2023 netflix yapımı film iki evli insanın havaalanında tesadüf eseri karşılaşmalarını ve unutulmaz bir geceye sürüklenmelerini anlatır.
yönetmen:
gönenç uyanık
oyuncular:
beren saat
kıvanç tatlıtuğ
john bradford
nikima brooks
angela chew
gönenç uyanık
oyuncular:
beren saat
kıvanç tatlıtuğ
john bradford
nikima brooks
angela chew
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "miko" tarafından 04.11.2022 14:47 tarihinde açılmıştır.
1.
beren saat ve kıvanç tatlıtuğ'un başrollerini paylaşacak olduğu, gösterim tarihi ve türkçe adı henüz açıklanmamış olan, ogm yapımı, netflix tarafından dağıtılacak olan romantik komedi türündeki film. yönetmen yine netflix'e daha önce de dizi çekmiş olan gönenç uyanık imiş. bakalım bakalım.
devamını gör...
2.
başrollerini beren saat ve kıvanç tatlıtuğ' un paylaştığı gönenç uyanık'ın yönettiği 2023 yapımı sinema filmidir. netflix için çekilmiş.
istanbul - newyork city uçağı indikten sonra havaalanında kayıp valiz vakası sayesinde tanışan ve newyork city' de farklı bir gece geçiren çiftin hikayesi olarak başlayan film eh işte seyirlik tadında. ( 6 / 10 )
film teatral bir iz taşıyor. yan rol olmayan, iki kişilik aşk ve ilişkiler üzerine bir film denebilir. beren saat'in eşi kenan doğulu da '' yosun'' adlı şarkısıyla filme katkıda bulunmuş.
istanbul - newyork city uçağı indikten sonra havaalanında kayıp valiz vakası sayesinde tanışan ve newyork city' de farklı bir gece geçiren çiftin hikayesi olarak başlayan film eh işte seyirlik tadında. ( 6 / 10 )
film teatral bir iz taşıyor. yan rol olmayan, iki kişilik aşk ve ilişkiler üzerine bir film denebilir. beren saat'in eşi kenan doğulu da '' yosun'' adlı şarkısıyla filme katkıda bulunmuş.
devamını gör...
3.
kötü değil iyi de değil. filmi düşüren asıl şey aşkı memnudaki cinsel tansiyonu bu filmde yakalayamamışlar rol yaparken ikisinin üzerinde de bir gerginlik var. senaryo kopyalama falan diye duydum zaten öyle böyle müthiş bir kurgu da değil zaten.ama ikisi de hala taş gibi maşallah. ben yemek yerken arkada izledim çerezlik film sayılır.
devamını gör...
4.
ben aşk-ı memnu izlemiş değilim ama bu toplumun içinde yaşayan bir birey olarak popüler kültürün önemli bir parçası olduğunu düşündüğüm bu diziye maruz kaldığımdan kısmen diziye vakıfım.
ben bihter ve behlül aşkını bu dizideki büyük haliyle hatırlamak istiyorum zira romantizm bir ideal uğruna ölmeyi gerektirdiği için bihter’in beni beni ,bihterini repliğini aşamayacağını düşündüğüm bir şeyi izlemek istemiyorum.
aynı oyuncular da olsa zamanın ruhu aynı değil.
ben bihter ve behlül aşkını bu dizideki büyük haliyle hatırlamak istiyorum zira romantizm bir ideal uğruna ölmeyi gerektirdiği için bihter’in beni beni ,bihterini repliğini aşamayacağını düşündüğüm bir şeyi izlemek istemiyorum.
aynı oyuncular da olsa zamanın ruhu aynı değil.
devamını gör...
5.
bihter ile behlül'ün paralel evrendeki hali diye lansmanı yapılsa da beklentileri karşılamamış görünüyor. fuzuli masraf yapmışlar teee abd'ye gitmeye gerek var mıydı hakkaten bu film için. bizim oyuncularda ingilizce bilir yok mu bir rol haluk bilginer'den arda kalan diye yazılmış replikler. şarkılara klip çekilme tadında sündürülen bir film olmuş. o nasıl kavga sahnesiydi öyle sekiz'i canlandırdın sen aga. yarışma sahnesiyle de ergen gardaşlarım unutulmamış bu arada.
devamını gör...
6.
klişe klişe, aşktan başka bildikleri bir şey yok. sırf şu ikisi için bile izlenecegini bildiklerinden senaryoyu saldıklarına yemin edebilirim ama izlemediğim ve izlemeyeceğim için bir şey demiyorum.
devamını gör...
7.
yetişkin çizgi filmleri
batı ya kendimize ispat ettik bence yeterince. ne bu yarış, ne bu telaş... derinlik olmayan senoryalar, hızlı hızlı geçen sahneler, görsel showlar... show erkeği ve show kızı... ışıltı, ışıltı ve yanıltı..
dijital platformlarda yayınlanan projerimizin artık bir çoğu görüntü, dekor ve dizayn anlamında oldukça iyi konumda görünüyor. adamlara bak ne güzel çekmişler kısmını yakalamaya başladık. biz de güzel çekebiliyoruz tamam orada sıkıntımız yok. peki derinlik ? serinlik bir yere kadar..
sırf izlenilme kaygısıyla basit ama satar kafasının yüzeyselliğine ne diyeceğiz. bir buçuk saatte anlatılamayacak mevzular, fişek hızıyla gökkuşağı oyuncularının geçişleri ,tüm tuşlara basmanın vermiş olduğu yapay gayreti alkışlamak zorunda mı bu seyirci. her önüne geleni çerezlik diye yutturmak yeni moda oldu.
açıkçası ben bu filmi iki popüler ve favori çift olarak görünen oyuncunun yabancı insanlara tanıtımını ve yurt dışı projelerine katılımını hızlandırmak için piyar çalışması olarak adlandırıyorum. bilemiyorum belki de doğrusu budur.
şunu söyleyebilirim ama beren saat e oyunculuğu ile fazlaca yükleniliyor. buna kendi adıma katılmıyorum. kendine has bir havası var. ben bu filmdeki samimi ve rahat tavrını sevdim. izlemesi keyifli ve dikkat çekici bir oyuncu benim için. kıvanç tatlıtuğ ve beren saat çok uyumlu bir ikili bunu bir kez daha gördük. izleyiciyi yormuyorlar, kasmıyorlar gerçekten kendi aralarında konuşuyorlarmış gibi. onları kapının arasında dikizliyormuşum gibi hissediyorum.
taş gibiler evet.. yıllar sonra izleyicinin karşısına tekrar çıkıp biz harikayız, muhteşemiz diyebildiler. show yaptılar resmen. belki de klip çektiler. ama yapaydı, yüzelsel bir anlatımdı. (bkz: bihter) filmi ve bu filmden sonra anlıyorum ki artık güzel sunumlar ve gösterişli paketler hazırlıyoruz. ama paketin içini açınca, bu muydu şimdi diyemeden duramıyor insan.
batı ya kendimize ispat ettik bence yeterince. ne bu yarış, ne bu telaş... derinlik olmayan senoryalar, hızlı hızlı geçen sahneler, görsel showlar... show erkeği ve show kızı... ışıltı, ışıltı ve yanıltı..
dijital platformlarda yayınlanan projerimizin artık bir çoğu görüntü, dekor ve dizayn anlamında oldukça iyi konumda görünüyor. adamlara bak ne güzel çekmişler kısmını yakalamaya başladık. biz de güzel çekebiliyoruz tamam orada sıkıntımız yok. peki derinlik ? serinlik bir yere kadar..
sırf izlenilme kaygısıyla basit ama satar kafasının yüzeyselliğine ne diyeceğiz. bir buçuk saatte anlatılamayacak mevzular, fişek hızıyla gökkuşağı oyuncularının geçişleri ,tüm tuşlara basmanın vermiş olduğu yapay gayreti alkışlamak zorunda mı bu seyirci. her önüne geleni çerezlik diye yutturmak yeni moda oldu.
açıkçası ben bu filmi iki popüler ve favori çift olarak görünen oyuncunun yabancı insanlara tanıtımını ve yurt dışı projelerine katılımını hızlandırmak için piyar çalışması olarak adlandırıyorum. bilemiyorum belki de doğrusu budur.
şunu söyleyebilirim ama beren saat e oyunculuğu ile fazlaca yükleniliyor. buna kendi adıma katılmıyorum. kendine has bir havası var. ben bu filmdeki samimi ve rahat tavrını sevdim. izlemesi keyifli ve dikkat çekici bir oyuncu benim için. kıvanç tatlıtuğ ve beren saat çok uyumlu bir ikili bunu bir kez daha gördük. izleyiciyi yormuyorlar, kasmıyorlar gerçekten kendi aralarında konuşuyorlarmış gibi. onları kapının arasında dikizliyormuşum gibi hissediyorum.
taş gibiler evet.. yıllar sonra izleyicinin karşısına tekrar çıkıp biz harikayız, muhteşemiz diyebildiler. show yaptılar resmen. belki de klip çektiler. ama yapaydı, yüzelsel bir anlatımdı. (bkz: bihter) filmi ve bu filmden sonra anlıyorum ki artık güzel sunumlar ve gösterişli paketler hazırlıyoruz. ama paketin içini açınca, bu muydu şimdi diyemeden duramıyor insan.
devamını gör...
8.
olay örgüsü bakımından oldukça sade, tamamen çiftin hayatlarına odaklanılmış. fazla kafa yormadan, anlatılmak istenen karşıya aktarılmış bence.
ilişkilerin, evliliğin anlamını sorgulatmış bazı kısımlarda güzel noktalar vardı. böyle bir dönemden geçerken izleyenlere farklı bir bakış sunabilir diye düşünüyorum.
"yapmak istediğin şeylerde, hayallerinde sana destek olduğumu eğer hissettiremediysem üzgünüm. eğer sana bir gün olsun, artık seni sevmediğimi, anlamadığımı hissettirdiysem çok üzgünüm. seni kaybetmekten o kadar korkuyorum ki, seni kaybediyorum. evet tanıştığımız zaman ikimizin de hayalleri vardı. ve zamanla bazılarından vazgeçmek zorunda kaldık. bunun için birbirimizi suçlamaktan daha iyisini yapabilir miydik, bilmiyorum. bildiğim tek bir şey var. birlikte yaşlanmayı başarabilen o çiftlerin de kavga ettiği. onların da bazen yorulduğu, sıkıldığı, bazen vazgeçmek istedikleri. ve bunu yapmamalarının tek bir sebebi var. bir gün her şey ve herkes gelip geçtiğinde o yuvada birbirlerini bulacaklarına dair olan inançları. benim "yuva" dediğim, senin "aşk, tutku" dediğin şey aslında tam da bu inanç değil mi? bu inanç bizde de olsun isterdim. çok isterdim. seninle ben dünyaya karşı "biz biriz" diyebilelim... çok, çok isterdim vazgeçmeyelim. çünkü ben... ben hala çok aşığım."
ilişkilerin, evliliğin anlamını sorgulatmış bazı kısımlarda güzel noktalar vardı. böyle bir dönemden geçerken izleyenlere farklı bir bakış sunabilir diye düşünüyorum.
"yapmak istediğin şeylerde, hayallerinde sana destek olduğumu eğer hissettiremediysem üzgünüm. eğer sana bir gün olsun, artık seni sevmediğimi, anlamadığımı hissettirdiysem çok üzgünüm. seni kaybetmekten o kadar korkuyorum ki, seni kaybediyorum. evet tanıştığımız zaman ikimizin de hayalleri vardı. ve zamanla bazılarından vazgeçmek zorunda kaldık. bunun için birbirimizi suçlamaktan daha iyisini yapabilir miydik, bilmiyorum. bildiğim tek bir şey var. birlikte yaşlanmayı başarabilen o çiftlerin de kavga ettiği. onların da bazen yorulduğu, sıkıldığı, bazen vazgeçmek istedikleri. ve bunu yapmamalarının tek bir sebebi var. bir gün her şey ve herkes gelip geçtiğinde o yuvada birbirlerini bulacaklarına dair olan inançları. benim "yuva" dediğim, senin "aşk, tutku" dediğin şey aslında tam da bu inanç değil mi? bu inanç bizde de olsun isterdim. çok isterdim. seninle ben dünyaya karşı "biz biriz" diyebilelim... çok, çok isterdim vazgeçmeyelim. çünkü ben... ben hala çok aşığım."
devamını gör...
9.
ortalama bir netflix filmi. fazlasını beklemeden izleyip geçilecek filmlerden .kıvanç ve özellikle beren çok güzel yaş almışlar ,kıvanç in küfür ettiği sahnede ister istemez akıllara kuzey tekinoğlu geliyor bu arada.bu karakter adama resmen yapıştı gitti.
kenan doğulu - yosun (official audio) #vaybe / kenan doğulu
kenan doğulu - yosun (official audio) #vaybe / kenan doğulu
devamını gör...
10.
elbette bir baş yapıt değil.
iddialarının bu olduğunu da sanmıyorum , fakat ikilinin uyumu filmi sonuna kadar izlettiriyor , bir noktaya kadar film iyi ilerliyor ve kilit noktada izleyiciye ters köşe yapmayı başarmışlar. çekimler güzel fakat ben amerikalı oyuncuları çok acemi buldum.
filmde , senaryoda ilk başta söylediğim gibi baş yapıt değil ama benzer süreçlerden geçmiş çiftlerin ya da bireylerin kendinden bir şey bulacağı , belki de tersine ekranda gördükleri çiftten öğrenecekleri değişik bakış açıları yakalamak mümkün.
bana göre ise böyle şeyler sadece filmlerde olur 'u hatırlatan bir finali var.
iddialarının bu olduğunu da sanmıyorum , fakat ikilinin uyumu filmi sonuna kadar izlettiriyor , bir noktaya kadar film iyi ilerliyor ve kilit noktada izleyiciye ters köşe yapmayı başarmışlar. çekimler güzel fakat ben amerikalı oyuncuları çok acemi buldum.
filmde , senaryoda ilk başta söylediğim gibi baş yapıt değil ama benzer süreçlerden geçmiş çiftlerin ya da bireylerin kendinden bir şey bulacağı , belki de tersine ekranda gördükleri çiftten öğrenecekleri değişik bakış açıları yakalamak mümkün.
bana göre ise böyle şeyler sadece filmlerde olur 'u hatırlatan bir finali var.
devamını gör...
11.
beren saat-kıvanç tatlısu*ikilisini başrolde görünce heyecanlandım.
kronik bir aşk-ı memnu izleyicisi olarak ben de eğer bihter behlül'ü kaçmaya ikna edip gitselerdi ne olurdu kısmını yıllardır merak ediyordum. film de bu sorunun cevabı gibi lanse edilince bihter filminden sonra ettiğim yemini bozup izledim. platformlara çekilmiş yerli filmleri izlemeye yeminliydim anladığınız üzre ama kafamda tuz çevirdim, ekmek verdim köpeklere yine kandım, yanıldım.
casting süper, iki kişilik bir film olmuş. dükkandaki kadın, bardaki adam, havaalanındakiler filan gibi mini mini rolleri saymazsak iki de yardımcı oyuncu var, adlarını bilmediğim.
onur güvenatam beni etkileyen bir yönetmen değil, bildiğim başka bir filmi yok. senaryoyu yazan nurdan evren şit'in en iyi bildiğim işi ise zeytin ağacı dizisi.
konuyu biliyorsunuzdur muhakkak. uzun uzun anlatacak değilim. ama ille de anlat derseniz iki cümle yeterli, bir kadın ve erkek hikayesi bu, mekan olarak da new york seçilmiş.
beni iki nokta çok rahatsız etti, ilki, beren saat'in giyim kuşamı
ikincisi de filmin her iki başrolünün de oyunculuk konusunda düşündüğüm kadar iyi olmaması.
platformlardaki yerli filmlere olan boykotumu devam ettirme kararı aldım. aklımı çelecek bir oyuncu ya da konu olmaz bu gidişle.
izleyin demem, izlemeyin hiç demem. canınız isterse.
benim notum 4 filme.
kronik bir aşk-ı memnu izleyicisi olarak ben de eğer bihter behlül'ü kaçmaya ikna edip gitselerdi ne olurdu kısmını yıllardır merak ediyordum. film de bu sorunun cevabı gibi lanse edilince bihter filminden sonra ettiğim yemini bozup izledim. platformlara çekilmiş yerli filmleri izlemeye yeminliydim anladığınız üzre ama kafamda tuz çevirdim, ekmek verdim köpeklere yine kandım, yanıldım.
casting süper, iki kişilik bir film olmuş. dükkandaki kadın, bardaki adam, havaalanındakiler filan gibi mini mini rolleri saymazsak iki de yardımcı oyuncu var, adlarını bilmediğim.
onur güvenatam beni etkileyen bir yönetmen değil, bildiğim başka bir filmi yok. senaryoyu yazan nurdan evren şit'in en iyi bildiğim işi ise zeytin ağacı dizisi.
konuyu biliyorsunuzdur muhakkak. uzun uzun anlatacak değilim. ama ille de anlat derseniz iki cümle yeterli, bir kadın ve erkek hikayesi bu, mekan olarak da new york seçilmiş.
beni iki nokta çok rahatsız etti, ilki, beren saat'in giyim kuşamı
ikincisi de filmin her iki başrolünün de oyunculuk konusunda düşündüğüm kadar iyi olmaması.
platformlardaki yerli filmlere olan boykotumu devam ettirme kararı aldım. aklımı çelecek bir oyuncu ya da konu olmaz bu gidişle.
izleyin demem, izlemeyin hiç demem. canınız isterse.
benim notum 4 filme.
devamını gör...
12.
sizin yazacağınız, çekeceğiniz, yapacağınız filmi seveyim ben amerikan özentisi çakma redneckler sizi! bu ne seviyesizlik, bu ne ilkesizlik! film zaten yok ortada, tam bir ucube yapım. ama bari bu kadar özenti olmayın! utanç dolu bir film.
ben bu toprağın değerleriyle bu ülkenin sanat mirasına nice eser kattım; vere vere plaket veriyorlar bana törenlerde. sonra unutulup bir köşeye atılıyoruz, ama bunlar gibiler hep baş köşede... benim gibi sanatçılar, yazarlar, çizerler hep kıyıda köşede yaşam savaşı veriyor, üç beş ünlüye yaranmış tipler de böyle ucube film senaryoları yazıyor işte. bu ülkede başarının yolu yalakalıktan geçer maalesef.
ben bu toprağın değerleriyle bu ülkenin sanat mirasına nice eser kattım; vere vere plaket veriyorlar bana törenlerde. sonra unutulup bir köşeye atılıyoruz, ama bunlar gibiler hep baş köşede... benim gibi sanatçılar, yazarlar, çizerler hep kıyıda köşede yaşam savaşı veriyor, üç beş ünlüye yaranmış tipler de böyle ucube film senaryoları yazıyor işte. bu ülkede başarının yolu yalakalıktan geçer maalesef.
devamını gör...
13.
çok kısa fikir beyan edip gideceğim ama öncelikle sormak isterim: beren saate noolmuş? o kadar yabancıladım ki kadını. estetik filan mı yaptırdı kilo mu verdi bi bilen varsa söylesin.
filmin ortalarında dramaya ve deliliğe çalışan kafam hemen kendi senaryosunu yazdı: meğer mehmetin kişilik bölünmesi varmış da karısı her defasında yeni bi kişiliğiyle baştan tanışıyomuş adım adım mehmeti izleyip. sonra kendi senaryoma burun kıvırdım. benim kadar uçmadıkları için senarist ve yapımcılara teşekkür ediyorum.
zaman geçirmek için düşük beklentiyle izlenir ama benim biraz içim de şişti. bi tivit mi ne görmüştüm beren saat kıvanç tatlıtuğ'u bile aşağı çekmiş diye, katılmadan edemedim.
filmin ortalarında dramaya ve deliliğe çalışan kafam hemen kendi senaryosunu yazdı: meğer mehmetin kişilik bölünmesi varmış da karısı her defasında yeni bi kişiliğiyle baştan tanışıyomuş adım adım mehmeti izleyip. sonra kendi senaryoma burun kıvırdım. benim kadar uçmadıkları için senarist ve yapımcılara teşekkür ediyorum.
zaman geçirmek için düşük beklentiyle izlenir ama benim biraz içim de şişti. bi tivit mi ne görmüştüm beren saat kıvanç tatlıtuğ'u bile aşağı çekmiş diye, katılmadan edemedim.
devamını gör...
14.
bu ucuz ve özensiz işin çekimleri için ta amerika' ya gittiklerinden sanırım, ekip komple biznıss klastan aşağı uçmayız demiş ki , bütçe de kalmamış ve sgk+yol+yemek parasına 4.sınıf hollywood oyuncularını doldurmuşlar filme.
hele o bardaki yarışma sahnesi nedir yani? f.buddy desen yaşadıkları o değil, neyin kafasındasınız?
dağ fare doğurmuş.
puanım kıvanç tatlıtuğ hatırına 3/10 .
hele o bardaki yarışma sahnesi nedir yani? f.buddy desen yaşadıkları o değil, neyin kafasındasınız?
dağ fare doğurmuş.
puanım kıvanç tatlıtuğ hatırına 3/10 .
devamını gör...
15.
her iki cinsiyete de görsel şölen sunma amaçlı, konusu açısından fazlasıyla basit bir film. kıvanç tatlıtuğ'un oyunculuğuna bayılırım * yine çok iyi bir oyunculuk çıkarmış. beren saat iyi bir oyuncu mu kısmı tartışmalı ama verilen rollerin altından kalkabiliyor bence ve çok çekici bir kadın. aşk-ı memnu'dan kalma hayran kitlelerinin ilgisini çekmek için yeniden bir araya getirilen bir ikiliye laf olsun diye yazılmış bir senaryo. ama çok mu boklanmalı, yooo, beklentisiz bir şekilde bir buçuk saatlik bir çerez düşüncesiyle izlenebilir.
devamını gör...
16.
kılıcımı kalkanımı kuşanıp, filmi beğendiğimi söylemeye geldim. çoğunluğun aksine beğendim evet. ha beren saat'in oyunculuğunu beğenmedim bakın orada hemfikiriz. ayrıca kendisinin bir genizeti problemi var sanırım, ağzını hiç kapatmıyor çünkü.
filmin başından tahmin ettim roleplay yaptıklarını (hani benim ödülüm?). ama beren saat o kadar tartışamıyor, o kadar ağlayamıyor ki durup kim haklı diye düşünemiyorum çünkü karşımda beren ve mehmet var. kıvanç canım ya nasıl da oynamak için elinden gelen her şeyi yapmış.
orgazm sahnesinde ve sevişme sahnesinde; o esnek, o behlül ile ayrı, adnan ile ayrı dans eden kadın gitmiş yerine kütük yutmuş biri gelmiş.
ayrıca yazışmak da aldatmaktır mehmetcim. kaldı ki, ''ilgiye ihtiyacım vardı'' diyerek yaptığın şeyin bal gibi farkında olduğunu kendi ağzınla itiraf etmiş oldun.
keşke mehmet ile beren'in son kararlarını verirkenki halleri, gerçekten duyguyu yansıtarak verilseydi de seyirci de cevabını alsaydı bu tantananın ne için olduğunun.
ama yine de izlemesi keyifliydi, beğendim. kısa ve hızlı akmasının bunda payı büyük.
filmin başından tahmin ettim roleplay yaptıklarını (hani benim ödülüm?). ama beren saat o kadar tartışamıyor, o kadar ağlayamıyor ki durup kim haklı diye düşünemiyorum çünkü karşımda beren ve mehmet var. kıvanç canım ya nasıl da oynamak için elinden gelen her şeyi yapmış.
orgazm sahnesinde ve sevişme sahnesinde; o esnek, o behlül ile ayrı, adnan ile ayrı dans eden kadın gitmiş yerine kütük yutmuş biri gelmiş.
ayrıca yazışmak da aldatmaktır mehmetcim. kaldı ki, ''ilgiye ihtiyacım vardı'' diyerek yaptığın şeyin bal gibi farkında olduğunu kendi ağzınla itiraf etmiş oldun.
keşke mehmet ile beren'in son kararlarını verirkenki halleri, gerçekten duyguyu yansıtarak verilseydi de seyirci de cevabını alsaydı bu tantananın ne için olduğunun.
ama yine de izlemesi keyifliydi, beğendim. kısa ve hızlı akmasının bunda payı büyük.
devamını gör...
17.
bihter ve behlülcülerin gönlünü hoş etmek için tüm film boyunca sadece ikisinin oynadığı bi film çekmek nerden baksan kral hareket. çerezlik bi senaryo, mis gibi oyuncular.. kimse filmi kötülemiyor da öyle çok arşa da çıkarmıyor. izledik gözümüz gönlümüz doydu işte. filmin yayınlanış tarihi de manidar. çakma aşkı memnunun sinemalara düştüğü tarihlerde nasıl da güzel gölgelediler filmi valla müthiş zeka hahshs
devamını gör...
"istanbul için son çağrı" ile benzer başlıklar
çağrı taner
15