yazarların kendilerine yakın hissettiği filozof
başlık "eyisa" tarafından 12.01.2021 01:17 tarihinde açılmıştır.
81.
heiddegger ve arthur okumuşluğum var.
devamını gör...
82.
ludwig wittgenstein.
üşenmezsem açıklarım.
üşenmezsem açıklarım.
devamını gör...
83.
zor geçen bir çocukluk, yalnız bir ergenlik sonrası tek başına bir hayat. amaçsız bir yaşam, üçüncü sınıf otellerde, kiralık odalarda, barlarda,hipodromlarda geçen bir hayat.
yalnızca üç şeye ilgisi var. kadınlar, at yarışı ve içki. topluma ve insanlara küskün,kırgın. bu yüzden alkole sığınıyor. doğuştan yalnız bir insan ve bundan zevk alıyor. birazda kendisinin tercihi yalnızlık.
çok şey istemiyordum hayattan, sadece yalnız bırakılmak.
diyor. ekmek arası kitabında.
belkide kendimden bir şeyler buluyorum yaşantısında bu yüzden bütün kitaplarını okudum. fakat benim için en güzel kitabı pis moruğun notları
biliyor musun sebastian, bazen tanrıyı hiç anlamıyorum.
- tanrı mı efendim? hangi tanrı?
- o ne demek öyle sebastian? kaç tane tanrı var ki?
- bilmiyorum efendim. sizce kaç tane var?
- elbette bir tane var sebastian. o da bildiğimiz tanrı. hani şu adaleti sağlayan.
- adalet mi efendim? hangi adalet?
- yeryüzündeki ve öteki dünyadaki adalet elbette sebastian.
- efendim, beni affedin ama ben yeryüzünde adalet göremiyorum.
- saçmalama sebastian. elbette yeryüzünde adalet var.
- bence yok efendim.
- neden böyle düşünüyorsun sebastian?
- çünkü eğer yeryüzünde adalet olsaydı efendim, fakir bir köylünün tek oğlu savaşta ölmezdi ve kralın oğulları da bugün hayatta olmazlardı. çünkü o tek oğul, kralın oğulları rahat yaşantılarına devam etsinler diye öldü.
- saçmalama sebastian! o fakirin oğlu, ülkemiz için öldü ve şehit oldu. şehitlik, bir insanın ulaşabileceği en üst rütbedir. krallıktan bile daha üstündür şehitlik rütbesi.
- o zaman herhalde kral hazretleri oğullarını ve hatta kendisini hiç sevmiyor olsa gerek efendim.
- neden böyle söyledin sebastian?
- çünkü şehitlik gibi üst bir rütbe dururken, sadece krallıkla yetinmeyi seçiyor da ondan efendim.
- seni anlamıyorum sebastian. ne söylemeye çalışıyorsun?
- sadece gerçekleri efendim.
- sen delirmişsin olmalısın sebastian. tanrı sana akıl versin.
- hangi tanrı efendim? adalet dağıtan mı? yoksa bunca adaletsizlik karşısında kılını bile kıpırdatmayan mı?
- ne saçmalıyorsun sen? sadece bir tane tanrı var. tanımıyor musun onu?
- ne yazık ki, tanıdıklarımın içinde hiç tanrı yok efendim. zaten fazla bir tanıdığım da yok. yan köşkün uşağı olan meslektaşım filip, bizim köyün nalburu moris ve bir de savaşta tek oğlu ölen şu zavallı köylüyü tanıyorum efendim. ama hiç tanrı tanımıyorum. siz tanıyor musunuz?
- ?..
yalnızca üç şeye ilgisi var. kadınlar, at yarışı ve içki. topluma ve insanlara küskün,kırgın. bu yüzden alkole sığınıyor. doğuştan yalnız bir insan ve bundan zevk alıyor. birazda kendisinin tercihi yalnızlık.
çok şey istemiyordum hayattan, sadece yalnız bırakılmak.
diyor. ekmek arası kitabında.
belkide kendimden bir şeyler buluyorum yaşantısında bu yüzden bütün kitaplarını okudum. fakat benim için en güzel kitabı pis moruğun notları
biliyor musun sebastian, bazen tanrıyı hiç anlamıyorum.
- tanrı mı efendim? hangi tanrı?
- o ne demek öyle sebastian? kaç tane tanrı var ki?
- bilmiyorum efendim. sizce kaç tane var?
- elbette bir tane var sebastian. o da bildiğimiz tanrı. hani şu adaleti sağlayan.
- adalet mi efendim? hangi adalet?
- yeryüzündeki ve öteki dünyadaki adalet elbette sebastian.
- efendim, beni affedin ama ben yeryüzünde adalet göremiyorum.
- saçmalama sebastian. elbette yeryüzünde adalet var.
- bence yok efendim.
- neden böyle düşünüyorsun sebastian?
- çünkü eğer yeryüzünde adalet olsaydı efendim, fakir bir köylünün tek oğlu savaşta ölmezdi ve kralın oğulları da bugün hayatta olmazlardı. çünkü o tek oğul, kralın oğulları rahat yaşantılarına devam etsinler diye öldü.
- saçmalama sebastian! o fakirin oğlu, ülkemiz için öldü ve şehit oldu. şehitlik, bir insanın ulaşabileceği en üst rütbedir. krallıktan bile daha üstündür şehitlik rütbesi.
- o zaman herhalde kral hazretleri oğullarını ve hatta kendisini hiç sevmiyor olsa gerek efendim.
- neden böyle söyledin sebastian?
- çünkü şehitlik gibi üst bir rütbe dururken, sadece krallıkla yetinmeyi seçiyor da ondan efendim.
- seni anlamıyorum sebastian. ne söylemeye çalışıyorsun?
- sadece gerçekleri efendim.
- sen delirmişsin olmalısın sebastian. tanrı sana akıl versin.
- hangi tanrı efendim? adalet dağıtan mı? yoksa bunca adaletsizlik karşısında kılını bile kıpırdatmayan mı?
- ne saçmalıyorsun sen? sadece bir tane tanrı var. tanımıyor musun onu?
- ne yazık ki, tanıdıklarımın içinde hiç tanrı yok efendim. zaten fazla bir tanıdığım da yok. yan köşkün uşağı olan meslektaşım filip, bizim köyün nalburu moris ve bir de savaşta tek oğlu ölen şu zavallı köylüyü tanıyorum efendim. ama hiç tanrı tanımıyorum. siz tanıyor musunuz?
- ?..
devamını gör...
84.
devamını gör...
85.
georg wilhelm friedrich hegel
devamını gör...
86.
bias of priene (prieneli bias) - çünkü memleketimizden çıkmış bu antik yunan filozofu. (bkz: priene), (bkz: güllübahçe)
bayağı yakın yani dedemlerin/ninemlerin evlerine. haha. ayrıca, heraklitos'a göre, 7 büyük antik yunan filozofu arasından en bilgesiymiş bias. ben de merak edip alıntılarını okumuştum. hakikaten saygı duyulası bir adammış "memleketlim". hemşehrim. hehah.
şunu demiş mesela: "monarch, thou wishest to cover thyself with glory; be the first to submit to the laws of thy empire."
yani, "hükümdar, görkeminle herkesin sana hayran olmasını arzuluyorsun; imparatorluğunun kanunlarına ilk uyan sen ol."
bence çok cesurca laf valla, o zamana göre. kanun koyanlara kanunlar işlemez ya. tarihte de böyle olmuş. arkhonlara böyle üst perdeden konuşmaya herkesin totosu yemezdir milattan önce o zamanlar.
bir de şu sözü aklımda kalmış: "accept of things, having procured them by persuasion, not by force."
yani, "güce boyun eğerek bir şeyleri kabul etmeyin, ikna olursanız edin."
bana göre çağının ötesindeymiş adam. helal olsun.
bayağı yakın yani dedemlerin/ninemlerin evlerine. haha. ayrıca, heraklitos'a göre, 7 büyük antik yunan filozofu arasından en bilgesiymiş bias. ben de merak edip alıntılarını okumuştum. hakikaten saygı duyulası bir adammış "memleketlim". hemşehrim. hehah.
şunu demiş mesela: "monarch, thou wishest to cover thyself with glory; be the first to submit to the laws of thy empire."
yani, "hükümdar, görkeminle herkesin sana hayran olmasını arzuluyorsun; imparatorluğunun kanunlarına ilk uyan sen ol."
bence çok cesurca laf valla, o zamana göre. kanun koyanlara kanunlar işlemez ya. tarihte de böyle olmuş. arkhonlara böyle üst perdeden konuşmaya herkesin totosu yemezdir milattan önce o zamanlar.
bir de şu sözü aklımda kalmış: "accept of things, having procured them by persuasion, not by force."
yani, "güce boyun eğerek bir şeyleri kabul etmeyin, ikna olursanız edin."
bana göre çağının ötesindeymiş adam. helal olsun.
devamını gör...
87.
cemil meriç
albert caraco
ulus baker
ismet özel
frantz fanon
guy debord
michel foucault
albert caraco
ulus baker
ismet özel
frantz fanon
guy debord
michel foucault
devamını gör...
88.
serdar ortaç
devamını gör...
89.
nietzsche ve schopenhauer. zaten düşünce yapım ikisiyle de aynı. bunlarla aynı kişiliğe sahibim. onlar gibi karamsar ve melankoliğim.
devamını gör...
90.
(bkz: neyzen teyfik)
devamını gör...
91.
devamını gör...
92.
schopenhauer.
devamını gör...
93.
(bkz: diogenes) sinoplu olanından. her birinizden nefret ediyorum ve hakaret yağdırmak istiyorum. lütfen güneşimden biraz çekilin.
devamını gör...
94.
(bkz: voltaire)
"if god did not exist, it would be necessary to invent him."
"it is dangerous to be right in matters on which the established authorities are wrong."
"the best government is a benevolent tyranny tempered by an occasional assassination."
"when it is a question of money, everybody is of the same religion."
"clever tyrants are never punished."
"it is not love that should be depicted as blind, but self-love."
"to succeed in the world it is not enough to be stupid, you must also be well-mannered."
"the sovereign is called a tyrant who knows no laws but his caprice."
"wherever there is a settled society, religion is necessary; the laws cover manifest crimes, and religion covers secret crimes."
"if god did not exist, it would be necessary to invent him."
"it is dangerous to be right in matters on which the established authorities are wrong."
"the best government is a benevolent tyranny tempered by an occasional assassination."
"when it is a question of money, everybody is of the same religion."
"clever tyrants are never punished."
"it is not love that should be depicted as blind, but self-love."
"to succeed in the world it is not enough to be stupid, you must also be well-mannered."
"the sovereign is called a tyrant who knows no laws but his caprice."
"wherever there is a settled society, religion is necessary; the laws cover manifest crimes, and religion covers secret crimes."
devamını gör...
95.
marks.
devamını gör...
96.
devamını gör...
97.
mandıra filozofu.
devamını gör...
98.
cemre demirel, asrın tok, jahrein.
devamını gör...
99.
roman havası filozofu.
devamını gör...