41.
hem anneannemi, hem annemi benden almış; beni babam olacak şerefsizden kurtarmış hastalıktık.
2009 da ve 2021 de 2 defa yendim onu.
şuan 3. kez tarihe gömüyorum.
hala benle uğraşmaya devam etmez sanırım. çünkü herhangi bir şekilde beni yenmesinin imkanı yok. sadece yoruyor ama geçiyor.
2009 da ve 2021 de 2 defa yendim onu.
şuan 3. kez tarihe gömüyorum.
hala benle uğraşmaya devam etmez sanırım. çünkü herhangi bir şekilde beni yenmesinin imkanı yok. sadece yoruyor ama geçiyor.
devamını gör...
42.
herkes epey detay vermiş zaten, ufak bir ayrıntı
kolon,pankreas, prostat gibi dış unsurlara çok da bağlı olmayan kanser türlerinde özellikle birinci derece akrabada çıkması durmunda muhakkak genetik testini tüm aileye yaptırın..
en erken teşhis budur..
kolon,pankreas, prostat gibi dış unsurlara çok da bağlı olmayan kanser türlerinde özellikle birinci derece akrabada çıkması durmunda muhakkak genetik testini tüm aileye yaptırın..
en erken teşhis budur..
devamını gör...
43.
bu günlerde yakınlarımdan birinin bir daha bir sorunu oldu.
ben de moral var mıydı ki de şimdi onlara moral verebileyim hı?
ben de moral var mıydı ki de şimdi onlara moral verebileyim hı?
devamını gör...
44.
götüm gibi hastalık.
şimdilik içki ve hatta sigara kullanabiliyorum, o yüzden şeyimde değil.
zaman aşağı yukarı belli, tedavi red, mezar belediye mezarı, "ben gidiyorum" diyeceğim pek kimsem yok, "nereye gidiyorsun" diye soranım da yok, yolu kendim seçtim şimdi ağlamanın sızlamanın da anlamı yok.
yürüyorum işte.
şimdilik içki ve hatta sigara kullanabiliyorum, o yüzden şeyimde değil.
zaman aşağı yukarı belli, tedavi red, mezar belediye mezarı, "ben gidiyorum" diyeceğim pek kimsem yok, "nereye gidiyorsun" diye soranım da yok, yolu kendim seçtim şimdi ağlamanın sızlamanın da anlamı yok.
yürüyorum işte.
devamını gör...
45.
çok genç bir ablamı kaybettim bu illetten, uzun zamandır görüşmüyorduk. o hafta rüyama girmişti, sarılmıştık "niye gelmiyorsun?" demişti, benim bahanem çok zaten. hep aklında olan ama ertelediğin bir şey vardır, benimki de o ablamdı. insan hiç yakıştıramıyor ölümü , yattığı yer incitmesin çok iyi biriydi. neyse başlık hasebiyle yad etmiş oldum kendisini. öyle de vefakârim işte!
devamını gör...
46.
47.
üst edit: (bkz: kanser/@buyucu)
amerikan ulusal kanser enstitüsü'nün (nci) tanımıyla "vücudun bazı hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde büyüdüğü ve diğer bölgelere yayıldığı bir hastalıktır". kanser araştırmalarının yan sokağından geçmiş, ucundan dokunmuş, içinden niyet etmiş herkesin bildiği üzre hanahan ve weinberg abilerin hit makaleleri the hallmarks of cancer ise kanseri daha fütüristik şekilde yorumlar. mesela next generation makalesinde kanser için kimi zaman normal organların karmaşıklığına yakın, kimi zaman onlardan da karmaşık yeni bir organ olarak tanımlarlar ki bence haklıdırlar.
bakın istisnalar hariç vücudumuzdaki her hücrede genomumuz aynı. başınızın en üstündeki saç hücresinden ayağınızın en altındaki ayak hücresine kadar, tamamı aynı genetik kodu (dna) içeriyor. buna rağmen saç hücresi, ayak hücresi, göz hücresi, kaş hücresi falan diye ayırıyorum. aynı genler nasıl farklı hücreler yapıyor merak etmez misiniz ey ima edenler. işte tam da buradan hareketle diyorlar ki kanser bir organdır, hiç değilse organ olmaya göz kırpan bir kitledir. hak veriyorum çünkü vücutta şöyle bir durum var: mage diye bir gen var mesela, sadece testislerde aktif. vücuttaki tüm hücrelerde var teorik olarak ama testis dışındaki hiçbir dokuda mage proteinleri yok. testisler de retina ve beyin gibi bariyerle korunan organlar. yani kan (e doğal olarak immün hücreler) testise giremez, oradaki antijenleri tanıyamaz. mage aslında bizim vücudumuzda üretilip, bizim kendi doğal antijenimiz olup vücudun immün sistemi tarafından daha önce hiç karşılaşmadığı bir protein. bu yüzden polenle, ebola virüsüyle ya da zatürre mikrobuyla karşılaştığında gösterdiği tepkiyi gösteriyor immün sistem eğer karşılaşırsa. ne zaman karşılaşıyor peki, melanoma (cilt kanseri) olduğumuz zaman.
siz eğer vücudun bir yerindeki geni alır başka bir yerinde aktif ederseniz işte o zaman denge değişiyor hemşerim. ya da mesela daha ilgincini söyleyeyim, anne karnındayken aktif olup bir daha asla aktif olmayan bazı genler var. bunların da aktifleşip ilgili proteinlerini üretmesi yine kanserde gördüğümüz bir tablo. özetle immün sistem tanımadığı her şeyi yabancı belleyip saldırır. kanserde de yeni ve yabancı proteinler olduğu için (ya testis örneğinde olduğu gibi olmaması gereken yerde üretilen bir protein, ya da mevcut proteinin mutasyonlar sonucuyla mutant bir versiyonu) immün sistem mutlaka bir tepki verir ilk başta. sonra kişiden kişiye göre değişir cevap.
efendim şimdi şöyle ki, anne karnında aktif olan birtakım genlerden bahsettim ya hani, bunlar ekseriyetle hücre bölünmesi ve yenilenme ile ilgili genler. hani biz nasıl anamızın karnında büyüyorsak kanser de aynı şekilde büyüyor, mekanizma aynı mekanizma. ama işte bu büyümeyi akciğerin tam göbeğinde yapmaya kalkınca ortaya akciğer desen değil, akciğer değil desen akciğer olan bir hede çıkıyor. istanbul gibi overpopulated bir durumda olan insan vücudunda bu organ içinde organ konsepti hem yeni organın (tümör) hem mevcut organın fonksiyonunu negatif etkileyeceği için kişiye hiçbir getirisi olmadığı gibi götürüsü oluyor.
aslında bunu şöyle anlatsam daha iyi anlayacaktınız ama kırk sayfa laf kalabalığı yaptım. silmeye kıyamadığım için duracaklar, ben anlatmaya devam edeceğim.
3. kolunuzun çıkmaya çalıştığını düşünün. bütün insanlık, her bir birey 3. kolunu çıkartmak için ıkım ıkım ıkınıyor. kiminin kolu tam omzundan çıkıyor, kiminin dirsekten, kiminin kolu ta bileğinden çıkıyor, kimi hiç kolla omuzla alakasız bambaşka bir yerden 3. kol püskürtüyor. büyük çoğunluğun da çıkmıyor, 2 kolla devam ediyorlar hayatlarına. hatta bir de üstüne normalin bu olduğunu söyleyip sizi 2 kolla kalmaya zorluyorlar çeşitli yaklaşımlarla.
bakınız dirseğinizden bir kol daha çıksa muhtemelen pek kullanışlı olmazdı, bileğinizden çıksa hiç olmazdı. ama mesela kaburganızdan çıksaydı belki kullanışlı olabilirdi değil mi. şöyle düşünün mesela

işte evrim böyle bir şey, kanser de evrimsel sürecin bir parçası bence. yeni yeni organlar yapmaya çalışıyoruz ama henüz işe yarar bir prototip çıkmadı ortaya. emin olun ki bir gün gelecek, bir kanser vakasında zararsız bir sonuç ortaya çıkacak. sonra bütün insanlık bunu abuse edip köpppppek gibi varyasyonlarını üretmeye başlayacak. tamamen atıyorum, mage antijeninin testis dışında ifade edilmesi belki kontrol altına alınıp deride ifade ettirilmeye zorlanacak, belki böylece kısırlığa deva olunacak. anlatabiliyor muyum derdimi abidin?
böyleyken böyle işte.
amerikan ulusal kanser enstitüsü'nün (nci) tanımıyla "vücudun bazı hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde büyüdüğü ve diğer bölgelere yayıldığı bir hastalıktır". kanser araştırmalarının yan sokağından geçmiş, ucundan dokunmuş, içinden niyet etmiş herkesin bildiği üzre hanahan ve weinberg abilerin hit makaleleri the hallmarks of cancer ise kanseri daha fütüristik şekilde yorumlar. mesela next generation makalesinde kanser için kimi zaman normal organların karmaşıklığına yakın, kimi zaman onlardan da karmaşık yeni bir organ olarak tanımlarlar ki bence haklıdırlar.
bakın istisnalar hariç vücudumuzdaki her hücrede genomumuz aynı. başınızın en üstündeki saç hücresinden ayağınızın en altındaki ayak hücresine kadar, tamamı aynı genetik kodu (dna) içeriyor. buna rağmen saç hücresi, ayak hücresi, göz hücresi, kaş hücresi falan diye ayırıyorum. aynı genler nasıl farklı hücreler yapıyor merak etmez misiniz ey ima edenler. işte tam da buradan hareketle diyorlar ki kanser bir organdır, hiç değilse organ olmaya göz kırpan bir kitledir. hak veriyorum çünkü vücutta şöyle bir durum var: mage diye bir gen var mesela, sadece testislerde aktif. vücuttaki tüm hücrelerde var teorik olarak ama testis dışındaki hiçbir dokuda mage proteinleri yok. testisler de retina ve beyin gibi bariyerle korunan organlar. yani kan (e doğal olarak immün hücreler) testise giremez, oradaki antijenleri tanıyamaz. mage aslında bizim vücudumuzda üretilip, bizim kendi doğal antijenimiz olup vücudun immün sistemi tarafından daha önce hiç karşılaşmadığı bir protein. bu yüzden polenle, ebola virüsüyle ya da zatürre mikrobuyla karşılaştığında gösterdiği tepkiyi gösteriyor immün sistem eğer karşılaşırsa. ne zaman karşılaşıyor peki, melanoma (cilt kanseri) olduğumuz zaman.
siz eğer vücudun bir yerindeki geni alır başka bir yerinde aktif ederseniz işte o zaman denge değişiyor hemşerim. ya da mesela daha ilgincini söyleyeyim, anne karnındayken aktif olup bir daha asla aktif olmayan bazı genler var. bunların da aktifleşip ilgili proteinlerini üretmesi yine kanserde gördüğümüz bir tablo. özetle immün sistem tanımadığı her şeyi yabancı belleyip saldırır. kanserde de yeni ve yabancı proteinler olduğu için (ya testis örneğinde olduğu gibi olmaması gereken yerde üretilen bir protein, ya da mevcut proteinin mutasyonlar sonucuyla mutant bir versiyonu) immün sistem mutlaka bir tepki verir ilk başta. sonra kişiden kişiye göre değişir cevap.
efendim şimdi şöyle ki, anne karnında aktif olan birtakım genlerden bahsettim ya hani, bunlar ekseriyetle hücre bölünmesi ve yenilenme ile ilgili genler. hani biz nasıl anamızın karnında büyüyorsak kanser de aynı şekilde büyüyor, mekanizma aynı mekanizma. ama işte bu büyümeyi akciğerin tam göbeğinde yapmaya kalkınca ortaya akciğer desen değil, akciğer değil desen akciğer olan bir hede çıkıyor. istanbul gibi overpopulated bir durumda olan insan vücudunda bu organ içinde organ konsepti hem yeni organın (tümör) hem mevcut organın fonksiyonunu negatif etkileyeceği için kişiye hiçbir getirisi olmadığı gibi götürüsü oluyor.
aslında bunu şöyle anlatsam daha iyi anlayacaktınız ama kırk sayfa laf kalabalığı yaptım. silmeye kıyamadığım için duracaklar, ben anlatmaya devam edeceğim.
3. kolunuzun çıkmaya çalıştığını düşünün. bütün insanlık, her bir birey 3. kolunu çıkartmak için ıkım ıkım ıkınıyor. kiminin kolu tam omzundan çıkıyor, kiminin dirsekten, kiminin kolu ta bileğinden çıkıyor, kimi hiç kolla omuzla alakasız bambaşka bir yerden 3. kol püskürtüyor. büyük çoğunluğun da çıkmıyor, 2 kolla devam ediyorlar hayatlarına. hatta bir de üstüne normalin bu olduğunu söyleyip sizi 2 kolla kalmaya zorluyorlar çeşitli yaklaşımlarla.
bakınız dirseğinizden bir kol daha çıksa muhtemelen pek kullanışlı olmazdı, bileğinizden çıksa hiç olmazdı. ama mesela kaburganızdan çıksaydı belki kullanışlı olabilirdi değil mi. şöyle düşünün mesela

işte evrim böyle bir şey, kanser de evrimsel sürecin bir parçası bence. yeni yeni organlar yapmaya çalışıyoruz ama henüz işe yarar bir prototip çıkmadı ortaya. emin olun ki bir gün gelecek, bir kanser vakasında zararsız bir sonuç ortaya çıkacak. sonra bütün insanlık bunu abuse edip köpppppek gibi varyasyonlarını üretmeye başlayacak. tamamen atıyorum, mage antijeninin testis dışında ifade edilmesi belki kontrol altına alınıp deride ifade ettirilmeye zorlanacak, belki böylece kısırlığa deva olunacak. anlatabiliyor muyum derdimi abidin?
böyleyken böyle işte.
devamını gör...
48.
insana karmaşık duygular hissettiren hastalık. garipmiş, etrafındaki insanların gripmişsin gibi davranıp seni üzmemek için sürekli konu değiştirmeleri ve mutluymuş gibi görünme çabalarını görmek üzüyormuş.
hangi evrede hangi türde olursa olsun, yaşayan herkese şifa sabır ve esenlik diliyorum. bana da. hadi bakalım.
hangi evrede hangi türde olursa olsun, yaşayan herkese şifa sabır ve esenlik diliyorum. bana da. hadi bakalım.
devamını gör...
"kanser" ile benzer başlıklar
kanser olmak
13