121.
kadın hakkı savunuculuğu adı altında kadınları ilahlaştırma projesi.
devamını gör...
122.
feminizm birçok dalı olan bir ideolojidir. heywood politics kitabından kökeninin antik çin'e kadar gittiğini iddia eder ama tam anlamıyla bir ideoloji olarak ortaya çıkması mary wollstonecraft'ın kadın haklarının gerekçelendirilmesi kitabıyla 1700'lü yıllarda olur. daha sonra bir sürü dalga oluştusa da ben en temel 3 dalgasından bahsetmek istiyorum. sonrası o kadar karıştı ki ben takip edemedim sözlük, tamamen kafama ne doğru gelirse ona göre yargıladım ve bunun hangi feminizm olduğunu hiç sorgulamadım.
liberal feminism aslında ilk dalgaydı. çok temel bir feminizmdi. derdi şuydu; biz kadınlar olarak aynı vergileri veriyoruz, aynı yerlerde çalışıyoruz ama neden eşit fırsat ve ücrete tabi değiliz? derdi kamusal alandı. ev içindeki eşitsizlik umrunda değildi ilk dalganın. oy kullanabilmek istiyorlardı. eşit eğitim ve iş fırsatı istiyorlardı. kocalarından dayak yemek ya da evin tüm işini üstlenmek dert değildi yani.
bu alanı kendine dert edinen sosyalist feminizm oldu. sosyalist vurgusundan da anlayabilirsiniz ki bu feminizm kapitalist ilişkilerde kadının yerine odaklanıyordu. kadın dediğin iki kez sömürülüyordu; hem evde hem de işte. kadın ayrıca önemliydi çünkü çocuk yetiştiriyordu yani kapitalist sistemin çarkının dönmesine yardım edecek nesilleri eğitiyordu. evde ütü yapıyordu, yemek yapıyordu yani erkeğin emek gücünün yeniden üretilmesinden sorumluydu. dolayısıyla ekonomik ilişkilerin yeniden şekillenmesi gerektiğine inanıyorlardı. bu sayede hem partiarkayla hem de kapitalizmle savaşılabilinirdi.
üçüncü dalga radikal feminizm. radikal feminizm patriarkayla savaşmak için hem kamusal hem de özel alanda radikal değişimler yapılması gerektiğini savunuyordu. onlara göre cinsiyet ayrımı en temel ve politik ayrımdı. 'that half of the population which is female is controlled by that half which is male' (kate millet). yani nüfusun yarısı olan kadınlar nüfusun diğer yarısı olan erkekler tarafından yönetiliyor. işte erkeği düşman olarak gören form radikal feminizm.
şimdi sorabilirsiniz e peki vişne çürüğü sen ne anlıyorsun feminizmden?
eşitlik. benim sahip olduğum ya da olmadığım hiçbir şeyin beni bir erkekten daha aşağı yapmasını istemiyorum. bir ara kapıyı tutan erkeğe sinir olan kadınlar vardı. ben onlardan da değilim. kapı tutmak bir kibarlıktır çünkü. medeni insanlar birbirleri için kapı tutarlar. mesela bir kadın olarak anne olmak elde edebileceğim en yüce mertebe olarak tanımlanmasın. ben istersem anne olurum ama olmamak da beni daha az kadın yapmaz. ev işi yapabilmek, yemek yapabilmek falan hepimizin sahip olması gereken temel beceriler. bunlar benim görevim olmasınlar ama. eğer evlendiysem bir erkekle evimizi çekip çevirebilmek ikimizin de sorumluluğu. ayrılmak istiyorsam bir erkekten ayrılabileyim. çünkü ben kimsenin malı değilim. ayrılığımın alternatifi ölüm olmasın. dayak yediysem eğer partnerimden karakolda barıştırmasın polis beni. ben barışmak istersem barışırım. kadınlar kurtarılmak istemiyorlar, kadınlar duyulmak istiyorlar.
liberal feminism aslında ilk dalgaydı. çok temel bir feminizmdi. derdi şuydu; biz kadınlar olarak aynı vergileri veriyoruz, aynı yerlerde çalışıyoruz ama neden eşit fırsat ve ücrete tabi değiliz? derdi kamusal alandı. ev içindeki eşitsizlik umrunda değildi ilk dalganın. oy kullanabilmek istiyorlardı. eşit eğitim ve iş fırsatı istiyorlardı. kocalarından dayak yemek ya da evin tüm işini üstlenmek dert değildi yani.
bu alanı kendine dert edinen sosyalist feminizm oldu. sosyalist vurgusundan da anlayabilirsiniz ki bu feminizm kapitalist ilişkilerde kadının yerine odaklanıyordu. kadın dediğin iki kez sömürülüyordu; hem evde hem de işte. kadın ayrıca önemliydi çünkü çocuk yetiştiriyordu yani kapitalist sistemin çarkının dönmesine yardım edecek nesilleri eğitiyordu. evde ütü yapıyordu, yemek yapıyordu yani erkeğin emek gücünün yeniden üretilmesinden sorumluydu. dolayısıyla ekonomik ilişkilerin yeniden şekillenmesi gerektiğine inanıyorlardı. bu sayede hem partiarkayla hem de kapitalizmle savaşılabilinirdi.
üçüncü dalga radikal feminizm. radikal feminizm patriarkayla savaşmak için hem kamusal hem de özel alanda radikal değişimler yapılması gerektiğini savunuyordu. onlara göre cinsiyet ayrımı en temel ve politik ayrımdı. 'that half of the population which is female is controlled by that half which is male' (kate millet). yani nüfusun yarısı olan kadınlar nüfusun diğer yarısı olan erkekler tarafından yönetiliyor. işte erkeği düşman olarak gören form radikal feminizm.
şimdi sorabilirsiniz e peki vişne çürüğü sen ne anlıyorsun feminizmden?
eşitlik. benim sahip olduğum ya da olmadığım hiçbir şeyin beni bir erkekten daha aşağı yapmasını istemiyorum. bir ara kapıyı tutan erkeğe sinir olan kadınlar vardı. ben onlardan da değilim. kapı tutmak bir kibarlıktır çünkü. medeni insanlar birbirleri için kapı tutarlar. mesela bir kadın olarak anne olmak elde edebileceğim en yüce mertebe olarak tanımlanmasın. ben istersem anne olurum ama olmamak da beni daha az kadın yapmaz. ev işi yapabilmek, yemek yapabilmek falan hepimizin sahip olması gereken temel beceriler. bunlar benim görevim olmasınlar ama. eğer evlendiysem bir erkekle evimizi çekip çevirebilmek ikimizin de sorumluluğu. ayrılmak istiyorsam bir erkekten ayrılabileyim. çünkü ben kimsenin malı değilim. ayrılığımın alternatifi ölüm olmasın. dayak yediysem eğer partnerimden karakolda barıştırmasın polis beni. ben barışmak istersem barışırım. kadınlar kurtarılmak istemiyorlar, kadınlar duyulmak istiyorlar.
devamını gör...
123.
önceden ılımlı yaklaştığım bir görüştü, artık benim de sinirlerimi bozmaya başladı, sözüm meclisten dışarı ama, ne kadar kalitesiz,cahil,içi boş,beyinsiz insan tanıdıysam hepsi bu görüşün körü körüne fanatiğiydi, burada ablalarım da ılımlı olarak bu görüşü destekliyor olabilir, hatta belki de abilerim de ? ilginç olurdu ama olabilir tabi.
ama gerçekten, feminizm kendine düşman yaratmakta iyi, nefret kin ve kutuplaştırma görüşüdür artık benim için, cidden birisi fe dediğinde sinirlenmeye başlıyorum. saçmalık.
ama gerçekten, feminizm kendine düşman yaratmakta iyi, nefret kin ve kutuplaştırma görüşüdür artık benim için, cidden birisi fe dediğinde sinirlenmeye başlıyorum. saçmalık.
devamını gör...
124.
zıvanadan çıkan oluşumdur. bunların bakırköy de toplu tedavi olması gerekiyor.
devamını gör...
125.
farklı 22 alt başlığı oluşunu bilmeyenlerin sadece erkek düşmanlığı sandığı bir konu
devamını gör...
126.
kadın hisseden, acı çeken, arzulayan bir cins olduğuna göre erkekle eşit haklar tanınabilir. zaten hukuken eşitler ama erkek otoritesine bütünüyle karşı çıkmak doğana karşı gelmektir. eşit işe eşit ücret evet ama tutup da cinsel özgürlükten, erkeklere emir verebilmekten söz ederseniz şımarıklık yaparsınız. aslında bizim toplumumuzda kadın-erkek arasındaki ilişki oldukça güzeldir. statükoyu yıkmaya çalışıp kendini özgürlük savaşçısı zanneden feministlere kulak asmaya hiç gerek yok. sizi zayıflıklarınızla, narinliğinizle, duygusallığınızla, bedeniniz ve ruhunuzla seviyor, sayıyor, benimsiyoruz.
devamını gör...
127.
erkekler ölsün mü diyorlar anlamadım ki şimdi bunu. feminist nedir ki.
devamını gör...
128.
kadınların sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik açıdan kadın ve erkeğin eşit olmasını savunur. günümüzde feminizm yalnızca kadını değil, ayrıştılırmış tüm birey ve toplulukların savunulması gerekçesiyle kapsamını genişletmiştir.
ilk feminizm hareketi 19. yüzyılın sonlarında kadınların oy kullanma, eğitim ve seçme/seçilme hakkını kazanması amacıyla mary wollstonecraft, olympes de gouge ve jane austen tarafından başlatılmıştır. bu hareketin ardından bazı haklar elde edilse de savaş döneminde olunduğundan kadınlar düşük ücretlerle çalıştırılmış ve erkeklerin savaştan dönmesinin ardından işlerini bırakmak zorunda bırakılmışlardır.
ikinci feminizm hareketi 1960-1990 yılları aralığında gerçekleşmiştir. bu hareketin gündemi kadın bedeninin kontrol edilmeye çalışılması, kürtaj sorunları, cinsel özgürlük gibi kadın bedenini temel alan konulardır.
1990’lı yıllarda başlayan üçüncü feminizm hareketinin temeli adalettir. bu dönemde kadınlar ayrıştılırmış birey ve toplumları da feminizme dahil ederek ayrımcılığın karşısında durmuştur.
feminizm erkek düşmanlığı değildir, kadının üstünlüğünü savunmaz.
feministler yalnızca kadın haklarını değil, aynı zamanda hayvan hakları, lgbti+ community hakları, ırkçılığa karşı mücadele gibi birçok alanda da feminizmin etkileri görülmektedir.
feminizm yalnızca eşitliği savunur.
ilk feminizm hareketi 19. yüzyılın sonlarında kadınların oy kullanma, eğitim ve seçme/seçilme hakkını kazanması amacıyla mary wollstonecraft, olympes de gouge ve jane austen tarafından başlatılmıştır. bu hareketin ardından bazı haklar elde edilse de savaş döneminde olunduğundan kadınlar düşük ücretlerle çalıştırılmış ve erkeklerin savaştan dönmesinin ardından işlerini bırakmak zorunda bırakılmışlardır.
ikinci feminizm hareketi 1960-1990 yılları aralığında gerçekleşmiştir. bu hareketin gündemi kadın bedeninin kontrol edilmeye çalışılması, kürtaj sorunları, cinsel özgürlük gibi kadın bedenini temel alan konulardır.
1990’lı yıllarda başlayan üçüncü feminizm hareketinin temeli adalettir. bu dönemde kadınlar ayrıştılırmış birey ve toplumları da feminizme dahil ederek ayrımcılığın karşısında durmuştur.
feminizm erkek düşmanlığı değildir, kadının üstünlüğünü savunmaz.
feministler yalnızca kadın haklarını değil, aynı zamanda hayvan hakları, lgbti+ community hakları, ırkçılığa karşı mücadele gibi birçok alanda da feminizmin etkileri görülmektedir.
feminizm yalnızca eşitliği savunur.
devamını gör...
129.
kesinlikle desteklenmelidir diyecem de kadın olup kadın düşmanlığı yapanlar var ülkede.
devamını gör...
130.
normalde kadınlar ve erkeklerin "hakları" bakın tekrar ediyorum "hakları" eşit olsun isteyen topluluktur ama ülkemizde erkekler öldürülmeli mantığı ile gündemde olan yani feminazi ile karıştırılan görüştür
not: ben de haklarımızın eşit olması gerektiği kanısındayım.
not: ben de haklarımızın eşit olması gerektiği kanısındayım.
devamını gör...
131.
toplum hayatını manipüle eden, aile düzenini bozan bir eskort felsefesidir. ülkemizde yaygınlaşması hem sağcı hem de solcu olan grupların avrupa'dan ve çeşitli vakıflardan aldıkları yüklü miktardaki fonların bedelini ödemek için yaptıkları propagandalar sonucunda gerçekleşmiştir. toplumca bedelini ödüyoruz.
(bkz: kadem)
(bkz: kadem)
devamını gör...
132.
türkiye de amacının dahi bilinmediği, bir tane kitap okumamış cahil kadınların ve a*cılık yapan beyin yoksunu erkeklerin savunduğu topluluk. türkiye dışı feminizm de az çok aynıdır. avrupa da da bazı şeyler haricinde üstünlük esaslı kurulmuştur. feminizm tarihini, nasıl kurulduğunu kimse bilmiyor.
türkiye de sadece kadın üstünlüğünü isteyen bir kurumdur. eşitlik isteyen insan, bu denli nafaka'nın saçma olduğunu savunur, kadının beyanı esastır'ın bir üstünlük oluşturduğunu savunur. "efendim kadına cinayet var", erkeğe de var? dün erzurum da 2 çocuk babası adamın eşi tarafından kalbinden bıçaklanarak öldüğünü kim duydu? hangi haber sitesi yayınladı? 2 gün önce kız kardeşi tarafından, uykudayken yüzüne yanıcı madde atılan adamın feryadını kim duydu? nafaka borcunu ödeyemeyen adamın 14 yıldır kömürlükte yaşadığını kim biliyor? 2 hafta önce kocasını bıçaklayıp kızını rehin alan kadını kim konuştu? kimse. türkiye de habercilik dahi taraflıdır. üstelik bunlar sadece bilinen ve son hafta da olan olaylar. neden konuşulmadı? erkeklerin üstüne bırakılan yüklerden haberleri var mı acaba? penisi küçük diye aldatılan, sekste yeteri kadar iyi değil diye boşanma davası açılan yüzlerce hatta binlerce erkek var. neden sadece tek kadın tarafından bakılıyor? bu basbayağı taraflı olma durumudur. kimse eşitliği savunduğunu söylemesin.
3 gün önce exxen platformunda yayınlanan saçma bir komedi(güya) programında "kocanı kaç defa dövdün?" diye sorulan soruya "bir defa dövdüm" denilince izleyicilerin gülmesi bu halkın ne kadar gerizekalı olduğunu gösterir. yahu bir kere böyle bir soru olamaz, böyle bir cevap olamaz. bu normal değildir, zaten program normal değil. aynısını bir erkeğin dediğini düşünebiliyor musunuz? twitter da saçma sapan twitler dolaşıyor, "erkekler ne yaptı?", "keşke erkekler olmasa", böyle bir eşitlik olamaz. erkekleri kısıtlayarak, ayırarak toplumda egemen olmayı amaçlayan, bu tür toplulukların tarihini dahi bilmeyen gerizekalı insanlarca savunulan kurumların hiç normal olmadığını, ve herhangi bir yararı olmadığını düşünüyorum. kadın kendi hakkını kendi savunabilir, herhangi bir kuruma ihtiyacı yoktur. kadında bir insandır, herhangi bir topluluğun himayesin de kendi hakkını savunması acizliktir. kadın ve erkek eşittir, her alanda bu böyledir. belki özellik olarak farklılık olabilir, ama bu bir şeyi değiştirmez.
not: bu söylemlerim her feminist kadın için geçerli değildir. aklı başında olan kadınlarımızın olayın farkında olduklarından şüphe duymamakla birlikte, bu olaya gerçekten de kadın-erkek eşitliğini savunan insanlar dahil değildir.
türkiye de sadece kadın üstünlüğünü isteyen bir kurumdur. eşitlik isteyen insan, bu denli nafaka'nın saçma olduğunu savunur, kadının beyanı esastır'ın bir üstünlük oluşturduğunu savunur. "efendim kadına cinayet var", erkeğe de var? dün erzurum da 2 çocuk babası adamın eşi tarafından kalbinden bıçaklanarak öldüğünü kim duydu? hangi haber sitesi yayınladı? 2 gün önce kız kardeşi tarafından, uykudayken yüzüne yanıcı madde atılan adamın feryadını kim duydu? nafaka borcunu ödeyemeyen adamın 14 yıldır kömürlükte yaşadığını kim biliyor? 2 hafta önce kocasını bıçaklayıp kızını rehin alan kadını kim konuştu? kimse. türkiye de habercilik dahi taraflıdır. üstelik bunlar sadece bilinen ve son hafta da olan olaylar. neden konuşulmadı? erkeklerin üstüne bırakılan yüklerden haberleri var mı acaba? penisi küçük diye aldatılan, sekste yeteri kadar iyi değil diye boşanma davası açılan yüzlerce hatta binlerce erkek var. neden sadece tek kadın tarafından bakılıyor? bu basbayağı taraflı olma durumudur. kimse eşitliği savunduğunu söylemesin.
3 gün önce exxen platformunda yayınlanan saçma bir komedi(güya) programında "kocanı kaç defa dövdün?" diye sorulan soruya "bir defa dövdüm" denilince izleyicilerin gülmesi bu halkın ne kadar gerizekalı olduğunu gösterir. yahu bir kere böyle bir soru olamaz, böyle bir cevap olamaz. bu normal değildir, zaten program normal değil. aynısını bir erkeğin dediğini düşünebiliyor musunuz? twitter da saçma sapan twitler dolaşıyor, "erkekler ne yaptı?", "keşke erkekler olmasa", böyle bir eşitlik olamaz. erkekleri kısıtlayarak, ayırarak toplumda egemen olmayı amaçlayan, bu tür toplulukların tarihini dahi bilmeyen gerizekalı insanlarca savunulan kurumların hiç normal olmadığını, ve herhangi bir yararı olmadığını düşünüyorum. kadın kendi hakkını kendi savunabilir, herhangi bir kuruma ihtiyacı yoktur. kadında bir insandır, herhangi bir topluluğun himayesin de kendi hakkını savunması acizliktir. kadın ve erkek eşittir, her alanda bu böyledir. belki özellik olarak farklılık olabilir, ama bu bir şeyi değiştirmez.
not: bu söylemlerim her feminist kadın için geçerli değildir. aklı başında olan kadınlarımızın olayın farkında olduklarından şüphe duymamakla birlikte, bu olaya gerçekten de kadın-erkek eşitliğini savunan insanlar dahil değildir.
devamını gör...
133.
amacından tamamen çıkmış bir akımdır. günümüzde kadın erkek eşitliği muhabbeti sadece cahilleri kandırır ve eğlendirir. bizim ülkemizde kendine feminist diyenlerin özellikle sosyal medya hesaplarını falan inceleyin çoğu kadınları metalaştıran, çıplaklığı öven, nerede uç bir söylem varsa onu savunan kişiler olduğunu görürsünüz. eşitliği değil de daha çok kadınların pozitif ayrıcalıklar elde etmesini savunuyorlar çoğunun da tek bildiği şey erkek kelimesini *rk*k olarak yazmak. feyza altun gibi kanaat önderleri olan kesimdir. bir kaç tane ünlü diye geçinen absürt tip var ergen yaştaki kızlar da bunlardan duyduğu ve gördüğü şeyleri savunuyor.
devamını gör...
134.
kadınları erkeklerden aşağı gören kadınların mensubu olduğu dandik akım. kadınlara da erkek rolü atayıp 8-5 çalışan sistem kölesi çalışan haline getirdiler kendilerini. feminizmin başarılı olması kadınlardan çok para babası patronların işine yarıyor ama bunlar kendilerinin bir şey başardığını düşünüyorlar. dünya üzerindeki bütün insan parçaları kullanılmak için var olan bir sistemde yaşıyoruz ve feministler ise kendilerini bu aptal düzene sokmak için uğraşıp duruyorlar. tebrikler artık eşitiz, erkekler gibi wagecuck oldunuz ee ?
devamını gör...
135.
kadın ve erkek eşitliğini savunan bir yapıdır.
feminism 19.yy sonu-20yy başı ilk dalgası ortaya çıkan bir harekettir.
mary wollstonecraft, virginia woolf, judith butler, simone de beauvoir , helene cixous feminist edebiyatı içerisinde okunabilir.
feminism 19.yy sonu-20yy başı ilk dalgası ortaya çıkan bir harekettir.
mary wollstonecraft, virginia woolf, judith butler, simone de beauvoir , helene cixous feminist edebiyatı içerisinde okunabilir.
devamını gör...
136.
meydanlarda soyunup eylem yapıp, daha sonra müdahalede bulunan devletin polisine taş fırlatan kanalizasyon artıkları gurubudur.
devamını gör...
137.
normalde kadın erkek eşitliğinde her iki cinsiyetin eşit olduğunu savunan idedir. ancak diğer her alanlarda olduğu gibi ülkemizde bu da yanlış evrilmiş ve erkek düşmanlığına dönmüştür. feminizm erkek düşmanlığı değildir. eşitlik savunuculuğudur. kaşarlık yapmayın çakma feminikler.
devamını gör...
138.
budur.
devamını gör...
139.
çıkış amacından saparak artık kapitalizmin, küreselciliğin bir piyonu haline gelmiştir. kadın bedeninin bir cinsel obje olarak kullanılmasını dahi "seks işçiliği haktır, onlyfans erkek hegemonyasına son verdi!" gibi ucube ifadelerle savunur. kadın haklarının birinci kuralı kadın bedeninin sömürülmemesi olmalıyken, bunlar parayla kadın bedeni satmayı filan savunur oldu, isteyen kadın seks işçiliği yapar diyerek!
feminist olmayan ve feminizme karşı duran insanlar emin olun kadın düşmanı filan değil emin olun! sadece kapitalistlerin küreselcilerin oyuncağı olmak istemiyoruz!
örneğin bir kadının parası mı yok? gücü mü yok? kimsesi mi yok? ona yardım etmek yerine, onun elinden tutmak yerine, ona iş güç bulup şerefiyle yaşamasını temin etmek yerine, aç bacaklarını yat milletin önüne diyor artık bu zihniyet! feminizmin geldiği noktaya bakar mısınız? bu kadın düşmanlığının en alasıdır! buyurunuz...
feminist olmayan ve feminizme karşı duran insanlar emin olun kadın düşmanı filan değil emin olun! sadece kapitalistlerin küreselcilerin oyuncağı olmak istemiyoruz!
örneğin bir kadının parası mı yok? gücü mü yok? kimsesi mi yok? ona yardım etmek yerine, onun elinden tutmak yerine, ona iş güç bulup şerefiyle yaşamasını temin etmek yerine, aç bacaklarını yat milletin önüne diyor artık bu zihniyet! feminizmin geldiği noktaya bakar mısınız? bu kadın düşmanlığının en alasıdır! buyurunuz...
devamını gör...
140.
boş iş.
saçmalık.
gereksizlik.
saçmalık.
gereksizlik.
devamını gör...