normal sözlük hikayesi
başlık "denediğim nicki aldım" tarafından 10.12.2020 19:55 tarihinde açılmıştır.
141.
zamandışı, mistik ruhsal yolculuğuma gönülden şefkat gösteriyordum.
devamını gör...
142.
kitabını okurken bir anda camdan içeri yağan mermi ile sarsıldı. ne yapacağını bilmiyorken sürünerek apartman dairesinden dışarı çıktı elinde bir adet bıçaktan başka hiçbir şeyi yoktu
devamını gör...
143.
mahallenin meraklı gözleri, camlardan bakan şaşkın yüzleri üzerinde hissetti. elindeki bıçağı beline koydu, ve bayram bakkala doğru yol almaya başladı. *
devamını gör...
144.
bakkaldan bir kısa samsun aldı. ateş edenin kim olduğunu tahmin ediyordu. ama konduramıyordu.
devamını gör...
145.
gözünü açtı, nerde olduğunu ilk etapta anlayamadı. boş boş odayı inceledi. sonra yatağın karşısındaki aynada akşamdan kalma şişmiş suratını görünce dün tuttuğu ucuz otel odasında olduğunu anladı. ve akşamın hatıraları parça parça düştü ,canlandı beyninde. neden bu kadar içmişti yine hiç bilmediği bu kasvetli ilçede. kasvet! evet evet kasvetli, böyle bir havaya sahip bu yerleşkede iç daraltısını içmeyerek nasıl geçirecekti ki?
neyse deyip yataktan doğruldu, banyoya gitti yüzünü yıkadı. duş almak niyetindeydi ama sıcak su olup olmadığı çelişkisinden dolayı işi kumara vurmadı, vazgeçti. yanında getirdiği yedek pantolon ve çok da sevmese de temiz diye çantaya attığı gömleği giyip aşağı indi. resepsiyondaki gence kahvaltı var mı? dedi. akşam şu an bu gencin durduğu yerde kim vardı hatırlamıyordu bile. genç istemsiz bir gülüş atıp yok efendim, ama çıkınca solda bir börekçi var ben de oradan alıyorum sabahları tavsiye ederim dedi. eyvallah deyip çıktı, börek cidden taze ve enfesti üç bardak çay içti böreğini yerken. vücudu resmen kurumuş haldeydi, gece uyumadan önce su içemeyecek kadar sarhoştu çünkü.
börekçiden çıktı, alelade gezinmeye başladı. bu ilçeyle herhangi bir bağı yoktu. senelerdir çalıştığı muhasebe bürosundan artık canıma tak etti misali olaylı bir şekilde ayrılmıştı. yaşadığı şehirde bir dakika bile durası kalmamıştı. yine bir iki duble rakı içtiği bir akşam külüstür bilgisayarını açıp arama motoruna huzur dolu yaşanılası ilçeler yazdı. okudu da okudu, sızana kadar okudu. sabah kalktığında zihninde kalan tek isim bu ilçenin ismiydi. hemen bu bir işaret heyecanına kapılıp şansını burada denemeye karar verdi.
neyse deyip yataktan doğruldu, banyoya gitti yüzünü yıkadı. duş almak niyetindeydi ama sıcak su olup olmadığı çelişkisinden dolayı işi kumara vurmadı, vazgeçti. yanında getirdiği yedek pantolon ve çok da sevmese de temiz diye çantaya attığı gömleği giyip aşağı indi. resepsiyondaki gence kahvaltı var mı? dedi. akşam şu an bu gencin durduğu yerde kim vardı hatırlamıyordu bile. genç istemsiz bir gülüş atıp yok efendim, ama çıkınca solda bir börekçi var ben de oradan alıyorum sabahları tavsiye ederim dedi. eyvallah deyip çıktı, börek cidden taze ve enfesti üç bardak çay içti böreğini yerken. vücudu resmen kurumuş haldeydi, gece uyumadan önce su içemeyecek kadar sarhoştu çünkü.
börekçiden çıktı, alelade gezinmeye başladı. bu ilçeyle herhangi bir bağı yoktu. senelerdir çalıştığı muhasebe bürosundan artık canıma tak etti misali olaylı bir şekilde ayrılmıştı. yaşadığı şehirde bir dakika bile durası kalmamıştı. yine bir iki duble rakı içtiği bir akşam külüstür bilgisayarını açıp arama motoruna huzur dolu yaşanılası ilçeler yazdı. okudu da okudu, sızana kadar okudu. sabah kalktığında zihninde kalan tek isim bu ilçenin ismiydi. hemen bu bir işaret heyecanına kapılıp şansını burada denemeye karar verdi.
devamını gör...
146.
siyah, gür,parlak saçları dökülmüştü kazagina . adam topladı onları ,kokladı sonra ve cebine koydu bir çırpıda. ressamdi . zaten kadını sokakta görüp resmine figür olması için ikna etmesiyle başlamıştı arkadaşlıkları. adam ,kadının saçından kadına ait bir silüet ortaya çıkarıp hediye etmek istiyordu. aşık miydi bilmiyordu. kadının hediyeyi aldiktan sonraki gözlerine bakınca anlayabilecekti bunu. kadın fark etti bu küçük hırsızlığı. elini adamın cebine attı "sen bana büyü mü yaptircan it herif "dedi. aldı saclarini ,varoslugunun içine koyup gitti.
devamını gör...
147.
neyse ki kendini tuttu ve yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledi.
devamını gör...
148.
derken kapının önünde uzunca bir silüet belirdi, siyahtı.
devamını gör...
149.
mavi gözlerinde birazdan kopacak fırtınanın kara bulutları dolaşmaya başlamıştı. korkuları her bir hücresini intihara teşvik ediyordu. ama bu kadar kolay bitemezdi. derin bir nefes alıp. olanları bir bir hatırlamaya çalıştı.
devamını gör...
150.
beyni ona oyun oynuyordu sanki, hatırladığı anıların içinde insanların yüzleri değişiyor sesleri birbirine karışıyordu, hiçbir şey net değildi. koltukta geriye doğru yaslandı elleri yüzünü avuçladı, yapmak istediği belki bu değildi ama hıçkırarak ağlamaya başladı. bu gözyaşları tanıdıktı, usulca onu izliyordum. ağlamasının şiddeti dinince başı dizlerimi buldu iç çekişlerin arasından anlatmaya başladı. aynı hikayeydi "bir adam ve bağımlılık"... biliyordum bu hikayeyi, son 5 yılda her parçamla sahiplenecek kadar dinlemiş ve tanık olmuştum. ellerim saçlarını buldu, cebeleşme sırası bendeydi artık, ne söyleyebilirdim diğerlerinden farklı, tekrar aynı şeyleri söylersem olacaklar belliydi. sustum uzun, derin bir sessizliğe gömüldük. gün doğuyordu, biz gecenin canavarlarının şimdi köşeye çekilme, saklanma zamanıydı.
devamını gör...
151.
daha beş altı saat önce yaşadığımız o derin sarsılmaları inkâr ederek yaşamak zorundaydık. hayat bize geceleri çıkarıp gündüzleri takarak dolaştığımız bu adi maskeden daha fazlasını vermemişti. fakat artık ne kadar saklanabilirdik, ne kadar kaçabilirdik yargılayıcı bakışlardan? tüm bu düşünceler bir baş ağrısı halinde şakaklarıma saplanmıştı.
devamını gör...
152.
bu başlığı bi-devam ettiremedik, yoksa yüzlerce tanım girer akıcı bir hikaye çıkabilirdi.
burada herkes aklına esen bir hikaye değil de! bir üstteki yazarın yazmış olduğu kısa hayal ürünü hikayeyi, aynı hikayeyi farklı boyutta anlatmaktır.
burada herkes aklına esen bir hikaye değil de! bir üstteki yazarın yazmış olduğu kısa hayal ürünü hikayeyi, aynı hikayeyi farklı boyutta anlatmaktır.
devamını gör...
153.
hikaye.
devamını gör...
154.
ve biliyordu ki değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.
devamını gör...
155.
giriş yaptı ve mesaj kutusına gelen onlarca mesajın bildirimini gördü. sinsice gülümsedi. onlarca kişinin kızgın mesajları...
devamını gör...
156.
aşağıya baktı ve donunun değiştiğini farketmişti, kim değiştirmişti ki ulan bu donu? yoksa kahraman mı olmak istiyordu, donunu düşürerek. sonra hatırladı gerçeği, donunu düşüren, kahraman olamazdı...
devamını gör...
157.
sonra bir anda ismini duydu herkes ona bakıp gülümsüyordu. yıllarca yüzündeki korku maskesini çıkarmamış insanların kaşlarını çattığını düşünmüştü oysa artık gülüşleri görecek kadar cesaretliydi.
devamını gör...
158.
koltuğuna oturdu. bir iki dakika, öylece duvara sabitlenen gözlerle sessizce ve hareketsizce durduktan sonra telefonunu çıkardı. baktı, içini dökeceği, anlattığında kırgınlığını anlayacağı birini aradı. bulamadı. sinirle telefonunu fırlatıp attı. duvara sabitlediği gözleriyle yine bir iki dakika öylece oturdu koltukta. sonra kalktı, su içti. balkona çıktı...kırgındı, üzgündü. daha önemlisi bunları anlatacağı birileri yoktu hayatında. bir an geldi, kısacık bir an. içi mutlulukla doldu. güldü...ve atladı.
devamını gör...
159.
rüzgar yüzüne çarpıyordu, biliyordu hayatının sonuna geldiğini. sonra birden gözlerini şaşkınlık ile kıstı. dükkanın gölgeliğine doğru düşüyordu. işte o an anladı ölmeyeceğini.
devamını gör...
160.
arkama bakmadan yürüyordum eğer baksaydım...
devamını gör...