yazarların gerildiği durumlar

adama diyorum otele atayım seni.
ben otele para vermem..
verdirmem de.. diyor
tek eve servisi varmış..
cimriligin cool halı..

sevmediğim birşeyi kendilerinin işine yarayacak diye çok güzelmiş gibi anlatanlar.

ısrar.

mesela tatlı ikram ediliyor ve canım istemiyor, rejimdeyim veya zaten 30 dakika önce yemişim. fıttırıyorum ısrar ettiklerinde. almanyalı bir komşumuz var. yazları burada. bir bayramda sevdiğimiz site sakinlerini tebrike gittik. türk teyzelerin hepsi zorla tatlı yedirdi. bir tek bu teyze, "yemesem olur mu, rejimdeyim." deyince. "tabii yavrum. sen bilirsin." dedi. bu teyze de türk de almanya'da yetişmiş.

gerçi bizdekilerde suçu bir tarafa atamayız. aç olup ikram reddedenlerimiz de çok. onlara ısrar etmezsen de aç kalkıyorlar/gidiyorlar.

ben direkt açsam, canım çekerse ve/ya rejimde değilsem ilk seferinde nazikçe ikramı kabul ederim.

herkes ben değil ama işte.

bir de ısrarla "şu filmi izle!", "şu kitabı oku!" falan denmesine de katlanamıyorum ve mutlaka geriliyorum bu konu uzadıkça. elbette bazı öneriler ilgimi çeker ve değerlendiririm, teşekkür edip. ama bir de kendi sevdiği şeyi benim de mutlaka seveceğimi düşünen tipler oluyor. bunu anlıyorsunuz yani. hadi izledim o filmi, ilgimi çekmemesine rağmen. ben dürüst ve direkt bir adamım. beğenmedim derim, şak diye. bu sefer de sen gerilip bozulursun.

bir işle meşgulken birinin başımda başçavuş gibi dikilmesi, yetmezmiş gibi akıl/fikir vermesi.

aynı sorunun üçüncü defa sorulması.

uzun zamandır tanıdıkmış gibi bir rahatlıkla canım cicimli isteklerde bulunulması.

telefonuma dokunulması.

vazgeçtim, ben çok kolay geriliyorum ya.

tavla veya king oynarken seyreden olursa gerilirim.

herhangi bir şey yaparken birinin gözlerinin sürekli üstünde olması

belirsizlik.

insanın içinden geçiyor.

of.. kendimi anlatamamak, yanlış anlaşılmak, haklı olduğum yerde haksız duruma düşmek....
belli etmem, kırıcı olmamaya çalışırım ama gerer beni çok....

babamla konuşurken aşırı geriliyorum. kırk yılda bir görüşüyorum ama her seferinde karnıma ağrılar giriyor, midem bulanıyor. bugün de görüştük, bir yerde bir şeyler yiyelim dedi. tamam dedim ama üzerimdeki gerginlikten dolayı bir şey yiyemedim. zaten saçma bir konu hakkında görüşmek için gelmiş. benim de onay vermem gereken bir şeydi. anormalliklerine alıştığım için, bu sefer şok olmadım. sakin ama kararlı bir şekilde "hayır" diyebildim, o da mecburen bana saygı duymak zorunda kaldı. bu sefer yaşadığım gerginlik anında bile merkezimde kalabildiğim için kendimi kutluyorum, aferin kız sana!

tutarsızlığın ve belirsizliğin olduğu her durum.

rte başlıkları.

aslında bu bile herkes için iltica etmek için sebeptir.

bakmayın, çoğu mal avukatı olsa bile kendini ve ülkenin durumunu tarif edemez.

şunu şunu şunu yazamam... türkiyede ağzıma sıçar hapse atarlar demek yeter halbuki. hakim " hee lan dooğru söylüyor!" desin yeter.

günü gelince ben de gideceğim çünkü.

kolay kolay gerilen biri değilimdir ama bazen annemin geç açtığı telefonlara geriliyorum. bir sürü şey geçiyor aklımdan sonra gülerek açıyor.

adanalı robin hood ruhumdan dolayı agresif bir adalet anlayışım olması.
karşımda biri haksızlığıma uğruyor, kibirlenip birilerini ezen biri mi var, ukala ukala boş yapanlarıda mı hoş görelim, trafikte kadınsın diye davarlığını serbest bırakanlara da külremeyelim mi, çocuk diye sümüğüyle bile isteye çirkin şeyler yapıyor diye sessiz mi kalalım, çocuguna sahip çıkmayan saç dipleri gelmiş şımarık bebesini çekmemizi pedagojik olarak doğru bulan anneleri de mi sineye çekelim. saygısız davrananlara, işinin hakkını vermeyenlere, tanımadığım laubaliliğe, kendince laf soktuguna inanan tek hücrelilere, oksijen israflarına ve tek hücrelilere….

düzgün yaşayın ulan diye bağırasım geliyor botokstan gerilmiş yüzlerine, saygısız kişiliklerine, eğitimsiz bedenlerine. daha fazla insaniyetimi kaybetmemek adına kendimi eve kapatıyor sosyal anksiyete geliştiriyorum ılık ılık.

yavaş hareket eden uyuz tipler.

çok güzel bir kızla aynı ortamda bulunmak.

sabah aç karnına araba kullandığımda üzerine bir de trafik varsa sjsjs

hesap kapatma, hesabı gelen vardiyaya eksiksiz teslim etme işi. hiç açık vermeden kasayı teslim ediyorum ama her seferinde de gerim gerim geriliyorum.

atm'den para çekmek.
iki üç kere kendi kendime kart burda,para burda bu da makbuz diye kontrol ediyorum.

kadın sürücülere yol verdiğimde