yazarların küçük hırsızlıkları

birkaç minnoş kalp haricinde yaptığım ufak vukuatlar var. yıllar önce bizim mahalle bakkalının arabasının lastiklerini çalmıştık. zorunda olmasam çalmazdım. hem geri verecektik ama işler istediğimiz gibi gitmedi.

neredeyse 10 yılı var bu olayın. gece 2 suları arkadaşla bakırköy'de oturmuş demleniyoruz. tam mekandan kalkmaya yakın ikimizin bir ortak arkadaşı aradı. sirkeci'de kapana girmiş, ön iki teker patlak. açık lastikçi yok ve öyle mal gibi kalmış yağmurun altında. alkolünde verdiği etkiyle o iş bizde dedik. önce açık lastikçi aradık ama yok. sonra yeşilköy'e semte geldik. arabalarımızın bagajına baktık yedek lastik yok. ne yapsak ne etsek diye düşünürken gözüme bizim bakkal halil'in arabası ilişti. lastikleri sökmek için malzemelerin hepsi tamamdı. arabanın modeli her şeyi uyuyordu. zaten inç falan anlamazdık o zamanlar. buz gibi hava, yağmur ve gece karanlığında söktük ön iki tekeri.

atladık taksiye. alkollüyüz araba kullanmayız ama lastik çalarız. bilinçli insanların en nihayetinde. bagaja koyduk 2 lastiği. önde oturuyorum, elimde bijon anahtarı ve kriko. taksi şoförü hiç konuşmadı. sirkeciye vardık, lastikleri taktık. arkadaşa tembih ettim lastikleri geri ver diye ama bir daha hiç gelmedi o lastikler geri. eğer lastikler geri gelseydi bir sonraki gece bakkalın önüne, sokağın ortasına falan bırakacaktık.

aradan bir hafta kadar süre geçti. bakkal babamla konuşmuş. lastiklerinin çalındığını söylemiş. babam çakmış hemen köfteyi çünkü benim mal arkadaşım lastiklerinin geçen hafta patladığını benim ona gece lastik götürdüğümü anlatmış. iyilik yapalım derken bir ton fırça yedik.

halbuki arkadaşım lastikleri geri verse ne kulağım çekilecek, ne de ailem tarafından lastik hırsızı olarak adım anılacaktı. insan arkadaşlarını iyi seçmeli bu hayatta.

yine aynı arkadaşla italya'da pizza çalmamız var. belki bir gün anlatırım. karnım açtı çalmıştım. bunu bilseniz yeterli. erasmuslu hırsızlar diye adımız çıkmıştı.

ek olarak zirve düzenlensin artık. hepinizin çakmaklarında gözüm var.

hırsızlığı yumuşatmakla ilgili bir detay.

fikir çalmışımdır ben en fazla, hayal gücüm o kadar sınırlı ki mesela böyle sabit dururken kafamda hiçbir şey kurgulayamıyorum, tam bir karanlık. ha bir de çene çalarım. çünkü daha neler.

sözlük bu aramızda kalsın çünkü bundan utanıyorum tamam mı?
şeytanın aklına gelmeyecek bir dürzülük yaptım en son.
annem kardeşim ile bana aynı miktarda para verdi.
kardeşim yanımdaydı ve bunu gördü.
görmesine rağmen bir şekilde onu yanlış duyduğuna inandırıp parasından 200 tl arakaladım.
manipülatif biri değilimdir yanlış anlaşılmasın.
kardeşim benim kadar kurnaz değil sadece..

daha yaşımız genç bi on onbeş sene öncesi eşimin kuzenleriyle bi restorana gittik yedik içtik eğlendik kadın kuzenlerden bi tanesiyle alkol aldığımız kadehleri çok beğendik öyle büyük değil bi tane o bi tane ben aldım koydum çantaya. eşlerimiz farkında değil ne kıkırdıyorsunuz diyor söylemiyoruz. gece bitti dağılacağız duramadık çıkarken garsona söyledik çaldık biz bunları diye.adam napsın o saatten sonra onlar tek olmaz eşlerinizede ben hediye edeyim deyip birer tane daha verdi.
o gün bugündür hatıra olsun diye gittiğim bazı yerlerde aynısını yapar çıkarken söyler alırım hepsinide saklarım.*

kalplerinizi ufak ufak çaldım desem ne kadar da iddialı olurdu değil mi? o zaman iddialı olsun. kalplernizi ufak ufak çaldım. *

#2471878 tüh be foyam ortaya çıktı

yalan, benimki burda

kendimden çalıyorum.
ruhumu eksiltiyorum.
sayılır mı?

anneannemle her pazara gittiğimizde güzel bir takıcının önünden geçerdik. her zaman pembe pırlanta yüzüğü almak için can atardım. bir gün elime aldığım yüzüğü geri yerine koymadım. aldığıma o ab mutlu oldum ama sonra çok vicdan azabı çektim. kendimden bile sakladım. gözümün önüne getirmemeye çalıştım yüzüğü. sonra da kayboldu zaten.

ben krsse giderken 4-5 yasindayken, soforumun sapkasi vardi. seviyodum o sapkayi. bi gun beni eve birakti, koltugundan o sapkayi caldim.

tabi sonradan ogrendi aldi benden eve sapkayla gelince ailem gordu tabi.

üç-beş kalp, bir böbrek, iki de ayva. *

kahvaltıya gidilirse yanımdaki kişinin sigara böreklerini çalıyorum çay falan doldururken kendisi. hiç şaşmaz.

kalp çalıyorum *

gitar ve bağlama çalıyorum...

ayakkabıcıların çöpün yanına bıraktığı ayakkabı kutularını araklamak.
paraları nereye koyacağım? ha! sorarım size..

(bkz: evet memur bey bu başlık)

bence hırsızlık sayılmaz ama zorlarsak yazabiliriz. küçükken mahalledeki erik ağaçlarına dalardık. ceplerimizi doldurur. koşa koşa kaçar, bir kenarda yerdik. kimine göre göz hakkı kimine göre hırsızlık olabilir.