381.
sulu bir yemek, çorba, çay, kahve vs eğer kaynıyorken önüme gelmezse içmem.
benim içtiğim yemek veya sıcak içecek illa kaynıyor olacak.
benim içtiğim yemek veya sıcak içecek illa kaynıyor olacak.
devamını gör...
382.
biri şey demişti bir seferinde,
“işte nezaketen anladın mı diye sorulmaz, anlatabildim mi denir. ben diliyle konuşun. tuzluğu uzatır mısın demeyin, tuzluğu alabilir miyim deyin.”
o zamandan beri birilerine ne anlatsam sürekli olarak anlatabildim mi diyorum. anlatabildin ulan anlatabildin der gibi bakıyorlar bu seferde. ya yeminle sorun sizde değil bende, ben anlatamamışımdır, aman aman.
“işte nezaketen anladın mı diye sorulmaz, anlatabildim mi denir. ben diliyle konuşun. tuzluğu uzatır mısın demeyin, tuzluğu alabilir miyim deyin.”
o zamandan beri birilerine ne anlatsam sürekli olarak anlatabildim mi diyorum. anlatabildin ulan anlatabildin der gibi bakıyorlar bu seferde. ya yeminle sorun sizde değil bende, ben anlatamamışımdır, aman aman.
devamını gör...
383.
evde tek iken, o kadar çok kendi kendime konuşuyorum ki, işteyken unutup sanki yalnızmışım gibi kendi kendime konuşmaya devam ediyorum. deli damgasını yememe az kaldı. göglglpglf.
devamını gör...
384.
ben o döneme yetişemedim de, babamların zamanında içilen biralar masadaki bira şişelerine göre hesaplanırmış. harika... herkesin birbirine güvendiği zamanlar.
oturdun 3 kafadar, bira içiyorsun, masaya bira şişeleri geliyor ama şişeler hiç toplanmıyor masanın bir köşesine iskifleniyor.
masayı kaplarsa masanın dibine toplanıyor yahut direkt kasa geliyor kasanın içine diziyorsun.
masanın ne kadar bira içtiği de en son oradan sayılarak ödeniyor.
böyle cigerciler var mesela, masaya sıcak sıcak yedikçe takviye şiş ciğerler gelir, en son şiş sayarsın hesabı öyle ödersin. şiş hesabı.
tekilayı biz halen 1 yerde bu usul içiyoruz. 70 siğel tekila şişesi gelir masaya konur, mekan kasasından da bir avuç demir 1 lira gelir, o 1 liralar okey taşı gibi dizilir, içtikçe herkes önüne 1 tane 1 lira koyar.
6 bende, 4 karşımdakinde 5 yanımdakinde. kaç lira? 15 lira.
abi deriz 15 tane yazar mısın, şişe alınır, bozuk paralar alınır masadan.
sonra hadi biraya devam.
oturdun 3 kafadar, bira içiyorsun, masaya bira şişeleri geliyor ama şişeler hiç toplanmıyor masanın bir köşesine iskifleniyor.
masayı kaplarsa masanın dibine toplanıyor yahut direkt kasa geliyor kasanın içine diziyorsun.
masanın ne kadar bira içtiği de en son oradan sayılarak ödeniyor.
böyle cigerciler var mesela, masaya sıcak sıcak yedikçe takviye şiş ciğerler gelir, en son şiş sayarsın hesabı öyle ödersin. şiş hesabı.
tekilayı biz halen 1 yerde bu usul içiyoruz. 70 siğel tekila şişesi gelir masaya konur, mekan kasasından da bir avuç demir 1 lira gelir, o 1 liralar okey taşı gibi dizilir, içtikçe herkes önüne 1 tane 1 lira koyar.
6 bende, 4 karşımdakinde 5 yanımdakinde. kaç lira? 15 lira.
abi deriz 15 tane yazar mısın, şişe alınır, bozuk paralar alınır masadan.
sonra hadi biraya devam.
devamını gör...
385.
kendimi kandırmada ustayım.
devamını gör...
386.
sıkıldığım ortamı bir anda terkedebiliyorum. bir bakıyorlar yokum. ekip işi benlik değil bir yere gideriz üç, beş kişi ile hopp ben yokum. nasıl beceriyorum ben de bilmiyorum ama bir anda ortadan kaybolma özelliğim var. bu yüzden genelde aranan biriyim..*
devamını gör...
387.
demini almamış, ham çay içmeyi seviyorum. *
devamını gör...
388.
gittigim isler de dahil olmak üzere yanimda en az bir adet astronot heykelcigi bulundurmak
devamını gör...
389.
huysuzum
çok garip
çok garip
devamını gör...
390.
yolda falan denk geldiğim eski tanıdıklara kontrol dışı bir istekle "mutlaka görüşelim" diyorum. kişinin alaka düzeyi önem arz etmiyor. ömrümde bir kere gördüğüm uzak bir akraba bile bana selam verse hemen ona da bu teklifte bulunurum. defalarca bunu yapmamak için ayarladım kendimi. tam bu sefer başardım diyorum o an bir sessizlik oluşuyor ve "denk gelelim bi ara ya ne zamandır görüşemedik" diye lafa giriveriyorum yine. ve teklifimin yapay olmadığını kanıtlamak için "numaran var mıydı senin bende?" "buralarda mısın?" "akşam falan haberleşiriz" gibi iyice perçinliyorum mevzuyu. büyük bir ruh hastalığı. büyük bir kolpacılık...
daha kötüsüyse bunu dediğim kişilerin çok kısa sürede dönüş yapmaları (neden acaba? oysa ben hiç ısrar etmemiştim) bir pişmanlık bir pişmanlık ki anlatılmaz... telefonu açsan dert açmasan dert artık. bir daha gerçekten kimseye demeyeceğim bunu.
bu arada sizinle de bi ara mutlaka görüşelim ha. o kadar aynı ortamda bulunuyoruz böyle olmaz. sözlük zirvesi falan yapalım. haber bekliyorum mutlaka bak. numaranız var mıydı sizin bende? bu akşam falan haberleşiriz.
(bir daha ondan haber alan olmadı)
o gerçek bir hastaydı...
daha kötüsüyse bunu dediğim kişilerin çok kısa sürede dönüş yapmaları (neden acaba? oysa ben hiç ısrar etmemiştim) bir pişmanlık bir pişmanlık ki anlatılmaz... telefonu açsan dert açmasan dert artık. bir daha gerçekten kimseye demeyeceğim bunu.
bu arada sizinle de bi ara mutlaka görüşelim ha. o kadar aynı ortamda bulunuyoruz böyle olmaz. sözlük zirvesi falan yapalım. haber bekliyorum mutlaka bak. numaranız var mıydı sizin bende? bu akşam falan haberleşiriz.
(bir daha ondan haber alan olmadı)
o gerçek bir hastaydı...
devamını gör...
391.
her gördüğünü insan sananlar burada mı?
devamını gör...
392.
taş, fayans ya da ona benzer malzemelerden yapılmış bir yolda yürüyorsam birleşim yerlerine basmıyorum. eğer basarsam 2, 4 veya 8 defa daha basmak zorunda hissediyorum. *
devamını gör...
393.
hemen yakınımda zararsız olduğunu düşündüğüm bir böcek görürsem sessizce naber kanka deyip parmak* tokuşturuyorum. bir defasında bunu yaptığıma pişman olmuştum. meğer osuruk böceğiymiş. iki gün kokusundan yemek yiyememiştim.*
devamını gör...
394.
yolda yürürken tanımadığım insanlarla hizalanmaktan hoşlanmıyorum. ya bir adım beklerim ya bir adım hızlanır öne geçerim.
devamını gör...
395.
yediğim, içtiğim her şeyin fotoğrafını çekiyorum, paylaşmasam bile.
devamını gör...