21.
şimdi size tümör teşhisi konmus 26yasinda üniversite öğrencisinin hayat hikayesini anlatacağım. öncelikle hasta yatağında olan her kişinin söylediği sözü söyleyeceğim. hayatı sevin,hayat gerçekten sevince güzel. öncelikle hastalığımın ilk evresi tanı konulmadan önceki hayatımı anlatacagim. herşey boyun ve bel ağrısıyla başladı. tabi toplumumuzun büyük sorunu olan hastalığı onemsememe erteleme gibi bir problemimiz var. işte bende o toplum kesiminin içindeyim ve erteledim hastaligimi. sınav bitsin şu ilacı alayım derkn hastaligimin bir evresine gelms oldum. diğer evre ise kıyıda kalmış tani koyma konusunda herhangi bir yeterliliği olmayan sağlık alanında personeli olmayan hastane mağduru oldum. tüm bölümlere gitmeme rağmen herhangi bir tanı konulmadi . aksine hicbirseyimin olmadığı doktordan bile sağlam olduğumu söyleyen bile olmuştur. komik geliyor demi bu söylediğim evet bnde cok gülmüştüm bu duruma. neyse devam edeyim kendi memleketim olan k.maras üniversite araştırma hastanesi'nde uzun süre tedavi gördüm ilk başlarda onlarda tanıyı koyamadilar. başlarda ince bağırsak birbirine dolanmış söylendi ve ona göre tedavi uygulandı ve yine teşhis konulmadi. her neyse çok uzattım demi mecbur uzatmak zorundayım cnku benmde hayat hikayem uzun. asıl konuya geliyrm hazır mısınız? baktılar bende yolunda gitmeyen birşeyler var ultrasyon dan baktılar ve problemin bağırsaktan gelmediğini anladılar. ve bana endeskobi yapmaya karar verdiler. asıl korkunç olayı anlatacağım size. benim sorunum midemde olduğu halde uyutmadan endeskobi yapmaya kalktılar üç kez denedim bağıra bağıra ama yapamadım. üç kişi tuttu o saçma hortumu sallayabilmek için. olmayınca olmuyor. devamı gelecek....
devamını gör...
22.
tarihi milattan önce 3000 tarihine kadar uzanan hastalık.
devamını gör...
23.
kuantum fiziği kanser hücrelerini yok etmeye yardımcı olur..
araştırmacılar, yeni iyot nanoparçacıklarını kullanarak radyasyon tedavisini geliştirmenin bir yolunu buldular.buradan
araştırmacılar, yeni iyot nanoparçacıklarını kullanarak radyasyon tedavisini geliştirmenin bir yolunu buldular.buradan
devamını gör...
24.
yer fıstığı yiyen kanser hastalarının kanser yayılma riskinin yüksek olabileceğini bildiren araştırma..neuroscience
devamını gör...
25.
hayat böyle devam edecek olursa bende bir gün olacağım.
devamını gör...
26.
vücutta bulunan hücrelerin anormal bir biçimde çoğalmasına kanser denir. ismini bulunduğu bölgeye göre alır.
devamını gör...
27.
yakın arkadaşım bugün bana dedi ki
"metroya yetişeyim diye bi taksiye atladım adam yavaş yavaş gidiyor dalgın bunalmış gibisin sıcaktan falan diye konuşayım dedim adamın çocuğu kansermiş kemoterapi alıyormuş, karısı ölmüş. adam bana şapka soruyor çocuğumun saçları dökülecek yorgun falan olacak nasıl bişeyler alayım diye. adama espri yapıyorum gülerken canı acıyor belli o kadar kötü hissettim ki göğsüme öküz oturdu resmen. iyi ki varız la valla bak anne baba ölür alışılır da o adamın gözünde bitmişliği görünce evlat acısı neymiş önüme fener tutulmuş gibi gördüm. neyse işte dökülesim geldi ben bundan sonra canım yansa dahi anama babama yanıyor demicem. öpüyorum sizi en güzel yerlerinizden"
"metroya yetişeyim diye bi taksiye atladım adam yavaş yavaş gidiyor dalgın bunalmış gibisin sıcaktan falan diye konuşayım dedim adamın çocuğu kansermiş kemoterapi alıyormuş, karısı ölmüş. adam bana şapka soruyor çocuğumun saçları dökülecek yorgun falan olacak nasıl bişeyler alayım diye. adama espri yapıyorum gülerken canı acıyor belli o kadar kötü hissettim ki göğsüme öküz oturdu resmen. iyi ki varız la valla bak anne baba ölür alışılır da o adamın gözünde bitmişliği görünce evlat acısı neymiş önüme fener tutulmuş gibi gördüm. neyse işte dökülesim geldi ben bundan sonra canım yansa dahi anama babama yanıyor demicem. öpüyorum sizi en güzel yerlerinizden"
devamını gör...
28.
vücutta bulunan ve belli bir ömrü olan hücrelerin bir ömrü vardır. hücreler öldükçe yerine yenileri gelir.
işte bu hücreler kontrolsüz çoğalır, dolaşım sitemi ile göç etmesi durumunda başka sistemlere yayılırsa bu olaya kanser denir.
kısacası kanser, hücre yenilenmesi ile hücre ölümü arasındaki dengenin bozulmasıdır.
bu hastalıktan müzdarip kişilere sağlık diliyorum.
işte bu hücreler kontrolsüz çoğalır, dolaşım sitemi ile göç etmesi durumunda başka sistemlere yayılırsa bu olaya kanser denir.
kısacası kanser, hücre yenilenmesi ile hücre ölümü arasındaki dengenin bozulmasıdır.
bu hastalıktan müzdarip kişilere sağlık diliyorum.
devamını gör...
29.
erken teşhis ve moral çok önemlidir.
devamını gör...
30.
bir kızın saçlarına veda etmesidir kanser. kulaklarının üşümesi ve aynaya baktığında ben erkek oldum demesidir :) insanların kendisini teselli etmesi beklenirken çevresinde ki insanları teselli etmek için güçlü görünmeye çalışarak daha da yorulmaktır kanser. arkanda iz bırakmak ve büyük acılardır. devamlı kusmak yemek yiyememek ve devamlı uyuma isteğidir kanser. ölüme yakın hissetmek ve arkasında izler bırakma çabasına girmektir kanser. aşk arkadaşlık konularının daha az üzmesi aşk acısının komik gelmesidir kanser çünkü öğrenirsin ki hiç bir acı ölüme yakın olmak kadar korkutucu değildir. kimseye çaktırmak istemez bu kişiler çünkü ne kadar kişi öğrenirse o kadar aynı kelimeleri duyar ve aynı şeylere yeniden yeniden üzülürüz ama en çok sinir bozucu şey şu kulaklarım donuyor siz erkekler bu soğukta nasıl kulaklarınızı sıcak tutmayı başarıyorsunuz?
devamını gör...
31.
yaşamayana şaka gibi, yaşayana kabus gibi olan illet. musdarip olan herkese şifa diliyorum.
devamını gör...
32.
babam ocak ayindan bu yana mide kanseri. teşhis konuldugunda 4. evreydi ve belirti vermediği için artık geç kalinmisti. bu aşamada bile verdiği belirti insanın aklının ucundan bile kanser ihtimalini gecirmeyecegi sırt ağrısı ve hızlı kilo kaybıydı. biz de 78 yaşındaki adamda bunlar normal diyorduk.
kemoterapiyi 6 seansdan oluşan 1 doz aldı ve şimdi acaba hiç almasa mıydı? diyoruz. kemoterapiden sonra kendisini hiç toparlayamadi çünkü.
2 defa (bkz: palyatif) serviste verilen tedaviyi reddettigi için eve getirdik ama artık yemiyor, yürümüyor, uzun süreli uyuyamiyor, aynı pozisyonda 10 dk dan fazla kalamiyor. bugün hastaneye yatmayı kabul etti.bugun artık hastanede yatmanın tedavi olmak değil, daha rahat uyuyabilmek için bakım görmek olduğunu kabul etti. bir ay kadar önce iki teyzem de kanserden hastanede bir gün ara ile vefat ettiği için evinde olmak ve hastane gerginliği yaşamak istemeyen babam bugün maçı kaybettiğini anladı ve daha fazla gol yememek icin jübile kararı aldı. yarın bir kez daha hastaneye gideceğiz. kanser zaten çok zor olan kişilik yapısını iyice bozdu. ölüme hazır olduğuna dair cümlelerin arasında her ortamı ve her durumu organize etmeye çabalayan cümleleri aslında hayata ne kadar bağlı olduğunu ve ölümden ne kadar korktuğunu anlatıyor. ona ölümden korktuğu için hiç kızmıyorum ama kendisini ve çevresindekileri yordugu için çaresizliğimin kırgınlığindayim.
kanser sadece hasta kisiyi değil çevresini de esir eden bir hastalık. onlarında düşünme becerilerini ve duygusal yapısını alt üst ediyor.
bu noktada annemin de gücünü yitirmeye başladığını ailenin tüm üyelerinin temelden sarsıldığını görüyorum. artık hiç birimiz için güneş eskisi kadar parlak değil, çayın tadı yok, uykular hep yarım ve kaygılı,hayatin ağırlığı omuzlarimizdan sonra şimdi de gönlümüzde...
çevremde kiminle konustuysam babamda da yaşadığımız sürecin benzerini yaşamışlar. ilginç bir sekilde hastalık teşhisini duyan hastalar duymayanlara göre çok daha hizli bir çöküş yaşıyor. bir nevi öğrenilmiş çaresizlik. kanser hastaları sabun gibi yavaş yavaş eriyor. yemek ve uyku düzenine dikkat etmeyen, hastalığına yönelik yeni bir yaşam şekli oluşturmayan,üzerine bir de kemoterapi sürecinin darbesini yiyen hastalar ölüme daha hızlı ulaşıyor. bunda kanserin hastada oluşturduğu psikolojik yıkımın da etkisi büyük.
kanser hastaları eğer ağrıları yoksa bolca uyuyor.yemek yeme miktarı her geçen gün azalıyor ve bir süre sonra tamamen bitiyor. hani dünyada nasibi bu kadarmış diyorlar ya, bu nefes olarak değil nimet olarak tam karşılığı oluyor. tüm sosyal hayatı halsizlik ve ağrılar yüzünden sifirlayan hasta bedenini dinlemeye doğal olarak da en ufak anlamsız belirtileri gözünde büyütmeye başlıyor. geceler boyu pencereden gelen sokağın seslerini ya da yan komşunun televizyon sesini dinlerken akıp giden hayata karisamamak ve o hayatın sizi daha güçsüz ve yalnız biraktigini hissetmek....
sonra siz onun karşısında el pençe divan şeklinde beklemeye "bir şey istese yapsam da ohhh,ne iyi geldi " dese diye çaresizlik içinde beklemeye başlıyorsunuz.
bence kanserin en zor kısmı çaresizce beklemek.
yine çevremdeki kanser hastası yakınları ile konuşunca "son zamanlarında evinde yatağında sevdiklerinin yanında ölsün istedik ve o kadar zor zamanlar geçirdik ki ölsün de kurtulsun, çok çekti dedik." cümlelerini çok duyuyorum. insan yakınındaki birisi kanser olduğunda onun çektiği acılar ve yaşam mücadelesi için kahrolurken, bedensel olarak var olan ama duygusal ve sosyal olarak sizinle birlikte olamayan bu kişi ile kurduğu bağın kopmasindan ya da birbirine karşı olan rollerin değişmesinden müthiş yalnızlık ve anlamsız bir kırgınlık duyuyor.oysa bir anda ölmüş olsaydı aramızdaki bağ roller sonsuza kadar aynı kalacagindan bu kadar yormazdı.
devam edecek...
kemoterapiyi 6 seansdan oluşan 1 doz aldı ve şimdi acaba hiç almasa mıydı? diyoruz. kemoterapiden sonra kendisini hiç toparlayamadi çünkü.
2 defa (bkz: palyatif) serviste verilen tedaviyi reddettigi için eve getirdik ama artık yemiyor, yürümüyor, uzun süreli uyuyamiyor, aynı pozisyonda 10 dk dan fazla kalamiyor. bugün hastaneye yatmayı kabul etti.bugun artık hastanede yatmanın tedavi olmak değil, daha rahat uyuyabilmek için bakım görmek olduğunu kabul etti. bir ay kadar önce iki teyzem de kanserden hastanede bir gün ara ile vefat ettiği için evinde olmak ve hastane gerginliği yaşamak istemeyen babam bugün maçı kaybettiğini anladı ve daha fazla gol yememek icin jübile kararı aldı. yarın bir kez daha hastaneye gideceğiz. kanser zaten çok zor olan kişilik yapısını iyice bozdu. ölüme hazır olduğuna dair cümlelerin arasında her ortamı ve her durumu organize etmeye çabalayan cümleleri aslında hayata ne kadar bağlı olduğunu ve ölümden ne kadar korktuğunu anlatıyor. ona ölümden korktuğu için hiç kızmıyorum ama kendisini ve çevresindekileri yordugu için çaresizliğimin kırgınlığindayim.
kanser sadece hasta kisiyi değil çevresini de esir eden bir hastalık. onlarında düşünme becerilerini ve duygusal yapısını alt üst ediyor.
bu noktada annemin de gücünü yitirmeye başladığını ailenin tüm üyelerinin temelden sarsıldığını görüyorum. artık hiç birimiz için güneş eskisi kadar parlak değil, çayın tadı yok, uykular hep yarım ve kaygılı,hayatin ağırlığı omuzlarimizdan sonra şimdi de gönlümüzde...
çevremde kiminle konustuysam babamda da yaşadığımız sürecin benzerini yaşamışlar. ilginç bir sekilde hastalık teşhisini duyan hastalar duymayanlara göre çok daha hizli bir çöküş yaşıyor. bir nevi öğrenilmiş çaresizlik. kanser hastaları sabun gibi yavaş yavaş eriyor. yemek ve uyku düzenine dikkat etmeyen, hastalığına yönelik yeni bir yaşam şekli oluşturmayan,üzerine bir de kemoterapi sürecinin darbesini yiyen hastalar ölüme daha hızlı ulaşıyor. bunda kanserin hastada oluşturduğu psikolojik yıkımın da etkisi büyük.
kanser hastaları eğer ağrıları yoksa bolca uyuyor.yemek yeme miktarı her geçen gün azalıyor ve bir süre sonra tamamen bitiyor. hani dünyada nasibi bu kadarmış diyorlar ya, bu nefes olarak değil nimet olarak tam karşılığı oluyor. tüm sosyal hayatı halsizlik ve ağrılar yüzünden sifirlayan hasta bedenini dinlemeye doğal olarak da en ufak anlamsız belirtileri gözünde büyütmeye başlıyor. geceler boyu pencereden gelen sokağın seslerini ya da yan komşunun televizyon sesini dinlerken akıp giden hayata karisamamak ve o hayatın sizi daha güçsüz ve yalnız biraktigini hissetmek....
sonra siz onun karşısında el pençe divan şeklinde beklemeye "bir şey istese yapsam da ohhh,ne iyi geldi " dese diye çaresizlik içinde beklemeye başlıyorsunuz.
bence kanserin en zor kısmı çaresizce beklemek.
yine çevremdeki kanser hastası yakınları ile konuşunca "son zamanlarında evinde yatağında sevdiklerinin yanında ölsün istedik ve o kadar zor zamanlar geçirdik ki ölsün de kurtulsun, çok çekti dedik." cümlelerini çok duyuyorum. insan yakınındaki birisi kanser olduğunda onun çektiği acılar ve yaşam mücadelesi için kahrolurken, bedensel olarak var olan ama duygusal ve sosyal olarak sizinle birlikte olamayan bu kişi ile kurduğu bağın kopmasindan ya da birbirine karşı olan rollerin değişmesinden müthiş yalnızlık ve anlamsız bir kırgınlık duyuyor.oysa bir anda ölmüş olsaydı aramızdaki bağ roller sonsuza kadar aynı kalacagindan bu kadar yormazdı.
devam edecek...
devamını gör...
33.
tedavi yöntemleri, 'kemoterapi' hastalığın kendisinden daha tehlikeli olabilmektedir.
her hastaya aynı tedavi prosedürü uygulayan hastayı merkeze koymayan kimi doktorlar gerçekten bile bile hastayı ölüme sürüklemektedirler.
hastalıklı doku alınır. genellikle hasta iyiye doğru gider. kendini toparladı toparlayacaktır.
kemoterapi almasa da olur. ama alması hastalığın tekrar riskini şu kadar azaltır filan derler. hasta ve hasta yakınları öyleyse alalım bu tedaviyi der.
malumunuz bazı hastaların zaten düşmüş olan bağışıklığı bu korkunç tedaviyle beraber tam anlamıyla çöker. ve hasta büyük acılar çeke çeke rahmetli olur.. kanserden değil, tedaviden ölür.
her hastaya aynı tedavi protokolünün uygulanmayacağını bilmek lazım.
doktorların da bazen eli kolu bağlanıyor elbette.
biz bu hastaya terapi uygulamayı uygun bulmuyoruz dedikten sonra kanserin tekrarlamasını doktora mal edecek, doktorun eksik tedavisi yüzünden tekrarladı diye doktoru suçlayacak çok insan var memlekette.
doktorlar da belki de bu yüzden fazla insiyatif almak istemiyor olabilirler.
her hastaya aynı tedavi prosedürü uygulayan hastayı merkeze koymayan kimi doktorlar gerçekten bile bile hastayı ölüme sürüklemektedirler.
hastalıklı doku alınır. genellikle hasta iyiye doğru gider. kendini toparladı toparlayacaktır.
kemoterapi almasa da olur. ama alması hastalığın tekrar riskini şu kadar azaltır filan derler. hasta ve hasta yakınları öyleyse alalım bu tedaviyi der.
malumunuz bazı hastaların zaten düşmüş olan bağışıklığı bu korkunç tedaviyle beraber tam anlamıyla çöker. ve hasta büyük acılar çeke çeke rahmetli olur.. kanserden değil, tedaviden ölür.
her hastaya aynı tedavi protokolünün uygulanmayacağını bilmek lazım.
doktorların da bazen eli kolu bağlanıyor elbette.
biz bu hastaya terapi uygulamayı uygun bulmuyoruz dedikten sonra kanserin tekrarlamasını doktora mal edecek, doktorun eksik tedavisi yüzünden tekrarladı diye doktoru suçlayacak çok insan var memlekette.
doktorlar da belki de bu yüzden fazla insiyatif almak istemiyor olabilirler.
devamını gör...
34.
içimdekiler dışında, çaresi olmayan bir hastalık.
yaratabileceğim onca seçenek varken,kendimi kilitli tutabilmek için, çıkışı olmayan bir labirent inşa ettim. ben, kendimin en büyük düşmanıyım.
hiç bu kadar dibe batabileceğimi düşünmüş müydüm?
parçala, yok et beni.
yaratabileceğim onca seçenek varken,kendimi kilitli tutabilmek için, çıkışı olmayan bir labirent inşa ettim. ben, kendimin en büyük düşmanıyım.
hiç bu kadar dibe batabileceğimi düşünmüş müydüm?
parçala, yok et beni.
devamını gör...
35.
kötü huylu hücrelerin kontrolsüz çoğalımı ve yayılımı.
devamını gör...
36.
insanı maddi manevi çökerten illet.
az kaldı, yeniyoruz ..
az kaldı, yeniyoruz ..
devamını gör...
37.
hepimizin her an olabileceği hastalık.
erken teşhis edildiğinde hayat kurtarır.
kötü huylu tümörlerin metastaz yapması ise ölümcüldür.
kanser ölçütü
hücrelerde sınırsız proliferasyon yetisi.
büyümesini engelleyen faktörlere karşı duyarsız olması.
hücrelerinin ölümsüzlüğü (apoptozis görülmemesi).
yeni damarların oluşumunu uyarabilmesi (angiogenezis).
dokuların içine girebilmesi (invazyon) ve yeni koloniler oluşturabilmesi (metastaz)

kadınlarda en çok meme, rahim ve kalın bağırsak kanseri; erkeklerde ise en çok akciğer, prostat, mide ve kalın bağırsak kanserleri görülmektedir.
erken teşhis edildiğinde hayat kurtarır.
kötü huylu tümörlerin metastaz yapması ise ölümcüldür.
kanser ölçütü
hücrelerde sınırsız proliferasyon yetisi.
büyümesini engelleyen faktörlere karşı duyarsız olması.
hücrelerinin ölümsüzlüğü (apoptozis görülmemesi).
yeni damarların oluşumunu uyarabilmesi (angiogenezis).
dokuların içine girebilmesi (invazyon) ve yeni koloniler oluşturabilmesi (metastaz)

kadınlarda en çok meme, rahim ve kalın bağırsak kanseri; erkeklerde ise en çok akciğer, prostat, mide ve kalın bağırsak kanserleri görülmektedir.
devamını gör...
38.
bugün annemin iyice dökülen saçlarını kestim sözlük. ağlamak istiyorum ama ağlamanın ne yeri ne zamanı. bugün de farklı bir model oldu. erkek tıraşı yaptık bak dedim. bu da geçti işte ama deldi de geçti.
devamını gör...
39.
kansere yakalanma yaşı bu kadar düşmüşken ketemlerde hala 30 yaş üstüne ücretsiz meme ve rahimağzı taraması yapılmamasına anlam veremiyorum. kemoterapi bölümleri 30 yaş kadın hastalarla dolu, inatla 40 yaş sınırında kalmaları akıl tutulması olmalı.
devamını gör...
40.
acısını bir kez yaşadık rabbim bir daha göstermesin 09/03/2022
devamını gör...
"kanser" ile benzer başlıklar
kanser olmak
13