21.
sufilik, türklerin dine soktuğu inanç.
türk-iş din.
türk-iş din.
devamını gör...
22.
t: aynı yola baş koyan insan topluluğu, yoldaş.
devamını gör...
23.
her türlü fanatik grup kötüdür. tarikatlar da genellikle fanatizmi arşa çıkaran oluşumlar oluyor, o yüzden leştir.
dini tarikatlar allah gibi varlığı / yokluğu keyfe keder doğrulanan ya da yanlışlanan bir şeyi merkeze aldığı için daha da tehlikelidir. ayrıca hiçbir masum tarafı da yoktur.
hangi dini tarikat duydunuz altından sonradan bir şey çıkmasın? çünkü ibadet zaten bireysel olarak yapılabilir inanç da çok kişisel bir şey. niye gereksin toplaşıp dua okunması durduk yere mesela? herkes evinde duasını okuyunca olmuyor mu?
bilgi, dini sohbet, hidayet dağıtmaca falan derken kendilerine inanan bir grubu muhakkak ki bir takım toplu hezeyanlara sürükleyip sömürürler. hiçbir şey olmasa duygusal açıdan sömürürler. yapıları gereği kapalıdırlar da. böylece insanların içine çekildikten sonra dışına çıkması da zorlaşır. iyi niyetli hangi sistem böyle bir duygusal tahakküm sistemi kurar? bu sistemi kurmamış bir tane tarikat da duymadım.
birey olmanın bazı zorlukları var, avantajlarının yanında. tam olarak birey olamayan insanlar bu zorluklarla yüzleşme konusunda bir takım sıkıntılar yaşıyorlar ve kendilerini bir sürüye ait hissetmek konforlu bir şey. çok anlaşılabilir.
herkesin sürüsünü iyi seçmesi dilekleri ile.
ben bu tür sürülere hiçbir zaman saygı duymadım, duymaya niyetim de yok.
dini tarikatlar allah gibi varlığı / yokluğu keyfe keder doğrulanan ya da yanlışlanan bir şeyi merkeze aldığı için daha da tehlikelidir. ayrıca hiçbir masum tarafı da yoktur.
hangi dini tarikat duydunuz altından sonradan bir şey çıkmasın? çünkü ibadet zaten bireysel olarak yapılabilir inanç da çok kişisel bir şey. niye gereksin toplaşıp dua okunması durduk yere mesela? herkes evinde duasını okuyunca olmuyor mu?
bilgi, dini sohbet, hidayet dağıtmaca falan derken kendilerine inanan bir grubu muhakkak ki bir takım toplu hezeyanlara sürükleyip sömürürler. hiçbir şey olmasa duygusal açıdan sömürürler. yapıları gereği kapalıdırlar da. böylece insanların içine çekildikten sonra dışına çıkması da zorlaşır. iyi niyetli hangi sistem böyle bir duygusal tahakküm sistemi kurar? bu sistemi kurmamış bir tane tarikat da duymadım.
birey olmanın bazı zorlukları var, avantajlarının yanında. tam olarak birey olamayan insanlar bu zorluklarla yüzleşme konusunda bir takım sıkıntılar yaşıyorlar ve kendilerini bir sürüye ait hissetmek konforlu bir şey. çok anlaşılabilir.
herkesin sürüsünü iyi seçmesi dilekleri ile.
ben bu tür sürülere hiçbir zaman saygı duymadım, duymaya niyetim de yok.
devamını gör...
24.
14nolu girdide bahsedilen jim jones'tan esinlenmiş çok ünlü bir spor salonu vardı amerikada. gym jones. bu 300 spartalı filmindeki kaslı erotik beyleri erotik yapan salon. süpermen beyi de aynı şekilde kaslandırdılardı. gelişim kusmaya başlayınca başlar derlerdi. capon bi filozoftan aldıkları: bilinçliliğini kusmak ve de jim jonesun kool aidi. salonda ayna yasaktı. mirrors are for homos yazyodu spreyre duvarda. gerçek bi antrenman tarikatıydı. eğitmenlere disciple deniyodu. türkiyede de bi disciple vardı. ismini yazmıcam. ünlücene. logoları türk kalkışıydı. kurucu punk bey hanımıyla çok holivudlaştık, tarikatımızdan taviz veriyoz kavgasına girince boşandılar. ordan yeni bi tarikat çıktı ama kapalı çok..
devamını gör...
25.
yedi yılım tarikat yurtlarında geçti. kardeşlerimin üçü de farklı tarikat yurtlarında kaldı. biz son yıllarda bazı geceler oturup da bize anlatılan şeyleri bir araya getirip üstüne düşündükçe sekuler kesimin ne kadar da saftirik olduğunu anlıyoruz.
bazı seküler arkadaşlarıma durumu defalarca anlatmış olmama rağmen durumun vehametini asla anlamıyorlar.
çünkü tarikat yurtlarında takiyye çok iyi öğretiliyor.
mesela: "saygı duruşunda kımıldamazsan imanın gider" derler. ardından da "parmaklarını kimseye belli etmeden kıpırdat anlaşılmaz" diye de tembihlerler. sen bakınca kadın/adam pür dikkat saygı duruşunda sanarken onun parmakları fazıl say performansı sergiliyor haberin yok. *
işte bu yüzden altılı masada yan yana oturup "bunlara oy ver" dedikleri zaman hemen ikna olup oy verdiniz.
"bunların ne işi var?" diyenlere de "sen zaten eski sağcısın, kripto akp'lisin" diye dışlayıcı tutumlarda bulundunuz. chp'lilerin en büyük eksiği karşı mahalleyi hiç tanımıyorlar, çünkü onlar çok biliyorlar.
(bkz: çok bilen çok aldanır)
bazı seküler arkadaşlarıma durumu defalarca anlatmış olmama rağmen durumun vehametini asla anlamıyorlar.
çünkü tarikat yurtlarında takiyye çok iyi öğretiliyor.
mesela: "saygı duruşunda kımıldamazsan imanın gider" derler. ardından da "parmaklarını kimseye belli etmeden kıpırdat anlaşılmaz" diye de tembihlerler. sen bakınca kadın/adam pür dikkat saygı duruşunda sanarken onun parmakları fazıl say performansı sergiliyor haberin yok. *
işte bu yüzden altılı masada yan yana oturup "bunlara oy ver" dedikleri zaman hemen ikna olup oy verdiniz.
"bunların ne işi var?" diyenlere de "sen zaten eski sağcısın, kripto akp'lisin" diye dışlayıcı tutumlarda bulundunuz. chp'lilerin en büyük eksiği karşı mahalleyi hiç tanımıyorlar, çünkü onlar çok biliyorlar.
(bkz: çok bilen çok aldanır)
devamını gör...
26.
tarikat psikolojisi çıkmaz sokak. buraya giren insan arayış içinde. o tarikat ona bir amaç veriyor. din ve kişisel bilişim tarikatlerinin ya da pedofiliyi öven scientology'nin mekanizma aynı. şeyh-yetkili abi "bakın bizi anlamıyorlar. onlar henüz gerçekleri göremiyor, gözleri kör, kalpleri kapalı, hadi el ele hobaa" diyor. bu noktada sen gidip o tarikat üyesine, "ay bunlara nasıl inanıyounuz saçma yeeaa" dediğinde aydınlanmıyor o adam/kadın. onu bir anlasalar, insanlar yakınlarını daha kolay kurtaracak.
diyelim ben ayak şeyhiyim. tarkatimde kadınlar uzatıyor ayağını, üstten öpcük konduruyorum, sonra yeni 37 geliyor ağzıma, sonra yeni 38, böyle bir döngüdeyim. yalnız sırf enerji veriyorum demiyorum. öyle bir sallamışım ki, herkes inanmış diyelim. hayali bile güzel. ki tiktokta bunu kursam imparator olurum bu iq yıllarında ama neyse...kayropraktik midir nedir o zırvalığı kullanıyorlar artık. heralde 78dk okusam tamamını anlarım o işin. ben detaylı salladıkça, kadınlar daha da inanıyor. ayak manyağı oluyorum.
işte bu noktada kadını benim saçma olduğuma inandırmanın yolu, "ay çok saçma ya sapık o hoca" demek olmuyor. çünkü ben bunu zaten hesapladım. "bizi yıkmak için beni suçlayacaklar, ırzınıza hallendiğimi söyleyecekler bacılarım" diye başlayan bir konuşma yapmışım ben zaten bunu düşündüğüm için. "içinizden herhangi birine ayak şifası vermek haricinde dokundum mu?" diye sorarak alkış almışım feyz sohbetimde. ben bunu düşünmeyecek kadar mal bir ayak şeyhi olmam asla. cin gibi bir ayak şeyhiyim ben. kadınları en baştan bu konuda uyarmış, gerçekten de, şöyle üstten minik bir dil atmak haricinde kimseye dokunmamışım. planlı bir kurgu bu.
tarikat yapıları aslında saplantıdır. misal şu an çakma hoca lucifer'a aşık olan bir kadın, malum olaydan sonra da ona aşık kalıp bana düşman olacaktır. bu psikolojiyi düşünmüştüm 3 hafta önce. saplantıları sökmek çok zor. insandan bunu almak için çok büyük bir mücadele gerekli. bu nedenle o "batak" dediğiniz yerlere daha da bağlanıyorlar. siz onlarla alay ettikçe, ya da kızdıkça, o kişinin daha çok bağlandığı kişi siz olmuyorsunuz, şeyhi oluyor.
gerçek ise başka. kadınlar büyülenmiş gibi demiştim sanırım az önce. bu nedenle kimse de bana demiyor ki, "hocam sen sohbet sırasında neden 8 kez wc'ye gidiyon?"
çünkü onu da hesaplamışım. "yaşlıyım leydilerim, prostat var" demişim. gerçekleri göremiyorlar. hocamız wc'den kulakları kızarık mutlu mutlu dönüyor demiyor kimse. çünkü şifalandıkları fikri onları sarmış. oysa gerçek çok açık. gerçek (bkz: sekiz). çünkü 30 mürit olsa 60 ayak eder, insan sıyırır şifalandırmaktan. şu an yazarken bile ben ben olmaktan çıktım. herkese selam ederim 37'lerim benim.
diyelim ben ayak şeyhiyim. tarkatimde kadınlar uzatıyor ayağını, üstten öpcük konduruyorum, sonra yeni 37 geliyor ağzıma, sonra yeni 38, böyle bir döngüdeyim. yalnız sırf enerji veriyorum demiyorum. öyle bir sallamışım ki, herkes inanmış diyelim. hayali bile güzel. ki tiktokta bunu kursam imparator olurum bu iq yıllarında ama neyse...kayropraktik midir nedir o zırvalığı kullanıyorlar artık. heralde 78dk okusam tamamını anlarım o işin. ben detaylı salladıkça, kadınlar daha da inanıyor. ayak manyağı oluyorum.
işte bu noktada kadını benim saçma olduğuma inandırmanın yolu, "ay çok saçma ya sapık o hoca" demek olmuyor. çünkü ben bunu zaten hesapladım. "bizi yıkmak için beni suçlayacaklar, ırzınıza hallendiğimi söyleyecekler bacılarım" diye başlayan bir konuşma yapmışım ben zaten bunu düşündüğüm için. "içinizden herhangi birine ayak şifası vermek haricinde dokundum mu?" diye sorarak alkış almışım feyz sohbetimde. ben bunu düşünmeyecek kadar mal bir ayak şeyhi olmam asla. cin gibi bir ayak şeyhiyim ben. kadınları en baştan bu konuda uyarmış, gerçekten de, şöyle üstten minik bir dil atmak haricinde kimseye dokunmamışım. planlı bir kurgu bu.
tarikat yapıları aslında saplantıdır. misal şu an çakma hoca lucifer'a aşık olan bir kadın, malum olaydan sonra da ona aşık kalıp bana düşman olacaktır. bu psikolojiyi düşünmüştüm 3 hafta önce. saplantıları sökmek çok zor. insandan bunu almak için çok büyük bir mücadele gerekli. bu nedenle o "batak" dediğiniz yerlere daha da bağlanıyorlar. siz onlarla alay ettikçe, ya da kızdıkça, o kişinin daha çok bağlandığı kişi siz olmuyorsunuz, şeyhi oluyor.
gerçek ise başka. kadınlar büyülenmiş gibi demiştim sanırım az önce. bu nedenle kimse de bana demiyor ki, "hocam sen sohbet sırasında neden 8 kez wc'ye gidiyon?"
çünkü onu da hesaplamışım. "yaşlıyım leydilerim, prostat var" demişim. gerçekleri göremiyorlar. hocamız wc'den kulakları kızarık mutlu mutlu dönüyor demiyor kimse. çünkü şifalandıkları fikri onları sarmış. oysa gerçek çok açık. gerçek (bkz: sekiz). çünkü 30 mürit olsa 60 ayak eder, insan sıyırır şifalandırmaktan. şu an yazarken bile ben ben olmaktan çıktım. herkese selam ederim 37'lerim benim.
devamını gör...
27.
tarikatlarda yaşanan skandallar yüzünden öfkelenen halkın ''tarikatlar kapatılsın'' demeleri haklı gibi görünse de cumhuriyetin ilk dönemlerinden itibaren tekkelerin, tarikatların resmen yasaklanmalarına rağmen çeşitli düzeylerde var olmayı sürdürdükleri biliniyor. dini yapıların devlet eliyle yasaklanmasını, ibadethanelerin kapatılmasını savunmak asla bir marksist için geçerli değildir.
lenin ''emekçiler, onlara doğa olaylarından çok daha korkunç acılar yaşatan kapitalizmin kör güçleri karşısında çaresizliğe kapılmakta ve dini bir sığınak olarak görmektedirler.” derken,
marx ise, “aslolan dünyayı değiştirmektir” diyor. bu nedenle ''tarikatlar kapatılsın” şeklindeki talep ya da sloganlarla sorunu çözmek mümkün değildir.
özellikle kemalizm'i savunanlar tarikatlara düşman kesilirken bilmiyorlar 12 eylül dönemindeki icraatlarıyla islamcı hareketlerin ve tarikatların önünü sonuna kadar açan düzenin kemaliizm olduğunu..
12 eylül öncesi din dersleri zorunlu değilken, darbe sonrası devlet okullarında müfredata zorunlu din dersleri eklenmiş, alevi köylerine sistematik bir şekilde cami inşaatları başlatılmış, imamhatip okullarının sayısı katlanarak arttırılmış ve kuran kursları alabildiğine yaygınlaştırılmıştı.
bu oluşumlar “komünizm tehdidine karşı islam kalkanı oluşturma” projesinin bir parçasıydılar.
bugünkü hüdapar ve menzil ülkenin neresinde etkili? neden devlet tarafından destekleniyor? hiç düşündünüz mü?
kapitalizm ile birlikte hareket eden islam toplumları çelişkiler içinde kalmaktan kurtulamadı bir türlü. bir yandan halka “peygamber hasırda yatıyordu, aç kaldığı vakit karnına taş bağlıyordu, bazen iki hurmayla günü geçiştiriyordu” diyen tarikat şeyhleri milyon dolarlık araçlarla geziyor, saray yavrularında ikamet ediyorlar. bunların hepsi şirket sahibi ya da ortağı olan kapitalistler aslında din ile alakaları yok..
eğer devlet, dini kurumlar yaratıp bunlara inanılmaz paralar akıtacağına, üstlenmesi gereken sosyal hizmetleri eksiksiz yerine getirse bu kurumlar tamamen ortadan kalkacak aslında..
diyanet işleri başkanlığı dağıtılmalı ve onun bütçesi de olduğu gibi eğitim ve sağlık gibi kitleleri doğrudan ilgilendiren kamusal hizmetlere aktarılmalıdır.
lenin ''emekçiler, onlara doğa olaylarından çok daha korkunç acılar yaşatan kapitalizmin kör güçleri karşısında çaresizliğe kapılmakta ve dini bir sığınak olarak görmektedirler.” derken,
marx ise, “aslolan dünyayı değiştirmektir” diyor. bu nedenle ''tarikatlar kapatılsın” şeklindeki talep ya da sloganlarla sorunu çözmek mümkün değildir.
özellikle kemalizm'i savunanlar tarikatlara düşman kesilirken bilmiyorlar 12 eylül dönemindeki icraatlarıyla islamcı hareketlerin ve tarikatların önünü sonuna kadar açan düzenin kemaliizm olduğunu..
12 eylül öncesi din dersleri zorunlu değilken, darbe sonrası devlet okullarında müfredata zorunlu din dersleri eklenmiş, alevi köylerine sistematik bir şekilde cami inşaatları başlatılmış, imamhatip okullarının sayısı katlanarak arttırılmış ve kuran kursları alabildiğine yaygınlaştırılmıştı.
bu oluşumlar “komünizm tehdidine karşı islam kalkanı oluşturma” projesinin bir parçasıydılar.
bugünkü hüdapar ve menzil ülkenin neresinde etkili? neden devlet tarafından destekleniyor? hiç düşündünüz mü?
kapitalizm ile birlikte hareket eden islam toplumları çelişkiler içinde kalmaktan kurtulamadı bir türlü. bir yandan halka “peygamber hasırda yatıyordu, aç kaldığı vakit karnına taş bağlıyordu, bazen iki hurmayla günü geçiştiriyordu” diyen tarikat şeyhleri milyon dolarlık araçlarla geziyor, saray yavrularında ikamet ediyorlar. bunların hepsi şirket sahibi ya da ortağı olan kapitalistler aslında din ile alakaları yok..
eğer devlet, dini kurumlar yaratıp bunlara inanılmaz paralar akıtacağına, üstlenmesi gereken sosyal hizmetleri eksiksiz yerine getirse bu kurumlar tamamen ortadan kalkacak aslında..
diyanet işleri başkanlığı dağıtılmalı ve onun bütçesi de olduğu gibi eğitim ve sağlık gibi kitleleri doğrudan ilgilendiren kamusal hizmetlere aktarılmalıdır.
devamını gör...
28.
#3383709
bakmayın böyle yazdığına 6 yaşında çocuğun ismailağa şeyhi ile evlendirilmesini savunmak için başka bir istismar olayını ortaya atacak kadar düştü. sözlükte rezil olunca hepimize demediğini bırakmadı şimdi pıtırcığı oynuyor.
yeni gelen arkadaşlar yemesin diye bilgilendirmedir.
bakmayın böyle yazdığına 6 yaşında çocuğun ismailağa şeyhi ile evlendirilmesini savunmak için başka bir istismar olayını ortaya atacak kadar düştü. sözlükte rezil olunca hepimize demediğini bırakmadı şimdi pıtırcığı oynuyor.
yeni gelen arkadaşlar yemesin diye bilgilendirmedir.
devamını gör...
29.
"cemaat ve tarikatlar haçlıların anadolu’da kurdukları ileri karakollarıdır"
cemaat ve tarikat savunan herkes bir şekilde suç ortağıdır. bütün tarikatlar devletleşmek ister, ekonomik bir sistemi, müritler üzerinden yaptığı emek sömürüsü, taciz şu bu vs. zaten biliyorsunuz. sonucunda da fırsatı bulduğu an devlet kurumlarını ve düzeni ele geçirmeye çalışır çünkü aynı çatı altında iki hane olmaz.
devlet ve otorite düşmanlığının din sosu katılmış, şeyh ayağı yalamanın, yüzünü görmenin mutluluk vereceği gibi batıla yönelmiş yeri geldiğinde din'i kendilerine göre yontmakta hiçbir sakınca görmeyen iğrenç yaratık yuvalarıdır.
kim cemaat ve tarikat savunuyorsa uzak durunuz dikkat ediniz.
devamını gör...
30.
ah yakışıklı atam ah. keşke hayatta olsaydın şunları ve savunucularını ipe yollasaydın.
devamını gör...
31.
sesli düşünelim, akıl yürütelim.
müslümansın, neden bir tarikata gidersin? imanından ve ilminden şüphe etmediğin bir hocanın vaazını dinlemek ve cemaat olmak için. sorularına cevap aramak, imanını güçlendirmek, daha fazla bilgi sahibi olmak, şüphelerin varsa arınmak, müminlerle bir arada olmak, ibadet etmek, maneviyatını beslemek gibi niyetlerle. müslümanlarla konunun islam olduğu bir mecliste zaman geçirmek istiyorsun kısacası.
eleştirilen konulardaki gibi gideyim de bilmem kim hocanın kerametlerini, kendine şeyhlerine ait kıssalarını, hikayeleştirilmiş zayıf rivayetleri, rüyalarını, iddialarını, kavgalarını, hırslarını dinlemek için değil. ticaret veya siyaset için de değil. devlet içinde devlet olayım derdimiz yoktur.
seçeneklere göre şu an güçlü gözüken tarikatlara bakınca durum hiçte iyi gözükmüyor. iş kula kulluk ettirmeye, rant kavgasına taraftar olmaya vardı. şu halleriyle varlık amaçları olan islama ve müslümanlara fayda getirmeleri beklenebilir mi? ben feyzlenmek istiyorum caminin yarısı kimin bana ne? hoca o olacakmış bu olacakmış bana ne? hayır yanmaz kefen de istemiyorum.
galiba asıl sorun varlıkları değil. asıl sorun bizim ülkenin asıl sorunu olan "tanımsızlık". tanımlasan, tanısan e bu ülke laik ahahhs. aksi durumda başıboş, kendi haline bırakır, suç işlerse anca müdahale edersin.
ben tüketici olarak standartları olan, denetlenebilir, kaliteli bir tarikat istiyorum. şeyhim islami konularda rüştünü ve ilmini ispat edebileceği bir islam üniversitesinden mezun olsun mesela. tarikatın kendini tanımladığı ve amaçlarını ortaya koyduğu bir manifestosu olsun. biz x tarikatıyız şeyhimiz y yolumuz z hmm bana uymadı bu başka tarikat bakayım.
müslümansın, neden bir tarikata gidersin? imanından ve ilminden şüphe etmediğin bir hocanın vaazını dinlemek ve cemaat olmak için. sorularına cevap aramak, imanını güçlendirmek, daha fazla bilgi sahibi olmak, şüphelerin varsa arınmak, müminlerle bir arada olmak, ibadet etmek, maneviyatını beslemek gibi niyetlerle. müslümanlarla konunun islam olduğu bir mecliste zaman geçirmek istiyorsun kısacası.
eleştirilen konulardaki gibi gideyim de bilmem kim hocanın kerametlerini, kendine şeyhlerine ait kıssalarını, hikayeleştirilmiş zayıf rivayetleri, rüyalarını, iddialarını, kavgalarını, hırslarını dinlemek için değil. ticaret veya siyaset için de değil. devlet içinde devlet olayım derdimiz yoktur.
seçeneklere göre şu an güçlü gözüken tarikatlara bakınca durum hiçte iyi gözükmüyor. iş kula kulluk ettirmeye, rant kavgasına taraftar olmaya vardı. şu halleriyle varlık amaçları olan islama ve müslümanlara fayda getirmeleri beklenebilir mi? ben feyzlenmek istiyorum caminin yarısı kimin bana ne? hoca o olacakmış bu olacakmış bana ne? hayır yanmaz kefen de istemiyorum.
galiba asıl sorun varlıkları değil. asıl sorun bizim ülkenin asıl sorunu olan "tanımsızlık". tanımlasan, tanısan e bu ülke laik ahahhs. aksi durumda başıboş, kendi haline bırakır, suç işlerse anca müdahale edersin.
ben tüketici olarak standartları olan, denetlenebilir, kaliteli bir tarikat istiyorum. şeyhim islami konularda rüştünü ve ilmini ispat edebileceği bir islam üniversitesinden mezun olsun mesela. tarikatın kendini tanımladığı ve amaçlarını ortaya koyduğu bir manifestosu olsun. biz x tarikatıyız şeyhimiz y yolumuz z hmm bana uymadı bu başka tarikat bakayım.
devamını gör...