acemi birliğinde yaşadığım, şahit olduğum bir çok mevzu oldu. usta birliğinde yaşadığım bir anıyı paylaşayım. rütbem onbaşı. s-1 personel kısım amirliği yazıcısıyım. binbaşının emir eriyim. gördüğüm en yüksek rütbe genelkurmay ikinci başkanı org. hasan ığsız paşa idi. her neyse, grafik tasarım bildiğim için tabur komutanı yarbay çağırdı. ilker başbuğ genelkurmay başkanı o zaman. hatırlamadığım bir ülkenin devlet yetkilisi gelecek ve karşılama töreni yapılacak (tbmm tören taburu), dedi ki "oğlum bir plan çizilecek yapar mısın?" emredersiniz komutanımı çektik. hazırladım. dosya bir iki defa genelkurmaya gitti geldi. sonunda ilker paşa ok verdi. tören yapıldı.

düşün ben kurmay onbaşıyım, adam orgeneral. arada nasıl bir yıldız kümesi var.
devamını gör...
başlığı hortlatmışken askerlik yapan yazarların anılarını okumak isteriz. ben askere gitmedim tabii, anım yok ama askerlerle bir anım var.
eğitim araştırmada staj yaparken sağlık kontrolüne gelen en az 15 asker aynı anda ayakkabısını çıkarmıştı. daha fazla devam edemeyeceğim.
devamını gör...
uçaksavar topu ile atış yapacakken demişlerdi, tekli atış 5 adet. tek atmanın zevk vermeyeceğini düşünüp seri modda attım.
nereden bilebilirdim ki 10 sn de yüklü tüm mermileri atacağını.

devamını anlatmak istemiyorum. *
devamını gör...
meşhur cumhuriyet mitingleri yapılırken o dönemki genel kurmay başkanının eğer isterse hafta sonu izinli çıkan eratın da mitinglere katılabileceğini açıklaması, fakat ankara mamak'ta mitingler nedeniyle çarşı izninin yasaklanması;

kız arkadaşın telefonda
"sen de katılsana mitinglere, erata da serbestmiş" demesi,
"ne serbesti yaa, mitingler nedeniyle çarşı izinlerini yasakladılar,çıkamıyoruz" demem,
sonrasında "bir yolunu bul canım katıl işte" demesi,
"ne diyorsun kızım firar mı ediyim saçmalama" diye devam etmem,
"işine gelmeyince her şeyden kaçarsın zaten" demesi.
"eeaahhh monarşiyi destekliyorum ben artık" demem.
sonrası ayrılık.

böyle de saçma bir anıdır.
devamını gör...
keşke erkek olsaydım dedirten başlık.
devamını gör...
erkenden kalktık. kahvaltıydı, duştu derken saat ilerdedi. saat 10 suları, hava bugünkü dondurucu soğuk. tıraşımı oldum, botlarımı giydim. hep beraber bindik otobüse, gidiyoruz... neyse işte ben durak geldiğinde indim. bankaya girip yarım saat kadar sıra bekledikten sonra taksidi ödeyip çıktım.
devamını gör...
sivas-temel tepe buz gibi bir mayıs sabahı çeşmeden buz gibi su, ama akmıyor damlıyor sadece.
acemi birliğinde bir sabah temizlik kutusu ile havlu kayboldu, 400 asker ve verilen malzemeler hepsi tek tip kimseye soramam.
çavuş bağırıyor acele edin diye, birinden permatik rica ettim, su akmıyor damla damla yüzümü ıslatıyorum kalabalıktan aynaya bakmaya sıra gelmiyor.
aynasız tıraş oldum, aynaya baktığım gibi dönüp arkamda duran şahısa baktım ama arkamda kimse yoktu.
yüzümü öyle kesmiştim ki kendimi tanımadım ve aynada başka biri var sandım.

permatiği çöpe atarken çöp kovsında bir havlu ile temizlik kutusu gördüm alıp baktım içindeki bazı eşyalar sayesinde bana ait olduğunu anladım .
biri almış, permatiği kullanmış, diş fırçamı havlumu kısaca lazım olan herşeyi kullanıp çöpe atmış.

manisalı bir devremiz vardı çocukta unutkanlık sorunu vardı.
uygun adım yürüyoruz mola veriliyor, mola bitip takımlar hizaya gelince o gidip topçu bölüğün takımına katılıyordu o derece unutkandı
sabah kalkmış wc ye gitmiş dönüşte bizim koğuşa girmiş benim dolaba denk gelmiş, gidip tıraş olmuş dişleri fırçalamış.
dönüşte kendi koğuşuna gelmiş, kendi dolabını açınca kendi malzemeleri yerinde durduğunu görmüş!!
lan peki bunlar kime ait diye düşünüyor ama bu kez hangi koğuştan aldığınıda unutuyor götürüp çöpe atıyor.

takıma geç katıldım çavuş bana diyor ki, ooo bu sabah gazete başlıkları sen mi sunacaksın!!
yüzümü o kadar çok kesmiştim ki kanayan yerlerin kanaması durması için 50 tane gazete parçası yapıştırmıştım.
devamını gör...
bankada sıra beklerken çişim gelmişti. ödemeyi yapıp kendimi tuvalete atana kadar canım çıktı canım. nasıl zorlandığımı anlatamam.
devamını gör...
acemi birliğinde postası olduğum takım astsubayının sabah içtimasına tüfeğini götürmeyi unuttuğum için dayak yemiştim. dayaktan sonra içinden bana küfretmiyorsun değil mi diye sorduğunda hayır komutanım dediğim için yalan söylüyorsun ibne deyip bi daha dövmüştü.
devamını gör...
mevcut ağa bağlı arkadaşlarla diğer yazıcı arkadaşlarla aramızda bol bol counter strike oynamışızdır.
devamını gör...
eskiden her erkeğin anlata anlata bitiremediği anılardı. şimdi bedelli çıktı 10 günde yikanamadigini anlatıyorlar.

ben askere geç gittim. okul iş derken erteledim.
isim de askerde sivil iş olduğu için kamuflaj giymiyordum. bir gün cep telefonu ile konuşurken mutfağın önün de . baktım bir komutan geliyor.
altımda da kapri var. hiç istifimi bozmadım.
geldi geldi. ben ona baktım o bana baktı.
selam verdi. iyi günler komutanım dedi. iyi günler dedim. telefonla konuşmaya devam ettim.
o içeri girince kaçtım hemen.
sormuş disardaki komutan kim diye.
arkadaşlar da yeni geldi bilmiyoruz demişler.
devamını gör...
kış ayındayız yerde kar var. komutan eğitim yeri dağa götürdü bizi. açılın dedi . soyunun dedi. üstünüz çıplak kalsın.
elinde de tüfek harbisi var. demir çubuk.
ön sıradan başladı aç ellerini diyor. bu ne tırnak lan. şak vuruyor.
bu ne koltuk altı kıllı sen müslüman değil misin diyor şak vuruyor.
200 asker var. millet arkalarda tırnaklarını kemiriyor. koltuk altını çakmakla yakanlar.
yanmış kıl kokusu da fena olur. duman çıkıyor göklere.
komutan dediki etek altı traşına da bakicam yarın. banyoya gidin yıkanın.
ama herkese vurdu vurdu .
devamını gör...
acemi birliği, güneş kavuruyor. talimin konusu yat-kalk-sürün. bende de ateş, halsizlik, baş ağrısı ne ararsan var. ağustos sıcağında, o güneşin altında o kamuflajlarla durmak ise işleri iyice zora sokuyor. hani havale geçirdim geçirecem artık. neyse ara verilene kadar komutanlara çarpılmadan atlattım. tam çeşmeye doğru yürürken komutanın biri döndü hepimize şöyle bi baktı sonra beni işaret ederek.
"sen zeki birine benziyon, sana bi görev vercem gel benle dedi" hastayım falan demedim, "emredin komutanım" dedim gittim.
bölük komutanı astsubaylar falan tam kadro orada.
"kantinden sana sallama çay getircem onlardan bize çay demleyeceksin, yapabilir misin?" dedi. "emredersiniz komutanım" dedim.

geçtim küçük bi odaya, odada karton bardağı, semaveri her şeyi var. getirdi bi tomar çay poşeti, hazır olunca 4 bardak getir dedi. "emredersiniz komutanım" dedim.
neyse çay oldu, götürdüm 4 bardak, dedim başka bir emriniz var mı komutanım. dedi geç semaverin başında bekle seslendikçe çay getirirsin. baş selamımı verdim, geçtim odaya.
çay sayesinde talimden de yırttık, revire düşmekten de...

çay da gani, bittikçe demlerim diyom, ben de içiyom. şeker de kullanmıyorum zaten o biterse diye bi korku da yok. komutan iki saat sonra geldi beni kontrol etmeye.
"çay ne durumda? "dedi,
" bitirdim, yenisini demledim" diyecek değildim ya.
" bayatlamıştı tazeledim komutanım" dedim.
"vaaay" dedi, semavere baktı, çöpteki eski poşetleri gördü "iyi, iyi. bize 3 bardak daha getir."

o gün orada kaç bardak çay içtiysem artık, ne hastalık kaldı ne bişey.
devamını gör...
youtube.com/shorts/oaVWnptm...

her gün çatışıyorduk, ayağımızın değmediği taş kalmadı. *
devamını gör...
vurdum tekmeyi girdim banka müdürünün odasına. yeter lan bu kuyruk canımıza yetti dedim.

sakin ol asker gel otur dedi.

nasıl içkiliyim.

neyse beni sakinleştirdi vezneye götürdü öncelik sağladılar. ödedim parayı aldım tezkeremi.
devamını gör...
aslında o kadar çok ki..
ama aklıma ilk gelen, okan diye bir çocuk var devrem, çocuk tam deli. tamamen illegal. benim devrem, aynı zamanda badim ama babası falan mafya çocuğun. sürekli insanlara “buyuuuuurrr” diye sesleniyor. komutan bile seslenince “buyuuuurrrrr” diye cevap veriyor, öyle kırık bir çocuk.

bir gün akşam içtiması alınacak, ben komutanın yanındayım muhabbet ediyoruz, komutan dediğim de asteğmen, benimle yaşıt. bana poşet düştü ona subaylık çıkmış. okan geldi “kanka” diyor “telefonu ver acil bizimkileri aramam lazım.”
“ne oldu?” diyorum? “acil” diyor.
komutan da sorunca “kanki babam ya adam öldürdü ya da öldü.” dedi.
biz şok. aha dedim kesin kaçar bu.
verdim telefonu, komutan var ben varım, kalabalıktan az uzaklaşıp bölüğe girdik, dayısını aradı, dayısı diyor “okan baban hasımlarını vurdu. durum sıkıntı.”
internetten falan son dakika haberlerine bakıyoruz gerçek mi bu haber diye, harbiden de öyleymiş. “kanka” dedim, “biraz bekleyelim sabah olsun ne olduğunu ayyuka çıkar” falan, sabaha karşı kaçmış piç.
sabah suları beni aradı da gidip tellerin oraya bunun kamuflajları götürdüm, kimse çakmasın durumu diye. gelmiş yanında 70’lik votka var, çerez merez bir sürü şey. babası çatışmış gece boyu. bunların aileden 2-3 kişiyi vurmuşlar. bunlar da karşı tarafı vurmuş.
“kanka” diyor “skrm her koyun kendi bacağından artık.”
akşam da kantine gizlice girip, ışığı kapatıp, kapıyı kitleyip votkayla kendimizi kaybettik.
devamını gör...
ilk kez tabur nöbetçi subaylığı yaptığım geceydi. asteğmenlik yerine göre muvazzaf subayların tüm görevinin kilitlendiği, işlerine gelince de sıradan bir asker gibi görülen ara form gibi bir şeydi. gece yarısına doğru nöbetçi amir telefonla beni yanına çağırdı. sesi titrek ve endişeli gibiydi. kesin bir vukuat vardı. daha ilk nöbette ayvayı yedik diyerek telaşla yanına gittim..


“sanrı asteğmen...”

“emredin komutanım?”

“nasıl gidiyor nöbet?”

“herhangi bir sorun yok şimdilik…”

“pekiii… sana bir şey soracağım.”

“nedir komutanım?”

“sen sinema ile alakalı biriydin değil mi?”

“yani… evet??”

“hmmm...”

“...!?”

“bana porno film cd’si bulsana!!!!”

“!!!”

“neyse boşver sende yok anlaşılan… ben en iyisi bölük nöbetçi astsubaylarına sorayım, başçavuşların zulalarında kesin bir şeyler vardır...”

“...”
devamını gör...
15 ay askerlik yapan tayfadanım. askerdeki bilmemkaçıncı ayımda birgün bölük astsubayının odasına girdim. komutanım diye başlayıp mevzu neyse onu anlatacağım, aylardır her gün yüzlerce kez söylediğimiz o hitap şekli olan komutanım kelimesini unuttum. lan kitlendim kafam çalışmıyor herif bana bakıyor ben herife bakıyorum bir süre sonra nerden aklıma geldiyse kumandanım çıktı ağzımdan. komutanın yazıcısı gülüyor herif gülüyor. boyum yüzünden de avarel diyodu zaten. avareel öğrenemedin şu askerliği çık çık dedi dişlerini dudaklarına bastırarak tuhaf bir şekildeki konuşmasıyla.
ulan zaten hayatın robota bağlamış. günlük kelime dağarcığın komutanım, emret, emredersin üzerine kurulu bir konuşma. ben komutanım lafını nasıl unuttum hâlâ aklım ermiyor.
okurken belki komik gelmeyebilir ama izleseniz gerçekten çok komik bir andı.
devamını gör...
eskiden vatandaş bilgileri kütüklerden manuel devam edip, bilgiler ortak platformlarda online olmadığından adıma askerlik kagıdı gelmişti. anım bu kadar
devamını gör...
bundan 40 küsür sene öncesine ait,
öyle çok askerlik anım var ki.

acemi birliğindeyiz...
yüzbaşıların ; ''allah'' gibi dolaştıkları bir ortam.
binbaşı deyince veya albay deyince ; ölsem de karşılaşmasam dediğiniz kişiler aklımıza geliyor.

tugayda dahili hoparlör anonsu yapıldı.
şu bölükten, bilmem kim saat 13 00 de tugay komutanının odasının önünde hazır bulunsun.
tugay komutanı dediğiniz adam tuğ general.
ohaaaa !
lan bu anons edilen kurbanlık ben oluyorum.

anonstan sonra, gözlerim kararıyor, başım dönüyor, fenalık geçiriyorum.
lan ben tuğ generalin karşısına çıkıcam.
şaka değil gerçek.
adam yanındakilere dönüp ; ''asın bunu'' derse ; vallahi asarlar.
öyle bir rütbe sahibi çağırıyor beni.
ne bok yedim, kime ne kötülük ettim diyerek ; zaten 3-5 günlük olan askerlik hayatımı sorguluyorum.

neyse saat 13 00 oldu.
ben tuğ generalin kapısındayım.
yemekten geldi, odasına girerken yanındaki subaylar ; ''işte çağırdığınız asker'' dediler.
tuğ general bana döndü...
++oğlum sen kameramanmışsın, doğrumu ; dedi.
isim künye selamından sonra...
-- evet komutanım ; diyebildim. ( kısık bir sesle. sesimin nasıl bu kadar kısık çıktığına kendimde şaşırmıştım. )
tuğ general yanındaki subaylara döndü.
++ bu askeri samsuna yollayın. orada kameraman lazımmış ; dedi ve odasına girdi.

bu konuşmadan sonra ; 2 saat felan başıma soğuk sular dökerek kendime gelebilmiştim.
sonra mı...
sonra genel kurmay başkanını, kara kuvvetleri komutanını ( bu komutanlar orgeneral dikkatinizi çekerim ) ve nice komutanları kameraya çektim.

insan zamanla alışıyormuş.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların askerlik anıları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim