türbanlı hakime güvenir misiniz sorunu

ben güvenirim. insanları kılık kıyafetine göre yargılayamam.

sonra diyorlar ki bu ülke neden gelismiyor? nasilsin gelissin aq soruya bak.

bi de bu sorunmus bak. sorun ettigi seye bak.

"türbanlı hiç bir şeye güvenmem" diyerek cevapladığım soru.
türbanlıysa kesinlikle o konuma torpille gelmiştir.
başörtülüler başka. türban akp simgesidir.

cüppe ne acaba?.. bi hocamız cüppenin esasında seküler olmayan islam kültüründen geldiğini, batının buna alternatif üretemediği için aynen kullanmakta karar kıldığını belirtmişti. o dönemler hayli ilginç gelmişti ama medrese kültüründe de bu var. bakıyorsun ortaçağ medrese kültüründen, avrupa kültürüne hatta anayasa mahkemelerine kadar girmiş ve onlar, üzerlerine giydikleri cüppenin tarihini, nereden geldiğini sorgulamadan, eşitlik için çaba sarf etmeye koyulmuş. keza bu biraz da kadın hakime güvenir misiniz sorusuna benziyor. avrupa'da çok benzerleri yeni çağ döneminde sorulmuştu. zaten salt feminizm akımı da, bu tür konulardan, sorun teşkil etmeyen sorulardan türedi.

burada dikkat edilesi gereken husus şudur: kapalı hakim ya da açık hakim, hatta daha da öncesinde(bilhassa 60'lar sonrası) erkek hakim ya da kadın hakim, cinsiyet ve ideoloji olmaksızın, ülkenin kullandığı anayasa ve hukuk kuralları nedir? ve bu hakimler, aksi bir karar alabilir mi? alamaz.. peki öyleyse, sorun bunun neresinde?..

çenemizi yok yere mi yoruyoruz? diye düşünüyorum bazen. bazen de bu konular konuşulmalı ve insanların aklındaki soru işaretleri giderilmeli diyorum. zira her iki güruh diyeceğim maalesef, iki güruha ayrılmaya başladı toplum ve bu hiç iyi değil, iki tarafın da aklında soru işaretleri var ve giderilmeli. peki sormadan nasıl giderilecek?.. dillendirilmeli, sorulmalı, cevap üretilmeli ve mevcut uygulamalarla ortaya konulmalı. aksi halde sorunlar büyür. kartopu olmaktan çıkar ve çığ halini alır.

geldiği makama türbanı değil, zekası, çalışması yani liyakat esasıyla gelmişse türbanlı, türbansız fark etmez güvenirim, kişilerin inançları ve giyinişleri güven durumunu etkilememeli.

bu soruyu ya da bunu sorun olarak gören kişiye güvenmeyeceğim kesindir.

inançlara saygısız, gereksiz kendini entellektüel, zeki ve modern zanneden şey'lerin kendilerine dert edindiği saçma bir soru.

insan olduktan sonra mini etekli hakime güvendiğim kadar güvenirim tabiki.

aynı kişi türbanını çıkarıp görevini devam ettirse hemen guvenirsiniz öyleyse, bunların akılları bu kadar işte. akılları fikirleri milletin türbanında.

güven mekanizmanızı bir parça beze mi bağlıyorsunuz yahu ? tek kıstasınız buysa sizi mezarınızda bile düdüklerler akıllı olun.

güvenle alakası olmayan durum.

kamu hizmetlerinde, hele ki böyle önemli bir görevde çalışan bir insanın herhangi bir dini, siyasi veya özellikle herhangi bir etnik grubu vurgulayıcı sembol, aksesuar vs kullanması her şeyden önce yaptığı mesleğin etiği açısından doğru değil.

elbette bu konunun sadece kadınlar üzerinden yürümesi de ayrı bir saçmalık ama bu, böyle konulara duygusal yaklaşmayı haklı çıkarmıyor.

bu söylediklerimi dinini bütünü ile yaşayan biri olarak söylemeyeceğim ilk olarak bunu belirtmek istedim.

şunu söyleyebilirim ki baş örtüsü bir inanç özgürlüğüdür ve bunu kimse kısıtlayamaz, bu ne mini etekle kıyaslanabilir ne şortla ne de üstsüz gezmek ile.

arap mitolojisi öğretileriyle yetişmiş birine asla güvenmem.

umarım bunu sesli söyleyip bizi 20 yıl öncesine götürmesin. çünkü o hakim öyle zor şartlarda oralara geldi ki adaletinden şüphe etmek büyük haksızlık olur

ne alaka dediğim sorundur.

evet gidip diğerine yazdığımı kopyalıyorum şimdi. bu nasıl başlık. tabi ki güvenemeyiz. ne yani sen o kadar yıl okuyup boşuna diploma almışsın ne hakla başörtü takabilirsin ki. tüm o eğitimi geçersiz kılıyor başına bir örtü takman.o yaşa gelip hakim olup da öğrenememiş bu şeyi nasıl güvenebiliriz ki. hiç birisine güvenemeyiz çünkü önemli olan oraya o eğitimi alıp kendi çabalarıyla gelmiş olmaları değil de giydikleri şey ve inançları. tek düşünmemiz ve odaklanmamız gereken nokta bu.

türbanlı hakime daha fazla güvenilir.
çünkü normal bir hakim sadece türkiye cumhuriyeti yasalarını referans alır. türbanlı bir hakim ise türkiye cumhuriyeti yasalarına ilave olarak islamın emirlerini de baz almak zorundadır. öldükten sonra cehenneme gitmemek için adaletle hükmetmek zorundadır. çünkü bilerek vereceği haksız bir kararın cezasını ahirette de çekecektir. o yüzden adaletli karar vermeye diğer hakimlerden kat kat daha fazla dikkat etmek zorunda kalacaktır.
buradan mini etekli veya allah inancı olmayan hakimler adaletle karar veremez anlamı çıkmasın sakın. elbette onlarda da çok adaletli hakimler mevcuttur.
zaten hangi hakim olursa olsun, adaletli bir karar verilmediğini düşünüyorsanız kararı temyiz edip
davanın bir üst mahkemede tekrar görüşülmesini sağlayabilirsiniz.
eğer orada da adaleti bulamazsanız, anayasa mahkemesine veya avrupa insan hakları mahkemesine kadar davayı götürebilirsiniz.

kardeş önce insanları dış görünüşüne ve dini inancına göre yargılamamayı öğren. sonra güven konusu hallolur. o hakime seni dış görünüşüne göre mi yargılamasını istersin? bunu bir düşün..

türbanlı pet şişeye bile güvenmem.

su zamanda hakimlerin herhangi birine guvenmem