türkiye’de eğitim sistemini düzeltme yöntemleri
başlık "namistumiru" tarafından 13.12.2020 13:22 tarihinde açılmıştır.
21.
kendi kendine
devamını gör...
22.
eğitim fakültelerinin %70'ini kapatıp, eğitim fakültesi puanlarını yükselterek sadece gerçekten öğretmen olmak isteyen insanların bu fakültelerde okumasını sağlarsak, eğitim biliminde kendini geliştiren insanların öğretmen olmasını sağlamış oluruz. bu da büyük ölçüde fark yaratacaktır.
devamını gör...
23.
öğretmen en az üniversite mezunu.ya çocuğun yarıdan fazla mesuliyetine sahip veliler.ya eğitimsiz yada eğitimli işe yaramazlar.çocuğunun eksiğini duymaya tahamülü olmayan,bunu kendine hakaret sayan tipler.öğretmenlerin çoğu eskiye nazaran çok çok iyi.
devamını gör...
24.
ben bir çıkış yolu göremiyorum arkadaşlar.
20 yıla yaklaşıyor eğitim öğrenim hayatım. en az 20 kez eğitim sistemi değişikliği, okulların nitelik değişikliği müfredat değişikliği, sınav sistemi değişikliği gibi değişiklikler görmüşümdür.
o an aklına geleni, gece rüyasında, izlediği filmde gördüğünü bir anda biz bunu bu ülkede nasıl uygularız, çocuklar nasıl etkilenir diye düşünmeden uygulamaya kalkanlar olduğu sürece zor.
eğitim sistemimiz kötü olabilir. ama sistemin kötü olduğunu, yapılan değişikliklerin işe yarayıp yaramadığını anlayacak, analiz edecek zaman olmadan hop bu olmadı sanki yok içime sinmedi diye değiştiriyoruz. olan öğrenci ve öğretmenlere oluyor.
20 yıla yaklaşıyor eğitim öğrenim hayatım. en az 20 kez eğitim sistemi değişikliği, okulların nitelik değişikliği müfredat değişikliği, sınav sistemi değişikliği gibi değişiklikler görmüşümdür.
o an aklına geleni, gece rüyasında, izlediği filmde gördüğünü bir anda biz bunu bu ülkede nasıl uygularız, çocuklar nasıl etkilenir diye düşünmeden uygulamaya kalkanlar olduğu sürece zor.
eğitim sistemimiz kötü olabilir. ama sistemin kötü olduğunu, yapılan değişikliklerin işe yarayıp yaramadığını anlayacak, analiz edecek zaman olmadan hop bu olmadı sanki yok içime sinmedi diye değiştiriyoruz. olan öğrenci ve öğretmenlere oluyor.
devamını gör...
25.
halkımızın uzman olduğu konular başlığına yazılabilecek bir konu da eğitimdir. herkes eğitim sistemini düzeltebilir. bunun için fakülte okumaya, akademik çalışma yapmaya, çalıştaylar düzenleyip uzun vadeli planlar yapmaya gerek yoktur.
devamını gör...
26.
düzelmez. çünkü insanların gerçekte eğitim diye bir derdi ve talebi yok.
devamını gör...
27.
ilkokul ve ortaokul dışındaki tüm okulları ve üniversiteleri özelleştirilmiş hale getirerek çözebiliriz. devlet sadece denetleme ve bilimsel uygulanabilir daha esnek müfredat ve etkinlikleri planlayacak. her üniversite merkezi sınava ek olarak kendi sınavını yapabilecek ve belirli bir ücret talep edecek. ona göre kaliteli eğitim verecek yabancı dil öğretecek, bilimsel çalışmalara zaman ayıracak kısacası kendisinden çıkan insana bir çok formasyon katacak. eskiden dershaneler vardı bilen yaşayan bilir. 4 sene lise okurdun devlet 2 kelime ingilizce 3 tane matematik sağlam bir türkçe öğretecek kadar eğitim veremezdi. özel okullar 1 senede 4 senelik müfredatı layığıyla verir seviye atlatırdı. ayrıca devlette tüm öğretmenler bir noktadan sonra devlet memuru oluyor. yenilik yok yapıcı bir şey yok. o yüzden eğitim kesinlikle bir noktadan sonra özel sektörde olmalı rekabet sağlanmalı.
devamını gör...
28.
okul, ailelerin gözünde çocuğun gün boyunca atılacağı bir yer olmaktan bir şekilde çıkarılmalı. aileler okulu bazen bir kurtuluş, bazen gereksiz bir süreç/yatırım olarak görüyor. bir şekilde ebeveynler eğitilmeli, okumaya ve okutmaya teşvik edilmeli. okuyacakta ne olacak fikri kafadan atılmalı.
çocuklar okulu sevmeli, bir zorunluluk olarak görmemeli.
ezbere dayalı eğitimden bir şekilde çıkılmalı, öğrenciler dakikaya bilmem kaç soru düşen sınav sisteminden de kurtulmalı. bi insan bir sorunun cevabını on saniyede hatırlayıp yazacak diye bir kaide yok. düşünmeye fırsat verilmeli, sınavların dünyanın sonu gibi gösterilmesinin önüne geçilmeli.
şahsi fikrim çok eski konular artık gündemimizden çıkarılmalı. şuanki sistemi bilmiyorum ama kendi zamanında ta 500lü yıllarda kurulan devletleri, olan savaşları ve sebeplerini, neyle geçindiklerini falan ezberletiyorlardı. açıkçası günümüz çağında 15 asır önceki devletleri bilmenin kime ne faydası olduğunu çok kestiremiyorum. ipek yoluymuş baharat yoluymuş, gaznelilermiş, memlüklermiş bilmem neymiş ne işime yaradı bunları bilmek, bilen varsa aydınlatsın.
birkaç üstte bir yazar arkadaş doğudaki tazminat sisteminden bahsetmiş. bence orada görev yapanlara tazminat vermek yerine o parayı oraları geliştirmeye harcasak, kişileri oraya gelmeye parayla teşvik etmek yerine orayı cazip yaparak gelmek istemesini sağlasak daha iyi değil mi?
çocuklar okulu sevmeli, bir zorunluluk olarak görmemeli.
ezbere dayalı eğitimden bir şekilde çıkılmalı, öğrenciler dakikaya bilmem kaç soru düşen sınav sisteminden de kurtulmalı. bi insan bir sorunun cevabını on saniyede hatırlayıp yazacak diye bir kaide yok. düşünmeye fırsat verilmeli, sınavların dünyanın sonu gibi gösterilmesinin önüne geçilmeli.
şahsi fikrim çok eski konular artık gündemimizden çıkarılmalı. şuanki sistemi bilmiyorum ama kendi zamanında ta 500lü yıllarda kurulan devletleri, olan savaşları ve sebeplerini, neyle geçindiklerini falan ezberletiyorlardı. açıkçası günümüz çağında 15 asır önceki devletleri bilmenin kime ne faydası olduğunu çok kestiremiyorum. ipek yoluymuş baharat yoluymuş, gaznelilermiş, memlüklermiş bilmem neymiş ne işime yaradı bunları bilmek, bilen varsa aydınlatsın.
birkaç üstte bir yazar arkadaş doğudaki tazminat sisteminden bahsetmiş. bence orada görev yapanlara tazminat vermek yerine o parayı oraları geliştirmeye harcasak, kişileri oraya gelmeye parayla teşvik etmek yerine orayı cazip yaparak gelmek istemesini sağlasak daha iyi değil mi?
devamını gör...
29.
öncelikle milli eğitim bakanlığı hükümetten tamamen bağımsız hale getirilmeli. eğitim sistemi hükümetlerin politikalarına göre belirlenmemeli. eğitim fakülteleri milli eğitim bakanlığı bünyesine alınabilir. planlama yapılarak eğitim fakültelerine öğrenci kabul edilmeli. mezun olduktan sonra işsiz beklemenin önüne geçilmeli. eğitim fakültelerine öğrenci alınırken detaylı bir mülakat yapılmalı. burada mesleğe başlamadan meslek öğretilmeli. birçok öğretmen mesleğini öğrenciye ulaşınca öğreniyor. öğrenciler üniversite öğrenimi sırasında sürekli okullarda bulunmalı. derslerin içerikleri düzenlenmeli. yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmeye yönelik eğitim verilmeli. ezber sisteminden vazgeçilip yorumlamaya dayalı eğitim olmalı. sınavda kopya çekilmesin diye ayna dağıtan üniversiteler yorum sorusu sorsaydı bunlara gerek kalmazdı. mezun olan her öğretmen kpss ye girmeden mesleklerine kavuşmalı. siz eğer öğrenci alım sürecinde doğru kişi seçtiyseniz ve verdiğiniz eğitime güveniyorsanız kpss gibi saçmalıklara gerek kalmaz. özel okullar kapatılıp ücretsiz eğitim verilmeli. eşit adil bir şekilde her öğrenci iyi eğitime ulaşmalı. (bir çok ilde valilerin çocukları özel okula gidiyor.)
gelelim mesleğindeki öğretmenlere son dönemlerde öğretmenler kendini geliştirmeye gayret ediyorlar. yapmak istedikleri bir çok şeyi sistemin sorunlarından yapamıyorlar. öğretmenler odasındaki toplantılarda konuşulan tek konu sınav başarısı olunca onlarda sadece ezbere yükleniyorlar. sayıları az da olsa mesleği ile artık bağı kalmamış sadece maaşına bakan kişiler tespit edilmeli. ve en önemli olay herşeyin başı her alanda (büyük harflerle) l i y a k a t.
gelelim mesleğindeki öğretmenlere son dönemlerde öğretmenler kendini geliştirmeye gayret ediyorlar. yapmak istedikleri bir çok şeyi sistemin sorunlarından yapamıyorlar. öğretmenler odasındaki toplantılarda konuşulan tek konu sınav başarısı olunca onlarda sadece ezbere yükleniyorlar. sayıları az da olsa mesleği ile artık bağı kalmamış sadece maaşına bakan kişiler tespit edilmeli. ve en önemli olay herşeyin başı her alanda (büyük harflerle) l i y a k a t.
devamını gör...
30.
kırk akıllı bir araya gelse yine bu taşı bu kuyudan çıkaramaz. eğitim öğretim sistemi yaşadığımız toplumun dinamikleri ile o kadar bağlantılı ki. en mükemmel eğitim sistemini de kursan binanın temelinde sıkıntı varsa, o bina çöker.
yıllardır bizim bürokratlar heyetler halinde finlandiya'ya gidip gelirler, güya sistemi anlayacaklar, iyi uygulama örneklerini bize de getirecekler.
sonuç olarak -haklarını yemeyelim- pisa sıralamasında bir kaç kademe yükseldik, ancak hala oecd ülkeleri ortalamasının altındayız. işte o üst sınırı çizen toplum dinamikleri.
yıllardır bizim bürokratlar heyetler halinde finlandiya'ya gidip gelirler, güya sistemi anlayacaklar, iyi uygulama örneklerini bize de getirecekler.
sonuç olarak -haklarını yemeyelim- pisa sıralamasında bir kaç kademe yükseldik, ancak hala oecd ülkeleri ortalamasının altındayız. işte o üst sınırı çizen toplum dinamikleri.
devamını gör...
31.
bir öğretmen olarak çok şey yazmam gereken bir konu. ancak burada insanların kafasını da ütülemeden bir şeyler yazmak istiyorum. toparlayamayabilirim belki ama anlatmak istediğimi anlarsınız umarım.
bizim gibi ekonomik olarak kötü durumda olan ülkelerde eğitimden beklenti maddi getiridir. ancak herkesin bildiği gibi şuursuzca, plansız şekilde açılan üniversiteler ve mezun etmeye yönelik üniversite eğitimi anlayışı insanların eğitim sisteminin kötü olduğunu düşünmeye itiyor. üstüne bu üniversiteleri okuyan gençlere istihdam sağlayacak iş de olmayınca eğitim iyice değersizleşiyor.
finlandiya eğitim sistemi çok övülür. ve yapılandırmacı eğitim anlayışını benimseyen türkiye bu fin eğitim sisteminden etkilenmiştir. ancak kaçırılan nokta finlandiya ile bizim aramızdaki ekonomik ve kültür farkıdır. adamlar 8 milyonluk bir ülke. refah seviyesi yüksek. kültür seviyesi yüksek, cehaletin övülmediği bir ülke burası.
ya türkiye ? cehaletin övüldüğü ve cahillerin çok kazandığı bir ülke. insanlara özgürlük verildiğinde saygısızlık yapan bireylerle doludur. ekonomi bitik olduğu için köylü zihniyeti ile şehirde yaşayan bir kitleye fin eğitim sistemi ile bir şey öğretilmez.
bakalım çin'e... adamlar ezberci ve disiplinli eğitim sistemini benimsemiş. evet bildiğiniz ezberci, katı bir sistem. çünkü adamlar halkını iyi tanıyor. ekonomik durumlarını ve sosyokültürel seviyelerini iyi biliyorlar. buna göre eğitim sistemi kurmuşlar. ki zaten finlandiya'dan da iyi durumdalar.
kısaca, eğitimi istihdam ile ilişkilendirmeliyiz. mezun vermeye yönelik eğitim politikasından vazgeçmeliyiz. almanya denilen ülkede bile gençler liseden sonra meslek öğrenmeyi tercih ediyor. bizim kadar üniversite mezunu yok. zira adamlar da biliyor bu kadar okumuş insana gerek yok. bunu anladığımız zaman bir şeyler düzelir.
bizim gibi ekonomik olarak kötü durumda olan ülkelerde eğitimden beklenti maddi getiridir. ancak herkesin bildiği gibi şuursuzca, plansız şekilde açılan üniversiteler ve mezun etmeye yönelik üniversite eğitimi anlayışı insanların eğitim sisteminin kötü olduğunu düşünmeye itiyor. üstüne bu üniversiteleri okuyan gençlere istihdam sağlayacak iş de olmayınca eğitim iyice değersizleşiyor.
finlandiya eğitim sistemi çok övülür. ve yapılandırmacı eğitim anlayışını benimseyen türkiye bu fin eğitim sisteminden etkilenmiştir. ancak kaçırılan nokta finlandiya ile bizim aramızdaki ekonomik ve kültür farkıdır. adamlar 8 milyonluk bir ülke. refah seviyesi yüksek. kültür seviyesi yüksek, cehaletin övülmediği bir ülke burası.
ya türkiye ? cehaletin övüldüğü ve cahillerin çok kazandığı bir ülke. insanlara özgürlük verildiğinde saygısızlık yapan bireylerle doludur. ekonomi bitik olduğu için köylü zihniyeti ile şehirde yaşayan bir kitleye fin eğitim sistemi ile bir şey öğretilmez.
bakalım çin'e... adamlar ezberci ve disiplinli eğitim sistemini benimsemiş. evet bildiğiniz ezberci, katı bir sistem. çünkü adamlar halkını iyi tanıyor. ekonomik durumlarını ve sosyokültürel seviyelerini iyi biliyorlar. buna göre eğitim sistemi kurmuşlar. ki zaten finlandiya'dan da iyi durumdalar.
kısaca, eğitimi istihdam ile ilişkilendirmeliyiz. mezun vermeye yönelik eğitim politikasından vazgeçmeliyiz. almanya denilen ülkede bile gençler liseden sonra meslek öğrenmeyi tercih ediyor. bizim kadar üniversite mezunu yok. zira adamlar da biliyor bu kadar okumuş insana gerek yok. bunu anladığımız zaman bir şeyler düzelir.
devamını gör...
32.
öğretmenlik seviyesini “hiçbir şey olamazsam öğretmen olurum” un üzerine çıkartarak.
devamını gör...
33.
hayatta bazı imkansız şeyler vardır.hah işte bu da onlardan biri.
devamını gör...
34.
eğitim özelleştirilmeli, bu kadar basit.
devamını gör...
35.
öğretmek kısmını daha fazla öne çıkararak herhalde. ezber yapmak bir şeyi yerine öğrenmek daha mantıklı değil mi?
devamını gör...
36.
düşünmeyi öğretmekten geçer ve bu hiç kolay bir şey değildir. yetiştirilmesi gereken kazanımlar, sınava hazırlanan öğrenciler, baskıcı ailelerle inanın hiç kolay değil. ancak imkansızda değil. 21. yy. insanlardan bilgiye boğulmuş değil yorum yapan, sorunlara çözüm üreten, yaratıcı olan bireyler bekliyor. eğitim sistemide buna doğru evriliyor. (bkz: lgs matematik ve fen soruları). artık matematikte öyle formülü koy yap sorular yok. fende de bu şekilde bilgi veriliyor, yorumlanması isteniyor. bunu çocuklara doğru bir şekilde aktardığımız zaman bir şeyler de değişmeye başlayacaktır.
devamını gör...
37.
çok köklü bir sistem getirmek gerekiyor. mesela? öncelikle 1. sınıftan 5. sınıfa kadar çocuklara sınav falan yaptırmayacaksın. bir kere kendi kültürünü, geçmişini anlatacaksın, tabii her anlamda. her sınıfta devletin sağladığı kitaplar olmalı. 1. sınıftan 5. sınıfa kadar her çocuk en az 100 temel eserin basitleştirilmiş halini okumalı. kültürümüzden, okunması gereken 10 kitap özenle seçilip okutulmalı. ve kesinlikle özellikle türk tarihi ilk sınıflardan son sınıfa kadar detaylıca işlenmeli. fatih sultan mehmet ve atatürkü anlatmak lazım. tabii bunu tarafsız yapmak gerek yanlışını doğrusunu herşeyini anlatmalıyız. hem fatih hem atatürk hakkında basitleştirilmiş kitapları okutmalıyız. çocuğun bu dönemlerde her anlamda kültürü, ahlakı ve bilgisi oturmalı. bu esna da çocuk ileri de ki bölümüne karar vermeli, yani 5. sınıfta. atıyorum matematik bölümünü seçti, matematik ile ne kadar bölüm varsa seçebilir ileride. orta okulda matematik ağırlıklı eğitim görmeli ancak en az 2 adet ekstra yan bölüm seçtirmek gerekiyor, yani çocuk matematikten gidecekse ekstra olarak atıyorum edebiyatı ve coğrafya bilgisini seçsin. edebiyat ve coğrafyayı matematikten ayrı olarak görsün, renkli ve geniş görüşlü olarak yetişsin. elbette matematik ağırlıklı olacak, diğerlerini seçmeli gibi düşünebilirsiniz. matematik seven birinin zorla felsefe dersi almasına karşıyım, isterse alsın yani. fizik, kimya, biyoloji ve tarihi temel anlamda öğrenmeleri gerekiyor. yaşadığımız dünyayı, kendi vücudumuzu ve tarihimizi bilmemiz şart. bu anlattıklarım 5. sınıfa kadar, bölüm seçme olayı ortaokulda olmalı. çocuk 5. sınıfa kadar bunları basit şekilde görmeli ancak bir sınava muaf tutulmamalı. bu esna da biri dövüş sporu olmak üzre en az 2 spor dalında gelişmeli, mesela karate ve basketbol. en az 2 sanat dalına yönelmesi lazım, mesela resim ve müzik ya da ebru falan.
geldik 5. sınıfa, mesela her dönem derslere bir türk büyüğü eklenmeli, ve yine ortaokul da en az 1 sene fatih sultan mehmet ve atatürk hakkında ağırlıklı dersler verilmeli. matematik okuyan(sürekli matematikten örnek vermemin sebebi sözelci olmam, sözel bir dersten ana örnek vermem adaletsizlik olur diye düşündüm) biri de bu dersleri almalı. ders derken şuan ki gibi değil aslında. mesela bu isimlerle alakalı kitap okutulması şart. ortaokula, ilkokula ya da liseye özel kitaplar basılmalı. efendim daha sonra ilkokul da seçilen spor ve sanat dalları üzerine daha fazla eğitim almaya başlamalılar. ve burada ekstra birşey olmalı. 5. sınıftan 8. sınıfa kadar ingilizce, her öğrencinin en az b1 derecesine kadar konuşabileceği seviye de eğitilmelidir. şunu ekstra belirtmekte fayda var; okul derslerinin süresi yeniden ayarlanmalı, 8 ders ya da 6 ders yerine günde her biri 40 dakikalık 5 ders verilebilir. haftasonları yine tatil olur. öğrenci sabah 8'de derse başlasa öğlen 1 civarı çıksa okuldan, günde 2 saat kitap okusa, eğlenmeye gayet vakit kalabilir. tabi okulda da çocuğu eğlendirmek gerekiyor, sürekli ders ders olmaz. daha sonra felsefeyi isteğe göre temel düzeyde vermek gerekiyor. ve yine din derslerini isteğe göre, başta islam olmak üzre titizce ve tarafsızca anlatmak gerekiyor. bu esna da din konusunda ailenin yardımı çok önemli. başlıca dinleri ve bazı terimleri öğretmek gerekiyor. mesela islama göre diğer dinler neden yanlış? ateizm nedir? gibi dersler verilmeli bununla alakalı kitaplar okutulmalı ve çocuk, din konusunda hem okuldan hem aileden destek almalıdır. öğrenciler, yüzme, bowling salonu gibi yerlerden ucuz fiyata faydalanmalıdır. yine ortaokul da başlamak üzere öğrencilere kodlama'nın temelleri atılmalı. yani nedir ne değildir gibi hafiften giriş yapılmalı. burada amaç çocukların renkli yetişmesidir. elbette her hafta(ilkokula ayrı bir program yapılabilir) çocuğun eğitim aldığı bölümler de göz önüne alınarak öğrenciye ücretsiz 1 kitap verilmeli ve öğrencinin istediği bir kitabı çok ucuza alabilmesi gerekiyor. yani x adlı bir öğrenci harçlığı ile her hafta bir kitap alabilmeli. bunu ucuza alabilmesi çocuğun iştahını arttıracaktır.
gelelim liseye, öğrenci önce ki sınıflarda almış olduğu spor ve sanat dalları üzerine çok ciddi ve derin bir eğitim almalı. zaten bu tür eğitimler çocuğun iştahnı açacak ve daha fazlasını isteyecek. bu da öğrencinin çok iyi bir eğitimden geçmesini ve aynı zaman da renkli bir insan olmasını sağlayacak. ilkokul ve ortaokul da eğlenceye ayrılan zamandan biraz kısılarak eğitime biraz daha ağırlık verilmeli. elbette devlet sürekli öğrencileri belirli yarışmalarla ya da dolaysız yoldan ödüllendirmeli. lise de teknoloji güzelce anlatılmalı. dersler biraz daha detaylandırılmalı ve bazı ekstra şeyler ilave edilmeli. yazı çok daha uzun olmaması için burayı kısa tutuyorum. üniversite de daha özgür bir eğitim verilerek, "öğrenciyiz abi paramız yok" söyleminin tarihe karışmasını sağlamak gerekiyor. hem maddi hem de diğer türlü artık üniversite de icraat yapmaya başlanmalı yani kendi kendini geliştirmeye başlamalı ve aynı zaman da icraatını yapmalı. okuma isteğini artıran aktiviteler sürmeli. liseden itibaren devlet tarafından öğrencilere harçlık verilmeli.
tabii bu söylediklerim adeta bu ülke de bir hayal ama eğitim sistemimiz böyle olsaydı, ya da daha iyimser düşünerek bundan sonra eğer buna benzer bir eğitim sistemi olursa o zaman daha adaletli, daha özgür, daha bilinçli, daha geniş görüşlü, daha insaflı, daha ahlaklı, daha mantıklı düşünebilen, daha zeki ve daha gelişmiş bir toplum oluruz. bir gün böyle bir türkiye görmek dileğiyle...
geldik 5. sınıfa, mesela her dönem derslere bir türk büyüğü eklenmeli, ve yine ortaokul da en az 1 sene fatih sultan mehmet ve atatürk hakkında ağırlıklı dersler verilmeli. matematik okuyan(sürekli matematikten örnek vermemin sebebi sözelci olmam, sözel bir dersten ana örnek vermem adaletsizlik olur diye düşündüm) biri de bu dersleri almalı. ders derken şuan ki gibi değil aslında. mesela bu isimlerle alakalı kitap okutulması şart. ortaokula, ilkokula ya da liseye özel kitaplar basılmalı. efendim daha sonra ilkokul da seçilen spor ve sanat dalları üzerine daha fazla eğitim almaya başlamalılar. ve burada ekstra birşey olmalı. 5. sınıftan 8. sınıfa kadar ingilizce, her öğrencinin en az b1 derecesine kadar konuşabileceği seviye de eğitilmelidir. şunu ekstra belirtmekte fayda var; okul derslerinin süresi yeniden ayarlanmalı, 8 ders ya da 6 ders yerine günde her biri 40 dakikalık 5 ders verilebilir. haftasonları yine tatil olur. öğrenci sabah 8'de derse başlasa öğlen 1 civarı çıksa okuldan, günde 2 saat kitap okusa, eğlenmeye gayet vakit kalabilir. tabi okulda da çocuğu eğlendirmek gerekiyor, sürekli ders ders olmaz. daha sonra felsefeyi isteğe göre temel düzeyde vermek gerekiyor. ve yine din derslerini isteğe göre, başta islam olmak üzre titizce ve tarafsızca anlatmak gerekiyor. bu esna da din konusunda ailenin yardımı çok önemli. başlıca dinleri ve bazı terimleri öğretmek gerekiyor. mesela islama göre diğer dinler neden yanlış? ateizm nedir? gibi dersler verilmeli bununla alakalı kitaplar okutulmalı ve çocuk, din konusunda hem okuldan hem aileden destek almalıdır. öğrenciler, yüzme, bowling salonu gibi yerlerden ucuz fiyata faydalanmalıdır. yine ortaokul da başlamak üzere öğrencilere kodlama'nın temelleri atılmalı. yani nedir ne değildir gibi hafiften giriş yapılmalı. burada amaç çocukların renkli yetişmesidir. elbette her hafta(ilkokula ayrı bir program yapılabilir) çocuğun eğitim aldığı bölümler de göz önüne alınarak öğrenciye ücretsiz 1 kitap verilmeli ve öğrencinin istediği bir kitabı çok ucuza alabilmesi gerekiyor. yani x adlı bir öğrenci harçlığı ile her hafta bir kitap alabilmeli. bunu ucuza alabilmesi çocuğun iştahını arttıracaktır.
gelelim liseye, öğrenci önce ki sınıflarda almış olduğu spor ve sanat dalları üzerine çok ciddi ve derin bir eğitim almalı. zaten bu tür eğitimler çocuğun iştahnı açacak ve daha fazlasını isteyecek. bu da öğrencinin çok iyi bir eğitimden geçmesini ve aynı zaman da renkli bir insan olmasını sağlayacak. ilkokul ve ortaokul da eğlenceye ayrılan zamandan biraz kısılarak eğitime biraz daha ağırlık verilmeli. elbette devlet sürekli öğrencileri belirli yarışmalarla ya da dolaysız yoldan ödüllendirmeli. lise de teknoloji güzelce anlatılmalı. dersler biraz daha detaylandırılmalı ve bazı ekstra şeyler ilave edilmeli. yazı çok daha uzun olmaması için burayı kısa tutuyorum. üniversite de daha özgür bir eğitim verilerek, "öğrenciyiz abi paramız yok" söyleminin tarihe karışmasını sağlamak gerekiyor. hem maddi hem de diğer türlü artık üniversite de icraat yapmaya başlanmalı yani kendi kendini geliştirmeye başlamalı ve aynı zaman da icraatını yapmalı. okuma isteğini artıran aktiviteler sürmeli. liseden itibaren devlet tarafından öğrencilere harçlık verilmeli.
tabii bu söylediklerim adeta bu ülke de bir hayal ama eğitim sistemimiz böyle olsaydı, ya da daha iyimser düşünerek bundan sonra eğer buna benzer bir eğitim sistemi olursa o zaman daha adaletli, daha özgür, daha bilinçli, daha geniş görüşlü, daha insaflı, daha ahlaklı, daha mantıklı düşünebilen, daha zeki ve daha gelişmiş bir toplum oluruz. bir gün böyle bir türkiye görmek dileğiyle...
devamını gör...
38.
gavur olarak addedilen avrupa'yı örnek alarak efendim.
devamını gör...
39.
aslında ilk eğitim ailedir. ancak ailelerimiz de bugünden daha kötü sistemler içinde yetiştiği için ilk okuldan itibaren çocuklarımıza eşitliği, adaleti, hakkı, hakikati, dürüstlüğü, hayat bilgisinde ki elleri yıkamanın, tırnakları kesmenin önemi kadar önemli olduğunu, araştırmanın, okumanın, bilimin, gezmenin, her görüşe saygı duymanın önemini, aksi halde iyi bir insan olunamayacağı öğretilmelidir. böyle bir nesil sorunları çözebilir.
devamını gör...
40.
düzelmez.
devamını gör...