şiddet görerek efsane olacağımı bilmiyordum.

evet, allahsız hocalar canları istedi mi vuruyordu hepimize. tabi o zamanlar dokunmatik telefonlar revaçta olmadığı için kimse çekip şikayet edemiyordu hiçbir yere. dövüldüysen mutlaka bir suç işlemiştin. bir hoca asla suçsuz yere dövmezdi velilerin gözünde.
(bkz: hadi canım sen de!!!)
devamını gör...
"kurunun yanında yaşta yanar." sözünün uygulama halidir. defalarca tecrübe etmişliğimiz vardır.
devamını gör...
artık saatini 200 tl alıyorlar keşke zamanında tadına varsaydım hoca varken.
devamını gör...
daha çok acısın diye parmak uçlarımızı birleştirmemizi isterlerdi. eti senin kemiği
benim hocam diye teslim edildiğimi hatırlıyorum. yani en az % 50 oranında bir mülkiyet devri olmuş. insan evladını kime niye devreder, evladı üstünde neden % 50 oranında olsa da mülkiyet tesis eder anlamış değilim.
devamını gör...
böyle efsane olmaz olsun, hatırlayınca parmaklarım sızladı! ilkokuldayken bu duruma isyan edip spartacus’e öykündüm diye iki kat fazla dayak yemiştim. sınıf başkanı ve en çalışkan öğrenci olduğum için de saç çekme ve kulak memesi mıncırma gibi bonuslar da gelmişti. bu kadar dayağın üstüne dayanamayıp hocaya “siz yürüyen patates çuvalı görünümlü kötü kalpli bir cadısınız” dediğimde de kadın salya sümük ağlayıp durulmuştu. hassas gününün acısını bizden çıkarmış meğer…
devamını gör...
ön sırada oturan kızlar hariç çok yemişliğimiz olan dayak çeşididir.
tadı bir başkadır.
devamını gör...
dayak yemekle efsane mi olunuyor? sizin kafanıza da vurmuşlar belli.
devamını gör...
bir malın yaptığı hatanın bazen çoğunluğu etkilediğini uygulamalı şekilde öğrenmiş nesildir.
devamını gör...
eli birde parmaklar yukarıda olucak şekilde bieleştirirdik heleki tırnakların uzunsa acısı iç yakar.
devamını gör...
haylazlığı komün bir şekilde yapan nesildir.
devamını gör...
bizim son 6. dersler hep dayak saati olurdu. başkan tüm gün konuşanların listesini tutardı. adımızın yanında kaç çarpı varsa o kadar tokat yada deynek yerdik. çalışkan ve öğretmen yalakası kızlar konuşsa bile hiç dayak yemezdi. genelde hep erkekler dayak yerdi. dayak yedikten sonra yüzümüzün şişliği ve kızarıklığı geçsin diye tuvalette yüzümüzü yıkardık. o..... çocuğu bir defasında kızın birine tokat atarken kulağına vurmuştu, kızın kulağından sıvı gelmişti. eğitimin karanlık dönenlerinin cefasını biz çektik sefasını z kuşağı sürüyor...
devamını gör...
bu durum eskiden eğitimde çok vardı. bütün sınıf öğrencileri tahtaya dizilir ellerine cetvelle falan vurulurdu.. başlığı okuduğumda ilk aklıma okullarda hocaların sergilediği bu şiddetler geldi.

aslında bakıldığı zaman tüm hocaları hapiste süründürecek hatta diplomalarını ellerinden aldıracak bir suistimaldir bu. düşündükçe sinirden köpürdüğüm bu durumların hedefi olarak bir çok nesil yetişti maalesef ki.

özellikle 90’lar çocukları iyi bilir ki hocaların özellikle ilkokul hocalarının ciddi problemleri vardı. cetvelle ellere vurarak cezalandırmalar, tahtaya kaldırılan çocuğun başarısız olması durumunda sergilenen çeşitli fiziksel zorbalıklar.. hocalarından bunları çekmeyen nesil azdır. eğitimci olarak böyle manyakların seçilmesi ve sınıflara yerleştirilmesi geleceğin psikopatlarını yetiştirmek adına inanılmaz büyük toplumsal yatırımdır.

bir çocuğun herhangi bir açıdan yaşadığı suistimal, hayatı boyunca onda kalıcı olabilir üstüne aşırı yüksek travmatik bir temel yaratıp, çocuğun problemli bir karakter sahibi olmasına sebep olabilir. kim bedelini ödeyecek bu çocuğun ziyan edilen hayatının? normal olması adına elinden geleni yaptığın çocuğuna, eğitim alması adına gittiği okulda hocası cehennem hayatı yaşatsın. ne güzel dünya yahu?!

düşünüyorumda benim çocuğuma hocası şiddet uygulayacak ? kendisiyle beraber bütün ailesini yargılatır, en ağır cezayı almalarını sağlar üstüne mahkeme kanalıyla hoca diye tanımlanan o vatandaşın diplomasının iptalini isterim. iptal ettirene kadar gerekirse 1000 dava açarım. o diplomayı iptal ettirene kadar peşini bırakmam. bir psikopatın sınıflardan uzak durmasını sağlamak en büyük vatandaşlık görevimizdir. denk gelirseniz, sakın görmezden gelmeyin. çocuk istismarına sessiz kalmak ciddi ayıptır. şikayet edin ve yasal haklarınızı sonuna kadar kullanın.

türk toplumu hep çok yanlış değerler üzerine kurulu yetişmiş. bir tane toplumsal ve ahlaki açıdan elle tutulur bir değerimiz yok. her şey çürük, her şey kir pas içinde.
devamını gör...
bazı mallar yüzüne benim de dahil olduğum nesil. teknik lisede okuyunca kabloyla vuruyorlardı bi de
devamını gör...
bir gün yine sıra dayağı yiyoruz hoca baştan başlayarak neden derse geç geldiğimizi sordu herkes söyleyip tokadını yedi sıra bana geldiğinde aynı mazeretleri anlatmanın mantıksız olduğunu düşündüğüm için aynı sebepler işte hocam dedim ve bonus olarak artı bir tokat kazandım, illa farkımı belli etmeliyim.
o zamanlarda normal geliyordu böyle şeyler ama şimdi evladıma vurulmasının düşüncesi dahi gözlerimi karartıyor, umarım bu hataya düşen olmaz.
devamını gör...
abartmaya gerek yok, güle oynaya yerdik işte.
devamını gör...
parmaklar birleştirilir. şanslıysan cetvelin kenarını yemezsin. şansımız hiç olmadı.
devamını gör...
bu nesilin içinde ben de varım. çok üzülüyordum bir kişinin suçu için bütün sınıfın ceza yemesine. bir öğretmenimiz de öyle sert bir adamdı ki allah cezasını versin onun da onlarca çocuğun vebalini nasıl ödeyecek bilmiyorum. cetvel kırılmıştı bir arkadaşımıza vurduğunda. o zamanlar tabii ki sen çocuğuma vurmuşsun diye okulu başlarına yıkacak veliler yoktu.
devamını gör...
dahil olmadigim nesil. allah'a sukur cok dayak yemedik
devamını gör...
bu konuda o kadar ballıydım ki.. bizim zamanımızda - 89 ile 90 lılar hey heyy orada mısınız beybitolar -sıra dayağının son demleriydi. benim ilkokul öğretmenim şiddete epey meyilliydi fakat ben çok ağlak olduğum için herhalde bana hiç dokunmuyordu. biri bağırsa bile gözlerim dolardı benim - ay çok hassas mışım ya- sınıfta sadece 2 kez sıra dayağı olmuş ikisinde de o gün yokmuşum. yani hiç denk gelmedim hayattaki tüm şansımı orada kullanmış bile olabilirim. hatta arkadaşlarım öğretmen seni çok seviyor senin olmadığın günler bu işi yapıyor diyordu. fakat bu adam çok alakasız bir şekilde annemin müthiş performans sergilediği ,renkli renkli tokalar ile donattığı saçlarımı komiklik olsun diye bozmaya çalışıyordu. bir gün onun için dayak yemiş gibi hüngür hüngür ağlamıştım. sıra dayağına değil komiklik adı altında yapılan zorbalıklar gibi değişiklik travmalarım mevcuttur.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sıra dayağı yemiş efsane nesil" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim