umut

hayat felsefemdir.
umudumu yitirdiğim gün, öldüğüm gündür

ne demiş john steinbeck, “umut insanı ayakta tutar, umut güzel şeydir, ama umutlarımızın kontrolsüz bir şekilde büyümesine izin verirsek, gerçekleşmediği zaman yaşadığımız hayal kırıklığı da o denli büyük olur.”

güzel ,olumlu durumlarında gerçekleşme ihtimali.

fakirin ekmeği olan şeydir.

“umut, içinde bulunduğu durumdan memnun olmayan kimseler içindir.”

prison break

hayata tutunmamı ve pes etmememi sağlayan şey. her şey ne kadar kötü giderse gitsin ne kadar ağlarsam ağlayayım sonrasında umut; pozitif hisler uyandırıyor, yapabilirsin, geçecek, sen harikasın, ayağa kalk diyor. ne zaman düşsem kaldırıyor beni. öyle çok fazla şey tecrübe etmiş biri değilim fakat 20 yıllık ömrümde yaşadığım tüm zor anlarda umudum hep beni güçlendirdi. ileriyi sabırla beklememi söyledi. eklemeye devam edeceğim. umutsuz yaşanır mı? derim hep. yaşanmaz. biz de güzel günler göreceğiz, güneşli günler.

"ne diyeyim,
umarım ihtiyacı olan birine gidiyordur
bizden aldıkları umut.
dünya adaletsiz çocuk
dünya zorba."*

insan aç susuz yaşar da umutsuz bir dakika yaşamayamaz derler. biz de öyle işte gün gelir bir şeye çok umut ederiz. dualar ederiz olsun diye. o kadar umut ederiz ki. olmayınca içimizde oluşan duyguyu biz bile çözemeyiz. gün gelir deriz ki bir daha umut etmeyeceğim alıyorlar bizden çalıyorlar umudumuzu. birkaç saniye sonra bakarız yine umut etmeye başlamışız. umut bizim elimizdeki tek şey. bu adaletsiz dünyada tutunduğumuz tek dal. gün gelir o dal kırılırsa hayaller yıkılırsa o gündür işte bizim nefessiz kalmamız, o gündür bizim ölümümüz, o gündür bizim vazgeçişimiz.

dedim ya umut öyle bir şeydir ki sizi aç susuz da yaşatır. ama o olmadan yaşayamazsınız işte. herkesin bir umudu vardır. belki de birden çok. dilerim umut ettiğiniz güzel şeyler sizi bulur. ama diyelim ki bulmadı ve umutsuzluğa düştünüz siz de benim gibi tekrar edin nazım hikmet'in dizelerini: "belki ihtiyacı olan birine gidiyordur bizden aldıkları umut."
umarım, umarım ihtiyacı olan birilerine gidiyordur...

eski erkek arkadaşımın adıdır. 5 yıl boyunca kendimi nasıl olduysa ondan başka kimseyi sevemeyeceğime ikna etmiştim. benden ayrıldıktan 6 ay sonra evlendi ve iki ay sonra da beni aradı. evliliğin 4. ayında ise tamamen dönmek istedi. ama ben naptım kabul ettim tabi ki de. yadırgayanlar olacaktır. ama umut denince aklıma sadece bu süreç gelir.
bu arada birlikte değiliz. bu defa ben şutlayalı uzun zaman oldu. kendini yarı peygamber sanan biriyle ömür mü geçer be.

sanki benden önce doğmuş, daima benimle var olacak, çok etkili bir gerçek. ulaşılması güç bir yıldız.

"eger onundeki kapilar bir daha yüzüne kapanacak olursa, hayatinin sona ermedigini düşün. sona eren sey yalnizca hayatlarinin birincisidir ve digeri baslamak uzere sabirsizlanmaktadir. o zaman bir gemiye bin, seni bekleyen bir kent vardir."tanios kayası adlı kitaptan alıntı.amin maalouf un kitabıdır.okudugum güzel kitaplarindan bir tanesi.gerçi empedokles in dostları bana pek hitap etmedi.neyse konudan şaşmayalim.ne diyordum.ne zaman bir şehirde bir durumda bir yerde bir ümitsizlikte sıkıştığımı hissetsem bu cümleleri okuyorum bugünlerde.iyi geliyor yazayım dedim belki bir başkasına faydam dokunur.

t:insanın yaşamaktan sıkıntı duyduğu ya da kötü bir anında aklında oluşan, kişiyi bir süre ayakta tutan duygu.

belki bir kandırmacadır. belki de o bir süre geçtikten sonra o sıkıntılı durum gerçekten de geçecektir bilemeyiz.
işte tam da bu nedenle umut ederiz. bu bilinmezlikten. o bilinmezlikte umutlandırıcı bir şey olmasını umut ederiz.

umut belki de gelecek sayfadadır. kapatma kitabı... - edmond jabes

peki sen umutlu musun atmaca ?

"herkese umuttan bahsediyorum, içimde zerre kadar umut kalmamışken..." - sabahattin ali

sabaha uyanacağını bilmeden,alarm kurup uyumaktır.

"mesleğimiz umut bizim
kıranlara selam olsun"
ülkü tamer

gözleri...

(bir şeye/kimseye) tutunmaya çalışanların son ve en büyük kalesidir. kimi zaman yola devam etmek için kalenizi bizzat sizin yıkmanız gerekebilmektedir.

tehlikeli

süreğen biçimde hareket eden dönme dolaptan inmeye çalışanın yanında oturan inmeye çalışmayan.

fakirlerin ekmeğin üstüne sürerek yediği bir çaydır.

zenginler atar, fakürler de hani bana hani bana diye yer.

umut veya ümit bir kimsenin kişisel yaşamındaki olay ve durumlarla ilgili olumlu sonuçlar çıkabileceği ihtimaline dair duygusal inancıdır. *

hayatta ve ayakta kalabilmek, nefes alabilmek için insanların her gün yenilemesi gereken his.

bizi karanlıktan çıkaran kişiden çaldığımızdır. koşarak uzaklaşır ve onu kaybetmeden sınırı geçmeye çalışırız. bu sınır kimileri için çok uzakken kimileri için burunlarının dibindedir. sınırı geçtiğimizde boş tarlalar vardır nadasa bırakılan. uygun bir yer bulur ve umutları ekeriz. yeni doğan çoçuklar tarlalardan bu umutları çalar ve karanlığa doğru koşmaya başlarlar.