türbanlı hakime güvenir misiniz sorunu

kişi kendinden bilir işi. komünist olduğum için bana musamaha gösterdiğini sızdıran mod'un adaletinden yürürsek... allah'a, kitaba istediğin gibi hakaret serbest; lakin kemalizm hakkında soru sormak bile suç.

başörtülü vs layik. şeytan, insanı sövüşlemeye devam etmek için sağ elinden sol eline geçiriyor. aptal olanlar da bunda keramet arıyor, olay bu.

"ey iman edenler, adil şahidler olarak, allah için, hakkı ayakta tutun. bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. adalet yapın. o, takvaya daha yakındır. allah'tan korkup-sakının. şüphesiz allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır"

maide 8.

aha beyle olan adamdır. kıçınız yermi lan beyle olmaya atayistler?

hayır.

türbanlı hakiminde çokta şeyindeydi

türbansız hekimin ne gibi bir artısı varmış da daha güvenilir oluyormuş diye merak ettiren sorunsal. böyle evrensel bir sabit mi var? bazı insanlar niye bu kadar şey bazen çok merak ediyorum.

hayatta güvendiğim tek türbanlı anneannem. öyle diyim.

tarafsızlık sadece türban takıp takmamakla alakalı bir şey dimi ya. erkeklerin veya türban kullanmayan kadınların tamamının hiçbir dünya görüşü, inancı vs. yok tabii. aynen aynen djjjcjdjsjks.

hayır. çünkü türban bir forma aslında.. son otuz kırk yıllık söylem ve sunum da, bir aldatmaca sadece..
siz, hiç rakip takım forması ile, maç yönetecek bir hakeme güvenir misiniz.. (söylemi her nasıl olursa olsun.)
kaldı ki, ve biliyorsunuz ki, o türbanlı hakim, yarın miras paylaşımında - tabi işine gelmediği için- inancı gereğini değil, medeni kanun hükümlerini uygulayacak. aniden "inancının gereği"ni unutup takiyye yapacak.. tanıklıkta kadınla erkeği de eşit sayacak.. çünkü işi, mesleği bu.. kutsallık vs onun "kulandığı" bir araç sadece.. kendisinin uyup saygı göstermediği, yalancı inancına, biz nasıl/niye saygı duyup güvenelim.

türbanlı annenize nenenize güveniyorsanız, ona da güvenin, yok şüpheniz varsa bunlardan. bence bi oturup foseptik çukuruna dönmüş zihninizi bi sorgulayın.

kafasındaki simgenin temsil ettiği inanç sisteminde şahitliği benimkinin yarısına denk gelen kadın beni yargılayacak ve ben de ona güveneceğim, öyle mi?

bakın, işin içine zerre siyaset bile karıştırmadım.

heral bazı i başörtüsü karşıtı şahıslar komple ermeni, ya da rum. ya da ailesi dini istismar etmiş birer münafık.

yavrum siz ne yaşadınız da bu kafaya kavuştunuz? neticede luayikçi düzeninin adaleti belli, asayişi belli, cezaevleri belli, her 10 yılda bir çıkardığı af yasaları belli. katiller aranızda geziyor gotünü sallayarak, tek tük iş yapan başörtülü hakimelerin verdiği kararlar mı size battı?

sizin güveninizin bir önemi yok.
ama yarın bir gün karşınıza türbanlı hakim çıkarsa "türban yüzünden sana güvenmiyorum" demeyin sonra neye uğradığınızı şaşırırsınız.

erkekse biraz güvenemeyebilirim ya

karar verirken bir sarhoş bana güvenir mi kaygısı güttüğünü düşünmediğim için güvenirim evet.

hayır. (çünkü o evrensel hukuk yasalarından da önemli ve öncelikli gördüğü yasalara inanıyor.)

yıl 2026 olacak neredeyse.

hay allah. *

inanmak istemediğimiz mahkeme kararlarının hepsini türbanlı hakimler vermediğine göre güvenirim.

evet. çünkü bir insanın hakim olmak için kendi inançlarından veya dünya görüşünden vazgeçmesi gerekseydi bu ülkede tek bir hakimin kararına itimat etmememiz gerekirdi.

evet. çünkü evrensel hukuk kurallarından önce vicdanı ile hareket etmiyorsa zaten bana göre cüppesini çıkarsın. hatta benim nazarımda evrensel hukuk kurallarına eleştirel bakmayan hukukçu beş para etmez.

evet. çünkü türban takmadığı halde çok sayıda yanlış karara kişisel menfaatleri veya kurduğu ilişkileri nedeniyle imza atmakta imtina etmeyen, meslek onurunu satmış hakimle karşılaştım. rüşvet minvalinde suçlar, yargıtaya giden dosyaların sadece maddi içeriğinde değil, kimi zaman dosyaya konan fiziki bir mübadele aracında da yer alabiliyor ne yazıki ki.

evet, çünkü kaçıncı yüzyıldayız.

yani piyasadaki hukukçuların hatrı sayılır bir kısmının ne mal olduğunu bilmesem, camiadan biri olmasam şu yazılan saçmalıklara anlam vereceğim de veremiyorum. bir hakimi ancak verdiği kararlar üzerinden eleştirebilirsiniz. elinizde eleştirecek bir şeyler varsa getirin konuşalım. yoksa bu kadar peşin konuşmak kötü niyetli bir ön yargıdan başka bir şey olmaz. kişisel olarak ben de ulusalcıları pek sevmem. ama hüküm kurarken kişisel tercihlerini veya dünya görüşünü karara yansıtmadığı sürece hakkında tek kelime etmeye hakkım olmaz. neden biliyor musunuz, çünkü aklıselimle düşünebiliyorum.

genel olarak hakimlere güvenmiyorum. dini inanç ölçeği ya da ırk durumu fark etmiyor…
acab benzeri bir durum tüm yargı birimleri için geçerli diye düşünüyorum.
(bkz: acab)

zamanında türbanlıya adliyede zulüm edenlerin, türbanlı hakime güvenmemesi gayet normal!

neden yargılandığıma bağlı.