kitap kargosu açma heyecanı

annemin " bir daha kitap almak yok evde kitap koyacak yer kalmadı" diye bana çemkirmesinden sonra uzun bi zamandır yaşayamadığım duygu... inanılmaz bir mutluluk. tüm derdim sıkıntım geçiyor.

biranın kapağını açmaktan daha keyifli değildir.

sanki kitapları kendim seçmemişim de sürpriz gelmiş gibi mutlu olmamı sağlayan olaydır. hastasıyız böyle ufak tefek heyecanların.*

tarifi yok. içindekileri bilsem de ayrı bir mutluluk veriyor.

lunaparkta gondola binme heyecanıyla özdeşleştirdiğim o nadide heyecan etkisidir. beklemesi ayrı, açması ayrı bir ekoldür. sizi kişisel nirvananıza ulaştırır. lakin bir yerden sonra koleksiyon yapma eylemine dönüşmeye vardığı için, kendimi frenlediğim eylemdir.
bir zaman önce koleksiyonumu ya hediye ettim ya da çeşitli kütüphanelere bağışladım. bunu yaparken aldığım haz, kargosunu açarken yaşadığım hazdan daha da öteydi. şimdilerde (genel olarak) kütüphaneleri ve e-kitapları kullanıyorum. e-kitap, doğaya olan saygımla buluşmamı sağlayan bir farkındalık ve çaba iken; kütüphane, başlı başına serüvendir benim için. her ne kadar aynı tadı vermese de, kütüphane kitaplarının atmosferi bir başkadır dostum.. kaybolmak ve gregor samsa olmak isteyenlere, şiddetle önerilir.

çok heyecanlı oluyor. içim kıpır kıpır oluyor. yeni baskıdan çıkan bir sürü yepisyeni kitap kokusu.. terapi niteliğinde..

kitabımın geldiği kargoyu baya dikkatli açmıştım. hayaldi gerçek olmuştu o an karşımda görmenin heyecanı paha biçilmezdi.

çoğunlukla ders çalışmak için test kitabı siparişi verdiğimden pek heyecan duymuyorum ama bugün eşkiyalar kitabım geldi. onu heyecanla açtım.



ayrı başlık açmadım. başlık açmaya üşeniyorum. kitap hakkında yazarın notu.

robin hood, panço villa, salvatore giuliano, jesse james, billy the kid, ince memed, giuseppe musolino, brezilyalı lampiao, wu sung, panayot hitov, salvator rosa sandor rosza, francisco sabaté, bolşevik ‘kamo’… bunlar, tarih boyunca bilinen ve baladlarla, şarkılarla, şiirlerle halkın nesilden nesle hikâye ederek naklettiği gerçek ve kurgusal eşkıyaların isimleri.

yaşayan en büyük marksist tarihçi eric j. hobsbawm’a göre: “eşkıyalık büyük bir hareketle birleştiğinde, toplumu değiştirebilecek olan ve değiştiren bir gücün parçası haline gelir. sosyal eşkıyaların ufku -köylülerinki gibi- dar ve sınırlı kaldığından, tarihe yaptıkları müdahalelerin sonuçları da doğallıkla kendi bekledikleri sonuçlar olmayabilir. hatta
bu müdahaleler, beklediklerinin tam zıddı yönde sonuçlar doğurabilirler. ancak bu, eşkıyalığın tarihsel bir güç olarak önemini anlatmaz. hem her halükarda, dünyanın büyük toplumsal devrimlerini gerçekleştirenlerin kaç tanesi,
kalkıştıkları şeyin fiili sonuçlarını öngörebilmiştir ki?”

(bkz: celali ayaklanmaları)

bu hayatta insanlardan daha çok heyecan ve mutluluk veren olay. siparişim için gün sayıyorum. regl anında gelen çikolata gibi hayatımdaki yeri...

kokusu için açarım. mis gibi kitap kokusu kendimi zor tutuyorum almamak için.

bundan sonra heyecanlanacağım tek kargo, sevgilimin göndereceği kitap kargosu olur.

sanki içinde ne olduğunu bilmiyorum. hele hele, tipime bak. kız deli, zaten sen aldın bunları. günde beş kere siparişlere girip neredeler diye baktın. almadan önce defalarca sepete ekleyip çıkardın. kaç sayfa olduklarını daha gelmeden ezberledin ama yine de paketi açmadan gizli hayranından kitap gelmiş gibi seviniyorsun. yerim kız seni. canım kendim

hiç yaşamadım..genelde hep kendim gidip alırım ama bir gün yaşamak isterim bu heyecanı:)

6 ay sonra tekrar yaşadım. en son kitaplarım kucağımda pepee şarkısı söylüyordum.

yedi kitap aldım
biri küçük altısı büyük yedi kitap aldım

ilk defa yaşadığım heyecanı unutamam ben. normalde öyle internetle filan işim olmaz, kendim gider alırım kitaplarımı fakat hayatında ilk defa bi cesaretle kitap sipariş ettim. kargoyu aldığım zamanı çok iyi hatırlıyorum. korkuyla karışık bir heyecanım vardı. acaba ya ürün kötü olursa, ya kargolar karışmışsa, ya kitaptan zevk almazsam ve internete yazılan yorumlar kadar iyi değilse... neticede kitapçıya gidince kitabın içini açıp okuyabiliyorum ama internet alış verişinde öyle bir lüksüm yok. bu ve türevleri soruların hepsini kargoyu açarken düşünmüştüm. ama aldığıma değmişti. hem ilk heyecanı da atlattım.

anlatılmaz yaşanır diyebileceğim mutlu olma evresinin bir merhalesi.

senin benim için heyacan veren bir olay. çünkü kitabı sipariş eden okuyacak olan sensin. adamın umrunda değil ki kitap. bak hemen bir anımı anlatayım. türk dil kurumu, atatürk araştırma merkezi, türk tarih kurumu hem kendi merkezlerinden hemde e-mağazadan kitaplar satıyor tabii ki kendi konularıyla alakalı. fiyatları da inanılmaz deerecede uygun temmuz 2023 itibariyle 3 tl-120tl bandında belki 5000 tane kitap var. neyse ; rutinimdir internetten bakar gider yerinden de alırım. kitaplarımı tek tek raflardan indirdim, aldım, ödemesini yaptım. işyerime getirdim akşam da eve götüreceğim. onların poşetleri de çok kalın ve bir hayli büyük çuval gibi.ben de 40 a yakın kitap almışım, kitapları gören arkadaşlarım:
-ne yapacan bu kadar kitabı, okuyupta alim mi olacan, malmısın kitap okuyorsun gibi, ayakkabı numarasıyla iq seviyelerinin aynı olduğunu gösteren ifadeler kullandılar.
velhasıl adam hayatında kitap okumamış, kulaktan dolma bilgilerle donanmış 50 kelime kapasiteli bir robot, ucuz "databank" lardan bile daha az zeki. bu adamın kitap kargosu açma heyecanı ne olabilir ki. o kapıda ödemeyle kuvvet macunu sipariş etse daha mutlu olur. paraçalar o kargo kutusunu. kitap kokusu yerine b.k kokusu çekmeye alışmış bir kere.

sahaftan kitap almak daha heyecan verici değildir

en çok heyecanlandığım en çok zevk aldığım şey olabilir kendisi kargom gelene kadar kargo takip ekranını ezber ederim hele hele yeni aldığım kitaplarımı kitaplığıma dizmek başlı başına bir zevk...:)

amazondan geliyorsa ulan içine de bir sürü kağıt doldurmuşlar, yazık günah diye hayıflandırır.

kargoyu açtıktan sonra kitapları yan yana dizip bir müddet izlerim.

küçük şeylerle de mutlu oluyoruz azizim.