181.
gerçekten "kendine" mi yoksa "gelinine*" mi konuştuğu ayrımının yapılması gereken durumdur.
kendi kendine konuşmak, oldukça sağlıklı ve olması gereken bir beceridir. kendi sesiyle yada düşünceleriyle kendine rehberlik eder birey. yeri gelir, laf lafı açar. üst düzey düşünme becerisi sağlar. kendi kendine konuşana deli demezler, aklı fazla gelmiş derler.
"gelinine" konuşan, hatta bunu söylenme derecesine getiren insanlar bu konudan tenzihtir. bu bireylerde, iletişim becerilerinin eksik olduğu ve kendilerini doğru yollarla ifade edemedikleri için bu yola başvurdukları görülür. yüksek bir sesle ve kendi kendine konuşuyor gibi görünen insanlar henüz benmerkezci konuşma gelişimini tamamlayamadığı için sosyal konuşma becerisini kazanamazlar ve insan ilişkilerinde de bunun yansımalarını gösterirler; dikkat ederseniz kurdukları cümlelerde hep bir rahatsız edici tonlama ve kelime vardır. sorsanız kendi kendime konuşuyorum derler, ama aslında "ben konuşmayı bilmiyorum, beni sen anla" demek istiyor da olabilirler. her şey empatiye mi gidiyor? no, no, no... dünyanın kahrını çekecek kadar akıllı olmanın alemi yok.*
neyse konumuza dönelim. insanlar sosyal varlıklardır. ama hepimizin bu gürültülü kalabalık içinde yalnız hissettiğimiz zamanlar oluyor. kimse bizi anlamıyordur ve biz de en güvendiğimiz dostumuz olan "kendimiz" ile konuşmayı iletişim kurmak ve fikir alışverişi yapmak için telafi edici bir yöntem olarak kullanırız. sosyal yalnızlığımıza devadır; ama uzman tavsiyesi değildir. sosyalleşin efendim.
kendi kendine konuşmak aynı zamanda zekanın aktif kullanılması ile ilgilidir. sesli düşündüğümüzde, beyin belirli bölgelerini harekete geçirerek daha detaylı çalışır. farklı bir bakış açısı kazanmanızı ve daha önce farkedemediğimiz ayrıntıları görmemizi sağlar.
mümkünse sesli yapın bu konuşmayı. düşündüklerimiz gayrimeşru detaylardır. söze dökülen düşünceler meşrulaşır. beyin duyduğuna daha çok inanır. motivasyon aracı olarak kullanın mesela. "ben bunu yapabilirim" diye haykırın. "ben güzelim, ben güçlüyüm" iltifatlarınız eksik olmasın; 90 60 90 olmasam da dünyanın en güzel kadınıyım, kaslarım olmasa da dünyanın en güçlü erkeğiyim deyin kendinize. şımartın kendinizi; bunun için illa köpüklü banyoya gerek yok. kendinize yönelik olumlu algılar oluşturun ki ruh sağlığınız yerinde olsun. haberlerde artık beden algısı bozulmuş genç kızlarımızı görmeyelim, anorexia nedir hiç duymamış olalım. biraz cahil kalalım bu terimlere. keşke mi? olsun.
he bir de bilime katkıda bulunmayı da unutmayalım. diyorlar ki z kuşağı gelmiş, hoş gelmiş. eli belki boş gelmiş, ama bence beyni dolu gelmiş. gelişleriyle beraber "kendi kendine konuşmak" çağımızın hastalığı olsun mu? yok, o kadarını ben diyemem. en azından kelimelere dökemem, ama içimden diyebilirim. halüsinasyon olmayan, kulaklarımıza fısıldamayan, gerçekliğine tüm varlığımızla inanmadığımız kelimelerimiz olacaksa isterim ama, o zaman söz! patolojik olduysanız sizi sağdan alalım, üzgünüm elendiniz. diğerleri yola devam.
en büyük yatırımı kendinize, kendinizi severek yapmanız dileğiyle...
kendi kendine konuşmak, oldukça sağlıklı ve olması gereken bir beceridir. kendi sesiyle yada düşünceleriyle kendine rehberlik eder birey. yeri gelir, laf lafı açar. üst düzey düşünme becerisi sağlar. kendi kendine konuşana deli demezler, aklı fazla gelmiş derler.
"gelinine" konuşan, hatta bunu söylenme derecesine getiren insanlar bu konudan tenzihtir. bu bireylerde, iletişim becerilerinin eksik olduğu ve kendilerini doğru yollarla ifade edemedikleri için bu yola başvurdukları görülür. yüksek bir sesle ve kendi kendine konuşuyor gibi görünen insanlar henüz benmerkezci konuşma gelişimini tamamlayamadığı için sosyal konuşma becerisini kazanamazlar ve insan ilişkilerinde de bunun yansımalarını gösterirler; dikkat ederseniz kurdukları cümlelerde hep bir rahatsız edici tonlama ve kelime vardır. sorsanız kendi kendime konuşuyorum derler, ama aslında "ben konuşmayı bilmiyorum, beni sen anla" demek istiyor da olabilirler. her şey empatiye mi gidiyor? no, no, no... dünyanın kahrını çekecek kadar akıllı olmanın alemi yok.*
neyse konumuza dönelim. insanlar sosyal varlıklardır. ama hepimizin bu gürültülü kalabalık içinde yalnız hissettiğimiz zamanlar oluyor. kimse bizi anlamıyordur ve biz de en güvendiğimiz dostumuz olan "kendimiz" ile konuşmayı iletişim kurmak ve fikir alışverişi yapmak için telafi edici bir yöntem olarak kullanırız. sosyal yalnızlığımıza devadır; ama uzman tavsiyesi değildir. sosyalleşin efendim.
kendi kendine konuşmak aynı zamanda zekanın aktif kullanılması ile ilgilidir. sesli düşündüğümüzde, beyin belirli bölgelerini harekete geçirerek daha detaylı çalışır. farklı bir bakış açısı kazanmanızı ve daha önce farkedemediğimiz ayrıntıları görmemizi sağlar.
mümkünse sesli yapın bu konuşmayı. düşündüklerimiz gayrimeşru detaylardır. söze dökülen düşünceler meşrulaşır. beyin duyduğuna daha çok inanır. motivasyon aracı olarak kullanın mesela. "ben bunu yapabilirim" diye haykırın. "ben güzelim, ben güçlüyüm" iltifatlarınız eksik olmasın; 90 60 90 olmasam da dünyanın en güzel kadınıyım, kaslarım olmasa da dünyanın en güçlü erkeğiyim deyin kendinize. şımartın kendinizi; bunun için illa köpüklü banyoya gerek yok. kendinize yönelik olumlu algılar oluşturun ki ruh sağlığınız yerinde olsun. haberlerde artık beden algısı bozulmuş genç kızlarımızı görmeyelim, anorexia nedir hiç duymamış olalım. biraz cahil kalalım bu terimlere. keşke mi? olsun.
he bir de bilime katkıda bulunmayı da unutmayalım. diyorlar ki z kuşağı gelmiş, hoş gelmiş. eli belki boş gelmiş, ama bence beyni dolu gelmiş. gelişleriyle beraber "kendi kendine konuşmak" çağımızın hastalığı olsun mu? yok, o kadarını ben diyemem. en azından kelimelere dökemem, ama içimden diyebilirim. halüsinasyon olmayan, kulaklarımıza fısıldamayan, gerçekliğine tüm varlığımızla inanmadığımız kelimelerimiz olacaksa isterim ama, o zaman söz! patolojik olduysanız sizi sağdan alalım, üzgünüm elendiniz. diğerleri yola devam.
en büyük yatırımı kendinize, kendinizi severek yapmanız dileğiyle...
devamını gör...
182.
kafandaki ile konuştuğundan kendi kendine sayılamayacağını düşündüğüm önerme.
devamını gör...
183.
ücretsiz terapi yöntemi gibi bişey.
devamını gör...
184.
bu konuşmaları ingilizce yaparak kendimi sınıyorum
devamını gör...
185.
baktım anlaşamıyoruz bıraktım ben de konuşmayı. hep akıl verme derdinde, yargılama derdinde. sal beni kızım sal..
devamını gör...
186.
kimseye anlatamayacağım şeyleri kendimle konuşuyorum hem rahatlıyorum hemde kimsenin başını ağrıtmıyorum
bi nevi kendimin psikoloğu gibi bir şeyim
bi nevi kendimin psikoloğu gibi bir şeyim
devamını gör...
187.
toplu taşıma araçlarında "kimse yanıma oturmasın" diye kullanılabilecek faydalı yanları da olan, sürekli hale geldiğinde ise topsuz alanda müdahaleye dönüşebilecek bıçak sırtı eylem.
devamını gör...
188.
mis gibi eylem. kendi kendine hem konuşuyorsun, hem kendini dinliyorsun, hem de anlıyorsun. çok severim.
devamını gör...
189.
sık yapmadığın sürece kendini en iyi motive etme şeklidir.
devamını gör...
190.
etrafında konuşmaya değer kimseyi bulamayan kişilerin ortak aktivitesi..
devamını gör...
191.
hiçbir şey yaşamıyorum ki ne anlatayım kendime. hep evdeyim, ders çalışıyorum sadece. ancak tekrar falan yaparken kendimle muhatap oluyorum o kadar.
devamını gör...
192.
konuşuyor, sorunu buluyor ve çözüyoruz. kafa dengi olmasının yanında bağımlılık derecesinde iyi muhabbeti var.
devamını gör...
193.
bazen geçmişteki halimle muhabbet ederiz, fena da olmaz hani, misal 17 yaşımdaki kendim.
olumsuz meselelerde nasıl davranması gerektiğini anlatırım o da bana sunturlu bir küfür sallar, kendi haline bırakması gerektiğini izah eder. sonra beraber maç yaparız, akşam olur, rüzgâr eser, ağaçların arasından bana el sallar ve ay ışığında kaybolup gider.
olumsuz meselelerde nasıl davranması gerektiğini anlatırım o da bana sunturlu bir küfür sallar, kendi haline bırakması gerektiğini izah eder. sonra beraber maç yaparız, akşam olur, rüzgâr eser, ağaçların arasından bana el sallar ve ay ışığında kaybolup gider.
devamını gör...
194.
kendimi en iyi tanıyan kişi benim, pek tabii kendi kendime konuşacağım. bazen çok konuşup başımı ağrıtsam da sohbetim epeyi iyiymiş yahu.
devamını gör...
195.
bir kişi bir çok nedenden ötürü kendi kendine konuşuyor olabilir. ama en nihayetinde insan ilgiye en çok ihtiyaç duyan varlıktır. yani hayatı çift kişilik formüle eden bir varlık. onun hayatına mihmandarlık edecek birisine ihtiyaç duyar... uzun lafın kısası eğer bir insan kendi kendine konuşmaya başladıysa kalabalıklar içinde yalnız kaymıştır.
devamını gör...
196.
herkesin içinden az da olsa yaptığı eylem. ama dışa vurursa sesin deli derler mazallah!
devamını gör...
197.
bu kendine güvenin ve olgunluğun belirtisidir. ve bir kuple yalnızlığın.
devamını gör...
198.
bir delilik belirtisi olmadığını aksine bazen yapılması gerektiğini düşündüğüm eylem.
devamını gör...
199.
öteki kendinin seni susturup lafa dahil olmadığı sürece sorun teşkil etmeyen durum.
devamını gör...
200.
başkalarının yanında yapıldığında garipsenilecek fakat herkesin gizlice yaptığı bir şey ve kesinlikle çok işe yarar kendi kendime sorunlarımı çözebiliyorum hatta karşımda biri varmışçasına kendi kendime dertlerimi anlatıp rahatlıyorum.
devamını gör...