dilin yeterliliğini iyi kullanan imgede samimi ikinci yeni şairi.
(bkz: çağrılmayan yakup)
devamını gör...
ben ruhi bey nasılım şiiriyle kara kedime ruhi bey ismini verme sebebim olan şair. geceleri ruhu'mi masal yerine bu şiirle uyutuyorum tabii.
devamını gör...
"duygular, duygularınız
gözyaşı, gözyaşlarınız
kendiniz için olacak." edip cansever / sonrası kalır
devamını gör...
tomris uyar’a platonik aşık olan sadık dost. edip cansever’in tomris uyar’a platonik aşkı hep cemal süreya ve turgut uyar’dan daha çok dikkatimi çekmiştir. karşılıksız olduğunu bile bile hem de en yakın dostunun karısına.
tomris uyar, edip cansever’in ölümünün arkasından çok etkilenmiş ve aşağıdaki sözleri itiraf etmiştir.


sevgililik ya da aşk duygusu zamanla yara alabiliyor, örselenebiliyor, bitebiliyor. bitmeyen tek aşkın gerçek ve lirik bir dostluk olduğunu edip cansever öğretti bana.”


tonris uyar tanımıyla;” “daha çok anlatan, daha süslü ve imgesi bol. tekrarı seven bir şair…”

tomrisuyar’a her doğum gününde şiir yazar ve bunları yayımlayarak aşkını ilan edermiş. tam bir romeo:)

tomris uyar’a yazdığı şirinden bir bölümü alıntılıyorum aşağıya.


ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç yağmurlar altında gördüm, kadeh tutarken gördüm de
bir kıyıya bakarken, bakarkenki ağlayan yüzünle
ve yarışırsa ancak monet’nin
kadınlarına yaraşan giysilerinle
gördüm de
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
devamını gör...
cemal süreya'nın fazla şiirden öldüğünü dillendirdiği şair.
devamını gör...
kaç zamandır içinde olduğum ruh halimi; ''gelmiyor içimden hüzünlenmek bile'' dizesi ile tarif edebileceğim şair.
devamını gör...
rengini dünyaya ilk defa sunan
adsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerim
sevgilim
bana 'sen bir şairsin' dediğin zaman.

yalnız sana yazıyorum bu şiiri
istersen bir şiir gibi okuma
çünkü her yıl yeniden yazacağım onu
soğuklar başlayınca havalanıp
millerce yol katettikten sonra
güneyi tadan bir kuşun sevinciyle.

ve yazmış olacağım bir de
her dönemde her çağda
sevdanın kendine özgü diliyle.

muhteşem dizelerinin sahibidir.
devamını gör...
biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
oysaki seninle güzel olmak var
örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.
sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
o başkası yok mu bir yanındakine veriyor
derken karanfil elden ele.
görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
birleşiyoruz sessizce.

muhteşem dizelerinin sahibidir.
devamını gör...
"her şeyin fazlası zararlıdır ya,
fazla şiirden öldü edip cansever."
cemal süreya
devamını gör...
onun için fazla şiirden ve platonik aşkından öldü derler. kendisi tomris uyar'a platonik aşıktır. ama onu kendine aşık edememiştir. tomris ile baş başa oturdukları bir rakı masasında "tomris rakıyı çok sever, bense onu..." yazmıştır peçeteye. ona duyulmamış duyguların şairi de denir.
devamını gör...
"arada mektup yazıyorum sana
ah! olmayan sana, hiç olmadın ki."
devamını gör...
konuşuyoruz desem, konuşmuyoruz da
ayrı ayrı şeyler düşünüyoruz üstelik
birbirimize bakarak
ne seviyoruz ne de sevmiyoruz birbirimizi
ne varız ne de yoğuz gerçekte
iki lamba gibiyiz, iki ayrı yerinden
aydınlatan odayı

değilsekte yakın birbirimize
uzak da sayılmayız büsbütün
gökyüzünde iki uçurtma başıboş
yanyanayızdır sadece

her çiçek bir çoğulluktur gününe göre
yalnızlık bir çoğulluktur
sanırım bir giz de yok bu beraberlikte

edip cansever
devamını gör...
“içinden doğru sevdim seni
bakışlarından doğru sevdim de
ağzındaki ıslaklığın buğusundan
sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de
beni sevdiğin gibi sevdim seni
kar bırakılmış karanlığından.”
devamını gör...
alıştık bakıvermeye, az şey mi balkonda deniz
son gözlerimizi harcadık, en çok da güneşin tuttuğu
sırası gelmişken söyliyelim de
biz onunla güneşi, suyu aşka çeviriyoruz
bana uzun mu uzun portakal dilimlerini anlatıyor
duvarları boyatıyor her sonbaharda
şimdiyse ne yapalım? bilemiyoruz.

saçlarla gözleri kesiyoruz makaslar konusunda
ayağa kalkıyoruz ayağa gece gündüz
her elde bir gökyüzü var ağlıyacağımız geliyor bir türlü
çocuklar beklme yapıları gibi sokaklarda
biz ki çok alımlı bir balkonu olan
sarkarak dışarıya
bunca olanlara bakar gibisine belki
insanda bir türkü var onu çıkarıyoruz.
devamını gör...
"sevda bir ateş buldu sende, eğilip öptü seni
artık kimse denizi bilmiyor.

dirseklerini masaya koyuşundan belli
gelip geçen bir günü bitirmek istemediğini
sevda bir umut buldu sende.

ey bir yolcu listesinde bir ölüyü arayan
artık kimse gözlerini bilmiyor.

şunu imzala
bir mektup, bir telgraf alındısı değil
unutulmuş bir sevdadır kapısını çalan
ve sevimsiz bir terlik gibi duran odan
kimse artık bir şey giymek istemiyor.

sonra bir pencereden kendine
ayışığı gibi vuran sen
ne sana na başkasına benziyor.

ve işte bir dip balığı su boşluğunda
çırparaktan yüzgeçlerini
hiç kimseye uymayan bir mevsim öneriyor."
devamını gör...
bütün iyi kitapların sonunda
bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda
meltemi senden esen
soluğu sende olan
yeni bir başlangıç vardır

parmağını sürsen elmaya, rengini anlarsın
gözünle görsen elmayı, sesini duyarsın
onu işitsen, yuvarlağı sende kalır
her başlangıçta yeni bir anlam vardır.

nedensiz bir çocuk ağlaması bile
çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır.
devamını gör...
"daha bir sürü şey, şuramda darmadağınık."
devamını gör...
hakkımda soruşturma açılmasına neden olan büyük şairdir.

çalıştığım okulda bir şiir dinletisi yapılmaya karar verir idare ve edebiyat öğretmeni arkadaşıma bu görev verilir, o da güzel bir şiir seçkisi yapar, öğrencileri seçer ve çalışmaya başlar ama dinletiye 15 gün kala tayin olup gider. okulda başka edebiyat öğretmeni de olmadığı için dinletiyi çıkarmak bana düşer.

hikaye burda başlar zaten. bir kız öğrenci “ yerçekimli karanfil”i okur ve güzel de okur. ben de beğendiğim için dinletide bu şiirle başlamaya karar veririm. iki gün sonra ise hayatımda duyduğum en saçma soruşturma için milli eğitimden aranırım.

meğer bir veli beni şikayet etmiştir, güzel şiir okuyan kızın velisi ve şikayet konusu şudur:

“ şiirde rakı içiliyor.”

edip cansever ile şiirde içtiğimiz rakıdan sarhoş olan velilerimizin şikayeti ile açılan soruşturmadan elbette bir şey çıkmadı ama edip abiye ayıp oldu. işte sarhoş eden şiir:


yerçekimli karanfil
biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
oysaki seninle güzel olmak var
örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.

sen karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
o başkası yok mu bir yanındakine veriyor
derken karanfil elden ele.

görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
birleşiyoruz sessizce.
devamını gör...
“ve okuyorum yıllardır bütün yalnızlıkları okuyorum da
kuş olsun, insan olsun
yalnızlık, sevmesini bilmeyenlerin icadı işte.”

- edip cansever
devamını gör...
“cemal süreya’ya içki içmesini ben öğrettim..”
- edip cansever

“edip’e şiir yazmayı ben öğrettim..”
- cemal süreya

“bu ikisi bunları tartışırken ben de gittim tomris'le evlendim.."
- turgut uyar
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"edip cansever" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim