feminizm

sosyoloji biliminin koskocaman bir koludur... her şey aslında bir soruyla başladı
erkekler ve kadınlar arasındaki farklılıkları yaratan onların doğal özellikleri midir, yoksa içinde
bulundukları toplumun özellikleri nedeniyle mi farklılardır.
bunun için bir çok yaklaşım veya bu yaklaşımların tam karşısında eleştirel yaklaşımlar peyda olmuştur.
bunlar;radikal feminist kuram, marksist feminist kuram,sosyalist feminist kuram,eko-feminist kuram,psikanalitk kuram,kültürel feminist kuram,liberal feminist kuram, postmodern feminizm...(unuttuğumuz varsa uyarırsanız ekleriz)
bütün bu kuramların hepsi, bu soruya yanıt aramışlardır.
araştırmaları; cinsiyet ve iktidar ilişkilerinin,toplumsal yaşamın her alında var olduğunu göstermek,toplumda baskın olan erkek egemen bakış açısını düzeltmek ve kadının sesini duyurmak isteği etrafında birleşmiştir.

sosyolojiye en fazla çalışma sunan alandır.
her kadının bir yanını kaşıyan bir bilimdir.
burda ki (bkz: adam)geçen başlıklarda bile aklıma geliyor.
kadının olduğu yerde kadının ifade edilmemesi hoş değil.
adam demek yerine insan demekle çözülebilir. acaba çözmek mi istemiyorlar diye feminist damarım uyanıyor.
sayın yazarlar başlıklarda adam kelimesi yerine
insan kelimesini kullanınız
insanı feminist yapıyor tüm sosyal ortamlar.

sadece türkiyede değil bütün dünyada ivme kazanan bir hareket, son onyılların en güçlü hareketidir, bu kadınların bir kazanımı aslında erkeklerden bağımsız bir ideolojiye sahip olamaları, peki feminizm nedir aslında kadın hareketidir.

kadın haklarını ve kadınları savunan bir oluşum olmaktan çıkmakta.

(bkz: kadınların bitmeyen çilesi)

ülkemizde yanlış anlaşılmış bir düşüncedir. erkek düşmanlığı olarak algılanan feminizm aksine erkeklerin de haklarını savunur. erkeği cüzdan olarak gören zihniyete de savaş açan, zengin koca arayışlarına son vermeyi amaçlamış bir düşüncedir. kadın erkek eşitliğine dayanan düşünce bazı kendini bilmez, gereksiz kesimlerce çirkin kadınların bir araya gelip erkek düşmanlığı yaptığı bir oluşumun düşüncesi olarak lanse ediyor. ataerkil sistem manipüle ediyor arkadaşlar lütfen sokakları terk etmeyelim...

feminizm erkek düşmanlığı değildir fakat erkek düşmanı feministler de yok değildir.

2021 yılında hala feminizm nedir sorusunu soruyoruz. daha doğru bir yerden yaklaşıp bana göre şu soruyu sormak gerekiyor; feminizmle nasıl ilişki kurulması gerekiyor ? feminizm bir siyasal çaba olarak zaten varlığını ortaya koyuyor. hala feminizmin ne olduğuna dair tartışma hakkını kendimizde bulmamız bile çok garip. feminizmin bir edebiyatı ve ideolojik külliyatı var bu tartışılacak veya açıklanmaya muhtaç bir şey değil.

şuan dünyada var olan en büyük seksist oluşum.

sevişecek erkek bulamayan cırtlak ve cadaloz kadınların son derece cinsiyetçi oluşumu. dikkat edin feministlerin hepsi çirkin ıyy.

kadınların siyasal ve toplumsal mücadelesi, esas olarak, 18. yüzyılda başladı; nitekim, kadının eşitsiz konumunun bilincine varıp bunun değiştirilmesi için mücadele etmek anlamına gelen feminizmin doğuşu da bu döneme rastlar. feminist bilinç, kadınların ezilen bir gruba mensup olduklarının ve dolayısıyla haksızlığa uğramış olduklarının farkına varmalarını ve bu haksızlığın doğal değil de toplumsal/kültürel bir olgu olduğunu kavramalarını içerir. ama burada kalmaz; bu haksızlığın düzeltilmesi için mücadele edilmesine, mücadelenin bağımsız bir biçimde yürütülerek örgütlenmesine ve aynı zamanda da alternatif bir gelecek vizyonu oluşturulmasına uzanır.

hiç kimse, kadınların birey olarak görülmediği dönemlerde birden ''ya ben bunu böyle ötekileştirdim ama artık insan gibi davranayım bari'' diye düşünüp insan haklarını kadınların ellerine tutuşturmadı. bu haklar mücadeleyle, farkındalıkla elde edildi ve hâlâ tam bir eşitlik durumu sağlanabilmiş değil. özellikle sosyal anlamda. durum böyleyken feminizmi ''kadınlar üstündür'' şeklinde görüyorsanız, black lives matter hareketini de ''siyahlar üstündür'' şeklinde görmeniz kaçınılmazdır. oysa işin özü yalnızca dezavantajlı gruba isim önceliği verilmesidir.

gelelim gerçekten de kadın haklarını savunup yürüyüşlerde açılan pankartların yanlış olduğunu düşünenlere. o pankartlarda yazanlar kendi cinsiyetinden, cinselliğinden utandırılan kadınların hayatları boyunca en ufak hareketlerinde ahlak bekçilerinden duydukları laflar, yaftalamalar. zaten durum böyle olmasa kimsenin tepki göstermesi gerekmez ve bu hareketlere de gerek kalmaz. dolayısıyla siz şu tür bir #162816 kıyaslama yaptığınızda fazlasıyla absürt oluyor. ''başta kadınlar olmak üzere her kesimden insanın sanatla eğitilebileceğini, istediklerinde bir şeyler yapabileceklerine inanıyorum'' tarzı cümleler, baş kaldıranlar olmasaydı şu an sarf edilemeyecekti ve kimse bu fikirleri umursamayacaktı.

nefret ettiğim düşünce. tiksiniyorum bu akımı savunan tiplere. çoğu erkek düşmanıdır. bu beni çok sinir ediyor. arkadaşlar alooo erkekler de insan yani. evet.

demokrasi kültürü olmayan toplumlara; demokratik toplumlardan aynen kopyala yapıştır yöntemiyle dürtüklenmeye çalışılandır. batı ülkelerinde ilk olarak kadınlara oy hakkını savunarak başlayan bir harekettir bu. sonra kadın işçilerin hakları gelir falan. yani öncelikle siyasi hakları, sonra çalışma hayatındaki hakları ele almıştır. daha yaygın sorundan daha dar bir grubu etkileyen meselelere eğilmiştir.

upuzun bir asır sonunda nihayet şimdilerde bireyi ilgilendiren konulara varmıştır batı'daki feminizm tartışmaları. bu külliyatı, halen aşiret ve cemaat kültürüyle boğuşan bir toplumda tüm aşamalarını sindire sindire uzun yıllar içinde getirmek yerine bir kaç senede ışık hızıyla 'birey hakları' seviyesine taşıma gayreti beyhudedir.

bizim ülkemizde cumhuriyet dönemi kadın politikalarında seçme/seçilme hakkı gibi geneli ilgilendiren ana meseleler ele alınmış ve öncelik demokrat kadınlar konusuna verilmiştir. sonra bir yandan öğretmenlik mesleğine şeyhler karşısında itibar kazandırılırken bir yandan da kız öğretmen okulları üzerinden kadının toplumdaki statüsü güçlendirilmiştir. kadın istihdamı devlet tarafından desteklenerek kadınların özel sektörde varlık gösterebilmelerinin de yolu açılmıştır.

mesela zina...erkek için 1998 yılından itibaren suç değildi. kadın için zinanın hapis gerektiren bir suç olmaktan çıkarılması şunun şurasında 2004 yılında gerçekleşmişken; kıllarımızı da almıyoruz adet kabımız da aha burada demek abesle iştigaldi. zemin kattan çatıya zıplama gayretiydi özetle. zeminle çatı katı arasındaki ara katlarda oturan milyonlara kopyala yapıştır bir feminizm ahmakça dayatıldıkça çığ gibi büyüyen bir tepki oluştu toplumda. üstelik bu zıvanadan çıkma haline sessiz kalmakla yetinmeyip çeşitli kışkırtmalarla köpürttükçe köpürten siyasal islamcılara da gün doğmuştu! çatıdan feminizm indirmeye çalışan şuursuzların orta katlarda oturanların tepkisini azdırmasını sabırla bekledi siyasal islam!

şartlar olgunlaştı ve beklenen bugün oldu. haddini aşan zıddına inkılap eyledi. (bkz: 20 mart 2021 türkiye'nin istanbul sözleşmesi'nden ayrılması) kıllarınızı almayabilirsiniz sevgili biricik bir tanecik bireyler, tepe tepe uzatın şimdi! çocuk gelinleri de twitter'dan kurtarın daha toprak reformu bile yapılamayan, ağalık sistemiyle yaşayan coğrafyalarda!

kendi içinde barındırdığı bazı tiplerden kaynaklı olarak kendine zarar veren düşünce sistemi, savunduğu şeylerin kalitesi yüksek olmakla beraber bu görüş uğruna varolmaya çalışan tiplerin kalitesizliği büyük antipati oluşturmakta. bu antipati düşüncenin idealleri ile çelişip kendini bu görüş içinde atfedenlerden kaynaklanır.

tarihte insanların tüylerini diken diken edecek başarılara imza atmış, fakat şu anda kendi içinde bile durduramadığı anlaşmazlıkları dolayısıyla çürümeye yüz tutmuş akımdır. birçok kadının "ben feministim" derken ne demek istediğini anlamadığına eminim. cinsiyetçiliğe bu kadar karşıyken, sokaklarda avaz avaz bağırırken, kendilerinin aslında ne kadar seksist olduğunu görebilirsiniz.

kadın hakları diye bir şey yoktur insan hakları diye bir şey vardır. feminizm gibi burjuva safsatalarının, sosyalist mücadeleyi bölmek, devrimcilerin enerjisini çalmak, emekçi kesimi erkek ve kadın diye ikiye ayırarak halkın mücadelesini zayiflatmaktir.

sonuna "-izm" eki getirilen her şey, cahil türkiye halkı tarafından "amerika'nın oyunu" diye nitelendirilmeye mahkûmdur.
tanım: kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması gerektiğini savunan felsefî akım.

orta doğu batağında bir vahadır

arada sanki benim için icat olmuş diyorum,
arada ne saçmalıyor diyorum.
o mu ayarsız ben mi, bilemedim.

fenimizm kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu savunan bir felsefi akımdır buna komplo demek de ahmaklıktır