141.
ben halıya yatıyorum. ne olursa, başıma ne gelirse gelsin ve ne kadar kriz geçirirsem geçireyim halıya uzanıp sakince tavanı izliyorum. beynimi kendi hâline bırakıp "hadi çöz madem, ben çok işine karıştım" deme şeklim.
devamını gör...
142.
allah'a sığınmak.
devamını gör...
143.
normal sözlükte şaka yapıyorum kekoları kekliyorum..
devamını gör...
144.
kendime gülerim.
ters doğal tepkimdir.
yaşadığım sürece çıkış mutlaka bulurum.
ters doğal tepkimdir.
yaşadığım sürece çıkış mutlaka bulurum.
devamını gör...
145.
çay koymak.
devamını gör...
146.
ağlarım.
devamını gör...
147.
devamını gör...
148.
başka insanlarla konuşmak, bu başka insanlar dediğim guvendigimiz insanlar .
devamını gör...
149.
genelde o çıkmaz yol da ne tatlıdır ya. kaybolduğum yolda yeni yerler keşfederim, yapacak bir şey yok.
devamını gör...
150.
derin nefes alıp bekleyip ara vermek.sonra bir bilene danışmak..
devamını gör...
151.
durup düşünürüm. nerede hata yaptım, nerede eksiğim vardı diye. puzzle da eksik parçaları bulmuş gibi yollar açılmaya başlar ve sonunda ya yepyeni bir yol çıkar karşıma ya da girdiğim sokağın çıkmaz sokak olmadığını fark ederim. sitem edip hayıflanmak yerine bazen düşünmek daha çok yol gösterici olabiliyor. sonuçta hayat tek bir yoldan ibaret değil...
devamını gör...
152.
bi şekilde çıkılıyor. mesela yardım istemek. edenin yoksa bile çare yaratmak.
unutma çaresizsen çare sensin.
unutma çaresizsen çare sensin.
devamını gör...
153.
daha da bilinmeze doğru sürüklerim kendimi. çünkü bildiğim tüm yollar, genellikle ehemmiyet sunmaz bana. tanıdığımız insanlar da böyledir. aslında hiçbir şekilde bir çıkış yolu yoktur ve hayat büyük bir girdaptır. çırpınmaya çalıştıkça daha da batarsınız. acılar karşısında paniklememeyi, ancak boğulduktan sonra anlarsınız. hayat bir şekilde su misali akıp gider. gerekli gereksiz tüm faydalı ve çer çöp olan şeyler aynı kulvarda sürüklenir çoğu zaman. yüzeyde kalmak soğukkanlı bir deneyim gerektirir. dibe batmak da her zaman kötü değildir. belki gün gelir, orada bir yaşam alanı kurarsınız. okyanusların içi, yüzeydekinden daha da ışıltılıdır hem.
devamını gör...
154.
yerimde sayıyorum genelde. sonra bir gün çıkmaza yol geliyor fakat o mu bu derken bambaşka çıkmazlara sürükleniyorum. çok ağır ağır hareket ettiğimin farkındayım ama olmam gereken yere gelmeye az kaldı, biliyorum.
devamını gör...
155.
genelde baştan başlıyorum.
fakat, bazen ters yola girmesini de bilmek gerekiyormuş.
fakat, bazen ters yola girmesini de bilmek gerekiyormuş.
devamını gör...
156.
geriye dönmek ve dayıları bulmak.
devamını gör...
157.
halk otobüsüne binerken bile inşallah kaza yapar da ölürüm diye temennilerde bulunan ben, çok'da bir şey yapmıyorum.
devamını gör...
158.
birazda yanlış yoldan gidelim hiç değilse gezmiş oluruz diye devam ediyorum*
devamını gör...
159.
ağlamıştım hüngür hüngür. yolumu kaybetmek bilmediğim bir şehirde beni bi kaldırıma oturup ağlatmıştı.
devamını gör...
160.
en son öyle bir çıkmaz sokağa girdim ki koskaca transit ile geri geri bile çıkamadım. öyle bir oval yokuştu. baskı balata zaten sakattı bir kaç denemeden sonra regli oldu ve kendini bıraktı orada. sonra o kıç kadar yere koskoca çekiciyi sok makineyi çıkar falan. eyhhh içim şişti yine. 13 bin lira girdi durduk yere.
devamını gör...