birini tanımanın en iyi yolu
başlık "oylebirileri" tarafından 12.11.2020 13:50 tarihinde açılmıştır.
541.
öyle bir yol yok. kimseyi tanıyamazsınız.
devamını gör...
542.
kavga/tartışma anındaki tavırlarından, üslubundan.
insanın tüm nezaketini, maskesini kenara bırakıp çirkinleştiği anlarda iyi bir gözlem yapabilirsiniz.
insanın tüm nezaketini, maskesini kenara bırakıp çirkinleştiği anlarda iyi bir gözlem yapabilirsiniz.
devamını gör...
543.
ne ticareti, ne tartışma hiçbiri değil. ticaret konusunda iş başka dostluk başka derler. tartışma sırasında ise insan sinirlerine hakim olamayabilir. bunlarla asla bir insanı tanıyamazsınız. bir insanı tanımak için * beden dili eğitimi almalısınız. bir insanın selam vermesinden bile nasıl bir karaktere sahip olduğunu anlayabilirsiniz.
devamını gör...
544.
neye güldüğüne ve neye ağladığına bakmak.
bir insanı tanımanın en iyi yolu ona bir sır vermektir, bakalım ne kadar tutabiliyor?
bir insanı tanımanın en iyi yolu ona bir sır vermektir, bakalım ne kadar tutabiliyor?
devamını gör...
545.
kendisiyle sevişin. sevişin gitsin ya kimi kandırıyorsunuz, derdiniz tanımak değil. eninde sonunda sevişmeyecek misiniz? direkt olun az ya xd.
devamını gör...
546.
mümkünse aynı evde yaşayın bir süre. değilse de görece uzun bir yolculuğa çıkın
devamını gör...
547.
öfkelendirme deniyor. bence en hızlı ve doğruya yakın sonuç verecek gerçekten de bu ve yabancılara olan tavrı...
devamını gör...
548.
aynı evde yaşamadan kimseyi hiç bir zaman tanıyamazsınız. eğer böyle bir imkan ve ihtimal yoksa en iyi tanıyabileceğiniz durum uzun yola çıkmaktır.
akıl okuyamazsınız, davranışlara ve sözlere göre de bir yere kadar ilerleyebilirsiniz. kişiler aranızdaki ilişkinin ağırlığına göre rolünü oynar, devam eder veya gider. en fazla oynadığı rolü tanıyabilirsiniz ki eğer birini "yanlış tanımışım" diyorsanız size oynamak zorunda olduğu rol ile kafanızda onu oynatmak istediğiniz rolün aykırı durumlarından kaynaklanır.
bu roller; arkadaş, sevgili, anne, baba vs günlük hayatta bir kasiyer, müdür, meslektaş.. diye uzar gider. eşi olmadığınız bir insanın eş rolünü asla bilmediğiniz için bu konuda onu asla tanıyamazsınız. tahminleriniz öngörü ve önyargılardan ibaret olabilir yalnızca. onun arkadaşlığı ve sevgilisine veya eşine olan tavırlarının "iyi bir eş" adayı olması yalnız birer ihtimaldir.
özetle, kasmayın. insanlar değişir. hayattaki deneyimlerin kişilerin 4-5 yılda bir karakterinin görünür bir şekilde değiştiğini gösterdiğine dair yazı okumuştum. bu yüzden senelerce bile beraber olduğunuz insan gözünüzün önünde değişebilir.
önemli olan tanımak değil, değişimlerini gözlemlemek, hatalar yapabileceğini bilerek iletişimi sürdürebilmek. bu değişimler ve hatalar sizin değişim ve gelişiminize ters gelmeye başladıkça yollar ayrılıyor zaten.
akıl okuyamazsınız, davranışlara ve sözlere göre de bir yere kadar ilerleyebilirsiniz. kişiler aranızdaki ilişkinin ağırlığına göre rolünü oynar, devam eder veya gider. en fazla oynadığı rolü tanıyabilirsiniz ki eğer birini "yanlış tanımışım" diyorsanız size oynamak zorunda olduğu rol ile kafanızda onu oynatmak istediğiniz rolün aykırı durumlarından kaynaklanır.
bu roller; arkadaş, sevgili, anne, baba vs günlük hayatta bir kasiyer, müdür, meslektaş.. diye uzar gider. eşi olmadığınız bir insanın eş rolünü asla bilmediğiniz için bu konuda onu asla tanıyamazsınız. tahminleriniz öngörü ve önyargılardan ibaret olabilir yalnızca. onun arkadaşlığı ve sevgilisine veya eşine olan tavırlarının "iyi bir eş" adayı olması yalnız birer ihtimaldir.
özetle, kasmayın. insanlar değişir. hayattaki deneyimlerin kişilerin 4-5 yılda bir karakterinin görünür bir şekilde değiştiğini gösterdiğine dair yazı okumuştum. bu yüzden senelerce bile beraber olduğunuz insan gözünüzün önünde değişebilir.
önemli olan tanımak değil, değişimlerini gözlemlemek, hatalar yapabileceğini bilerek iletişimi sürdürebilmek. bu değişimler ve hatalar sizin değişim ve gelişiminize ters gelmeye başladıkça yollar ayrılıyor zaten.
devamını gör...
549.
tabi ki araya menfaat girmesidir. herkesin gerçek yüzü menfaat mevzu olduğunda mutlaka ortaya çıkar.
devamını gör...
550.
birini tam olarak tanıyamamak bence olayın büyüsü. tanırsan bilirsin ve bildiğin şeyler sıkıcıdır, ilgin zamanla azalır. bilmediklerin ise her daim merakını sıcak tutar, heyecanlandırır. o yüzden siz siz olun tam anlamıyla anlatmayın kendinizi.
bundan sonra ilk tanışma anında 15 dakika içinde neyim var neyim yok anlatmayacağım diyorum da demekle kalıyorum her daim. zaten ben başkasına tavsiye verirken iyiyim, kendim uyamıyorum kendi dediklerime.
bundan sonra ilk tanışma anında 15 dakika içinde neyim var neyim yok anlatmayacağım diyorum da demekle kalıyorum her daim. zaten ben başkasına tavsiye verirken iyiyim, kendim uyamıyorum kendi dediklerime.
devamını gör...
551.
bam telini yakalayıp damardan gireceksin ve o damara sonuna kadar basacaksın ama gerek var mı bilmiyorum.
devamını gör...
552.
çocuklara ve yaşlılara nasıl davrandığını izlemek.
devamını gör...
553.
bir süre sonra hiç bir yola başvurmadan tanırsınız. sadece zaman çok şaapmayın
devamını gör...
554.
bir insanı 'çöpünü' inceleyerek tanıyabilirsiniz. evdeki ve attığı yerdeki çörün durumu tanıtıcıdır.
devamını gör...
555.
ihtiyacı olan bir şeyi teklif etmek.
devamını gör...
556.
aklın yoludur.
devamını gör...
557.
birini tanıyabilir miyiz çoğu zaman üzerinde düşündüğümüz konulardan. sanırım cevabı muallak olan bir soru. tanıma eylemi çoğu zaman muhatabımızın bize kendisini yansıttığı kadarıyla olur. her ne kadar aktarım, gözlem, ortak yaşantı gibi konular büyük ölçüde kişi hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlasa da ne yazık ki kişiyi tam anlamıyla tanıyamıyoruz. her insan bir dünya gibi. biz sadece ülkeleri keşfederiz an gelir şehirlere ineriz. kalır geride ilçeler, beldeler kasabalar, köyler... kendimizin bile karanlık yönlerini sadece belirli anlarda görebiliyorken ve kendimizi bile yeterli düzeyde tanıyamıyorken bir başkasını tanımak daha da karmaşık olabiliyor.
devamını gör...
558.
kuzey italyada, emilia-romagna bölgesinde piacenza şehri var. piacenza'nın bobbio köyünü bulacaksınız. ekimin ilk haftası çıkan ilk dolunayda üzüm hasadı yapılır orada, o hasatta toplanan üzümlerden alacaksınız. bu sene 9 ekimde toplandı mesela. o üzümden, üzüm sirkesi kuracaksınız. bir sonraki dolunaya kadar. hemen toplar toplamaz sirkeyi kuracaksınız ki, iki dolunay döngüsü arası 14-15 gün zaten, sirke ancak mayalanır. gecikirseniz sonraki dolunaya kadar pek vakit kalmadığından sirkeniz sonraki dolunay çıktığında tam fermente olmaz. tılsım bozulur, at o sirkeyi. neyse, özetle ilk dolunayda topladığımız üzümlerle toplar toplamaz sirke kurup, sonraki dolunaya kadar fermente olmasını bekliyoruz. bu arada sirke kesinlikle cam şişeye kurulacak. başka türlü olmaz. ikinci dolunayı gördük diyelim. sirkemizi açıyoruz, hafif bir kokusuna tadına bakın. sirke tutmuşsa tılsım tamam demektir. tutmadıysa bir sene daha bekleyip , bir sene sonra yeniden deneyeceksiniz. ama seneye sakın aynı asmadan almayın üzümü, başka bir kökteki asmadan alın. allah korusun adını söylemek istemiyorum tılsım terse döner, kötü metafizik şeylerin etkisine girersiniz.
neyse diyelim ki her şey güzel gitti, sirekiniz oldu, tılsımınız tuttu. sonrasında tanımak istediğiniz insana bir şekilde içirmeniz lazım bunu. miktarı önemli değil bir damlası da olur, isterse şişeyle içsin. ama tabi reel olarak kimse şişeyle sirke içmediğinden absürt olur tabi. azı daha makbul. makbul demeyelim de daha olası. şimdi diyeceksiniz ki zaten tanımadığım birini tanımaya çalışıyorum. tanımadığım insana nasıl içireceğim. ona ben karışmam orası hayal gücünüze kalmış. ne bileyim işte bir yemek yapın yanına salata filan, salataya dökün biraz, çaktırmadan suyuna damlatın neyse artık.
karşınızdaki kişi bunu içtikten sonra... hiçbir şey olmayacak. niye olsun oğlum manyak mısınız? ne alakası var italyayla, üzümle sirkeyle, hogwards mı burası... ama şöyle düşün en azından kuzey italya'da emilia romagna diye bir bölge olduğunu, bu bölgede, piacenza diye bir şehir olduğunu, bu şehrinin bobbio diye bir köyü olduğunu, burada üzüm yetiştiğini ve üzüm hasadı festivali yapıldığını, iki dolunay arasında 14 ya da 15 gün olduğunu öğrendin. çok meraklıysan belki google'da arattın ve üzüm sirkesinin nasıl yapıldığını öğrendin. hayat işte hangi bilginin nerede lazım olacağı belli olmaz.
neyse diyelim ki her şey güzel gitti, sirekiniz oldu, tılsımınız tuttu. sonrasında tanımak istediğiniz insana bir şekilde içirmeniz lazım bunu. miktarı önemli değil bir damlası da olur, isterse şişeyle içsin. ama tabi reel olarak kimse şişeyle sirke içmediğinden absürt olur tabi. azı daha makbul. makbul demeyelim de daha olası. şimdi diyeceksiniz ki zaten tanımadığım birini tanımaya çalışıyorum. tanımadığım insana nasıl içireceğim. ona ben karışmam orası hayal gücünüze kalmış. ne bileyim işte bir yemek yapın yanına salata filan, salataya dökün biraz, çaktırmadan suyuna damlatın neyse artık.
karşınızdaki kişi bunu içtikten sonra... hiçbir şey olmayacak. niye olsun oğlum manyak mısınız? ne alakası var italyayla, üzümle sirkeyle, hogwards mı burası... ama şöyle düşün en azından kuzey italya'da emilia romagna diye bir bölge olduğunu, bu bölgede, piacenza diye bir şehir olduğunu, bu şehrinin bobbio diye bir köyü olduğunu, burada üzüm yetiştiğini ve üzüm hasadı festivali yapıldığını, iki dolunay arasında 14 ya da 15 gün olduğunu öğrendin. çok meraklıysan belki google'da arattın ve üzüm sirkesinin nasıl yapıldığını öğrendin. hayat işte hangi bilginin nerede lazım olacağı belli olmaz.
devamını gör...
559.
zamana bırakmak ve samimiyeti ilerletmek.
devamını gör...
560.
tanımamak. başlamadan bitirmek. zaten türkiye coğrafyasında tanışabileceğiniz kimse ölümsüz değil. boşuna bağlanmayın lütfen. imkansızı hedeflemek güzeldir ama ölecek birisi ile herhangi bir ilişki başlatmak gerçekten batacak bir gemiye binmek ve can kurtaran kayıklarının da delik olduğunu bilerek denize açılmak gibidir.
devamını gör...