2301.
gece gündüzün yer değiştirmelerini isterdim gündüz halimizden anlasın diye ama gece bizi yarıyolda bırakıp gitti gece gündüzün onun yerine geçmesine izin vermedi.
devamını gör...
2302.
nasıl başlıyordu dostoyevski?

heh tamam. kahramanımız soğuk bir petersburg gününe beş parasız ve yalnız uyanıyordu evet. biz de sayfalarca hayatını cebindeki son ruble'den daha çabuk harcayabilen bu çulsuzun kahrını çekip durduk. sonuç? sibiryanın iklimi halen aynı. silivri kadar olmasa da soğuk diyorlar. çünkü kaliteli kitaplarda mutlu son kadar eğreti duruyor paran varken mutsuz olmak. ama oluyorsun işte. para satın alınamayan gereklilikler için pek yeterli bir birim değil sanırım. sen her ne kadar ful ortopedik koltuğunda rahat rahat uzanıp kivili meyve suyunu içsen bile zihnin ücra bir pansiyon köşesinde sıkışıp kalmış bir biçimde hayatı sorguluyor olacak. bir hayat için kötü, maddi kaygılarla yazılmış bir roman için ideal bir başlangıç bu durum. sorular soruluyor... cevaplar yok... sorular var... cevaplar yok... sorular... cevapla.. r uykum geldi.
devamını gör...
2303.
parçalanmış bir bütünün veyahut da bir karmaşanın içinde kendime bir yer bulmak çabasından ibaretim. hiçbir yere ait değilsen, her yere aitsindir derdim kendime, her yerde eğreti durduğumu öğreninceye kadar.
devamını gör...
2304.
aradığı şeyi bulduğunu anlamayıp hala arayan insanlar var.
bulacaklar. bulduklarında, aradıklarının o olmadığını anlayacaklar.
dönmeyecek kadar yol almış olacaklar.
bulduklarında yok olacaklar.
bulduklarında yok olacaklar.

+ sen kendi memleketinde bile gurbettesin dedim.
yürüyorsun bir adım atmadan.
duruyorsun koşmadan.
büyüyorsun susmadan.
sen kendi memleketinde gurbettesin dedim.
sılana kavuşman yok. sılana özlem yok.
sen kendi memleketinde gurbettesin dedim.
sen kendi memleketinin gurbetisin!..
devamını gör...
2305.
çok şey söylemek istiyorum ama içimde biriktiriyorum tüm sitemlerimi, kırgınlıklarımı...
çünkü biliyorum değişmiyor insan.
sevse de değişmiyor, sevmese de değişmiyor.
seni üzdüğünü düşünmüyor üstelik.
ilgisiz, umursamaz, hal hatır sormaz sadece kendisi ile ilgilenen insanlara dönüşüyor git gide herkes. önce ben diyen hep kazanıyordu zaten de ben hiç kazanamadım şimdiye dek.
duracell ile yarışan sıradan çinko karbon pil gibiyim. (bkz: normal sözlük'e bir daha gelinse alınacak nickler)
önümüzdeki maçlara bakalım desem hiç sanmam ki beraberlikten öteye gidebilsin başarım...
hayatımda tek bir gün bencil olmak istiyorum, güzel bir duygu olduğunu düşündüğüm için değil insanlar nasıl bir ruh halinde oluyor bunu anlamak için.
iki gündür iş yerinde benim sorumluluğumda olmayan işler yüzünden, başkaları yüzünden sorun yaşıyorum ve diyemiyorum ki "iyi de bu benim hatam değil git hesabını ondan sor." çünkü şikayet ediyormuşum gibi hissediyor, kendime yediremiyorum. sadece iş konusunda değil kendi hayatımda da bu sorunu yaşıyorum. zaten hep bu gereksiz nezaketim, gereksiz onu-bunu düşünmelerim yüzünden, kimse kendini benim yerime koymazken benim kendimi başkaları yerine koyup onlar için mutlaka bir haklı sebep bulmam ve hala akıllanmamam yüzünden, hala bana vurana öbür yanağımı da değil sopa falan uzattığım için ne desem kendime bilmiyorum.
he şunu diyebilirim "sen daha çok üzülürsün kızım..."
bunu kabullenmenin dayanılmaz hafifliği ile gideyim de beni daha da üzecek bir şeyler bulup hayatı kendime daha da zindan edeyim, çok şükür...
devamını gör...
2306.
bu tarif edilemeyenlerin mektubu, gözlerimin yaşına değen. bu büyük bir yıkım. bu açıkça anlatsan dahi anlatamamışsın gibi olan şeylerin yıkımı. kendini bilmekle devam eden bir hikaye değil bu, onların seni nasıl yönlendireceğinin hikayesi. ağla, kanayarak ağla. bakmasınlar gözünün yaşına ama sen ağla. içinden taşıp bir yere varmayan yumruya ağla. biraz uyu, biraz düşün, biraz ağla. sonra sar başa, dönüp dursun. yazarak hatırla, unutma.
devamını gör...
2307.
bugünkü seansta meditatif bir çalışma yaptık, aynada 10 yıl sonraki halim ile buluştum, yüz ifadesini inceledim, karışık duygular içindeydi, sanki nötr bir haldeydi, ne mutlu ne mutsuz... sanki onun iyi bir durumda olması, benim bugün yapacağım şeylere bağlıydı gibi bir hissiyat içine girdim. biraz da ağlamaklı bir hale geldiğim o anda terapist "gözlerinin içine bak, şimdi sana ne yapman gerektiğini söyleyecek, şimdi kalemi eline al ve söylediklerini yaz" dedi. sanki kalemi tutan ben değildim de bir başkası gibiydi, acayip bir hissiyat içerisinde hızlı hızlı bir şeyler karaladım.
"sakin ol, terapiye devam et, iç huzuruna kavuşacaksın, bol bol dua et, dua etmekten bıkma, ibadetlerini ihmal etme, kalbini sevgiye aç, sevgi dolu biri olmaktan vazgeçme." evet, 10 sene sonraki halim yani 50 yaşımdaki ben, bugünkü bana bu tavsiyelerde bulundu. meditatif çalışma sona erince terapistim, bu tavsiyeleri sesli olarak okumamı söylediğinde kendimi biraz garip hissettim ama bir yandan da sanki kalbime bir ferahlık geldi. güzel bir seans oldu. halen etkisindeyim...
devamını gör...
2308.
tam çalışmaya başlıyorum böyle şeyler oluyor.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


armağan edilen şarkımla beraber*
devamını gör...
2309.
çok yazmak istiyorum ya. hayır yazmayı çok istemiyorum. çok yazmak istiyorum. neler neler dönüyor aklımdan, hangi sözcükler geçiyor kalbimden de, ah bir bilseniz! böyle… sanki… ne söylesem olmayacak gibi. biliyorsunuz dimi o hissi? bir ben yaşamıyorum? içiniz acıyor, hatta çok acıyor da ne söyleseniz olmayacak/olmuyor. e söyleseniz olmuyor, sussanız? o da ayrı bela işte. sustukça bir başka kelimeyi doğuruyor aklınızdakiler. bazen deliler gibi sarhoş olmak istiyorsunuz. öyle böyle değil ama. içip içip bir kenarda sızıp kalmak. sanki olan biten hiçbir şey olmamış gibi. hiç düşünmeden. koca bir karanlığa yuvarlanmak… sonra diyorsunuz ki “ya içsen ne olacak, ayılmayacak mısın sanki? ayrıca senin sarhoşluğun gönlünde. içtiğin şaraptan kalbine ne?” haydaaa! hadi sar başa. e ne olacak? ne yapacağım şimdi? çare yok. çaresizsin. en nefret ettiğin duygunun yine esirisin. sigaranla kardeş olmaya devam, şarkılarda ebelemece oynamaya, yazıp yazıp silmeye devam! balkona çıkıyorsun sonra, saat gecenin bilmem kaçı. bir sigara yakıyorsun. o sigaranın bitimine kadar yaz bakalım içinden binbir çeşit şiir, hikaye, destan. yetiyor mu? ı-ıh. bir boka yaradığı yok. başka ağrı kesicin kalmadığında parol içmek gibi. ağrını kesmeyeceğini bile bile bir umut içersin ya. heh! tam öyle. böyle deli kuvveti gelir ya hani bazen. çıkıp bağıra çağıra söylemek istersin içindekileri. yakıp yıkmak istersin bazen. ne varsa böyle. her şeyi. özellikle gemileri. böyle gemileri yakıp nasıl yandığını izlemek. olmuyor mu ya size? bana çok oluyo o. o geminin yangını büyüyor büyüyor da bir gram duman çıkmıyor. kendi kendine yanıp duruyor. bir süre sonra bakmışsınız gözünüzdeki o ışıltılar gitmiş. ruhsuzluk oturmuş üzerinize, kalkmıyor da şerefsiz. gülmek isteseniz dudağınız kalkmıyor, ağlamak isteseniz gözyaşları hepten hain! e noluyor sonra? saçmalıyorsunuz. içinizdeki onlarca şey karışıp, birbirine girip ortaya atıyorlar alakasız iki üç kelime. diyorsun içinden “ ne ulan bu kelimeler? olur mu bunlar?” ama yapacak bir şey yok. el mecbur saçma saçma davranıp, saçma şeyler söylemeye başlıyorsunuz. ne saçma şey lan o? herkese karşı düz mantık bakıp bir kişiye karşı balataları sıyırmak! akıl karı değil. değil de bizde akıl da yok. ondan çok şey etmiyoruz artık.
zaman… acayip bir şey. sürekli gidiyo. hiç geldiğini gören olmamış. hayır bir tek kendisi gitse yine bir şey değil. giderken sizden de bir şeyler götürüyor şerefsiz. hep o zaman bekleniyor. doğru zaman konuşmak için, gelmek için, gitmek için, susmak için. o olmazsa olmaz. yanlış zamanda konuştun mu bittin demektir. e gidip soruyorum bizim bakkala. abi diyorum “nerede bu doğru zaman” o diyor istediği zaman gelip bulur seni. eh ama artık. ne ulan bu böyle. yapacak bir şey yok diyo bakkal. sen bekle o bulur seni. bekliyoruz, hep bekledim. oluyor öyle arada. amaaan öyle işte. bir bok olduğu yok da… işte. dönüp dolaşıp aynı yere geliyorsunuz . çıkıyorsunuz balkona, açıyorsunuz bir şarkı, bir dal da sigara. susuyorsunuz. ama nasıl bir susmak!
devamını gör...
2310.
ben seni kötüleyemem hiç.
çiçekli bir yol vardı, yürüdüm, koştum derim.
ayaklarıma dikenler battı ama olsun, her ormanda böyle şeyler olur ki derim.
devamını gör...
2311.
kafam bir insan kafası ağırlığından yüzlerce kat fazla. kafamın içi öyle kalabalık öyle kalabalık ki sanki başımda tonlarca ağırlık varmış gibi. bir sürü ses var ve bu seslerin gürültüleri asıl kafama ağırlık yapan. ben içlerinde fısıltı kalıyorum. belki de bu yüzden kendimi hep en son duyuyorum. kendime hep en son yetişiyorum. şimdi söyleyin bana dostlarım ben bu sesleri nasıl sustururum? susturamam mı yoksa? peki o zaman nasıl yaşarım? bir ömür bu gürültüyü nasıl kaldırır kafa? ya o fısıltıyı duyarsam? kendi sonunu isteyen o fısıltı..
'ölmeliyiz. hepimiz.'
bir gün bu fısıltıyı duyup yaparsam susar mı tüm sesler?
söyleyin bana duyan sağırlar ben bu sesleri nasıl sustururum?
devamını gör...
2312.
eski sevgilimde öğretmendi demişsin. bitti artık geri dönüşü olmaz da.
devamını gör...
2313.
balkondayım, yavaş yavaş hava aydınlanıyor. hava yumuşak. sabah kuşları güzel güzel ötmeye başladı. bilerek kulaklığımı açıp şarkı dinlemiyorum. dünyayı dinliyorum. nadiren geçen arabaların sesleri, kuşlar, şehrin uğultusu.. sigaram yanıyor. az önce parmağımı yakacak kadar dalmışım. aklımdan bir şeyler geçiyor ama ne geçtiğini tutup yakalamak istemiyorum. hepsinden kaçmak ve hiçbir şey düşünmemek istiyorum. uyuyamıyorum, belki iki saat önce beş on dakikalığına daldığımda gördüğüm kâbusun etkisinden. belki de hüzünden, bunca ağırlıktan. canımın acısını hissediyorum. anlatamıyorum. içimde büyük bir burukluk var. kalbimi iki yandan tutup ters bir şekilde sıkan ve büzen iki el var sanki göğsümde. karşı çıkmıyorum, mecalim yok. yitirmiş gibi hissediyorum. kaçtığım onca gerçek üzerime yüklenmiş gibi. duruşumu dik tutamıyorum. kalkıp odama gitmek, adım atmak dahi istemiyorum. oturduğum yerde çürümek istiyorum. kurtulmak istiyorum. çok yorgunum demiştim. tutunduğum dalım da bugün kırıldı. belki ben de giderim diyorum. bir yerden değil, bir kişiden değil, her şeyden giderim. düşünüyorum. gitsem ne değişirdi dünyada. hiçbir şey. gittiğimin haberini bile almayacak insanlar kalırdı ardımda. alanlar da unuturdu kısa sürede. belki birileri gelir taşlarda ismimi arardı. birileri hiç gelmezdi. hatta ailemden başka kimse gelmezdi. ailem de ailem oldukları için gelirdi yalnızca. birkaç gün konuşulurdu, beni hiç tanımayan insalar ah şöyle insandı böyle insandı derlerdi, sonra varlığıma dair her şey silinirdi. odam boşaltılır yerine misafir odası yapılırdı. kuşum beni bir daha hiç görmeyeceğinden habersiz hâlâ adımı söylerdi. beni sevdiğini söyleyen insanlar yerime başka sevgiler koyardı. arkadaşlarım bir iki haftaya yerime başkalarını bulurdu. her gün yürüdüğüm yollardan biri eksilirdi. mahallede dolanan köpeğin başını her geçtiğinde okşayan biri kalmazdı belki. verdiğim hediyeler bir köşede unutulurdu, zamanla çöpe atılırdı. bana ait olan her şeyi bir yerlere dağıtırlardı. kitaplarımdaki işaretli cümleler hiç tanımadığım insanlar tarafından okunurdu. geriye neyim kalırdı bilmiyorum. geriye bir ben kalır mıydı onu da bilmiyorum. belki bazen rüyalarına girerdim. belki birilerinin kulağına daha önceden attığım sesler girerdi tesadüf eseri. belki bir yerlere yazdığım şeylere gözleri değerdi. tüh derlerdi, nasıl fark edemedik. onların suçu değildi bu halbuki. istemedim fark edilmesini. içimdeki karamsarlığı başkalarına bulaştırmak istemedim. kendimle birlikte batırmak istemedim kimseyi. akıllarına telaş sokmak istemedim. şimdi ne mi yapacağım, bilmiyorum. gün aydı, bunu yazarken sokaktan birkaç insan geçti. gözlerim acımaya başladı. belki biraz üşüdüm, umrumda olmadı. amaçlarım vardı, unuttum. hayallerimi de öyle. varlık sebeplerim önemsiz gelmeye başladı. neden dedim kendime bu gece. sordum sürekli, bir cevap bulamadım. bulmak istemedim. kabullenirsem daha acısız olur belki her şey dedim. susmak istedim. gün boyu hiç konuşmadığımı fark ettim. neyin var dendi, hiç dedim. tüm gün durgundum. sadece baktım, sadece izledim bir şeyleri. duvarı izledim, perdeyi, defterlerimi, odamı izledim. aynaya bakmadım hiç. çıkıp da birine anlatamadım hiç ama anlatmak isterdim. gitsem muhtemelen bunlar olacak ama kalsam neler olacak diye hiç düşünmedim. istemedim, heves bulamadım. toparlayamadım. ortada kaldım. gitmek mümkün değilse bile bir süreliğine silinmek istedim. belki de silinirim.
devamını gör...
2314.
#1167217
ben bu başlığı atalı tam 8 ay olmuş,
hayat böyle bir şey, her şey o kadar çabuk değişiyor ki;
mesela;15 yıldır çalıştığım kurum kapandı yeni bir kurumda çalışmaya başladım.
annemin ciddi rahatsızlığı vardı o 'nu kaybettim....
yalnızlığım kat ve kat daha da arttı
antidepresan kullanmaya başladım...
artık her şeyi eskisi kadar takmıyorum..
daha ne değişiklikler olacak hayatımızda bilemiyoruz ?
iyi ki varsın "normal sözlük"

devamını gör...
2315.
aylar sonra ilk defa erkenden uykum geldi.
bugün yeni hayatımın ilk günü sayılır.
herkese iyi geceler.
devamını gör...
2316.
olm sekiz saatte bitireceğimi düşündüğüm işi galiba 3 saatte bitireceğim. hızım batsın. çok mutluyum.
devamını gör...
2317.
şarkının altına uzunca bir yorum yazmışım yaklaşık iki yıl önce. şu sıralar yine sık dinlediğimden her açtığımda okuyorum. aylar sonra bu yorumu okursam o an ne hissedeceğimi merak ediyorum yazmışım. benzer şeyler. yine aynı noktaya geldim. şarkıda da dediği gibi döndüm baktım bir arpa boyu bile yol yok. öyle. bu zaman aralığında ilerlediğim o yolun tekrar başına döndüm. kader mi dersiniz, belki. neyse bu başlığı da iyice günlük gibi kullanmaya başladım. yeter.
devamını gör...
2318.
şarkınız batsın. koca bir nesli katlettiğiniz yetmiyormuş gibi şimdi de hafızlarımızda dans ediyorsunuz.
sonra özgürlük dedik hepimiz. kadın olduğumuzu bilmek gerekiyordu. bir kızılderili atasözünün peşinden koştuk. taksimin arka sokaklarında bedenlerimizi ruhlarımızdan ayırdık. sonra, çok da uzun bir süre sonra değil ha, ayırdına vardık ruh olmadığının. dengeyi tutturmak için sahte inançları yaratmayacak kadar akıllıydık. her türlü bilinmeyeni reddeden zihin yapısı acı vermekten öte, bir işe yaramıyordu. bilinmezliği de kucaklamayı öğrendik. sonrası mı? fazla görüp, fazla konuşmanın, fazla hissetmemenin cezası. yer yüzünün lanetlileri olarak sonraki yaşamın ateşlerinde kavrulmayı pek ala hak ediyorduk. doğa tersini söylese de… doğayla konuşmayı reddetmemek gerektiğini öğrendik mi? bu beton kitlelerin arasında belki bir kuşun kendini gerçekleştirme seansında evet. o da az aslında. fazlasında gözümüz yok. hiçbir zaman olmadı. olmadığı için bir sonraki neslin küfrettiği, bir önceki neslin hala ölesiye koruduğu ama inanmadığı olup çıktık. viski bardakları, bira şişeleri, cin tonikler bütün bu gerçekleri değiştirmiyor. sadece zaman mekan içinde salınımlarını biraz hafifletiyor. hafifleyen şeyleri severiz.
devamını gör...
2319.
ne güzel karalıyor herkes. keşke ben de böyle karalayabilsem diyorum okudukça. yazmak rahatlatıyor biliyorum. o yüzden bu güzel karalayan yazarları kıskanıyorum.
bir de karalama denince, ruhu sıkan şeyler olmalı gibi di mi? algım o yönde. algıma s...

mutluyken geyik yap geç kolay. mutsuz olunca da yapsana öyle. yok, çıkmıyor kelimeler. neden? kelimelerden mi korkuyorum. yüzleşmekten, zaaflarımı göstermekten, bayık mubabbetten korkuyorum sanırım.
halbuki aksa şöyle, su üstünde yüzen kağıttan gemi gibi. yavaş yavaş erise suda, sonra suya batıp yok olsa.
güzel olurdu.

anlatmak zaten yok meşrebimde, bir de yazmak olmayınca o zehir nereye akacak?
içime içime. katran oldu yahu yeter, bu da can.
böyle duyguları bastırmak da bir nevi intihar sanki. yavaş ölüm.
konu nereden gelmişti buraya yahu? hıh tamam, karalamak. bravo karalayabilenlere. kıymetini bilin bu lüksün.
devamını gör...
2320.
.
.

bir şeyler yazmayı bıraktığında beri her şey daha da kötü ilerliyor. yine de yazmak içimden gelmiyor bir türlü. buraya yazarsam belki aynı etkiyi verebilir.
kendimi düzelttiğimi sanarken mahvediyorum hep. bir süreliğine kendimi kandırıyorum sadece. geceleri yatağa yattığımda düşünüyorum tüm günümü, günüm koca bir yalandan ibaret. gün içinde moralimi bozmamak için kendimi kandırmışım. kendimi değiştirmeden ondan sonraki gün yine aynı şeyi yapıyorum. korkağım çünkü. kendimden korkuyorum. kendimi fark etmekten ve kendim olmaktan korkuyorum.
yalnızlığı sevdiğimi söylüyorum hep, o şekilde daha çok eğlendiğimi söylüyorum. yalan. moralimi iyi olduğunu,sadece soğuk birisi olduğumu söylüyorum. yalan. normalde de sessiz birisi olduğumu,bu duruma alıştığımı söylüyorum. yalan. kendime güvendiğimi söylüyorum. yalan. bunlar olduğum kişideki değil olmak istediğim kişideki özellikler. yıllardır sürdürüyorum bunu ve artık kim olduğumu ben bile bilemiyorum. hiçim işte. şu anlık öyle. birgün halledeceğim bu sorunumu ve şu anki halimle dalga geçeceğim." ne kadar salakmışım ","dünya benim etrafımda dönüyormuş gibi kendi acımı büyük sanmışım" diyeceğim . öyle umut ediyorum hiç değilse.

29.04.22
insanlara ve kendime olan güvensizliğim giderek artıyor ve ben giderek daha da kötü oluyorum. sakin kalamıyorum, artık sinirimi saklayamıyorum bile. kendimi saklayamıyorum artık çünkü gücümün azaldığını hissedebiliyorum. kendimi mahveden kişi yine ben oluyorum. bu yüzden kendime olan saygısızlıklarım giderek artıyor ve kendimi bu konuda durduramıyorum. mahvoluyorum ve mahvoluşumu izliyorum sahnenin içinden.

12.05.22
boğazım düğümlendiği zamanlarda benden başka hiç kimse o düğümü çözemiyor fakat bazen o düğümü hak ettiğimi düşünüyorum ve o düğümün beni nasıl yönettiğini izliyorum.

24.05.22
bir süredir kendimi iyi hissediyorum. alışık olmadığım için garip geliyor ama iyi bir gariplik bu.

05.06.22
yaptığım şeyin doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu bilmiyorum ama yaptım işte. belki de bazı şeyler hakkındaki ön yargılarımı yıkabilmem için o şeyleri denemem gerekiyordur.

23.06.22
düzelemiyorum işte, olmuyor. her seferinde daha çok kaybetmeye devam ediyorum. herkesi ,her şeyi kaybediyorum. beni seven birkaç insandan uzaklaşıyorum hep. kendimle kaldığımdaysa doğru düzgün düşünemiyorum zaten . aynı terane.

02.07.22
kendimi iğrenç hissettiğim bir günden daha merhaba . dışarıya çıkıp bir iki insan yüzü görmem lazım , bu evin içerisinde bulunduğum süreçte hep huzursuz ve tedirgin oluyorum, özellikle de haftasonları. bir şeyler yapmam lazım ama hiçbir şeye halim de yok. sadece yatıp uyumak ve bir daha hiç uyanmamak istiyorum.
neden böyle oldum bilmiyorum ama umarım bu halimle kendimden başka kimseye zarar vermiyorumdur.

03.07.22
bir an önce şu evden gitmem gerekiyor. kendimi her geçen gün daha da değersiz, yetersiz ve iğrenç hissediyorum. sakinleşmekte her geçen gün daha da zorlanıyorum. odamdan dışarı çıktığım zaman ya da odama biri girdiği zaman bile tedirgin oluyorum çünkü biliyorum benim hakkımda ne düşündüklerini. haklı da olabilirler belki ama hiç değilse doğru düzgün bir şekilde bir şeyler anlatmama izin verselerdi, beni dinleselerdi belki de daha iyi olurdu. ama biliyorum öyle bir şey olmayacağını. alışmak zorundayım galiba.

13.07.22
bir gün de iyi hisset lan kendini. kaygısız,umutlu, pozitif hisset bir gün de kendini. kalk şu yataktan, kafanı yerden kaldır, tedirgin olma hiçbir şeyden,korkma. korkacak hiçbir şey yok. tanrıdan bile korkmana gerek yok, kendinden ve insanlardan korkmana gerek yok. sal biraz . o zaman düzelirsin belki.

14.07.22
kendimi kaybediyorum her konuda. hâlâ bir gelişme yok.

20.07.22
sana güvenmeli miyim yoksa güvenmemeli miyim bilmiyorum ama şunu biliyorum ki sana bağlanmaktan çok korkuyorum. hayatımın içine edip daha sonra beni bununla yalnız bırakmandan çok korkuyorum. beni kullanmandan çok korkuyorum. her şeyden çok korkuyorum.

26.07.22
kafamda kurmadan duramıyorum, özür dilerim. uyumam lazım yoksa kurmaya devam edeceğim ve benim için daha da kötü olacak.

21.08.22
korkuyorum. her şeyden çok korkuyorum. umursamaz gibi davranıp korkumu yeneceğimi zannediyorum ama aslında sadece kendimi kandırıyorum.

22.08.22
şu içine ettiğimin başlığına yine geldim. çünkü başka ne yapacağımı bilmiyorum. kendimi öldürüp yeni bir ben yaratmam lazım ama bu şeyi şu ana kadar yapamadıysam bundan sonra da hiç yapamazmış gibi hissediyorum. her gün salak salak insanların salakça fikirlerini salak gibi kafama takıp kafayı sıyırmaktan çok sıkıldım, anlıyor musun sözlük? kendimi sadece sana anlatıyorum, sen anlıyor musun beni? neyse si*tır et zaten anlasan da bir şey değişmeyecek.
gece uyuyamazsam eğer yine bütün geçmişimi gözden geçirip yine kendime küfredecegim bunu yaptığım için. evet, hak ediyorum. ben bütün zorlukları ve acıları hak ediyorum. çünkü korkak, yalancı, acınası ve kafasını kullanmayan biriyim. kullanamayan demiyorum,kullanmayan diyorum. sırf kimseyi kırmamak için o k

30.08.2022
özür dilerim ama yapamıyorum .

04.09.2022
yarın buluşacaksın onunla, hissedebiliyorum. içimdeki sıkıntının sebebinin o olduğunu biliyorum. bugün yaptığım şey için de özür dilerim, böyle gelişeceğini bilseydim hiç yapmazdım zaten. ama seni seviyorum ve sana gerçekten değer veriyorum. seni kaybetmekten de çok korkuyorum. şu an keşke yanımda olabilseydin. o zaman konuşup anlaşırdık belki. sana sımsıkı sarılırdım yine. o anlık için dünyalar benim olurdu. sen belki fark etmezdin ama yanında olduğum için tüm dertlerimi unuturdum. beni bazen kırsan da sanki bir şey olmamış gibi yine huzurlu oluyorum yanında. bu halim beni de korkutuyor. senin de dediğin gibi bağlanmamam lazım ama elimde değil. sana güvenemiyorum da. sen de söylüyorsun bana güvenme diye. öyle demesen güvenirdim oysa ki. keşke beni kırmasan aşk, ya da keşke ben beni kırdığın için seni bırakabilsem. ama ikisi de olmuyor. seni seviyorum. sana güvenemesem de seni seviyorum.bu nasıl oluyor ben de bilmiyorum.
sana her şeyimi anlatmak istiyorum ama korkuyorum da bir yandan . bu sabahki yaşadığım şeyi sana anlatmayı çok isterdim mesela. anlatabilirdim gerçi ama onu anlatabileceğim kadar uzun konuşmuyoruz bile hiç. bir de telefonla anlatabileceğim bir şey değil. zaten anlatsam da yine aynı şeyleri söylerdin yüksek ihtimalle. sen de haklısın aşk. ama keşke şu anksiyetenin nasıl bir bela olduğunu ve elimi ayağımı nasıl bağladığını kavrayabilsen. belki inandırıcı gelmiyordur sana , belki bahane olarak görüyorsundur. bilemiyorum gerçekten.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim