matematik yapamıyorsan çöpsün

hayattaki en büyük pismanligim matematik yapabilmek oldu. keske hic okumasaydim da patron olsaydim

türk eğitim sisteminin bize dayattığı bir saçmalık.

çok mantıklı keşke bir çöp olsa da kendimizi içine atsak, belki geri dönüşümle güzel bir şey olarak geri döneriz.

kalem kağıt kullanmadan çözüme ulaşırım. vay be benden daha iyi sallayan olamaz herhalde.

tyt için konuşmak gerekirse sorularda işlem namına pek bir şey yok esas mesele soruyu anlamakta. asıl sıkıntı şu ki sayısaldaki bölüm avantajı diğer alanlarda yok ve sayısal haddinden fazla kıymetli ulan benim bir yerlerimi yırtarak kazanamadığım hukuk elin sayısalcısı için tıp, mühendislik falan gelmezse yazarım konumunda. bu durum da maalesef matematik becerisi pek yüksek olmayan biz insanlar için heves kırıcı oluyor sistem bu şekil gittiği sürece değişen bir şey olmayacak

üniversite sınavındaki yeni sistemin mottosudur. çünkü dilci de olsan sözelci de olsan ilk sınavda bütün dersler aynı puanı verdiği için matematik ve fen çözmen gerekiyor.* e öğrenci ikinci sınavda yani alanında istediği kadar iyi bir puan yapmış olsun, ilk sınavda sayısal çözmedikçe "çöp" oluyor. teşekkürler eğitim sistemimizin bir diğer güzelliği, zaten işte bu yüzden lisede öğrencileri sözel/sayısal/eşit ağırlık ve dil olmak üzere dörde ayırmıştık.

şimdiki gençler hem şanslı, hem de şansız. üzerlerindeki baskı çok ağır. sınavlar açısından öyle görünse de hayatın içinde öyle değil aslında.
tanıdığım bir çocuk yemek yapmayı severdi. ailesi de ona o yönde destek verdi, eğitim aldırdı. şimdi kendisi bir şef. aynı lisede okuduğum bir kız derslerinde pek iyi değildi. ama okulun tüm spor etkinliklerinin içindeydi. şimdi beden öğretmeni ve pilates hocalığı da yapıyor. gayet keyfi yerinde. bizim sektördeki ustalar, merkezde çalışan mühendislerden daha fazla kazanıyor. kimi daha sonrasında şef oluyor teknik serviste, kimisi de kendi yerini açıyor.
tabi ki okumak, iyi bir diploma sahibi olmak değerli ama her şey demek değil. arkadaşımın eşi lojistikte çalışıyor senelerdir. lise mezunu. işinde çok iyi. o kadar iyi ki diplomasına bakılmadı, müdür oldu. eskiden diploma her şeydi ama şimdi işi ne kadar bildiğin, işinde ne kadar iyi olduğun da önemli çünkü üniversite mezunu çok artık.
kanada'da yaşayan mühendis arkadaşım "keşke burada tır şoförü olsaymışım, adamlar bizden daha çok değer görüyor, daha iyi kazanıyor. burada yarın işten aniden çıkarabiliyorlar. uzaktan davulun sesi hoş geliyor" diyor.
işinde iyi olan güzellik uzmanı tanıdığım kendi yerini açtı.
yani demek istediğim; işinizde en iyi olmayı amaçlarsanız, çabalarsanız hayatta bir yerlere gelirsiniz. ama bizde 'bazı bölümleri kazanırsan hayatta başarılı olursun' algısı var.
bu ülkede en iyi bölümleri okuyan en iyi yerlerde olsaydı keşke.

ne güzel bir çöpüm inanamazsınız.

hadi ben matematik yapamıyorum ya sen yds ingilizce'ye girsen kaç net yaparsın? ben 100* sorudan 89 net yapmıştım. onu yapamayan çöp, bunu yapan üstün diye bir şey yok. kimin neye yeteneği varsa ona yönelsin, gençleri yanlış yönlendirmeyin, şevkini kırmayın...

para bitki de artık. al-sat değil de öbür türlüsü. *

sanki çok güzel öğrettiler de biz yapamadık. çok sayıda matematik ve öğretmenlik bilmeyen matematik öğretmeni var. tıpkı çok sayıda ingilizce bilmeyen ingilizce öğretmeni olması gibi. bu ülke böyle.

abartılı bir söz ama biraz da haklılık içeriyor.

burada kastedilen matematik green teoremi falan değil. kimse kimseye kalk küresel yüzeyin yük dağılımını hesapla demiyor. temel matematik ya, 9. sınıfa kadar gelen herkesin bilmesi gereken matematik. ben bunun bilinmemesinin gayet doğal olduğuna katılmıyorum. ne işime yarayacak meselesine gelirsek bize öğretilmiş yüzlerce konu için yüzlerce farklı profilde öğrenci "bu benim ne işim yarayacak" diyebilir. mesela müzik dersleri, oldum olası sevmezdim ama en azından nota görünce ulan bu do notası diyebiliyorum. bu bilgi de bende bir yük oluşturmuyor. bu eğitimin alınmasına yapacağım bir eleştiriye bir müzisyen cevap dahi vermez belki de.

matematik çok temel bir eğitim. edebiyatçı dahi olunsa işin içinde illa ki analitik zeka var. matematik insanın üç boyutlu uzayla olan ilişki kurma yeteneğini güçlendirir. burada dil, beden eğitimi, tarih, coğrafya kadar temel bir eğitimin tartışılmasını anlamlı bulmuyorum.

ha öğretilemiyor olabilir ki ne yazık ki doğru ama öğrenmek istememek biraz farklı bir konu. asıl mesele öyleyse matematik öğretmeyelim değil, matematiği her zeka tipinde öğrencinin anlayacağı şekilde nasıl öğretebiliriz olmalı.

yani şimdi kimse sizden kalkıp yeni formüller bulmanızı istemez ama belli başlı hesaplamaları da bil artık, geometri falan bazı terimleri öğren. matematik bir dildir her bir haltta vardır.

eğitim sistemimizin özeti hatta insanları sınıflandırma şeklidir. baya üzücü bir çocuk sadece matematik yapamadı diye ailesi ve yakın çevresinden baskı görerek büyüyor. her sınavdan sonra, sınıfta kaçıncı oldun? özel ders aldırdık hala kötü notların. matematik yapamazsan bir şey olamazsın. gibi yargılarla savaşıyor.

yapıpta çöp olan insanlar gören ben buna çok güldüm

gelin dm'ye özel ders var.sakın üstümüzü de çıkartıyor muyuz diye sormayın kızarım.

(bkz: attım oltayı ne gelirse)

kastedilen yüksek matematik ise katılmadığım düşünce.
matematik dersinde başarısız olan, sınavlarda kopya verdiğim çoğu tanıdığım kişi gerçek hayatta benden ve matematik dersi iyi olan çoğu arkadaşımdan çok daha iyi konumdalar.
muhtemelen elon musk ta, bill gates de, george soros ta matematik alanında bir matematik profesörü kadar iyi değildir.

he o yüzden hobi olarak apartman alıyorum. 10 sene sonra da marina alacağım inş. saçma sapan düşünceler.

hayatımız matematik olmuş. matematik nasıl yapamıyorsan çöpsün...