yalnızlığın en iyi tanımı
başlık "ulasamadiginkadin" tarafından 20.01.2021 03:17 tarihinde açılmıştır.
41.
yalnızlığın iki büyük ressamı var sanat tarihinde benim için. birincisi edward hopper'dır ki her fırsatta sözlüğe görsel yüklemeye çalışırım işlerinden. bir diğeri danimarka'lı 19. yy. ressamı vilhelm hammershøi'dir.
kelime kullanılmaksızın bir resim ya da görsel sanat eseri yalnızlığı imleyebilir mi? evet.
sadece nesne kullanarak, herhangi bir figür olmaksızın bu mümkün mü? evet.
işte bunun en şahane örneklerinden biridir "sunshine in the drawingroom ııı". eşyaya, duvara, duvardaki resme sinmiştir yalnızlık duygusu. gri armoni, az nesne kullanarak elde edilen abartısızlık; yalınlık, negatif alanların tuval yüzeyinde kapladığı oran ve müthiş bir üç boyutluluk etkisi yani espas, bize derin bir yalnızlık duygusunu en derinden hissettiriyor.
vilhelm hammershøi: "sunshine in the drawing room ııı", 54 cm x 66 cm, tuval üzerine yağlıboya, 1903.
kelime kullanılmaksızın bir resim ya da görsel sanat eseri yalnızlığı imleyebilir mi? evet.
sadece nesne kullanarak, herhangi bir figür olmaksızın bu mümkün mü? evet.
işte bunun en şahane örneklerinden biridir "sunshine in the drawingroom ııı". eşyaya, duvara, duvardaki resme sinmiştir yalnızlık duygusu. gri armoni, az nesne kullanarak elde edilen abartısızlık; yalınlık, negatif alanların tuval yüzeyinde kapladığı oran ve müthiş bir üç boyutluluk etkisi yani espas, bize derin bir yalnızlık duygusunu en derinden hissettiriyor.
vilhelm hammershøi: "sunshine in the drawing room ııı", 54 cm x 66 cm, tuval üzerine yağlıboya, 1903.

devamını gör...
42.
yalnızlığın tanımı şahsa özeldir. insan onlarca insan içinde bile yalnızdır bazen. senin ışığını görebilen biri olunca dinecek bu yalnızlık.
devamını gör...
43.
yalnızlık her zaman çift kişiliktir. sen ve inandığın varlık.
devamını gör...
44.
yalnızlık, insanın kendine olan sorumluluğudur.
her nasıl ki koynundaki sevgili için aşk, elini asla bırakmayacağın aile için sadakat gerekiyor ise, insanın kendini dış dünyadan soyutlayıp olgunluk mertebesine ulaşması için de yalnızlık gerekiyor.
yalnızlığını tamamlayamamış insan aşkı da, sadakati de idrak edemez. yalnızlık için gerekli olan şey ise fikir ve yönlendirme tacizinden korunabilecek iç dünyadır.
o yüzden yalnızlık nadirdir, unique'dir*, zamanına göre lükstür.
her nasıl ki koynundaki sevgili için aşk, elini asla bırakmayacağın aile için sadakat gerekiyor ise, insanın kendini dış dünyadan soyutlayıp olgunluk mertebesine ulaşması için de yalnızlık gerekiyor.
yalnızlığını tamamlayamamış insan aşkı da, sadakati de idrak edemez. yalnızlık için gerekli olan şey ise fikir ve yönlendirme tacizinden korunabilecek iç dünyadır.
o yüzden yalnızlık nadirdir, unique'dir*, zamanına göre lükstür.
devamını gör...
45.
turistik bir yerde tatil dönüşü sevdiceğimiz olursa birlikte içeriz alınan kırmızı şarabın sakladığın yeri her temizlediğinde bakakalırsın yalnızlığına.
devamını gör...
46.
paylaşılmamasıdır.
devamını gör...
47.
olaya duygusallıktan ziyade bilimsel olarak yaklaşacak olursak, ki bu bence insanın ruhsal huzuru ve mantık somut kavramı için yalnızlığın tanımına yakalaşılası en iyi düşünce biçimidir.
yalnızlık
yalnızlık, diğer insanlarla yakın olumlu bağlantıların olmaması veya mevcut bir bağlantıyı kaybetme korkusundan kaynaklanan bir kişinin özel bir duygusal durumudur.
bu yoruma göre yalnızlık, "izolasyon" kavramıyla eş anlamlıdır ve olumsuz bir çağrışım kazanır. ancak buna rağmen, bazı durumlarda yalnızlık olumlu bir işlev görür - kasıtlı olarak seçilmiş yalnızlık söz konusu olduğunda. bu gerçek, diğer insanlardan fiziksel mesafenin her zaman yalnızlık anlamına gelmediğini gösterir, çünkü ikincisi tam olarak zihinsel somut temas eksikliği hissini varsayar.
yalnızlık, bir kural olarak, benlik saygısı düşük olan ve onun rehineleri haline gelen insanlarda doğaldır - sosyal bağlantılarını genişletmek isterler, ancak benlik saygısı bunu yapmalarına izin vermez. sonuç olarak, yalnızlık duyguları artar ve tam tersine benlik saygısı daha da azalır ve bu da şiddetli depresyona neden olabilir. bazı durumlarda yalnızlık, ruhtaki patolojik değişikliklerle (şizofreni, otizm vb.) ilişkilendirilebilir.
yalnızlık
felsefi ve psikolojik düşünce tarihinde yalnızlık olgusu belirsiz bir şekilde yorumlanır. yalnızlığın bilimsel incelemesinde, olumsuz ve olumlu yönelimi nedeniyle iki eğilim ayırt edilebilir. yalnızlığın kişinin yaşamı üzerindeki etkisinin doğasını değerlendirmedeki mevcut çelişki, bir yandan birey için yıkıcı olarak anlaşılması, diğer yandan da benliğin gerekli bir aşaması olarak görülmesi gerçeğinde ifade edilmektedir. -bilgi ve kendi kaderini tayin etme. böyle keskin bir görüş ayrılığının nedenleri, öncelikle fenomenolojinin yetersiz çalışmasında ve hatta daha da fazlası - yalnızlığın psikolojik mekanizmalarında yatmaktadır.
yalnızlık zihinsel bir fenomen olarak ele alındığında, onun hakkında örneğin duygu, süreç, tutum, ihtiyaç gibi farklı kategorilerde konuşulabilir.
bir duygu olarak yalnızlık, bir kişinin diğerlerinden farklılığı, "ötekilik" deneyimiyle koşullanır, bunun sonucunda iletişimde belirli bir psikolojik engel, yanlış anlama ve diğer insanlar tarafından reddedilme hissi ortaya çıkar. yalnızlık duyguları genellikle, en azından bu aşamada biriyle yakın bir ilişki kurmanın imkansız olduğunun farkına varılmasıyla ilişkilendirilir. elbette karşılıklı kabul, sevgi ve anlayışa dayalı bir ilişkiden bahsediyoruz.
bir süreç olarak yalnızlık, bireyin belirli yaşam durumlarında toplumda var olan normları, ilkeleri ve değerleri algılama ve uygulama yeteneğinin kademeli olarak kaybıdır. yalnızlık sürecinin bir sonucu olarak birey, toplumsal hayatın öznesi statüsünü kaybeder.
yalnızlık
yalnızlık, diğer insanlarla yakın olumlu bağlantıların olmaması veya mevcut bir bağlantıyı kaybetme korkusundan kaynaklanan bir kişinin özel bir duygusal durumudur.
bu yoruma göre yalnızlık, "izolasyon" kavramıyla eş anlamlıdır ve olumsuz bir çağrışım kazanır. ancak buna rağmen, bazı durumlarda yalnızlık olumlu bir işlev görür - kasıtlı olarak seçilmiş yalnızlık söz konusu olduğunda. bu gerçek, diğer insanlardan fiziksel mesafenin her zaman yalnızlık anlamına gelmediğini gösterir, çünkü ikincisi tam olarak zihinsel somut temas eksikliği hissini varsayar.
yalnızlık, bir kural olarak, benlik saygısı düşük olan ve onun rehineleri haline gelen insanlarda doğaldır - sosyal bağlantılarını genişletmek isterler, ancak benlik saygısı bunu yapmalarına izin vermez. sonuç olarak, yalnızlık duyguları artar ve tam tersine benlik saygısı daha da azalır ve bu da şiddetli depresyona neden olabilir. bazı durumlarda yalnızlık, ruhtaki patolojik değişikliklerle (şizofreni, otizm vb.) ilişkilendirilebilir.
yalnızlık
felsefi ve psikolojik düşünce tarihinde yalnızlık olgusu belirsiz bir şekilde yorumlanır. yalnızlığın bilimsel incelemesinde, olumsuz ve olumlu yönelimi nedeniyle iki eğilim ayırt edilebilir. yalnızlığın kişinin yaşamı üzerindeki etkisinin doğasını değerlendirmedeki mevcut çelişki, bir yandan birey için yıkıcı olarak anlaşılması, diğer yandan da benliğin gerekli bir aşaması olarak görülmesi gerçeğinde ifade edilmektedir. -bilgi ve kendi kaderini tayin etme. böyle keskin bir görüş ayrılığının nedenleri, öncelikle fenomenolojinin yetersiz çalışmasında ve hatta daha da fazlası - yalnızlığın psikolojik mekanizmalarında yatmaktadır.
yalnızlık zihinsel bir fenomen olarak ele alındığında, onun hakkında örneğin duygu, süreç, tutum, ihtiyaç gibi farklı kategorilerde konuşulabilir.
bir duygu olarak yalnızlık, bir kişinin diğerlerinden farklılığı, "ötekilik" deneyimiyle koşullanır, bunun sonucunda iletişimde belirli bir psikolojik engel, yanlış anlama ve diğer insanlar tarafından reddedilme hissi ortaya çıkar. yalnızlık duyguları genellikle, en azından bu aşamada biriyle yakın bir ilişki kurmanın imkansız olduğunun farkına varılmasıyla ilişkilendirilir. elbette karşılıklı kabul, sevgi ve anlayışa dayalı bir ilişkiden bahsediyoruz.
bir süreç olarak yalnızlık, bireyin belirli yaşam durumlarında toplumda var olan normları, ilkeleri ve değerleri algılama ve uygulama yeteneğinin kademeli olarak kaybıdır. yalnızlık sürecinin bir sonucu olarak birey, toplumsal hayatın öznesi statüsünü kaybeder.
devamını gör...
48.
onca kalabalığın arasında, yaşamıyor hissetmek.
devamını gör...
49.
yalnızlık, tek başınalığın insanı üzen halidir. onlarca insanın içinde de hissedilebilir.
devamını gör...
50.
tek kişilik bir dünya
devamını gör...
51.
söze nerden başlamalı, nasıl ilerlemeli bilmiyorum açıkçası. bildiğim birşey var oda sen kendini ne kadar yalnız olduğunu düşünsende, yanında olan ve sana daima destek verecek aileni unutma.
2 yıl oldu hemen hemen memleketimden, güzel adanamdan ayrılalı. zaman çabuk geçer ve yalnızlık hissi karanlık gibi çöker üstüne. belki biraz üzülürsün, üşürsün de ama bu duyguyu aştığın anda özgürlüğün ve yeni insanlar tanımanın tadını çıkarırsın.
2 yıl oldu hemen hemen memleketimden, güzel adanamdan ayrılalı. zaman çabuk geçer ve yalnızlık hissi karanlık gibi çöker üstüne. belki biraz üzülürsün, üşürsün de ama bu duyguyu aştığın anda özgürlüğün ve yeni insanlar tanımanın tadını çıkarırsın.
devamını gör...
52.
sonuçları kişiden kişiye değişkendir. kimisini zerre ırgalamaz, diğerini intihara bile sürükler ...
devamını gör...
53.
güzel bir film izlerken beğendiğiniz bir sahneye, okuduğunuz kitapta sizi çok etkileyen bir sayfaya, radyoda aniden başlayan en sevdiğiniz şarkıya denk geldiğinizde dönüp gülümseyeceğiniz birinin olmamasıdır.
devamını gör...
54.
kendinle dertleşmek.
devamını gör...
55.
en güzel tanımı olsaydı yalnızlık olmazdı.
devamını gör...
56.
bana göre özdemir asaf çok güzel betimlemiştir;
“yalnızlık
müziğin bile seni dinlemesidir.
yalnızlık
insanin kendine mektup yazması
ve dönüp-dönüp onu okuması
yalnızlığın da ötesidir.”
“yalnızlık
müziğin bile seni dinlemesidir.
yalnızlık
insanin kendine mektup yazması
ve dönüp-dönüp onu okuması
yalnızlığın da ötesidir.”
devamını gör...
57.
boşluktur.
devamını gör...
58.
en iyi tanımını yapamam ama kendimce tarifini yapabilirim. okuduğum bir kitaptan yola çıkarak tek başına yapılan deniz yolculuğu diyorum. insanlardan uzaklaşmak bunun sonu doğadaki canlılarla konuşmaya kadar gider. çünkü insan yaratılış gereği duygularını paylaşmak istiyor. insanların anlamadığını dağa, taşa, denize, hayvanlara haykıranlar var.
tüm zorluklara tek başına göğüs germek cesaret istiyor. yalnızlık cesaret istiyor. kendine daha fazla inanmayı emrediyor. bazen kendisini anlayan bir insanla karşılamak istiyor. onu da anlaman gerektiğini kulağına fısıldıyor. kendi ile sürekli baş başa kalmak insanlara karşı tahammülsüzleştiriyor. o hem ihtiyaç hem de bir yük gibi...
hayat umutla yelken açan nice denizcilerin ışıklarını söndürdü bazılarının hayallerine kavuşturdu. yalnızlık yanmakta olan mum ışığı gibi hafif yalpanıyor, sağa sola savruluyor. ruhunu bir aydınlatıyor bir söndürüyor.
yalnızlık bazen bir ihtiyaç bazen terkediliş
tercih, farketmeyiş, farkedilmeyiş.. uzun soluklu gittiğinde ise ürkütücü.
tüm zorluklara tek başına göğüs germek cesaret istiyor. yalnızlık cesaret istiyor. kendine daha fazla inanmayı emrediyor. bazen kendisini anlayan bir insanla karşılamak istiyor. onu da anlaman gerektiğini kulağına fısıldıyor. kendi ile sürekli baş başa kalmak insanlara karşı tahammülsüzleştiriyor. o hem ihtiyaç hem de bir yük gibi...
hayat umutla yelken açan nice denizcilerin ışıklarını söndürdü bazılarının hayallerine kavuşturdu. yalnızlık yanmakta olan mum ışığı gibi hafif yalpanıyor, sağa sola savruluyor. ruhunu bir aydınlatıyor bir söndürüyor.
yalnızlık bazen bir ihtiyaç bazen terkediliş
tercih, farketmeyiş, farkedilmeyiş.. uzun soluklu gittiğinde ise ürkütücü.
devamını gör...
59.
bence en büyük yalnızlık kişinin arkadaşları içinde kendisini yalnız hissedip kendini küçük görmesidir...
devamını gör...
60.
çok kişi ileyken az anlaşılmaktır.
devamını gör...