feminizm

bir kadın olarak benimsemediğim kavram. bir kadından önce bir insan olduğumu düşünüyorum, sırf aynı cinsiyete sahip olduğum için kendimi bir dava yoldaşı gibi hissetmiyorum. aynı şekilde erkeklere de pozitif bir bakış açım yok, birey olmak; kendine ve bütün topluma sahip çıkmak daha mantıklı bence, yani en azından bana göre.

yüzyıllarca ezilen ve hatta insan sınıfına dahil edilmeyen kadınların erkekler kadar insan olduğunu ve eşit haklara sahip olması gerektiğini savunan düşünce akımıdır.

tıpkı ırkçılık bitene kadar black lives matterın varlığını sürdüreceği gibi cinsiyetçi insanlar yeryüzünden silinene kadar varlığını sürdürecek bir ideolojidir. lütfen kimse kadın hakları yoktur insan hakları vardır, all lives matter, heterolar için onur ayı gibi saçmalıklarla gelmesin.

tanımlardan bağımsız olarak yazacağım , son zamanda türkiyede en fazla tartışılan , konuşulan, eleştirilen, benimsenen ve hatta yükselişe geçen bir akım yada ideoloji olmasına rağmen öyle bilinçten uzak tanımlar giriliyor ki, feminizm mücadelesi yüzyıllardır var . bu işin sonu nereye varacak diye soruyorsanız, bence çok üst düzey bir mücadele sonunda kadınlar birçok politik haklarını kazanabilir, çocuk doğurma hakkı ve regl günü izni gibi basit haklardan tutunda, mecliste değil tüm çalışma yerlerinde %50 kadın kotasına kadar birçok hak elde edebilir. bunu yapmaları için daha güçlü ve kararlı olmaları gerekiyor.

feminizmi çok yanlış algılayıp kendini feminist sanan insanlar var.bu insanlar yüzünden diğer kişilerde gerçek fdministlere bile düşman olmuş durumda.oysaki feminizim sadece kadınların ve erkeklerin hukuksal vs. açıdan eşit olmasını amaçlayan bir topluluktur.

feminism for dummies babında bir tanımlama yapmadan feminizmi anlatmak mümkün görünmüyor sevgili sözlük.
1-feminizm sadece kadınlara özgü değildir. çevresindeki her bireye cinsiyetinden bağımsız olarak saygı gösteren, eşitlik ve adalete inanan feminist kadınlar kadar feminist erkeklerinde bu dünyada yaşandığı bilinmektedir. türkiye'de kurak toplumsal iklim nedeniyle erkek feministlere daha az rastlanmakla birlikte vardırlar ve gururumuzdurlar.
2-feminizm erkek düşmanlığı değildir. feminist kadınların doğada erkek sevgilileri, kocaları ve arkadaşları vardır. amazonlar gibi çiftleşip öldürme gibi bir alışlanlıkları yoktur. feminist erkeklerin yine arkadaşları , dostları, sevgilileri vb. vardır.
3-feministlerin hoşlanmadığı insanlar sırf cinsiyetleri farklı olduğu için diğer cinsiyeti aşağılayan, eşit birey olarak görmeyen ve cinsiyetler arasında adalet talebine karşı davranan kadınlar ve erkeklerdir.
4-feminizm yaşamda cinsiyetler arasında eşitliği ve adaleti savunur. bu eşitlik ve adalet isteği yasalar önünde eşitlik, iş, eğitim gibi toplumsal yaşamın her alannda eşit ve adil fırsatlar talep eder. istenen pozitif ayrımcılıktan çok adil şartlardır. bu noktada aptallara eşitlik ve pozitif ayrımcılık tanımını okumaları tavsiye edilir.
5-feminizm erkek egemen toplumun yüklediği basma kalıp cinsiyet rolüne karşı çıkar. kadın yemek yapar, şunu giyer , bunu giymez şöyle konuşur , böyle davranır kalıplarının yerine cinsiyeti ne olursa olsun herkesin yaşamına kendisinin karar vermesi gerektiğini söyler.
6-feminizm her bireyin kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasını savunur.
7- feminizmin varlığını seksistdanalara borçludur. cinsiyet nazisi seksistlerin farklı cinsiyettekilere ikinci sınıf insan muamelesi yapmasına karşıdır .
hala anlamayanlar için görsel açıklama ekleyelim.

kadınların ve erkeklerin sosyal, ekonomik ve politik olarak eşit olması gerektiğini savunur. hayır, erkek düşmanlığı değildir. erkek düşmanlığına misandrizm denir. ama senelerdir bunu anlamak istemeyen cahil topluluğu doğrusunu öğrenmemek konusunda da inat ediyor.

amacı erkek düşmanlığı olmasa da içinde barındığı kişilerin çoğu erkek düşmanıdır. çoğu feminist tanidigim ve sosyal medyada gördüğüm feminist insan(!)lar, bir kadının erkeği öldürmesine iyi olmuş diye yorum yapmıştı. kimse bana şu düşünceyi artık savunmasın arkadaş. evet.

(bkz: penis envy)

insanoğlunu, bir hayvandan ayıran tek özelliği, ahlak ve ahlaksızlık arasındaki seçimleridir. mümkün mertebe her olay karşısında ahlaklı bir tavır alması gereken insanın, güç karşısında gösterdiği duruş, genelde mide bulandıracak ölçülerdedir. zavallıklar içerir. ve hatta bu durum oldukça travmatiktir de.
gerçek anlamda feminizm, kadın erkek eşitliğine değil, pozitif ayrımcılığa dayanır. insanın en büyük ahlaki sınanışı olan, haksız güç karşısında takındığı tavrın sağlaması en iyi bu minvalde yapılabilir. yüz yıllarca sofrada öküzümüzden sonra gelen kadının kurtuluşu ve yaşamda var olması için eşitlik algısı gerici ve yetersiz kalır.

lütfen sadece dayatılan algılarla değil, biraz da vicdani olgularla düşünmeye çalışalım ki, maruldan bir farkımız olsun.

modern çağın aptal turnusolüdür. günümüzde cahil kadınlar tarafından bir tür intikam ve ego besleme projesi olarak kullanılmaktadır. kadınla erkeğin eşit olduğunu savunma düşüncesinden çıkmış, erkekleri ezme şeklinde bir ideolojiye dönüşmüştür. popüler kültürün bulaştığı her şey gibi içi boşalmış, saçma sapan bir hal almıştır.

gerçek feminizm: kadın erkek eşitliğini savunmak.

türkiye'de feminizm: kadın üstünlüğünü savunmak.

yani olay şovdan ve gösterişten ibarettir.

feminizmini bilmediği halde savunan tipler var bide, hangi duygu asena kitabını okumuş diye sorduğumda sadece teoride savunan gerçek algıyı yansıtmayan yaşamlarından utanmayıp başka insanları olabildiğince ezer. niteliksiz insanlarla dolu çevre (bkz: safsata)

gerçek ve türkiyedeki feminizme vurgu yapmış sevgili yazar... her gün en az bir kadının katledildiği bir ülkede yaşarken feminizmin ilkelerine bağlı kalmak pek de kolay olmuyor tahmin edersiniz ki...
bilmediğiniz ve yaşamadığınız konular hakkında öyle kolay yargılamak kolaydır tabi. giydiğinden tut söylediğin her bir kelimeye kadar taciz malzemesi yapan bir erkek topluluğu içerisinde kalmış türk kadınının, cinsel bir obje olarak görülüp aynı anda cinsellikten uzak durması bu konuda cahil davranması beklenirken, sayısız kadın evinde şiddete uğrayıp hiçbir kurtuluş bulamazken, sadece kadınlığı üzerinden bile her an psikolojik şiddete uğrarken, iş hayatında veya başka bir yerde ikinci sınıf muamelesi görürken, regl olduğunda dahi bunu saklayıp bundan utanması beklenirken, sadece giyimi üzerinden bile herkesin kendini söz sahibi ilan ettiği, kapalı olsa şöyle kapalı mı olur kapalı dediğin böyle mi olur vs gibi ithamlara mağruz kalıp açık olsa binbir türlü hakaret ve eleştiri ile yüz yüze kalan bu türk kadınının feminizmi düzgün savunamadığını söylüyorsun öyle mi sevgili yazar? üzgünüm ama türkiye kendi kadınına " feminist" olma şansı vermiyor. türkiye her bir gün kadınını "erkek düşmanlığına" itiyor. şimdi öyle oturduğun yerden hali hazırda rahatlıka eleştirdiğin bu kadınların(cinsiyetini bilmiyorum)belki de her gün hemcinslerin tarafından fiziksel ya da psikolojik şiddete, tacize veya türlü sana yapılsa ortalığı yıkacağın binbir davranışa mağruz kalıyor ve yine yaşadığın bu ataerkil toplum o kadına aman sus sesini çıkartma diyor.
herkes haddini bilsin, neyin ne olduğunu fark etsin. cahil cahil konuşacaklar da mağaralarına geri dönsün.

bazı sözde feminist ama daha feminizmin ne olduğunu bilmeyen insanlar yüzünden tamamen yanlış anlaşılan ve ön yargılarla dolu bir kavram. kadın ve erkeğin yapısal olarak eşit olması demek değildir. kadınların haklarınının tanınması ve bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik toplumsal bir harekettir aslında.

her ne kadar sadece kadınların üstündeki baskıyı kaldırmak için olduğu düşünülse de kadın-erkek eşitsizliğini ortadan kaldırmaya çalışır. kadınların toplumda ezilmesini engellerken erkeklerin üstündeki yükü de azaltmayı amaçlar.

ülkemizde önemli ölçüde yanlış anlaşılan ve algılanan bir akımdır. bunu sadece erkekler değil kadınlar daha çok yanlış anlıyor evet evet bir kadın olarak bunu söylüyorum bu ataerkil düzende eşitlik söz konusu olmasından ziyade gereksiz bir özgüven ile gereksiz bir üst noktadan konuşma ile insanı iğreti ediyorlar. eşitliği çok yanlış anlamış bu arkadaşlar, kadın sürekli daima üstte olacak gibi sokak kavgasına dönüştürenleri gördüğüm için beyan ediyorum bunu burada. bunlar hep bilinme istençlerinden gelmekte bence neyse gelelim feminizme; 18. yyda fransada filozoflar ve kadın yazarlarca ortaya atılan bu hareket kabaca anlatmak gerekirse eğer kadın ve erkek eşitliğini yani kadının siyasal ve toplumsal haklar bakımından özgür olup erkekle eşit olmasını savunur. temelinde eğitim vardır tabii, iş imkanları ve çocuk bakımı gibi konularda eşit olmaktan tutun lezbiyen hareketlere dek savunur. konu haylice geniş bir yelpazedir ve birçok toplumda yandaş bulmuştur. öyle şudur budur demek yerine iyice hazmedilmesi gerekir yoksa olay gerçekten bir mahalle kavgasına döner! olay bir bayan mı kadın mı sorunsalı değildir azizim! gerçekten bazı platformlarda bazı söylemlere denk geliyorum ve üzülüyorum keşke bu denli yanlış anlaşılmasa da karşı kitleleri de uzaklaştırmak yerine bir dinleyip “aaa bakın bu kadınların da derdi bu imiş”, dedirtebilsek. adamlar zaten dinlememe ve anlamama üzerine kuruluyken sevgili hemcinslerim kavgacı ve yırtıcı tavırlar sergileyerek bir yere varılmaz.

destekleyen insanların da, karşı olan insanların da büyük çoğunluğunun özellikle de sesini duyurabilenlerinin çok da fikrinin olmadığı, tarihsel sürecinin, üzerine oluşturulmuş literatürün çoğu zaman kenara atıldığı ideoloji. aslında tekil bahsetmek hata olur çünkü feminizm yoktur feminizmler vardır; mesela feminazi diye alay edilmesi, ikinci dalga ile ortaya çıkan radikal feminizmin ortaya çıkardığı bir sonuçtur. ama bu demek değildir ki diğer bütün feminizmler aynıdır, erkek düşmanıdır ve kadının üstünlüğünü savunur. esasen kadın ve erkeğin eşitliğini savunur ancak rahatları yerinde olan veya tartışılan sorunları sorun olarak görmeyen -genelde- erkekler bu ideolojiyle alay etme yoluna gitmeyi tercih ediyorlar. geçmişte farklı ülkelerde farklı haklar -örneğin oy kullanma- çok daha şiddetli eylemlerle kazanılmaya çalışılmış olsa bile bugün kadın örgütlerinin, feminist oluşumların örneğin kadına karşı şiddet olayları protesto etmeleri neredeyse vatana ihanet sayılacak. bunu anlamakta zorlanıyorum.

amacı kadın ile erkek eşitliği mi r yoksa ataerkil yapı oluşturmak mı ayırt edemediğim görüş

daha çok psikolojik ve sağlık sorunlu, erkeklerle diyalog kuramamış, toplumdan kendini soyutlamış, ağır ırkçıların savunduğu akımdır. bunların ne olduğunu görmek isteyen varsa twitterdaki feminist kadın hesaplarına göz gezdirsin. çoğunun anne babası bu sitelerde yazdıklarını görse tokat manyağı olur. kadın haklarını savunuyoruz diyorlar çıplak fotoğraflar paylaşıyorlar, kadın cinsel obje değildir diyorlar nerede toplum normlarına aykırı eylem varsa onu savunuyorlar. kadın erkek eşitliğini savunuyoruz derler konu maddiyat ve kadının çıkarına olan bir şeyse ayrımcılığın allahını yaparlar. uzun lafın kısası bir şeriatçı ile feminist arasında hiç fark yoktur al birini vur ötekine.

kadın haklarını ve özgürlüklerini koruyarak, karşı cins ile eşit olacak şekilde yükseltmeyi hedefleyen ideoloji, hayat felsefesi, sosyolojik yaşam biçimi.