#netflix dizisi
komedi / yerli
6.1 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

tamam dizide biraz ağır argo vardır ama cem yılmaz burada kendini aşmış, bana göre günümüz dünya dizi aklından 100 sene ileride olduğunu isparlamıştır. bunu da cem yılmaz dan başkası başaramazdı.
tebrik ederim.
devamını gör...
benim için gora filmindeki 3-5 dakikalık flashback‘in gölgesinde kalmış dizi. bayat espirileri önümüze getirip “alın yaptım ulan, izleyin ve gülün” demek cem yılmaz gibi birine hiç yakışmadı. sen cem yılmaz’sın büyük düşün ağa.
devamını gör...
cem yılmaz'ın en kötü işi olabilir. içinde kooperatif kemal gibi harika bir 'skeci' barındırmasına rağmen. büyük bir hayal kırıklığı.

oysa erşan'ın hikayesi pek de acıklı.

önce oynadığı film beğenilir ve ödül alır, sonra sektörde tutunamaz, 'pompacılık' yapar. sonra farklı bir yöne doğru gider, disko açar, türkiye'nin ilk dissjokey'i olur. anlaşılan orada da işler yolunda gitmez, türkiye'de yeşilçam buhranı yaşanır ve porno vâri filmlerin çekildiği dönem erşan tekrar sahalara döner... tutuklanır ve dışarıya çıktıktan sonra 'sanatçı' olmaya karar verir.

tüm bu anlattıklarımı bir kenara bırakıp, sadece 'sanatçı' olmak istediği dönemi anlatmış cem yılmaz.

umarım ikinci sezonu böyle olmaz.
devamını gör...
insanlar hala cem yılmaz'ın g.o.r.a. tadında işler yapmasını bekliyor. gora'nın üzerinden çok sular geçti. sahneden birini seçip, onun üzerine oynayarak güldürme çalışmalarını da bırakalı çok oldu. adam uzun yıllardır salt komedi işi yapmıyor zaten. bıraktı oraları. siz de bu beklentiden vazgeçin bence.

yaşlanması bir yana, yaşayışını ve bakış açısını da değiştirdi adam. elinde kılıç ile küfrederek güldüren adamdan, türk sinemasına, sinema efsanelerine gönderme yapan senaryolar yazmaya çalışan bir adam çıktı ortaya.

erşan kuneri de bir yavuz turgul efsanesi olan, aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni gibi bir hikaye. aşk filmlerinden sıkılıp, toplumcu filmler yapmaya çalışan, şener şen'in canlandırdığı, haşmet asilkan karakteri gibi bir karakter erşan kuneri de.

tabi bu benzer hikayeyi kendi mizacı ile anlatmaya çalışıyor. dram da var, mizah da var. fakat bu mizah z kuşağına göre değil sadece. he emek? emek hep var. kostümler, dekorlar gerçekten muhteşem.

buradan hareketle kendi adıma birinci sezonu çok sevdim. ikinci sezon da 10 ekim'de gelecekmiş. merakla bekliyorum.

devamını gör...
ilk bölümü izlemeye başladığımda epey umutlanmıştım çünkü güzel başlamıştı ama ondan sonra saçma sapan bir şeye dönüştüğü noktada izlemeyi bıraktım.

her şeyden önce cem yılmaz yaşlandı. yaşlandığında son yaptığı işler onun mirası olacak ve o bu miras olarak erşan kuneri gibi bir şey yapmak istedi.

recep ivedik de çok eleştiri aldı ben de eleştirdim ama recep ivedik başlangıçta bir karakterdi ve sevilince camın önünde bira içen adam olan isimsiz bir karakterden sinema filmine dönüştü.

cem yılmaz'ın onlarca filmi varken gidip en rezil karakterin dizisini çekti. bu dizinin toplumsal cinsiyet algısı açısından kalitesi yerlerde sürünüyor.

yılmaz erdoğan da inci taneleri ile aynı yola evrildi. dilber karakteri üzerinden erotik dans sahnelerini her bölüm onlarca dakika yayınlayarak reyting aldı.

reyting de alırsın birinci de olursun para da kazanırsın ama dönüp dolaşıp kadın cinselliğini satan bir adamdan başkası olamazsın.

kanser olup ölümle yüzleşmiş birinin yıllarca toplumcu sanat adı altında mizah yapmış birinin kadın bedeni üzerinden para kazanmasını kabullenmek zor.

cem yılmaz'ın da stand up gösterileri hep toplumsal eleştiri üzerini kurulu olduğu halde seks filmleri temalı dizi yapması ve onu da kötü yapması anlaşılmaz.

netfliks'in seks konulu çok başarılı dizileri var. ben konuya karşı değilim. ben çıplak kadın bedeni gösterilip sömürüsüne karşıyım. isteyen zaten 7/24 porno izleyebilirken bunların neden bunu sattığını da çözemiyorum.

tek kanallı dönemde yılbaşında çıkacak dansözün bir yıl beklendiği dönemlerde değiliz.
devamını gör...
ikinci sezonunun ilk iki bölümünü izledim. belki ergenler bazı sahneleri komik bulabilir ama bana pek komik gelmedi. hele de erşan kuneri'nin yaşlılık halleri, beni çok hüzünlendirdi. hani aşırı yaşlanmışsın, tüm hayatın bitmiş, elinde fotoğraf albümü ile gençliğinde yaşadıklarını anlatıyorsun. bunlar, ne kadar acıklı şeyler gibi duruyor...
devamını gör...
öyle bir hale geldik ki herşeyi çok hızlı tükettiğimizden izleyeli aşırı zaman geçmiş olmamasına rağmen koca bir ilk sezonu hatırlamıyorum. tek hatırladığım bana göre matah olmadığıydı.
ikinci sezonu için yorum yapalım bu sebeple. sahne, dekor, emek işleri için çok bilgim olmadığından hadi yorum yapmayalım ama senaryo bir garip. arog, yahşi batı, gora gibi yapımlarla cem yılmaz beklentimizi kendisi çok yukarı seviyeye çıkardığı için bu tarz eserleri açıkçası yakıştıramıyorum. bana komik gelmedi. tamam izliyoruz ama bence bu cem yılmaz adının bilinçaltında bıraktığı izden. hep bişey olacak diye bekliyor insan. 50 sene öncede kalmış yeşilçam üzerinden tüm espriler her yerde yapıldı zaten. mizahta devrim olan cem yılmaz hâlâ nayır nolamaz repliklerinden medet umunca insan hayal kırıklığına uğruyor ister istemez. pantolon fermuarından mikrofon çıkarıp oturan insana oral yaptırıyor gibi gösterip gülmeyi beklemek, cem yılmaz bu değil benim aklımda. şunu şahan gökbakar yapsa yerden yere vurulur.

ilk sezonda çekilen filmlerin arka planını görüyorduk. ikinci sezonda birkaç bölüm izledim şuana kadar tamamını izlemedim ama bu kalkmış gibi. tamamen kısa film, skeç gibi bölüm bölüm ersan kuneri'nin çektiği filmleri izliyoruz. dönem göndermesi yüzünden abartılı oyunculuklar olmasına hadi bilinçli diye bişey demeyelim ama e bu da inandırıcı değil o yüzden moda giremiyor izleyici. kadın rollerinde erkek kullanma gereksinimini anlayamadım. çok güzel hareketler izliyormuş gibi geliyor insana. orda kadın olmasına rağmen erkek oynatılır seyirci güler, seyirci o erkek karakteri kadın rolünde gördüğü için gülüyor da cem yılmaz'ın buna ihtiyacı mı var. bu tiyatro değil ki. bilemedim yani. inanılmaz kötü diyemem belki bir şekilde izliyorum tamamını da bitiririm ama yok güldürmüyor gerçekten. en azından direkt gülmek isteyen insanı güldürmez. dönem alayı, bazı eski sahnelere gönderme, alt mesaj falan izleme filmi bu. yazarken cem yılmaz'ın hedefi buyduysa bilemem ama gülmek isteyen seyircinin izleyeceği tür değil en azından. gülmek için var bunlar, prens, gibi gibi diziler izleyip beğenen kadro aynı oranda bunda gülemez kanımca.
devamını gör...
ikinci sezonu bitirdim ve açıkçası pek gülemedim.

benden kaynaklıdır diye düşünüyorum ama yorumlarda herkes aynı şeyi söylüyor. siyaset, ekonomik durumlar gibi kötü olaylardan ötürü milletçe gülmek ve kahkaha atmaya içimizin el vermediğini düşünüyorum. hepimizin morali yerlerde. dertlerin biri bitmeden biri başlıyor. o yüzden kahkahalar atmayı beklerken, dümdüz izlettirdi kendini belki.
devamını gör...
vasatın çok altında. ilk bölümün yarısını dahi bitiremedim. tüm diziyi bitirebilenlere plaket verilmesi gerekir.
belaltı espri yapılmaya çalışılan saçma salak sahneler. başka da bir özelliği yok. en kötü diziyi çekmeye çalışsalar en kötü bu kadar olurdu zaten.
devamını gör...
sezonun 1. bölümünü izlemiştim. çok kötüydü. 2. sezonun da aynı şekilde kötü olduğu söyleniyor. izlemediğim için iyi olmuş. sanırım tüm bölümleri izleyenler, "bir umuttur yaşamak" sözünü kendilerine motto edinmişler.
devamını gör...
evet 2. sezonu taze bitirdim. şimdi izlenimlerimi paylaşayım.
bilin ki (bkz: cem yılmaz) bu diziyi x ve y kuşaklarına yapıyor. z kuşağının esprileri anlamaması gayet doğal. espriler de o dönemin esprileri zaten. tüm sezon yeşilçam'ın 80'lerine gönderme. çocukken tut s*** yan çek gibi espriler modaydı. espriler hep bel altıydı.
genel olarak 1. sezona oranla performans kaybı var güldürülerde. 1. sezonu daha iyi buldum diyelim. o yüzden seyircinin ikinci sezonu vasat bulmaları normal.
burada birçok izleyicinin hayal kırıklığına uğramasının sebebi şu: izleyicinin çoğu (bkz: gora)'daki yani 1980 öncesi (bkz: erşan kuneri)'yi arıyor. fakat cem ise onun 80'ler sonrası orta yaşlılık ve hatta ileri yaşlılık hallerindeki hikayelerini anlatmak istiyor. yani bu dizi yalnızca bir komedi dizisi değil. özellikle erşan abinin yaşlılık halleri tam bir dram. ama çok başarılı canlandırıldığını söylemem lazım. sadece dram üstüne erşan abinin yaşlılık halleri bile güzel bir dizi olabilirmiş.

1. bölüm (bkz: kötü yol): 80'li yılların polisiye filmlerine gönderme. orada da bir polis fuhuş bataklığına karşı savaşır ve savaşırken bol bol çıplak kadın koyar. fuhşiyatı özendirir adeta. delil toplamak için fuhşun kralını yapar polisimiz. isterseniz o dönemin filmlerine bakın. zati komik olan da budur. kadının yıkanarak tövbe sahnelerine ve en son sahnesinde s*** selam durulmasında iyi güldüm. birkaç sahnenin hatırına 10 üzerinden 7 (7/10)

2. bölüm (bkz: kaymak zamanı):, 80'li yıllarda böyle turistik mekanlarda ve kış turizminde eğlenen insanları konu alan filmler çekilmişti. o kadar boş filimlerdi ki turizm tanıtım filmleri bunların yanında sanat filmi kalırdı. aslında yeşilçam'ın kötü filmlerine gönderme yapılıyor. çok kötü olmasa da komediler vasattı. 5/10

3. bölüm (bkz: hamur işi): kadın kılığına giren çetenin bir banka soygunu anlatılıyor. fakat bu defa gerçekten kadın oluyorlar. ameliyat sahnelerine biraz gülebildim. aynı zamanda dizi de bir trans ve lezbiyen vurgusu da vardı. dedim tam netflix işi. ancak vasatı bu bölümde aşamıyor. pek gülemedim. 5/10

4. bölüm (bkz: yaprak sarması): dizinin belki en kötü bölümü. konakta geçen bir dizi yapmaya çalışılmış ama klişelerden çıkılamamış. aklımda kalan tek bir sahnesi yok. yeşilçam'ın köyden gelen ayşecik filmlerine gönderme var. doğru dürüst espri denemesi bile yok. 10 üzerinden 1 maalesef. 1/10

5. bölüm (bkz: acı baba): bölüm yeşilçam'daki münir özkul ve adile naşit filmlerine gönderme aslında. o filmlerde herkes babayı yani (bkz: yaşar usta)'yı çok sever sayar ama çocukları tarafından istismar edildiği gerçeğini kimse görmez. ama erşan abi bu kısmı iyi görmüş ve güzel bir şekilde hicvetmiş. zira gerçek hayatta yaşar usta (filmdeki adı medet usta), oğullarını bir şekilde evlendirir, evden bir şekilde kovar veya köyüne gönderir. mahallenin evde kalmış kızını da kendisine alır. yaşar usta'nın meşhur tiradı da maalesef gerçeği yansıtmaz. bu kısımlar iyi eleştirilmiş. babanın anne yerine geçerek oğullarına bakması ise erkekliğin kaybı olarak yansıtılmış. burada aslında günümüze de gönderme var. çünkü cinsiyet rollerini değiştirdiğiniz vakit gerçekten de hormonlar azalmaya başlıyor. ama bazı sahnelerine çok güldüm. hem komedi hem de göndermelerinden dolayı 7/10.

6. bölüm (bkz: sahne tozu): kabarelerin nasıl hazırlandığı güzel anlatılmış. zeki-metin kabarelerini bilenler ne demek istediğimi anlarlar. aynı zamanda (bkz: cengiz bozkurt)'un oynadığı ümit karakterine bittim diyebilirim. oyuncu koçu workshoplarına sağlam giydirilmiş, orada iyi güldüm. erşan abinin cemal abisiyle sahnelerini de çok sevdim. abi kardeş atışmaları güzeldi. cemal abinin elinde sürekli içki matarasıyla gezmesinde bile alkolik tiyatroculara gönderme yapıldığını düşünüyorum. kabare'nin metninde kendi kendilerine yumuşatma babında sansür uygulamaya çalışmaları aslında günümüze de gönderme. en sonunda çekilen kamera videosunun erşan abinin yaşlılık haliyle izlemesi beni duygulandırdı. çünkü tiyatro ve konser çalışmalarında olanlar bilirler. en keyifli zaman kuliste makara çevirdiğiniz zamandır. yani tam bir komedi bölümü değildi aslında bu bölüm. 7/10

7. bölüm (bkz: nekes hayat): lüüüküs hayat kabaresine gönderme. ama bu bölüm tam bir kabare olmuş. en çok beğendiğim bölüm diyebilirim. espriler komediler çok güzeldi. yerlere yatmadım ama iyi güldüm. espriler bölümün tamamına iyi yedirilmiş. kabareye o dönemin başbakanı (bkz: turgut özal)'ın katılması da ayrı bir güzel olmuş. o dönemin kabarelerinde siyasi göndermeler hep olurdu ve sansür bu denli çok değildi. başbakan'ın yüzüne karşı bile siyasi eleştiri yapılabiliyordu o dönem. daha demokratik bir ortam vardı sizin anlayacağınız. aslında bugüne de bir mesaj veriliyor bu kabarede. rüşvet olgusu ve arazi yağması çok iyi eleştirilmiş. aynı zamanda sünnet bölümünde de erkeklik vurgusunun sadece erkek tarafından yapılmadığı ve kadın tarafından da vurgulandığı iyi işlenmiş. 8/10

8. bölüm (bkz: şekerpaşa): dizinin en kötü bölümlerinden biri de bu. tosun paşa parodisi yapılmaya çalışılmış ama becerilememiş. aklımda kalan tek bir espri bile yok. o kadar kötü ki yorum bile yapamıyorum. 1/10

bu arada (bkz: nekes) eli sıkı, cimri demek.

son olarak (bkz: cem yılmaz) komedi çıtasını o kadar yukarı koydu ki, kendisi bile yetişemiyor. başkaları da yetişemiyor maalesef. o yüzden cem abi bence emekli oldu. bu yüzden (bkz: karakomik filmler) olsun (bkz: do not disturb (film))'deki (bkz: ayzek) işi olsun ve erşan kuneri olsun, bunlar onun emeklilik hobileri. öyle bakmak gerektiğini düşünüyorum.
devamını gör...
bana göre 2 sezonun en iyi bölümleri hamur işi ile acı baba. cem yılmaz'ın yaşlılık haline ise bayıldım. direkt o şekilde kalabilir yani..
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"erşan kuneri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim