kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
bir şey kaldı gecelerden birinde
senden.
öncesinde bilinmemiş birşey,
silinmez bir ses gibi giden..
kelimelerden büyük, kelimelerin içinde,
bir şey kaldı senden
yaşamalar'ın arasında kaçamaklı.

veriliş rengi başka, alınış rengi başka..
söylemeye vakit kalmadan
dudakların altına bırakılmış bir şey.
karanlıkların tam ortasında bir kırmızı nokta..
gözlerce pırıl pırıl, ellerce saklı.

bir şey kaldı, bir denizin kıyısında senden,
bakışlarla yüklü, söylemelerle sessiz..
seninle dolu, seninle sensiz bir şey..
arandıkça bulunmamış yıllar yılı,
bulundukça aramaklı
devamını gör...
çok iyi okuyom bu şiyiri.
devamını gör...
bir kelimeye
bin anlam yüklediğim zaman
sana sesleneceğim.
devamını gör...
güneşte

çünkü saatler dardır, her şeyi almaz
güneşte çözülür ve kayarlar bir yana.
mısırlar güçlükle büyürken yağmursuzluk
kaygılandırır dilsiz bahçıvanı.
sessiz kuşlar, bir keçi, ağır iğde ağaçları.
bir araba geçti incelmiş yoldan
el salladı biri, belki tanıdık,
belki değil, süreksizliğin eşanlamı.
ve denizin yorgun çağındaydı çocuklar
çığlıkları titretir balkondaki sarmaşığı,
çünkü dardır saatler, sığmaz biraraya
dalgınlık, deniz ve sardunya.
rüzgâr alıp götürdü balıkçı teknelerini
uzaktaki kılıçlara, ki bilemeyiz
hangi derinlikte dölleyerek denizi
gidiyorlar öyle ağırbaşlı, doğuya.


ve ocaktan çorbanın kokusu geldi demin
burun deliğine kedinin ve köpeğin.
rafta kitaplar, mavi bir şişe ve gül
donmuş kalmışlar tek başlarına.
duvarda bir resim, resimde kalabalık
köy alanı, çocuklar, çember ve zaman.
breughel nasıl da toplamış bunca
ortaklığı ve uyumu biraraya,
çünkü saatler dardır, sığdırılmaz.
güneşte her şey çözülür gider bir yana.

melih cevdet anday
devamını gör...
attila ilhan


ayın yirmi dördünde nairobi'de ol
ilk yağmurlarla birlikte geleceğim
eğer ben gelemezsem yağmurlar gelecek
otelin penceresinden duyabilirsin

akdeniz polisi telsizci hamdi'yi arıyor
dün gece şu masada beraber içmiştiniz
hani cebinde hiç büyük para taşımayan
boynunun üstünde başı fevkalâde eğreti
hani gözlükleri lüzumundan fazla temiz
tek kelime ispanyolca bilmediği halde
antonio machado'dan şiir okuyan adam
cebinde üçüncü mevki bir vapur bileti

işte yirmi sekizinci defa luna lunera
bir bardak madensuyu soğutulmuş
yirmi sekizinci defa yalnızım otelde
nedense muslukları hep açık bırakıyorlar
nedense artık ölmek istemiyorum
devamını gör...
yol


bir gün bile uzak olma gün uzun
gün uzun anlatamayacağım kadar
trenler bir yerlerde uyuduğunda
insanlar garlarda nasıl beklerse, öyle beklerim seni

bir saat bile gitme gidersen uykusuzluk
damla damla birikir o saatte
ve bir evi arayan bütün duman
yitik yüreğimi öldürmeye gelir belki de

kırılmasın kumun üstünde görüntün
göz kapakların bensiz uçmasın
bir dakika bile gitme sevdiğim

bir an
bile uzaklaşsan
dünyayı dolaşırım yalvarmak için sana
ya dön ya da bırak öleyim diye


p. neruda
devamını gör...

işim gücüm budur benim,
gökyüzünü boyarım her sabah.
hepiniz uykudayken.
uyanır bakarsınız ki mavi.

deniz yırtılır kimi zaman,
bilmezsiniz kim diker;
ben dikerim.

dalga geçerim kimi zaman da,
o da benim vazifem;
bir baş düşünürüm başımda,
bir mide düşünürüm midemde,
bir ayak düşünürüm ayağımda,
ne haltedeceğimi bilemem

orhan veli kanık
devamını gör...

bir organ nakli gibi sevmiştim seni
çürük gözlerine bağışlanan ellerim
yırtık dudaklarına bağışlanan şiirlerim
darmadağın kadınların
darmadağın ettiği erkekler gibi
sevmiştim seni
çok eskitilmiş bir aşkın hatırlanması
sevgilinin resmi karşısında çocuksu bir iç kanaması aslında işin açıkçası
rüzgarın fırtınaya dönüşmesi gibi
hayatına yönelik bombalı bir saldırı gibi
geriye çekilirken herkesi öldürmek gibi
sevmiştim seni
ruhum kan kaybederken nasıl tutarım seni şimdi
deniz gibi neticesi olmayan herhangi bir sebep gibi ortalık yerde durup dururken
sevmiştim seni
atlara kalırsa çoktan kaybettik savaşı
mızraklar kırıldı
kalkanlar delindi
ganimetler paylaşıldı
kasaba meydanında birbirini dövmekten yorulan iki kovboy gibi
bir tabancanın namlusuyla tetiğiyle
kendisinden farklı
kendisinden ayrı bir silahın şarjöründe tanışan iki soğuk mermi gibi
aynı bedene sıkılan iki el kurşun gibi
katille kurban arasında o birkaç saniyelik telaşla sevmiştim seni...
devamını gör...
aslında şiirle aram pek yoktur ancak ikinci yeninin belki de en anlaşılmaz şairi edip cansever'in zihnimde var bir yeri.

kalemi çok sarsıcı. şiirin tamamından dolayı da olabilir ancak şu bikaç cümle beni başka sarsmıştır.

gülemiyorsun ya, gülmek
bir halk gülüyorsa gülmektir
ne kadar benziyoruz türkiye'ye ahmet abi.


buyrunuz, mendilimde kan sesleri.

her yere yetişilir
hiçbir şeye geç kalınmaz ama
çocuğum beni bağışla
ahmet abi sen de bağışla
boynu bükük duruyorsam eğer
içimden öyle geldiği için değil
ama hiç değil
ah güzel ahmet abim benim
insan yaşadığı yere benzer
o yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
suyunda yüzen balığa
toprağını iten çiçeğe
dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
konyanın beyaz
antebin kırmızı düzlüğüne benzer
göğüne benzer ki gözyaşları mavidir
denize benzer ki dalgalıdır bakışları
evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına
öylesine benzer ki
ve avlularına
(bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)
ve sözlerine
(yani bir cep aynası alım-satımına belki)
ve bir gün birinin adres sormasına benzer
sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne
camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına
öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına
minibüslerine, gecekondularına
hasretine, yalanına benzer
anısı işsizliktir
acısı bilincidir
bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan
gülemiyorsun ya, gülmek
bir halk gülüyorsa gülmektir
ne kadar benziyoruz türkiye'ye ahmet abi.
bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden
dirseğin iskemleye dayalı
-- bir vakitler gökyüzüne dayalı, derdim ben --
cıgara paketinde yazılar resimler
resimler: cezaevleri
resimler: özlem
resimler: eskidenberi
ve bir kaşın yukarı kalkık
sevmen acele
dostluğun çabuk
bakıyorum da simdi
o kadeh bir küfür gibi duruyor elinde.
ve zaman dediğimiz nedir ki ahmet abi
biz eskiden seninle
istasyonları dolaşırdık bir bir
o zamanlar malatya kokardı istasyonlar
nazilli kokardı
ve yağmurdan ıslandıkça edirne postası
kıl gibi ince istanbul yağmurunun altında
esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen
kadının ütülü patiskalardan bir teni
upuzun boynu
kirpikleri
ve sana ahmet abi
uzaktan uzaktan domates peynir keserdi sanki
sofranı kurardı
elini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardı
cezaevlerine düşsen cıgaranı getirirdi
çocuklar doğururdu
ve o çocukların dünyayı düzeltecek ellerini işlerdi bir dantel gibi
o çocuklar büyüyecek
o çocuklar büyüyecek
o çocuklar...
bilmezlikten gelme ahmet abi
umudu dürt
umutsuzluğu yatıştır
diyeceğim şu ki
yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler
oysa o kadar kullanışlı ki şimdi
hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse
çocuklar, kadınlar, erkekler
trenler tıklım tıklım
trenler cepheye giden trenler gibi
işçiler
almanya yolcusu işçiler
kadınlar
kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi
ellerinde bavullar, fileler
kolonyalar, su şişeleri, paketler
onlar ki, hepsi
bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler
ah güzel ahmet abim benim
gördün mü bak
dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
ve dağılmış pazar yerlerine memleket
gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
gelse de
öyle sürekli değil
bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
o kadar çabuk
o kadar kısa
işte o kadar.
ahmet abi, güzelim, bir mendil niye kanar
diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar
mendilimde kan sesleri.
devamını gör...
"insan ölüyorsa acıdan ölür bir gün
kendine bir daha uğrayamadığından,
koyduğu yerde durmayışındandır hayatın
hatanın dönüşsüz oluşundandır.

hiçbir aşk titremez sonsuza değin,
bütünlüğünü yitirişinden ölür bir mum
ve insan kanatlarından
ayrılır bir gün."

birhan keskin
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sevdiğiniz şairden bir şiir" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim