türbanlı hakime güvenir misiniz sorunu

zenci pilota ne denir ?
-pilot denir.
repliği gibi bir başlık olmuş.

davanın hangi iki kişi arasında olduğuna ve türbanlı hakimin ne zaman atandığına bağlı bu. 20 temmuz khk'larıyla, akp gençlik kollarındaki avukatlardan devşirilen hakimse ve dava bir akp'liye karşıysa gayet tabi güvenmem. gerçi oralardan gelen erkek hakimlere de güvenmem, ama soru o değil tabi.

güvenirim deyin geçin kardeşim ya bu ülke ikinci bi şule yüksel şenler'i kaldıramaz..

kişinin giyim kuşamı onun iyi yada kötü biri olduğunu göstermez. maalesef ortadoğu çukurunda din etkisiyle kişinin giyimi onu yorumlamamıza yeterli sebep olabiliyor. tek tipçi, despot zihniyetlerin bakış açısı budur. kaç yıl öncesine kadar giyiminden dolayı insanlar resmî kurumlara giriş yapamıyordu. normalde iki zıt kutbun uzaktan bakınca ne kadar birbirine benzediğini görebiliriz. bu ülkenin sağcısı da solcusu da despottur. her iki kesimde yasakçıdır. kendi pencerelerinden yaklaşıyor farklılıklara tahammül gösteremiyorlar. normalde tartışılması bile abes konuları gündem yapıp yıllarca insanların zihnini meşgul ettiler, zamanlarını çaldılar. kendi yasaklarının isyancısını yarattılar. şimdi de bunlarla uğraşıyorlar.

dini ve siyasi sembol içeriğini işaret eden her hangi birine, kendi inanç ve siyaset açısından ne kadar güvenilirse o kadar güvenilebilinir.

boynuna haç takmış, yahudi lülesiyle beni yargılayan birine ne kadar güvenirsem o kadar.

güvenmem. türban bir dini simgeler ve dolayısıyla o hakimin tarafsızlığına gölge düşürür.

türbanlı ya da değil zihniyeti pis olana güvenmem. kaldı ki tam izmir ruhlu biri olarak çok sevdiğim kapalı kadınlar var. neden bir kadın dini inancını yaşadığı zaman daha fazla anaç olmaya zorlanıyor ve daha fazla hataya meyilli görülüyor? az biraz zihniyet lütfen.

asla güvenmem

dincilerin hiç birine de güvenmem

bu güne kadar ne yolsuzluk yaptılarsa ?

çoğunun bahanesi davama hizmet ettimdir

dava söz konusu ise bu dincilerden her şey beklenir.

insanların her türü vardır. konuşmasından,yürüyüşünden,bakışından anlamanız mümkün.
her türbanlı kötü veya her türbanlı iyidir diyemem. keza her türbansız kişilerin iyi veya kötü olduğunu söyleyemeyeceğim gibi.

hakim savcı dediğin insanlar uzaydan gelmiyorlar. en nihayetinde bizim gibi anası sarımsak babası soğan insanlar. çok nadirdir elit bir ailenin oğlunun kızının hakim savcı olması. burada asıl mesele nasıl hakim olduğudur. likayatı var mıdır? vicdanı ile kara verme yetisine sahip midir? yoksa kafasında türban olmuş, fes olmuş ya da mini etek giymiş boş işler bunlar.

ben genel olarak "türk adaleti" kavramına güvenmediğim için beni yargılayacak olan kadının açık olması, kapalı olması zerre umrumda değil.

yalnız başlığın yola çıktığı konuyu ele alacak olursak evet, günümüzde türbanlı insanlara tekrardan bir antipatiklik hissedilmeye başlandı. bunun sebebi de 20 yıldır var olan kutuplaştırma politikasıdır.

şunu inkar etmiyorum, eskiden türbanlı insanlar kurumlarda ayrımcılığa maruz kalıyordu ancak daha sonra başa gelen "benim türbanlı bacım!" konsepti bu sefer türbanlı kadınların yükseltilip açık kadınlara "ahlaksız" yakıştırması yapılmasına sebep oldu. zamanla bu politika da yavaş yavaş tekrardan türbanlı kesime antipati beslenmesine sebep oldu 20 yılda hiçbir yol katedilmedi, başa dönüldü. türbanlılara en büyük zararı yine onların reklamını yapanlar verdi.

tarih tekerrür eder derler dün mazlum olanlar türbanlılarken bugün başı açıklar oldu yarın gösteriyor ki tam tersi olacak. abdülhamid ise (ki kendisini hiç sevmem) "... hatalar tekerrür eder!" der.

evet, tarihin tümü değil tarihin içindeki bir hata tekerrür eder. yapılması gereken gerek sosyal gerek bu tarz medyalarda zaten var olan kutuplaşmayı daha da ileri götürmemek, insanları dış görünüşüne göre değil liyakatine göre değerlendirmektir. en başta yazdığım gibi beni yargılayacak kişinin nasıl giyindiğine değil işini ne kadar iyi yapabildiğine bakarım. genel olarak ele aldığımda da ister türbanlı olsun ister türbansız türk adaletine gü-ve-nil-mez!

liyakat sahibi olduktan sonra giyim tarzının önemi yok

insanları kılık kıyafetine göre yargılayacak biri değilim çok şükür.

arkadaşlar bilmiyorum yazıldı mı ama islam'a göre kadın mali konular dışında ceza veya idare hakimligi yapamaz.
t: kendi içinde ironi içeren sorun.

türban takıntım yok ama babama bile güvenmem ben.

düşünün o hakime beni yargılıyor... suçumda, hakimin yorumuna kıl payı bağlı bir suç olsun.
yani takdir hakkına bağlı.
--hmmm atayıst derneğine üyeymişsiniz öylemi?
--evet efendim
--yaz kızım, gereği düşünüldü, taşlanarak recm edilmesine karar verildi....

güvenmem. sarıklı hakime de güvenmem.

işinin ehliyse ve iş ahlakı varsa türbanlıya da, dövmeliye de, mini etekliye de güvenirim.

kadının şahitliğinin bile değer görmediği bir inancın mensubunun adil yargılayabileceği konusunda tereddüte düşmem şüpheye kapılmam kadar doğal bir şey yok. bunun etik olmadığını biliyor ve kılık kıyafete bakarak yargıya varılmaz desemde hayatta pek çok örneklerine rastladım. türbanlı kadın doğum uzmanının muayene esnasında bekar hastaya uyguladığı orospu muamelesinden tutun da, terapist versiyonunun sürekli dini telkinlerle iyileştirmeye çalışmasına kadar her şeyinde objektif olmaktan çok uzakta kalıyorlar. bu insanların eğitimine güveniyorsun. evet inanabilir ve profesyonel bir şekilde mesleğini icra edebileceğini düşünüyorsun ama pratikte ne yazık ki böyle olmuyor.