yazarların otobüste yaşadığı en garip olaylar
başlık "yillardir oturum acmayan hikmet amca" tarafından 15.01.2021 23:42 tarihinde açılmıştır.
21.
liseye giderken bizim okula giden otobüsler hep tıklım tıklım olurdu. yine bir sabah yarı uykulu bindim bir otobüse. arka tarafta insanların tam ortasında kaldım. yanlarda tutunacak yer yok. yukarıya da benim boy yetmiyor. ani bir fren olunca can havliyle öndeki iki kişinin arasından koltuğa tutunmak için uzanmıştım ki öndeki çocuğun da fren yüzünden yer değiştirmesiyle çocuğun poposunu avuçlamıştım. o an çocukla göz göze gelince çok utanmıştım.
devamını gör...
22.
kızın biri kapıya sıkışmıştı sessizce ağlayarak bir durak boyunca öyle gitti. aklıma geldikçe hâlâ çok üzülürüm.
devamını gör...
23.
uzun zamandır otobüse binmediğim için başıma gelen tonla garip olayı unutmuşum.
devamını gör...
24.
kalabalıkta avucuma sıkıştırılan bir kağıt parçası vardı.
devamını gör...
25.
dur düğmesine bastığımda yanmadığı oldu.
çok garip...
çok garip...
devamını gör...
26.
orta kapı açılmayınca adamın birisi "orrr..." dedi ve kapı açıldı. o günden beri orrr... un devamı neydi hep merak etmişimdir.
devamını gör...
27.
toplu taşıma araçlarındayken tek başımayken o kadar sessiz olmaya çalışıyorum ki aldığım nefesi bile duyulmayacak şekilde alıyorum sessiz süpürgeler gibi. neyse sabahın erken saatlerinde yine böyle daha kimseyle iki cümle konuşmadığım bir gün benim sesim daha açılmamış ve boğazım şey gibi hani var mısın yok musunda kutuların iğrenç bi mühürü vardı ya öyle kapalı boğazım. orta kapı diye bağırmak istediğimde daha önce hiçbir vokal performansta yaşamadığım kadar ağır bir voice crack yaşamıştım. sesim öyle bir çatladı ki yani neyse daha fazla betimle bulmakla uğraşmayacağım rezil oldum.
devamını gör...
28.
geçen sene bir gün otobüsteyim kapıya yakın. çantamdan da bi şey düşmüş yere. bi teyze "küçük, çantandan yere bi şey düştü" dedi. bana dedi, "küçük" dedi
devamını gör...
29.
bayıldım. defalarca otobüslerde bayıldım. bir defasında kardeşim vardı, yok yok iki, diğerinde tektim. sağolsun ablanın biri beni indirdi hava alayım diye.
o sinir bozukluğuyla ama daha evin oraya gitmedim ki diye oturup ağlamıştım.
*
*
*
o sinir bozukluğuyla ama daha evin oraya gitmedim ki diye oturup ağlamıştım.
*
*
*
devamını gör...
30.
bi arkadaşa şaka yapacaktım kıllıydı kendisi otobüs biraz kalabalık birbirimizi göremiyoruz ama eli o tutunma direklerinin üstünde ben de bunun elini okşamaya başladım baktım tepki yok daha çok okşamaya başladım nasıl etkilenmezsin olm ergeniz o dönem illa bi hareket olur elini geri çekersin vs ama yok tık yok elemanda en son o stop tuşuna basılırken buluştuk "sen nasıl duygusuz bi herifsin sabahtan beri sex çağrısı yaptım resmen" dedim ve "kanka benim eller cepteydi ben yaslanıyodum" dedi arkama baktığımda bir dayı bana öpücük attı.
devamını gör...
31.
şoför tavuk çiğnemişti tavugun sahibi geldi para istedi vermeyince şoför ikisi arasinda arbede yaşandı sonra şoför gaza bastı olay yarinden uzaklaştık . tavugun sahibi biz gazlarken tehditler savuruyordu.
devamını gör...
32.
hayatımda ilk defa ankara'ya gitmiştim. babamlaydım. babam da zamanında orada mavi bereli jilet gibi bir delikanlıymış,az buçuk biliyor etrafı yani. atakule'nin orada bi avm vardı,gel oraya gidelim dedi. etrafa bakınırken bir gence denk geldik. 'gelin abi gelin ben de oraya gidiyorum,şu otobüse binicez,önünde indiriyor' dedi. e biz de cahil kafadarlar bindik,tın tın gidiyoruz. kulemsi bir şey gördüm,babama kaş göz yaptım,kafasıyla atakule olduğunu onayladı. adam da bize bakıp görevini tamamlamış gibi böbürleniyordu. adamla birlikte atakule'nin orada indik. bakınıyoruz ne avm ne bir şey,atakule'nin etrafında da inşaatımsı bir şey vardı.ben babama babam adama adam da kuleye bakıyordu. ve babama son cümlesini söyleyip,yanımızdan road runner edasıyla kaçışını hatırlıyorum. ''abi yıkmışlar burayı ya''..
devamını gör...
33.
sene 2013, üniversiteye hazırlık için dershaneye gidiyorum. her akşam "ömürlüde inecek var" yerine "öğütlerde inecek var" diyorum. * bir gün yine kafam yanmış, harap halde aynen şu cümleyi kurdum "şimdi ömürlüde inecek var diyeceğim ama aslında öğütlerde ineceğim. * neyse bir şekilde ineceğim." içimden değil, gayet dışımdan söylemişim bunu. şoför sağa çekip "sen burada in, istediğine git kardeşim" diyene kadar içimden konuştuğumu sanıyordum.
devamını gör...
34.
geçen sene orta yaşlarında bir kadın sırtımı okşamıştı.
otobüs doluydu dip dibe gidiyorduk haliyle sarsılınca herkes birbirine temas ediyor ister istemez.
bu kadın o sarsıntılar esnasında elini sırtıma attı ve yol boyu çekmedi.
sırtımdan belime hatta kuyruk sokumuna kadar okşadı. bi ara kalçaya da ineceğini sandım.
valla hiç bir şey yapamadım mal gibi kaldım. çünkü karşımdaki bir kadındı. genel olarak erkeklerin bu gibi tacizlerini kanıksadığımız için bir kadının başka bir kadına veyahut bir erkeğe böyle bir girişimde bulunmasına tam olarak nasıl tepki vereceğimizi şahsen ben bilmiyorum.
bir an aklımdan bağırsam çek elini napıyorsun desem bana kim inanır diye düşündüm.
karşımdaki bir erkek olsa inanma olasılığı daha yüksek ama tersi olunca benim uyduruyor konumuna düşme olasılığım da var.
hem bunu düşündüğümden hem de anın verdiği şaşkınlıktan hiç ses çıkarmadan on- on beş dakika yol gittikten sonra eve varmıştım.
otobüs doluydu dip dibe gidiyorduk haliyle sarsılınca herkes birbirine temas ediyor ister istemez.
bu kadın o sarsıntılar esnasında elini sırtıma attı ve yol boyu çekmedi.
sırtımdan belime hatta kuyruk sokumuna kadar okşadı. bi ara kalçaya da ineceğini sandım.
valla hiç bir şey yapamadım mal gibi kaldım. çünkü karşımdaki bir kadındı. genel olarak erkeklerin bu gibi tacizlerini kanıksadığımız için bir kadının başka bir kadına veyahut bir erkeğe böyle bir girişimde bulunmasına tam olarak nasıl tepki vereceğimizi şahsen ben bilmiyorum.
bir an aklımdan bağırsam çek elini napıyorsun desem bana kim inanır diye düşündüm.
karşımdaki bir erkek olsa inanma olasılığı daha yüksek ama tersi olunca benim uyduruyor konumuna düşme olasılığım da var.
hem bunu düşündüğümden hem de anın verdiği şaşkınlıktan hiç ses çıkarmadan on- on beş dakika yol gittikten sonra eve varmıştım.
devamını gör...
35.
kardeşimle aynı okula gidiyoruz .ben lise 3'teyim o hazırlık okuyor.
biraz hastaydı canım benim.
ikimizde ayaktayız ben zarzor tutunuyorum üst kopçaya ,o da bana tutunuyor.
kardeşim çok kötü oldu bir an ve "galiba kusacağım abi." dedi.
ben de can havli ile yere kusmasın , etraf batmasın diye okul çantamın fermuarını açıp kardeşimin ağzına dayadım.o da bir güzel çantanın içine kustu.
defterlerim,kitaplarım hatta walkmanim herşeyim mahvolmuştu ama en azından etrafa fazla rezil olmadık ve çevreye zarar vermedik.
biraz hastaydı canım benim.
ikimizde ayaktayız ben zarzor tutunuyorum üst kopçaya ,o da bana tutunuyor.
kardeşim çok kötü oldu bir an ve "galiba kusacağım abi." dedi.
ben de can havli ile yere kusmasın , etraf batmasın diye okul çantamın fermuarını açıp kardeşimin ağzına dayadım.o da bir güzel çantanın içine kustu.
defterlerim,kitaplarım hatta walkmanim herşeyim mahvolmuştu ama en azından etrafa fazla rezil olmadık ve çevreye zarar vermedik.
devamını gör...
36.
yanımdaki kadın fenalaştı, hâlbuki öncesinde anlayıp dedim.eşinizi arayım isterseniz diye teklifte bile bulundum.sonra kadın bayılayazdı.gerizekali kadının biride ayiltmak için başından aşağı su döktü kadincağızın.ben neye uğradığımı şaşırdım kadın ikinci atağını geçirdi.sonra ambulans geldi ve kadını aldı gitti.ilk yardım bilmiyorsanız hiç yardım etmeyin daha iyi.
devamını gör...
37.
çekik gözlü bir kaç kızla japonca konuşmaya çalışınca içlerinden birinin ne diyon lan sen demesi yanımda ki çocuğun gülmesi.bir de yer verdiğim amcanın gel dizime otur demesi.
devamını gör...
38.
garip değil. günlerden bir öğle vakti yazın, otobüs nezih semtlerden geçiyor kimseler pek yok, otobüsün içindeki enerji gayet sağlıklı, inenler var binenler var derken farkettiğim şey birbirinden güzel, su gibi, pırıl pırıl 6 genç kızın bir çember oluşturduğuydu (telefonuyla ilgilenen var, biribiriyle ilgilenen var) ve bu çemberin içindeydim, melekler sarmıştı etrafımı, kutsanmıştım. o gün farkettim yeryüzüne tüm insanlık için gönderildiğimi.
devamını gör...
39.
liseye yeni başladığım dönemde mavi kart diye bir uygulama vardı. karta belirli bir miktarda para ödeyerek bir ay boyunca istediğiniz kadar belediye otobüsü ile yolculuk yapabiliyordunuz. istanbul'a yeni taşınan biri için muhteşem bir fırsattı. okuldan çıkınca durağa gelen ilk otobüse biner gittiği yere kadar giderdim. o zamanlar 35/ 40 kilo falan geliyorum. (bir kaç ay sonra düzenlenecek türkiye güreş şampiyonası için sürekli rejim yapıyordum amacım 32 kiloda güreşebilmekti.)
o gün okul çıkışı ilk gelen otobüse bindim yine. ümraniye'ye gidiyordu. asya kıtasında olduğu için baya uzakmış. dönüşüm iş çıkışına denk geldiği için otobüs çok kalabalık olmuştu. kalabalıktan ezilmemek için orta kapı basamağına indim. küçük fermuarlı bir okul çantam vardı koltuk altında taşımalık. fermuarun bittiği noktada parmak kalınlığında bir çıkıntısı vardı hem o çıkıntıdan tutup taşımaya hem de fermuarı kapatırken tutmaya yarıyordu. bir basamak aşağıdaydım ve çanta koltuk altımda duruyordu ve insanlara sırtımı dönmüş kapının küçük camından manzarayı seyrediyordum. bir anda ayaklarım yerden kesildi. adamın biri omuzlarımdan tutup beni havaya kaldırmış dövecek gibi bakıyordu. tam şimdi vuracak diye düşünürken çantamı fark etti. aşağı yukarı 35 seneden fazla geçse de olayın üzerinden hala unutamadığım şu cümle döküldü adamın dudaklarından:
-ben de kokoreç elden gidiyor sanmıştım...
o gün okul çıkışı ilk gelen otobüse bindim yine. ümraniye'ye gidiyordu. asya kıtasında olduğu için baya uzakmış. dönüşüm iş çıkışına denk geldiği için otobüs çok kalabalık olmuştu. kalabalıktan ezilmemek için orta kapı basamağına indim. küçük fermuarlı bir okul çantam vardı koltuk altında taşımalık. fermuarun bittiği noktada parmak kalınlığında bir çıkıntısı vardı hem o çıkıntıdan tutup taşımaya hem de fermuarı kapatırken tutmaya yarıyordu. bir basamak aşağıdaydım ve çanta koltuk altımda duruyordu ve insanlara sırtımı dönmüş kapının küçük camından manzarayı seyrediyordum. bir anda ayaklarım yerden kesildi. adamın biri omuzlarımdan tutup beni havaya kaldırmış dövecek gibi bakıyordu. tam şimdi vuracak diye düşünürken çantamı fark etti. aşağı yukarı 35 seneden fazla geçse de olayın üzerinden hala unutamadığım şu cümle döküldü adamın dudaklarından:
-ben de kokoreç elden gidiyor sanmıştım...
devamını gör...
40.
aynı zamanda en büyük fedakarlıklarımdan birini yaptığım bir olaydı. ankara-kırıkkale yolculuğundaydım, yanımda ise yaşı epey büyük bir teyze vardı. “aaa” dedi “benim televizyon çalışmıyor, esra erol izleyecektim ben” dedi. yer değiştirelim isterseniz dedim. o da hemen kabul etti, çok sevindi sanırım. sonra “ee bunlar kulaklık ile açılıyor. ben nasıl izleyeceğim şimdi” dedi. ben yine bütün saflığımla kendi kulaklığımı ona verdim. yeter ki aniden bağırmasındı çünkü. sonuç olarak bir buçuk saatti ama ölüm gibiydi. tek bir video izlemeden, müzik dinlemeden geçen tek yolculuğumdu. kablolu kulaklık kullandığım karanlık dönemlerdi bi’ de. aşamıyorum.
devamını gör...