omuz.
devamını gör...
yemin ediyorum gözlerim yaşardı, sözlük yavaş yavaş istediğim kıvama geliyor ya...
devamını gör...
o'nu...
şaka şaka. bulaşıklar ne olacak diye düşünüyorum.
devamını gör...
#alikoçistifa.
devamını gör...
kafa izni alsam da gitsem biraz diye.

ama tabiki çok gerek var mı diye de düşünüyorum.

git diyenler beğeni. aklımdan bir sayı tuttum yine.
devamını gör...
binbir türlü düşüncemin içerisinden hangisini size anlatmam gerektiğini düşünüyorum.
cevap= hiçbirini.

birazcık özel hayatımı korumak istiyorum.
daha önce korumadığım için benim hakkımda gereksiz ya da gerekli olan her şeyi sözlükte anlattım gerçi ama o da benim şeyliğim olsun.
ne gerek var yoksa 8 yaşındayken mahalle bakkalından çaldığım limonataları ya da zamanında kuran kursundan kovulmuş olmamı bilmenize.

kısacası düşünmüyorum olarak varsayın, düşünmediğimi söylemek yalan da olsa daha kolay.
azcıkta yalancıyımdır bu tarz konularda, yeni bilgi.
hiçbir işinize yaramayacak ama olsundu.
devamını gör...
yaptığım projemin detaylarını ...
devamını gör...
aklımda bir mayıs telaşı, kalbimde her nisanın başı.
devamını gör...
bu hafta aşırı yoğun olacağım. hangi akla hizmet yoğun bir program hazırladım bilmiyorum ama sanırım bu kadar yoğun olmak iyi gelecek. bilemiyorum. fiziksel olarak aşırı yoğun olmakla beraber bir de ders yükü ve kendimi geliştirmek için uğraşacağım şeyler var. bakalım eğer bu haftayı sağ salim tamamlarsam beni hiçbir şey durduramaz.

yeni haftaya bomba gibi hazırım.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
sabah nasıl uyanacağımı elbette.
devamını gör...
halamın eşi vefat etti. eniştem pamuk şekerden imal edilmiş gibi bir insandı. çok cömert bir o kadar merhametliydi. onunla geçen hatıralarımın hepsi de güneşli bahar sabahları gibi huzurlu ve mutludur.
altı çocuğuna ve diğer tüm çocuklara yetecek kadar kocaman bir kalbi vardı. halam da tüm sülaledeki en harika insandır. birbirlerine ve çocuklarına karşı ses tonları daima yumuşak ve sevecendi. ikisinin de bir kerecik bile öfkeli olduklarını ya da seslerini yükselttiğine şahit olmadım.
enişteciğim yattığın yer incitmesin ruhun şad olsun. iyi ki vardın.

devamını gör...
ayın beşine kaç gün var benim cebimde 300 lira para var. 28 liradan kaç tütün alırım, evden yemek götürür işyerinde yerim. avrattan para istesem bir ayda 15 bin lirayı nasıl yedin diye hesabını sorar. bu ve buna benzer şeyler işte. uyuyunca düşünmüyorsun ya o yüzden seviyorum uyumayı.
devamını gör...
dünyaları değişmem dediğim çok sevdiğim biri var, onu kaybetmekten korktuğumu düşündüm bu gece uzun uzun. onunla yan yana geldiğimizde kendimi o kadar ferah hissediyorum ki, konfor alanı o benim için tamamen. bi yere gittiğimde genellikle kalkacağım zamanı düşünmeye başlayan ben, onun yanından hiç gitmesem mi diyorum. nasıl anlatılır bilmem ki sözcüklerle, manzaraya bakarsınız ve içten bi nefes alırsınız "oh be dünya varmış" dercesine. işte tam olarak onun yanında hissettiğimde bu. "oh be sevgi varmış, iyi ki varmış"
devamını gör...
bazen hayattan dışarı çıkıp bi soluklansam diyorsun
bazen hayatın boyunca bilmediğin onlarca şeyin peşinden koşuyorsun
yürüdüğün yol nereye gider bilmeden öylece yürürsün bazen
bazen yüzüne yüzüne vurur fırtınalar, korkarsın ama düşe kalka büyüyeceğini de bilirsin
ne demişlerdi;
"ne filmler görüp ne şarkılarda kaybolacak aklın
kalbine derinden dokunacak insanlar tanıyacak onlara şiirler yazdıracak kalbin
ne yağmurlarda yazılmış kitaplara hapsolacak ruhun ve nereye gidersen git seninle ya da değil insanlar.. kafan eserse çantanı bile almadan kaçarsın, nefes alabildiğin yere"
devamını gör...
onu…
gözlerini…
sesini…
gülüşlerini…
ihtimalleri…

ve bunların yitip gitme olasılığını…

işte bu yüzden, düşünceler beynimin odalarında zelzelelere tutuluyorken, ordan oraya savrulan korkularla beraber ekşi bir tat bırakıyor kalbimin orta yerine. korkuyorum sevgilim ben, hem de çok korkuyorum. bazen otobüsün camına ilişiyor gözlerim, dışarıda akıp giden hayatı izliyorum. yol bitiyor, gidenler iniyor kalanlar başka bir istikamete yol alıyor ve ben kirpiklerimi ıslatarak düşünüyorum öylece; “ben geç mi kaldım sana?”

yanından geçip gittim mi mesela? aynı anda başımızı kaldırdık mı gökyüzüne hiç? sen kanca’da çayını yudumlarken yürüdüğün yollarda ayak izlerimi bıraktım mı? aynı kitaplara dokunduk mu? yağmur aynı anda ıslattı mı bizi hiç? bir köşe başında değdi mi omuzlarımız birbirine? ya kader bize defalarca fırsat sunduysa da, biz hep bir adım geç kaldıysak? ya gözlerimizin ucundan kaçan o küçük anlar, aslında koca bir ömrün başlangıcı olabilseydi?

olsaydı farkederdik, kokundan tanırdım seni, gülüşümden anlardın beni, o insan olduğumuzu bilirdik.

olmamasına içerleniyorum işte. ya geç kaldıysam sana. ya “hikayemiz buraya kadarmış” diyeceğimiz zamanlar varsa… ya yalnız bırakırsak hayatta ötekimizi. ya benden önce gidersen.

ödüm kopuyor işte. paslı bir bıçakla lime lime ediyor içimi bu his. sana doyuncaya dokunmadan seni yitirmiş gibi…

seni ilk gördüğüm ana, hatta daha da öncesine, sana hiç geç kalmayacağım bir zamana dönebilsem… sonsuza dek sürecek olan bu döngüye de girsem, seni defalarca kez yaşamaktan bıkmam.

işte şu an bunları düşünüyorum ben, tıkalı bir burun ve şelaleye dönmüş gözlerle…
devamını gör...
yaşamış ve ölmüş, doğacak ve ölecek olan insanların sorduğu soracağı tek bir kelimeyi;
“neden?”
devamını gör...
neden insanların yaşam alanlarının ortasına sabahtan akşama kadar gürültü yapacak olan çocukların barındığı bir okul yaptıkları mesela.
devamını gör...
uyumayıp uyuduğumu sandığım bir gün…

ne kadar yaşayacağınıza erkeğin karar verdiği yerde bir avuç kaldık. ben de bekliyorum, ölümün nereden geleceğini.

ne kadar iç açıcı konuları düşünüyorum sabah sabah diymi? anlatayım konunun iç açıcı değil, iç acısı olduğu taraflarını.

18 yaşımda tanıdım kendisini. psikolojik ve fiziki şiddetin her türlüsünü yaşadım. öldüğümde “ne yapmışta delirtmiş çocuğu?” diye soracak olurlarsa söyleyeyim, garsona teşekkür ettim, karşıdan gelen erkeğe gözüm saniyenin binde bilmem kaçı çarptı, erkek şarkıcıdan şarkılar dinledim. toplu taşımada erkeğin yanına oturmam yasaktı, 20 durağı ayakta gitmeliydim kadın yanı boş değilse. rüyamda erkek görmemeyi temkinleyerek uyuturdu her gün. bunlara uymadığımda “orospu” oluyordum, cezalandırılmalıydım bu da vücuduma atılan jiletlerle oluyordu. ne kadar manyakça değil mi? daha da manyakça olanı bunları bana yaptırıyordu, kollarımı ben jiletliyordum. yanlış bir şey söyleyip karşı çıkmışsam ona dilim kesiliyordu benim. oluk oluk kanlar boşalıyordu.

tüm bunlar beni çok sevdiğini söyleyen erkek tarafından yaşattırıldı bana. psikolojik sorunlar yaşadım, bir hayvan gibi büyüdüm. kör karanlıkta dövülerek itaate zorlanan köpekten farkım yoktu.

yaşanılan şeylere tanık olan yakınlarımın ondan ayrılmayışıma olan şaşkınlıklarını biliyorum ben. ama onlar “nasıl yaşıyorsam yaşıyorum, hiç olmazsa nefes alıyorum” düşüncesinin nelere katlanmak zorunda bıraktığını bilmiyorlar.

ama sevgi dili olarak şiddeti öğrenmiş bir kadının dahi sabrı tükenebiliyor bazen. benim de tükendi ve 1,5 sene önce bitirdim ilişkiyi. o bitiremedi, o bitirmedi. barışma talepleriyle yazıp durdu, buna yanaşmadığımı görünce delirdi. sonra 1 hafta yazmadı. 1 hafta 1 ay oldu. geldi gitti. kendisini acındırdı, madde kullanmaya başladığını annesinin ise kansere yakalandığını söyledi. yumuşak kalbimi tanıyordu, kendisine karşı kaya kadar sert olduğunu ise tüm bu sözlere rağmen onu iyileştirmeye kalkmadığımda anladı yine delirdi. 1 ay rötarlı yazmalar kendini 6 aya bıraktı. halâ yazmıyor. fakat erkek kardeşimin de şahit olduğu yerlerde ölüm tehditleri savuruyor. kardeşimi korumak için bana söylenmediğine ikna ediyorum onu. annemi bana bir şey olmayacağına, sevdiğim adamı ise bunu yapmaya onun cesareti olmadığına ikna ediyorum. yoruluyorum. evden çıkarken etrafı kontrol ederek yürüyen, arkasında ayak sesi duyduğunda kalbinin atışını saçlarının ucunda hisseden kadını, kendimi ikna edemiyorum ölmeyeceğine. bir erkeğin inisiyatifinde yaşıyorum. biliyorum ki diri diri yakılarak öldürülen pınar gültekin’in katiline “canavarca his yok” kararı verenler beni korumayacaklar. kızının yanında boğazından bıçaklanan emine bulut’un “ben ölmek istemiyorum” bağırışı gibi duyulmayacak benim bağırışlarım, korunmayacağım. en fazla gülen bir fotoğrafımı yakanıza iliştirir, instagram storylerinde paylaşıp katilime lanetler okur, gelmeyeceğini bildiğiniz adaletin bekçisi olursunuz sanal dünyanızda.

ve ben, kadın cinayetlerinin politik olduğu bilinciyle ensemde hissettiğim ölüm korkusunu taşırken sırtımda, ailemi ve sevdiğim insanı korumayı düşünüyorum sadece.

bu ülkede kadınlar biraz da bu yüzden ölürler.

devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"şu anda ne düşünüyorsun sorunsalı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim