varlığının ispatı bilimsel kanıt gerekmiyorsa, bilime ve onun somut delillerine ihtiyaç noktasına gelinmeden varlığının anlaşılması, tartışma konusu bile yapılamaması gerekirdi. e hali hazırda olmadığı kabul ediliyor ve bilimden medet umuluyorsa, anlamsız ihtimalleri de tartışmamak gerekir. bilimi izleyin, bilimden yana olun, bilimle yetinin. bilim bir tanrı olduğunu söylemiyor.
hem tanrıya hem bilime ters saçma olasılıklar üzerine kafa yorup, element uydurmayın...

gecen evrim agaci 1 video yapti. gidin izleyin.

videoda diyor ki, paralel evrenler buyuk ihtimalle var. hatta o evrenlerde bizim farkli versiyonlarimiz da var. ama paralel evrenlere asla erisemeyiz diyor.

neden, cunku isik hizini gecemeyiz mi diyor ne diyor bu 1, ikincisi o evrende fizik kurallari farkli isliyorsa, o evrenlere gittigimiz an parcalanip dagilabiliriz.

bu ne demek, bilim 5000 yil gecse bile yuksek ihtimal diger evrenlerdeki sizin farkli versiyonlarinizla asla iletisim kuramayiz demek.

buna ragmen bazilari bilim bigun tanriyi kesfedecek ehiehi diye bekliyor. evet.

edit: hatta o videoda birak paralel evrenleri, evrenin gozlemlenebilir kismi disinda kalan kisimlarinin dahi kesfedilmesi olanaksiz diyor. yani kendi evrenimizi dahi tam olarak gezemeyecegiz hic 1 zaman yuksek ihtimalle.

isterse gelsin benimle tanışsın...umurumda olmaz...hiç bir fikrim değişmez... isterse beni cız bız köfte yapsın...o anlattığı masallara inanmam. önce adam olsun öyle gelsin...

en geç kırk sene sonra çoğumuz ölmüş, kalanımız da altına işiyor olacak... çok da fazla dert edinmeye gerek yok bence...

beş bin yıldan fazla bir zamandır yaşanan şeyler.

dini icat eden insanların bir kısmı alimdi.

bugün bilim olarak adlandırılan şey tanrı gibi bir şeyin kanıtını gösterse :

(bkz: tanrı aldatmacası)

ek : dini tanrı ya da allah gibi bir şey zannetmek haleti ruhiyesi insanlığı istila etmiştir.
nietzsche delirdiği için tanrı öldü demedi. o adam oldukça çalışkan bir filolog idi..

felsefe yapacak iseniz ahlakınızın inanç yerine geçeceğini bilerek, mantık yürütecek iseniz inancınızı soyunup askılığa bırakmanız gerektiğini bilerek yaşamalısınız..
yoksaa kafanız fena karışır minik sincaplar!

modernist bilim pozitivist olduğundan böyle bir şey gerçekleşmeyecektir ki gerçekleşmesi hakikatte de muhaldir. bilim denen şeyin yönetimini elinde tutan erk zaten din namına bütün argümanları reddetmektedir. modernist bilimin hadi tanrıyı bulalım gibi bir amacı da yok. şayet böyle bir amaç gütseydi kainatı doğru okuyarak tanrıya ulaşabilirdi. pozitivizm aklı putlaştırdığından ve akıl ötesini idrak edemediğinden idrak edemediği metafiziği inkar yoluna gitmiştir. tıpkı 2. boyutun 3. boyutu idrak edemeyeceği gibi akılcılık aklın ötesine erişemeyecek, erişemeyeceğine de murdar deme kolaycılığına düşecektir.

din ve bilimi çatıştırmanın manası yok. bilim denen şey bir metoddur ama günümüz anlayışı onu esas kabul ettiğinden bilim artık bir put olmuştur. bilimciler adeta dinmişcesine bilime tapmaktadırlar ama adına inanç denmediği için tapınmıyormuş gibi çek knk. dini körü körüne inanılan bazı şeylermiş gibi algılayan zihin yapısı, içinde bulunduğu hali idrakte de zorlanacaktır, zorlanmaktadır da.

velhasılı öyle veya böyle ister bilim tarafında in bakalım ister din tarafından bakalım tanrının varlığının kanıtı direkt zatının müşahade edilmesiyle elde edilemeyecektir. insan ancak o’nun yarattıkları üzerinden ve haber verdiği kadarıyla onu bilebilir.

allah’ı nasıl tanıyabiliriz, nasıl bilebiliriz ve allah nasıl bir varlıktır soruları bu konunun dışında olduğundan es geçiyorum. konu uzun ve derin. malesef sorulan sorular girilen tanımlar hakikatin arayışına yönelik değil. çoğu sistematik düşünceden yoksun ergence eğlence anlayışından başka bir şey değil..

tanrı'nın bundan haberi olacak mı peki?

şimdi tanrı naneyi yimedi mi?

siz yeter ki bilime inanın, bilimin gereklerine uyun; bu yeterli zaten. bilim, bugüne değin tanrı diye bir kavramın varlığına dair hiçbir kanıt bulmadı. siz bulabileceğine inananlardansanız, bulunana dek susacak ve bilimi dinleyeceksiniz. anlaştık mı..

hangi bilim?

kaos hüküm sürer.
bugünden pek bi farkı olmaz yani.

fantastik bir düşünce ama mümkün değil. bir kere bu şirk koşmaktır :)

tanrı somut mu ki kanıtlansın. tanrı doğa yasası mı? hangi kafayı yaşıyorsunuz? bırakın tanrıyı maddesel olmayan herhangi bir varlıkta bilimle kanıtlamaz çünkü bilim madde ile sınırlıdır madde ötesini bilimle ölçüp biçemezsiniz. ahlak mesela, aklakın bilimsel alt yapısı nedir? ahlak bilimin konusu mudur yoksa felsefenin mi? felsefemi bilimi kapsar yoksa bilim mi felsefeyi kapsar? mesela fotonların kütlesi yoktur, velhasıl evrendeki her canlınında kör olduğunu hayal edin. ışık var di mi ama o evrendeki canlılar bunu algılayamadığı için bunu idrak edemeyecekler. bu ışığın yokluğu değil onu algılayacak yetinin eksikliğidir. kaldı ki tanrı gibi varlık olarak sınıflandırılmanın bile sakıncalı olduğu bir ,hatta tanımlamasını bile sıkıntılı olduğu bir olgudan bahsediyoruz. çünkü dilinde sınırları var, aklında, doğa yasalarının da... önce kendi içimize dönüp kendimizi mi ispatlasak acaba? şayet amaç kanıt odaklılık ise kendinizden bile şüphe ettirecek sorular sorulabilir.

bilim metodolojisini de insan denen aciz varlık oluşturmuştur bu kadar kutsallaştırmamak lazım, sınırlıdır ve belirli varsayımlar üzerine dayanır, o varsayımların temeli yoktur yani inançtır. bir şeyin gözlem ve deney konusu olmaması o şeyin yok olduğuna delil değildir, insanı insan yapan şey yalnız duyu verileri değil onu kritik eden akıl ve sezgidir de. o aklı küçümseyin bugünkü batı medeniyetinin ve bilimin kökeni rasyonalist filozoflara dayanır, sanatın kaynağı sezgidir. hepsinin yeri ayrıdır, her şeyi bilim ve ölçülebilirlik penceresinden yorumlamayı geride bırakmak gerekir. akıl+sezgi+duyu birlikte anlam kazanır, tanrı da anlam gibidir, o yüzden tanrıya ulaşmak istiyorsak üç yolu da kullanmalıyız.

"bunlar hep kuran'da yazıyor zaten. hem kuran bilimle çelişmiyor ki... 1000 yıl önce islamın altın çağında bilimi zaten müslümanlar icat etti, önceden bilim falan yoktu. biz evrim teorisini hiç reddetmedik, fetöcüler reddetti. benim dayım da maymun, şu kıllara baksana."