2024 yapımı dizi gassal olarak çalışan bir adamın bir süre sonra yalnızlığını sorgulamasını ve öldükten sonra kendisini yıkayacak birini aramaya başlamasını anlatır.
yönetmen:
selçuk aydemir
oyuncular:
ahmet kural
sibel aytan
muharrem türkseven
erdal cindoruk
serkan ercan
demir karahan
şahin kendirci
selçuk aydemir
oyuncular:
ahmet kural
sibel aytan
muharrem türkseven
erdal cindoruk
serkan ercan
demir karahan
şahin kendirci
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "zed's dead baby" tarafından 20.12.2024 20:16 tarihinde açılmıştır.
21.
aşırı pr yapılan bütün işlere neden mesafeli olduğumu hatırlatan, ilk bölümünü yarıda bıraktığım dizi.
ayrıca gelir derdi olmayan bir platform bu işi neden parayla satıyor arkadaş?!
neyse,
tarzım olmaması dışında aşırı şekilde övülen ve çok zorlamama rağmen gene izleyemediğim six feet under kokuyor.
ölümü hatırlatıp durması aşırı itici geldi.
beğenene lafımız olmaz o ayrı...
ayrıca gelir derdi olmayan bir platform bu işi neden parayla satıyor arkadaş?!
neyse,
tarzım olmaması dışında aşırı şekilde övülen ve çok zorlamama rağmen gene izleyemediğim six feet under kokuyor.
ölümü hatırlatıp durması aşırı itici geldi.
beğenene lafımız olmaz o ayrı...
devamını gör...
22.
beş bölüm izledim, şu anda da izliyorum. son yıllarda izlediğim en farklı yapım kesinlikle. ahmet kural'ı ilk kez komedi haricinde görmek değişik oldu. diziyi bitirince bu tanım editlenecektir.
devamını gör...
23.
dun baslayip yeni yilin ilerleyen saatlerinde bitirdigim dizi. yeri geldi guldurdu yeri geldi uzdu. ancak oyle soyledikleri kadar uzmedi beni. sadece bittikten sonra derin dusuncelere daldim. eger ki sakinlestirme teknigi ile uykuya dalmasam ve kafamda donup duran sahnelerine odaklansam buyuk ihtimal daha da uzerdi. yine de oyle yikici bir etkisi olmadi zaten sahnelerin bazilarini tahmin etmek zor olmadi sezon finalinde ki havuz muhabbeti mesela. cunku zaten dizinin temasi olum oldugundan anliyorsunuz birilerine bir seyler olacak her bolum neredeyse. bir ara insanlarin bilincaltlarina olum ve surecleri dusuncesini dolu dolu ektiklerini de dusundum o tum olu yikama ve agir olum konusu dolayisiyla.
karakterlere gelince dizi hayatin icinden ve olabilitesi yuksek bir dizi yani gercek hayatta yasanmis vibes filan veriyor. gerci son zamanlarda cikan neredeyse tum turk dizilerinde olagandisi, supernatural, fantastik gibi kavramlarin yoklugundan her sey hayatin icinden uyarlanmis gibi de neyse.
olay orgusu guzel akis iyi izlettiriyor kendini kisa olmasi da hos bolumlerin. yuksek olcude empati yapmam dolayisiyla bir an kendi halime sukretmeme sebep olmadi da degil bas karakterin yasadigi hayat bicimi. muzikleri de dram dolu tum dizide oldugu gibi.
ha bir de son bolumlerden aklimda kalan, mutsuzluk mutlulugun kaybedilmesi sonucu olusur olgusu hosuma gitti. izlemeyi dusunuyorsaniz izleyin, zira hem kisa hem de akip gidiyor, kaldi ki ne sacma sapan diziler izliyor insanlar uzun zamanlarini verip, hayattan odagi alip olume yoneltmis bir dizi de bir sey kaybettirmez sadece belki dunya perdesindeki sonunuzu hatirlatir size, burada hicbir seyin kalici olmadigini yani.
karakterlere gelince dizi hayatin icinden ve olabilitesi yuksek bir dizi yani gercek hayatta yasanmis vibes filan veriyor. gerci son zamanlarda cikan neredeyse tum turk dizilerinde olagandisi, supernatural, fantastik gibi kavramlarin yoklugundan her sey hayatin icinden uyarlanmis gibi de neyse.
olay orgusu guzel akis iyi izlettiriyor kendini kisa olmasi da hos bolumlerin. yuksek olcude empati yapmam dolayisiyla bir an kendi halime sukretmeme sebep olmadi da degil bas karakterin yasadigi hayat bicimi. muzikleri de dram dolu tum dizide oldugu gibi.
ha bir de son bolumlerden aklimda kalan, mutsuzluk mutlulugun kaybedilmesi sonucu olusur olgusu hosuma gitti. izlemeyi dusunuyorsaniz izleyin, zira hem kisa hem de akip gidiyor, kaldi ki ne sacma sapan diziler izliyor insanlar uzun zamanlarini verip, hayattan odagi alip olume yoneltmis bir dizi de bir sey kaybettirmez sadece belki dunya perdesindeki sonunuzu hatirlatir size, burada hicbir seyin kalici olmadigini yani.
devamını gör...
24.
hem istanbul'un her yerinde gördüğüm paspaye reklamlarından hem trt de yayınlandığından hem de tayyip'e yaranmak için yandaşca çekilmiş bir dizi olduğunu düşünerek ön yargılı yaklaşmaşım sanırım. bir günde tamamını hiç sıkılmadan seyrettim.ahmet kural'ın oyunculuğuna hayran kaldım.sanırım sonuna kadar seyretmemdeki en büyük etken kural 'ın performansı oldu. mütevazi bir gelirle çekilmesine rağmen seyretmeye değer bence. en azından trt'de yayınlanan diğer dizilerde olduğu gibi tarihi yanlışlıklar yapılıp seyirciyi çileden çıkaracak bir konusu yok.
filmin konusuna gelince,kimsesiz bir gassalın evlenmesi için yapılan bir baskı söz konusu. ince esprileri yakalarsanız tek başınıza seyrederken kahkaha atmanıza sebep olabilir.
benim gibi öldükten sonra meftaya neler yapıldığı konusunda bilgisi olmayanlar için öğretici nitelikte. pamuk esprisi oldukça güldürdü beni.
ufak tefek saçmalamalar olsa da filme notum 8..
filmin konusuna gelince,kimsesiz bir gassalın evlenmesi için yapılan bir baskı söz konusu. ince esprileri yakalarsanız tek başınıza seyrederken kahkaha atmanıza sebep olabilir.
benim gibi öldükten sonra meftaya neler yapıldığı konusunda bilgisi olmayanlar için öğretici nitelikte. pamuk esprisi oldukça güldürdü beni.
ufak tefek saçmalamalar olsa da filme notum 8..
devamını gör...
25.
kardeşim...... kapkaranlık, tek düze, monoton bir dizi, sanki adamlar kendi ruh karanlıklarını izleyiciye yansıtmaya çalışıyor, çok övgüler almış, göklere çıkarılmış diye dün akşam bir bakayım dedim ilk bölümüne 15 dakika bile dayanamdım, birde beklenti büyük, birde ahmet kural ? iyi -kötü komedi ile bilinen biri ? içime fenalık bastı ve 15 dakika sonra kapattım. tamam akape bir takım dini mesajlar vermeye çalışıyor (islam dini mensupları ölünce gassal adı verilen şahıslar tafaından yıkanıyor, yahudilerin ayrı bir ölü yıkama seramonileri var, diğer dinler ne yapıyor ? onu da pek bilmiyorum) ama içim karardı, hiç bana göre bir dizi değil.
devamını gör...
26.
tüm bölümlerini izlediğim güzel bir trt dizisidir. dizide baki bir gassal. babası hapiste annesi de daha o küçükken vefat etmiştir. baki'nin aklına bir gün bir soru takılıyor, ölünce beni kim yıkayacak? bu sorunun üzerine dizide yaşadığı olaylar anlatılıyor. yeri geldi komik, yeri geldi üzücü olaylar yer almaktadır.
devamını gör...
27.
üç bölüm izleyebildim. üçüncü bölümü izlememdeki neden de ikinci bölümün finalinde olan sürpriz sondu. yoksa ikinci bölüm itibariyle izlemeyi bırakacaktım.
bir kere komik değil. dramatik hiç değil. hiçbir duyguyu geçiremeyen, çok durağan bir akış. konusu itibariyle çok özgün duruyor aslında. fakat bazı karakterler çok yapay. bir türlü içine çekmiyor. çok zorlama duruyor. üçüncü bölüm itibariyle bitmesine ne kadar kaldı diye sürekli kontrol ettim. ajitasyon ve gereksiz absürtlüğün tavan yaptığı üçüncü bölümü sonuna kadar bile izleyemedim.
bu gibi bir yapıma neden bu kadar pr yapıldığını da anlamadım. tüm istanbul gassal reklamlarıyla doluydu. ama vaadettiğini verebildiğini düşünmüyorum.
son olarak bunu gibi ile kıyaslayanlar olmuş. yavaş diyelim. gibi'nin 7 dakikalık saçma sapan yılbaşı özel bölümü bile gassal'dan iyidir.
bir kere komik değil. dramatik hiç değil. hiçbir duyguyu geçiremeyen, çok durağan bir akış. konusu itibariyle çok özgün duruyor aslında. fakat bazı karakterler çok yapay. bir türlü içine çekmiyor. çok zorlama duruyor. üçüncü bölüm itibariyle bitmesine ne kadar kaldı diye sürekli kontrol ettim. ajitasyon ve gereksiz absürtlüğün tavan yaptığı üçüncü bölümü sonuna kadar bile izleyemedim.
bu gibi bir yapıma neden bu kadar pr yapıldığını da anlamadım. tüm istanbul gassal reklamlarıyla doluydu. ama vaadettiğini verebildiğini düşünmüyorum.
son olarak bunu gibi ile kıyaslayanlar olmuş. yavaş diyelim. gibi'nin 7 dakikalık saçma sapan yılbaşı özel bölümü bile gassal'dan iyidir.
devamını gör...
28.
hiç izlemedim. buradaki yorumlardan gassallık yapan şahsın adının baki olduğunu öğrendim.
baki allah'ın sıfatlarından biridir ve "kalıcı", "ebedi", "sonu olmayan" anlamlarına gelir. yani "ölümsüz" gibi bir manası var.
"ölümlü"leri yıkayan bir " ölümlü"ye "ölümsüz" demişler.
baki allah'ın sıfatlarından biridir ve "kalıcı", "ebedi", "sonu olmayan" anlamlarına gelir. yani "ölümsüz" gibi bir manası var.
"ölümlü"leri yıkayan bir " ölümlü"ye "ölümsüz" demişler.
devamını gör...
29.
bölümleri 25 dk... 5 dk jilet mod arabesk soluksuz izledim...piko, tubeye düşer dedi dayanamadım tabii ye 100 tl verdim, güzeldi, ağlayamadım, çünkü basıyorum antideprasanı...yaşamam bile mucize...cipralexi birada eritip içiyorum, üstüne uyku ilacı...içim yanar yanar yanar yanaarrrr....
devamını gör...
30.
"hayat nedensiz yapılan şeylerle güzeldir; gereksiz laflar, lüzumsuz cevaplar..." cümlesinde geçen "şeyler"in, hayatı geçiştiren basitliğini, sıradanlığını, manasızlığını ve saçmalığını suratımıza suratımıza absürd bir dille çarpan dizi.
ironinin, hicvin, yabancılaşmanın şahane örneklerini vermiş. sağlam senaryo, ehil oyunculuk, bitişlere nokta koyan müzikler ve şahin kendirci... güldüm evet ama daha çok göğsüme bir öküz oturmuş gibi oldu.
ironinin, hicvin, yabancılaşmanın şahane örneklerini vermiş. sağlam senaryo, ehil oyunculuk, bitişlere nokta koyan müzikler ve şahin kendirci... güldüm evet ama daha çok göğsüme bir öküz oturmuş gibi oldu.
devamını gör...
31.
sırf trt yapımı olduğu için ve pr’ı için özellikle sosyal medyaya iyi para yedirildiği için izlemiyorum, he bir de tabii platformuna para vermek de istemiyorum, bakarsın bi 3-5 sene sonra izlerim belki
devamını gör...
32.
yine bir türk slopu. kendisiyle değil konseptiyle, temasıyla, algıyla farklı gösterilmeye çalışılan başka bir içerik.
sırf "koyu arapça hissettirsin, böyle cinler varmış gibi olsun" diye dizinin adını bu koyup, konsepti sonradan ölü yıkamaya çevirdiklerine adım kadar eminim.
ayrıca e-trt dizisi lan bu. siz propaganda olmayacağını düşünüyor musunuz? dizinin bütün reklamları milleti ölümle korkutmak. spesifik olarak da islami ölümle. dizinin adı boşuna gassal değil. bu ülkede yıllarca anlamı bilinmeden dabbe gevelendi.
istediği kadar makyaj yapılsın. gönül dağı denen dandik a4 kağıdı neyse, bu da odur.
edit: şu dünyada bir kez yanlış çıkayım.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2025/01/04/qzuym4kcshzsqgfu-t.jpg)
edit 2: ben mehdiyim.*
sırf "koyu arapça hissettirsin, böyle cinler varmış gibi olsun" diye dizinin adını bu koyup, konsepti sonradan ölü yıkamaya çevirdiklerine adım kadar eminim.
ayrıca e-trt dizisi lan bu. siz propaganda olmayacağını düşünüyor musunuz? dizinin bütün reklamları milleti ölümle korkutmak. spesifik olarak da islami ölümle. dizinin adı boşuna gassal değil. bu ülkede yıllarca anlamı bilinmeden dabbe gevelendi.
istediği kadar makyaj yapılsın. gönül dağı denen dandik a4 kağıdı neyse, bu da odur.
edit: şu dünyada bir kez yanlış çıkayım.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2025/01/04/qzuym4kcshzsqgfu-t.jpg)
edit 2: ben mehdiyim.*
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2025/01/09/zjlo6cpp6u6mugqw-t.jpg)
devamını gör...
33.
o gece kız arkadaşımdan ayrıldım. kafam bozuk bir kaç arkadaşı aradım meşguldüler uyumaya çalıştım olmadı. kafam dağılsın dedim gassali izleyeyim final bölümüne geldim zaten moralim bozuk zor duruyordum bir başladım ağlamaya saatlerce anirarak ağladım durduramadim kendimi.
devamını gör...
34.
boykot ürünü olduğu için izlemeyeceğim yapımdır.
dünyanın en ilgi çekici, en sanatlı, en öğretici, en akıllara kazınıcı şöyle de en güzel, böyle de en şahane dizi olsa da izleyemeceğim dizidir. sebebi de şiddete ilişkin düşünce ve tavrımın bu olmasıdır. mesele yapılan işin güzelliği değildir her zaman. mesele işi kimin yaptığı, kimin kazanç sağladığıdır da. o kazancı ne yapmak için harcadığıdır da. israil ürünlerini bu yüzden boykot etmiyor muyuz? ticaretlerine dahlimiz olmasın, benden kazandıkları parayla şiddet suçlarının en büyüğü olan soykırıma ekonomik kaynak sağlamasınlar diye değil mi boykotumuz? mesele işin güzelliği olsaydı, en güzel temizlik ürünleri, kozmetik ürünler, hollywood ürünleri, market ve gıda kategorisinde rakiplerine nazaran en "güzel" ürünler israil menşeili. almıyoruz, ülkemizde yapılan, israil'e kaynak sağlamayan alternatifini bulup daha az temizleyen detarjana, daha az lezzetli kahveye iki kat fazla para verip onu alıyoruz. neden? çünkü işi kimin yaptığı, kimlerin kazanç sağladığı önemli de ondan. israil'i boykot edenlerin, bu işe el vermesi, yüceltmesi, alkışlaması ne kadar enteresan değil mi? şiddetin bir türüne başka, öteki türüne başka yaklaşımlar sergileyebilmek baya kocaman tutarsızlık.
ahmet kural şiddet uygulamış, bu ülkede şiddetten hüküm giymek gerçekten deveye hendek atlatmaktan beterken hüküm giymiş, cezası ertlenmiş, cezasını çekmemiş bir şiddet failidir. cezayı çekmemek, suçu meşrulaştıran en büyük argümandır. meşrulaşma en çok halde ve dilde gerçekleşir. sustuğumuz, konuşmadığımız her şeyin meşrulaştırılmasında payımız olur. şimdi bu ceza çekilmedi, sektöre de geri döndü, güzellemesi de yapılıyor, yerlere göklere de sığdırılamıyor. bu tavır da suçu meşrulaştırmaya yarıyor en çok. trend olan, popüler olan geliyor, en yüksek perdenden konuşuyor, suçu aklıyor, suça ilişkin imajı değiştiriyor, suçu siliyor. dolayısıyla suçlunun omzuna hadi bu yoldan devam et koçum pıt pıtı vuruluyor. hele hele toplum nazarında oynadığı işin dinle, islamla, ölüm korkusu ve mazbutlukla ilişkilendirilerek kendisinden bir ahlak timsali, edep güneşi yaratılması da medyanın, popüler kültürün, sosyal mecraların nelere nelere yol açabileceğinin aleni delili.
dini öğretiyi hiç benimsememiş, şiddeti kolaylıkla kullanan, pişmanlığı ve utancı duymadan hop diye karşımıza gömleğinin en üst düğmesi kapalı bir karakterle çıktı diye yıldızlaştırılan bu kişi bundan para kazanıyor. pazar kazanmak, ticaretini döndürmek için bu işi yapıyor. ona yüklenen din, diyanet işleri de manipülasyonun daniskası oluyor. sonra kazandığı paralar, şöhret, iktidar, güç ile bakalım ne yapıyor?
suçun cezası uygulanmış, kişinin şiddete karşı hem tutumu hem söylemi değişmiş olsaydı başbaşka şeyler konuşulurdu. fakat bunlar gerçekleşmediği için elbette izlemeyeceğim dizidir.
dünyanın en ilgi çekici, en sanatlı, en öğretici, en akıllara kazınıcı şöyle de en güzel, böyle de en şahane dizi olsa da izleyemeceğim dizidir. sebebi de şiddete ilişkin düşünce ve tavrımın bu olmasıdır. mesele yapılan işin güzelliği değildir her zaman. mesele işi kimin yaptığı, kimin kazanç sağladığıdır da. o kazancı ne yapmak için harcadığıdır da. israil ürünlerini bu yüzden boykot etmiyor muyuz? ticaretlerine dahlimiz olmasın, benden kazandıkları parayla şiddet suçlarının en büyüğü olan soykırıma ekonomik kaynak sağlamasınlar diye değil mi boykotumuz? mesele işin güzelliği olsaydı, en güzel temizlik ürünleri, kozmetik ürünler, hollywood ürünleri, market ve gıda kategorisinde rakiplerine nazaran en "güzel" ürünler israil menşeili. almıyoruz, ülkemizde yapılan, israil'e kaynak sağlamayan alternatifini bulup daha az temizleyen detarjana, daha az lezzetli kahveye iki kat fazla para verip onu alıyoruz. neden? çünkü işi kimin yaptığı, kimlerin kazanç sağladığı önemli de ondan. israil'i boykot edenlerin, bu işe el vermesi, yüceltmesi, alkışlaması ne kadar enteresan değil mi? şiddetin bir türüne başka, öteki türüne başka yaklaşımlar sergileyebilmek baya kocaman tutarsızlık.
ahmet kural şiddet uygulamış, bu ülkede şiddetten hüküm giymek gerçekten deveye hendek atlatmaktan beterken hüküm giymiş, cezası ertlenmiş, cezasını çekmemiş bir şiddet failidir. cezayı çekmemek, suçu meşrulaştıran en büyük argümandır. meşrulaşma en çok halde ve dilde gerçekleşir. sustuğumuz, konuşmadığımız her şeyin meşrulaştırılmasında payımız olur. şimdi bu ceza çekilmedi, sektöre de geri döndü, güzellemesi de yapılıyor, yerlere göklere de sığdırılamıyor. bu tavır da suçu meşrulaştırmaya yarıyor en çok. trend olan, popüler olan geliyor, en yüksek perdenden konuşuyor, suçu aklıyor, suça ilişkin imajı değiştiriyor, suçu siliyor. dolayısıyla suçlunun omzuna hadi bu yoldan devam et koçum pıt pıtı vuruluyor. hele hele toplum nazarında oynadığı işin dinle, islamla, ölüm korkusu ve mazbutlukla ilişkilendirilerek kendisinden bir ahlak timsali, edep güneşi yaratılması da medyanın, popüler kültürün, sosyal mecraların nelere nelere yol açabileceğinin aleni delili.
dini öğretiyi hiç benimsememiş, şiddeti kolaylıkla kullanan, pişmanlığı ve utancı duymadan hop diye karşımıza gömleğinin en üst düğmesi kapalı bir karakterle çıktı diye yıldızlaştırılan bu kişi bundan para kazanıyor. pazar kazanmak, ticaretini döndürmek için bu işi yapıyor. ona yüklenen din, diyanet işleri de manipülasyonun daniskası oluyor. sonra kazandığı paralar, şöhret, iktidar, güç ile bakalım ne yapıyor?
suçun cezası uygulanmış, kişinin şiddete karşı hem tutumu hem söylemi değişmiş olsaydı başbaşka şeyler konuşulurdu. fakat bunlar gerçekleşmediği için elbette izlemeyeceğim dizidir.
devamını gör...
35.
30 dakikalık bölümler bize hakikaten hayatın çok kısa olduğunu anımsatıcı nitelikte.
her bölüm olmasa da bazı bölümlerde herkes mutlaka kendini bulabilir diye düşünüyorum. çünkü ölümü uzak veya yakın gördük her birimiz. çok incelikli çocukluğa dönük göndermeleri de var.
eskimeyeceğini düşünüyorum bir milletin hafızasındaki sembolleri içerisinde barındıryor nispeten.
okulun zil sesi, danteller, tüplü tv'ler...
her bölüm olmasa da bazı bölümlerde herkes mutlaka kendini bulabilir diye düşünüyorum. çünkü ölümü uzak veya yakın gördük her birimiz. çok incelikli çocukluğa dönük göndermeleri de var.
eskimeyeceğini düşünüyorum bir milletin hafızasındaki sembolleri içerisinde barındıryor nispeten.
okulun zil sesi, danteller, tüplü tv'ler...
devamını gör...
"gassal (dizi)" ile benzer başlıklar
gassal
17