41.
bu gece kendisini andığım insan.
devamını gör...
42.
rakıya ekmek doğrayıp kaşıkla içtiğine dair rivayetler vardır, doğruysa helal olsun demek düşer.
devamını gör...
43.
neyzen tevfik; para, mal, ün gibi büyük çoğunlukça önemsenen şeyleri bir yana itelemiş; ayağına dolanan ve çoklarının düşlerini dolduran şeyler için tüm güçlerini seferber ettikleri olanakları ezerek geçmişti. bilinçli ya da sezgisel olarak yakınılan düzen, disiplin, otorite, kural gibi ölçü ve ölçütlere sırtını dönerek kendince yaşamıştı.bir taşlama ustası olmak kolay değildir tabii.
her zaman memnun olduğu içkili, neyli berduş hayat onun için felsefî bir tercihtir.
hazır cevaplılığıyla bilinen şair'in şöyle de bir hikayesi vardır:
neyzen, çalarken mi neşelenirsin, yoksa neşeli olduğun zaman mı çalarsın? maliye bakanı hakkında yolsuzluk dedikodularının dolaştığı bir dönemidir. neyzen: “maliye vekili değilim ki, çalarken zevk alayım.
her zaman memnun olduğu içkili, neyli berduş hayat onun için felsefî bir tercihtir.
hazır cevaplılığıyla bilinen şair'in şöyle de bir hikayesi vardır:
neyzen, çalarken mi neşelenirsin, yoksa neşeli olduğun zaman mı çalarsın? maliye bakanı hakkında yolsuzluk dedikodularının dolaştığı bir dönemidir. neyzen: “maliye vekili değilim ki, çalarken zevk alayım.
devamını gör...
44.
asıl adı tevfik kolaylı'dır. 24 mart 1879'da bodrum'da doğdu, 28 ocak 1953'te istanbul'da öldü. soyadını babasının memleketi olan bafra'nın kolay nahiyesinden alır. urla'da bir neyzen'den öğrendiği ney çalmayı kendi kendine ilerletti. izmir idadisine başlayan tevfik, sara hastalığı nedeniyle okulu bırakmak zorunda kaldı ve yine kendi kendine farsça öğrenerek izmir mevlevihanesine girdi. burada şair eşref ile dolayısıyla da hiciv ile tanıştı.
1898 yılında medrese öğrenimi almak için istanbul'a giderek fethiye medresesine girdi ancak buradan çok mevlevihanelerde vakit geçirdiğinden ve medrese kıyafeti cübbe / şalvar yerine pantolon giymeyi ercih ettiğinden dışlandı, bunun üzerine medreseden ayrıldı. mehmet akif ersoy'la tanıştıktan sonra istanbul'da dönemin önemli sanatçılarının olduğu bir çevreye girme şansı yakaladı. neyzen tevfik'in ilk şiiri muktebes dergisinde yayımlanmıştır.
2. abdülhamit döneminde bir mecliste söyledikleri ihbar edilince 15 gün gözaltına alındı. serbest bırakıldıktan sonra mısır'a gitmeye karar verdi. burada ney çalarak plak da doldurdu. ayrıca bir dergiye yazdığı abdülhamit'i hicveden şiirinden dolayı idama mahkum edildi ve bektaşi tekkelerinde gizlendi.
2. meşrutiyet'ten sonra istanbul'a döndü. sabah-ı hürriyet adlı bir oyunun ittihat ve terakki partisince yasaklanması üzerine yaptığı konuşma nedeniyle hapse atıldı, kısa süre sonra serbest bırakıldı. 1910 yılında yaptığı evliliği kızı leman'ın doğumundan üç ay sonra sonlandı.
1919 yılında 'hiç' adlı şiir kitabını yayımladı. 1924'te yazdıklarını azab-ı mukaddes adıyla toplamaya çalıştı ancak başarılı olamadı. 1926'da atatürk'le tanıştı, her zaman da destekledi.
çok fazla tükettiği alkol ve artan sara nöbetleri yüzünden istanbul'da tedavi görmeye başladı. 1928 yılında mısır'a akif'in yanına giderek bir yıl orada kaldı. döndüğünde konservatuarda görevlendirildi.
40'lı yıllarda bakırköy akıl hastanesi'nin 21 no'lu koğuşu ona ayrılmıştı, istediği zaman gelir giderdi. azab-ı mukaddes isimli kitabının basımını 1949 yılında bu kez gerçekleştirdi.
1951 yılında "onu affettim" adlı filmde, ardında suzan yakar'la ağlayan şarkı adlı filmde yer aldı. 1953 yılında cenazesi beşiktaş - sinan paşa camii'nden kaldırıldığında neyzen'in ardındaki; şairlerden, siyasetçilerden sokaktaki dostlarına kadar uzanan pek çok çeşit insandan oluşan kalabalık, onun nasıl biri olduğunu açıklamaya yetiyordu.
"uzun derbederlik hayatımda, o kaldırımdan bu kaldırıma; o kapıdan bu kapıya; o diyardan bu diyara neyim ve meyimle bir kuru yaprak gibi savruldum" sözleriyle hayatını özetleyen neyzen tevfik; genel olarak alışılmışın hayli dışında bir hayat sürmüş, neyi ve şiirleriyle yaşamış, hicivlerinde ise sözünü sakınmamıştır.
1898 yılında medrese öğrenimi almak için istanbul'a giderek fethiye medresesine girdi ancak buradan çok mevlevihanelerde vakit geçirdiğinden ve medrese kıyafeti cübbe / şalvar yerine pantolon giymeyi ercih ettiğinden dışlandı, bunun üzerine medreseden ayrıldı. mehmet akif ersoy'la tanıştıktan sonra istanbul'da dönemin önemli sanatçılarının olduğu bir çevreye girme şansı yakaladı. neyzen tevfik'in ilk şiiri muktebes dergisinde yayımlanmıştır.
2. abdülhamit döneminde bir mecliste söyledikleri ihbar edilince 15 gün gözaltına alındı. serbest bırakıldıktan sonra mısır'a gitmeye karar verdi. burada ney çalarak plak da doldurdu. ayrıca bir dergiye yazdığı abdülhamit'i hicveden şiirinden dolayı idama mahkum edildi ve bektaşi tekkelerinde gizlendi.
2. meşrutiyet'ten sonra istanbul'a döndü. sabah-ı hürriyet adlı bir oyunun ittihat ve terakki partisince yasaklanması üzerine yaptığı konuşma nedeniyle hapse atıldı, kısa süre sonra serbest bırakıldı. 1910 yılında yaptığı evliliği kızı leman'ın doğumundan üç ay sonra sonlandı.
1919 yılında 'hiç' adlı şiir kitabını yayımladı. 1924'te yazdıklarını azab-ı mukaddes adıyla toplamaya çalıştı ancak başarılı olamadı. 1926'da atatürk'le tanıştı, her zaman da destekledi.
çok fazla tükettiği alkol ve artan sara nöbetleri yüzünden istanbul'da tedavi görmeye başladı. 1928 yılında mısır'a akif'in yanına giderek bir yıl orada kaldı. döndüğünde konservatuarda görevlendirildi.
40'lı yıllarda bakırköy akıl hastanesi'nin 21 no'lu koğuşu ona ayrılmıştı, istediği zaman gelir giderdi. azab-ı mukaddes isimli kitabının basımını 1949 yılında bu kez gerçekleştirdi.
1951 yılında "onu affettim" adlı filmde, ardında suzan yakar'la ağlayan şarkı adlı filmde yer aldı. 1953 yılında cenazesi beşiktaş - sinan paşa camii'nden kaldırıldığında neyzen'in ardındaki; şairlerden, siyasetçilerden sokaktaki dostlarına kadar uzanan pek çok çeşit insandan oluşan kalabalık, onun nasıl biri olduğunu açıklamaya yetiyordu.
"uzun derbederlik hayatımda, o kaldırımdan bu kaldırıma; o kapıdan bu kapıya; o diyardan bu diyara neyim ve meyimle bir kuru yaprak gibi savruldum" sözleriyle hayatını özetleyen neyzen tevfik; genel olarak alışılmışın hayli dışında bir hayat sürmüş, neyi ve şiirleriyle yaşamış, hicivlerinde ise sözünü sakınmamıştır.
devamını gör...
45.
öngörü sahibi bir şair.
daha o yıllardan bugünü görmüş ve siyasal islamın kene gibi kan emici askerleri için güzel laflar etmiştir.
daha o yıllardan bugünü görmüş ve siyasal islamın kene gibi kan emici askerleri için güzel laflar etmiştir.
devamını gör...
46.
geldikleri gibi gitmediler
kimi itini bıraktı, kimi bitini.
kimi de piçini bıraktı.
yoksa bu kadar şerefsizin bizden olması mümkün değil.*
kimi itini bıraktı, kimi bitini.
kimi de piçini bıraktı.
yoksa bu kadar şerefsizin bizden olması mümkün değil.*
devamını gör...
47.
atatürk'le senli benli konuşan çok az kişiden biri. atatürk'le rakı içme yarışması yapıp ,tasın içindeki rakıya ekmek doğrayarak rakı tiridi yapınca atam'a "e pes " dedirttiren şahıs.
hiçlik felsefesi ünlüdür. kendisine bir baltaya sap olmasını elinin ekmek tutmasını, iş bulmasını ve hayatına çekidüzen vermesini önerenlerle şöyle bir konuşma geçer ; -ne olacağım iş bulunca -ne olacak aç kalmazsın, kalacak bir evi olur böyle sokaklarda yatmazsın -kalacak evim olunca ne olacak -evlenirsin -evlenince? -çocukların olur -sonra? -e düzenli bir hayatın olur -? -çocukların büyür ,sen yükselir zengin olursun -sonra?... -e ne olacak hiç canım -ben şu an zaten bir hiçim, bir hiç için bu kadar uğraşmaya ne gerek var ki...gönlümün adamı, gönül adamı, ömer hayyam'sı sevimli şahsiyet...
hiçlik felsefesi ünlüdür. kendisine bir baltaya sap olmasını elinin ekmek tutmasını, iş bulmasını ve hayatına çekidüzen vermesini önerenlerle şöyle bir konuşma geçer ; -ne olacağım iş bulunca -ne olacak aç kalmazsın, kalacak bir evi olur böyle sokaklarda yatmazsın -kalacak evim olunca ne olacak -evlenirsin -evlenince? -çocukların olur -sonra? -e düzenli bir hayatın olur -? -çocukların büyür ,sen yükselir zengin olursun -sonra?... -e ne olacak hiç canım -ben şu an zaten bir hiçim, bir hiç için bu kadar uğraşmaya ne gerek var ki...gönlümün adamı, gönül adamı, ömer hayyam'sı sevimli şahsiyet...
devamını gör...
48.
ihtiyarlık ile gençlik diyerek,şu hayatı ikiye böldürme!ey büyüken de büyük allah'ım,benden evvel s..imi öldürme!.. diye bir 4 lüğü varki her seferinde beni güldürür.
devamını gör...
49.
korkusuz dize öncüsü neyzen..
bi kenara iliştirdim sözünün mecalini,
kaleminden korkmayan sözlere yoldaş olsun.
câh ü mevki-kârı çok oldu gözümden düşeli,
bunların hiçliğini ben bilerek öğrendim.
şimdi de kalmadı nakdin nazarımda kadri,
kirli ellerde görünce, paradan iğrendim.
bi kenara iliştirdim sözünün mecalini,
kaleminden korkmayan sözlere yoldaş olsun.
câh ü mevki-kârı çok oldu gözümden düşeli,
bunların hiçliğini ben bilerek öğrendim.
şimdi de kalmadı nakdin nazarımda kadri,
kirli ellerde görünce, paradan iğrendim.
devamını gör...
50.
be hey dürzü
şiiri ile aslında atatürk karşıtlarına ve sözde müslüman olarak geçinen herkese verilmesi gereken cevabı vermiş hiciv şairi
şiiri ile aslında atatürk karşıtlarına ve sözde müslüman olarak geçinen herkese verilmesi gereken cevabı vermiş hiciv şairi
devamını gör...
51.
yıllar önce hakkında okuduğum kitaplardan tanıyorum kendisini. yetenekli ama fakir ve fakirliğiyle mutlu olan bir ney ustasıymış kendileri.
o kadar fakirmiş ki , bir gün çok sevdiği köpeğini satmış, ama köpeği bir süre sonra geri dönmüş; bir kaç kere böyle sat/gel olayı devam etmiş.
fakirhanelerden birinde de arkadaşlarıyla bitlerini yarıştırırlarmış.
atatürk kendisine hayranmış ve sık sık onu davet edermiş. tabi üstü başı perişan. adamlar alırlarmış bunu, tertemiz yepyeni kıyafetlerle giydirirmiş; çıkar çıkmaz da ilk fakirle kıyafetlerini değiştirirmiş.
bir rivayete göre, atatürk bir gün bunu çağırmış ve ‘sen iyi rakı içiyormuşsun’ demiş;’ gel seninle rakı içme yarışması yapalım’. kabul etmiş ve bir kase ve ekmek istemiş. atatürk şaşırmış napıyor diye. neyzen tevfik rakıyı kaseye dökmüş, üstüne de ekmek doğramış ve kaşık kaşık yemeye başlayınca ,’ tamam tamam pes ediyorum’ demiş atam.
ilginç bir karaktermiş. fırsatınız olursa anılarını okuyun, hepsi birbirinden ilginç.
o kadar fakirmiş ki , bir gün çok sevdiği köpeğini satmış, ama köpeği bir süre sonra geri dönmüş; bir kaç kere böyle sat/gel olayı devam etmiş.
fakirhanelerden birinde de arkadaşlarıyla bitlerini yarıştırırlarmış.
atatürk kendisine hayranmış ve sık sık onu davet edermiş. tabi üstü başı perişan. adamlar alırlarmış bunu, tertemiz yepyeni kıyafetlerle giydirirmiş; çıkar çıkmaz da ilk fakirle kıyafetlerini değiştirirmiş.
bir rivayete göre, atatürk bir gün bunu çağırmış ve ‘sen iyi rakı içiyormuşsun’ demiş;’ gel seninle rakı içme yarışması yapalım’. kabul etmiş ve bir kase ve ekmek istemiş. atatürk şaşırmış napıyor diye. neyzen tevfik rakıyı kaseye dökmüş, üstüne de ekmek doğramış ve kaşık kaşık yemeye başlayınca ,’ tamam tamam pes ediyorum’ demiş atam.
ilginç bir karaktermiş. fırsatınız olursa anılarını okuyun, hepsi birbirinden ilginç.
devamını gör...
52.
türk milletini tanıyan, yeri geldiğinde öğütler veren şair ve hiciv ustasıdır.
türk milleti gariptir
her bi lafı kaldırmaz
..bne dersin kızar da
s.k..sin aldırmaz.
türk milleti gariptir
her bi lafı kaldırmaz
..bne dersin kızar da
s.k..sin aldırmaz.
devamını gör...
53.
hakkında yere bir kanal tarafından yapılmış güzel bir belgeseli bırakayım şuraya, arzu eden pür dikkat arzu eden uyurken yatağının başında dinlesin.
akıl hastanesinde bir deli, meyhanede bir veli, mezhepte bir bektaşi, dergahta mevlevi, padişaha karşı bir küfürbaz, atatürk'ün sofrasında bir diyojen, sokaklarda bir serseri, han odasında bir derbeder, pir yolunda talip, zor yolunda anarşist.
buradan
akıl hastanesinde bir deli, meyhanede bir veli, mezhepte bir bektaşi, dergahta mevlevi, padişaha karşı bir küfürbaz, atatürk'ün sofrasında bir diyojen, sokaklarda bir serseri, han odasında bir derbeder, pir yolunda talip, zor yolunda anarşist.
buradan
devamını gör...
54.
levent kırca ile çalışma imkanı olsaydı efsane işler ortaya çıkabileceğine inandığım kişi.
devamını gör...
55.
56.
atatürk, bir gün taşlama ustası neyzen tevfik’i çankaya köşkü’ne davet etti.
sohbet sırasında atatürk şöyle dedi:
- senin çok fazla içki içtiğini söylüyorlar; ne kadar içersin?
neyzen tevfik, “iki tane kiloluk rakı içerim” dedi.
“nasıl içersiniz” diye sordu atatürk.
“canım ne isterse; susuz, mezesiz…”
neyzen tevfik’e iki kiloluk rakı geldi.
“iki kiloluk içerim ama böyle içmem” dedi neyzen. nasıl içerdi?
istediği üzerine masaya kocaman bir emaye kase getirildi. neyzen, iki kiloluk rakıyı kaseye boşalttı.
ardından, bir somun ekmek ve irice bir kaşık istedi.
neyzen tevfik, ekmeği lokma lokma koparıp kasedeki rakının içine bastırdı. ve lokmalar rakıyı iyice çektikten sonra çalakaşık yemeye başladı! içki, aş’tı, ekmek’ti…
sonra, neyzen tevfik’in ney üflemesini nefes almadan dinlediler.
velhasıl "hiç" uğruna feda olmuş bir can.. şiirlerini arsızca bulan mı dersin, yok şöyleymiş yok böyleymiş söylenenler mi dersin. dersin ha dersin.. bu adamı eleştirecek zat-ı muhteremlerin evvela onun hayatı tanımlayan bir kaç mısrası kadar bişeyler karalamış olmaları ve hatta bu konuda daha iyi olmaları gerekir. namümkün bir olay.. bu dünyadan bir neyzen geçmiş.. devrin hayyamı imiş.. aziz ruhu şad olsun.. anısına saygıyla..
devamını gör...
57.
şiirin efendisi.
devamını gör...
58.
sapıktır. tevhidi bozuktur. vahdedi vücutçuların hepsi sapıktır. bugün bu tipleri veli gören tonla kırık var. işte alkol içmesi bir ibadet gibiymişte vs. aşk ehlinin her hali namazmış. 5 vakit namazda neymiş. bu tip laflar edenler stalin gibi kafirdir.
yapsam en ala ben yaparım bu edebiyatı, süslü cümleleri, girift gözüken felsefeleri. gerçekten iyiyimdir. ben binlerce farklı bedende yeryüzünün bütün mabetlerinde hazır ve nazırım derim. kendimi ilahi bir hal üzereymiş gibi öyle bir lanse ederim ki bir dolu öküz peşime takılır.
neyse ki ibrahimin dinindenim müşriklerden beriyim. arşın sahibi rahmana şükürler olsun.
yapsam en ala ben yaparım bu edebiyatı, süslü cümleleri, girift gözüken felsefeleri. gerçekten iyiyimdir. ben binlerce farklı bedende yeryüzünün bütün mabetlerinde hazır ve nazırım derim. kendimi ilahi bir hal üzereymiş gibi öyle bir lanse ederim ki bir dolu öküz peşime takılır.
neyse ki ibrahimin dinindenim müşriklerden beriyim. arşın sahibi rahmana şükürler olsun.
devamını gör...
59.
üstat diyebileceğim sayılı insanlardan.
devamını gör...
60.
neyzen baba kapalı çarşıya gider ve "o..spu çocukları" diye bağırır. herkes dönüp babaya bakınca da "bu kadar çok muydunuz ya" diye şaşırır. *
devamını gör...