101.
içerden kimi hangi bahane ile çağırsam da bana kahve yapma ricasını da araya sıkıştırsam
devamını gör...
102.
gece sandalyemi kurup sahilde kar yağışı ile kafa yapacağım.
devamını gör...
103.
sıcak su torbasına bir su koyduktan sonra french presste de bitki çayı yaptığım gibi yatağa gidip laptopu açsam ve az önce bitirdiğim kitabın filmini izlesem nasıl olurdu diye düşünüyorum.*
devamını gör...
104.
ders çalışma isteğim, acaba ne zaman gelir de beni bulursun? yok yâni gün bitti.
devamını gör...
105.
acaba ben nasıl eski ben olabilirim?
devamını gör...
106.
kppsye sahiden çalışmalı mıyım, yoksa özel için mi çabalamalıyım... eğer özel istiyorsam o zaman cv için sertika edinmek için para gerek... part time bayramda çalıştın 4 gün o parayı kullan... ama para kazanmakta kolay değilmiş o yüzden harcaması daha da zor oldu... eh en yakın arkadaşın 5 gündür yazmıyor sana... neden? böyle mi gidecek yani? ben mi yazsam... yok ilişkiyi ben sürdüyormuşum gibi geliyor bazen... böylesi iyi... kötünün iyisi? kpssye mi çalışsam...
devamını gör...
107.
ulan eylüle kadar yoğun olacağım da eylülden sonra rahat olacağımın da garantisi yok.
of uykum var gibi de yok gibi de
ulan susadım be
neden yalnızım ya ben
daha da kilo verebilir miyim acaba böyle devam edersem
bla bla blaaa

"insanın aklında hiçbir zaman yekpare bir düşünce olmuyor " :)
devamını gör...
108.
'aşkına bomba çay çorba' şarkı sözünün manasızlığını düşünüyorum tam da şu an
devamını gör...
109.
bu baş ağrısı ne zaman geçecek? acaba vişne çıktı mı, hazır anama gelmişken reçel yapardık. yarın piknikte yağmur yağmasın ya. çocuğa yedek kıyafet almayı unutmayayım. keşke yanıma dağ için daha rahat bir ayakkabı alsaydım. kaç kilo tamara toplarız acaba. turşu mu yapsak onları. oh oh kış boyu yeriz mis gibi. dönerken de amma çanta olacak. kavimler benim kadar göç etmedi ha. ahahaha. canım kendim bak yine ne kadar komiğim. bu baş ağrısı ne zaman geçecek, yeter. kafamı duvara vursam ne olur acaba. ulan bugün o kadar et gördüm daha bir lokma yemedim. neyse zaten ilk gün yenmez. yarın mangalda pirzola var az daha sabır. üff hem de temiz havada. eyvah. balkona nevresim asmıştım. yarın kocama söylemeyi unutmayayım da onları içeri alsın. çöpü attı mı acaba. kuşun yemi de değişecekti. bu baş ağrım ne zaman geçecek, yeterrrrrrr.



an be an, şu an
devamını gör...
110.
o.
devamını gör...
111.
vapuru batıran telaşlar oldu. lütfen yavaşlayın dostlar. evrenin akışına uyun yavaşlayın. (yalana bak güneşin galaksi merkezi etrafında 2500 km/sn hızda döndüğünü bilmiyorlar sanki).
piyano piyano ilerleyelim, tasarlamadan düşünsel hazırlık apmadan bi şeye girişmeyelim.
ruhumuz geride kalıyor, yavaşlayalım ki benliğe yetişsin, bir olsun, hayrolsun, meşkolsun.
devamını gör...
112.
i want you forever even when we are not together...

bu akşam gece neşeli başladı neşeli devam etti. ev arkadaşlarım sağ olsun. ama yazmaya başlayınca yine bir hüzün çöker gibi yüzüme. gözlerim boşluğa dalar gider. tıpkı her gün kampüse giderken boşluğa bakmam gibi otobüsün camından. bu hayatın böyle olmasını ben istemedim. başkalarının kararları ile yönetilen bir hayat akıyor. paranoyak oldum birçok anlamda. istediklerim birer birer oluyor ama bir yandan da kaybediyorum eşyalarımı. geçen hafta kablosuz kulaklığımın birisi kayboldu. bugün telefonumun cam kılıfı kırıldı elimde çıkartırken. yaptığım her şey başka bir şeyi tetikliyor. sanki kaos teorisini yeniden yazıyor gibiyim bir kelebek etkisi senaryosunda. insanlardan bıktım gerçekten. eğlenmemizden nefret eden insanlardan ve her şeyimize engel olmaya çalışan tiplerden. katil olmak hiç bu kadar kolay ve yakın olmamıştı. bilmiyorum beni zorluyorlar gibi. ara verdim her şeye. artık dua etmiyorum beni yoran insanlar için ne halleri varsa görsünler.
devamını gör...
113.
sesli oyunda dün birine denk geldim. ama denk geldiğim ruhum halim rahat, çekinmeyen, umursamaz, tek tük kelimelik cevaplardan oluşuyordu. oyunda en fazla oyunla alakalı konuşup bırakırım. bazıları tanışma gerçekleştiriyormuşuz gibi adın ne, nerelisin vs. diye başlıyor ya bundan nefret ediyorum. asıl beni tanıttıracak şeyler onlar mı? ilk kez ve kısa süreli denk geliyoruz siz manyak mısınız? normalde tersim, böyle daha ters oluyorum.
ilk "adın ne?" demişti. ben de "okuman yok mu, nickimi görmüyor musun?" demiştim. yani bu bir nevi kibar "sana ne?" ile "adımı öğreneceğin kadar samimiyetimiz yok." demek idi. anladı mı yok "orada yazan gerçek ad gibi durmuyor?" demişti. "ama ben gayet gerçeğim ve ciddiyim. eğer aptalca sorulara devam edersen takımı bırakmak zorunda kalacağım." demiştim. "aman ya çattık." demişti. "söylenmelerini içinden yap yoksa gerçekten çatacaksın." demiştim. böyle insanlar sinirimi harlıyor resmen. cevap vermek istemiyorum ama veresim de var. asılsız ve anlamsız yaptıkları şeyi normal sanıyor embesil ama ben öyle deyince "çattık ya." daha ne dedim ki, daha hiçbir şey.
oyunu bu sefer ikili açıp bayrak attım. çünkü kişiyi kendim seçeceğim oyun süresince maruz kalmamak için. bir de çok ciddi bir sebep yoksa takımdan ayrılmak bana etik gelmiyor çünkü eşitsizlik oluyor bu da takıma dezavantaj olarak dönüyor.
neyse birisi geldi. ilk yazdığım "çok meraklı mısın?" normalde insanlar hoş geldin vs. diyor ama hoş gelip gelmediğini bilmeden nasıl öyle diyebilirim ki? afalladı ve "anlamadım." dedi sesli. "oyun oynarken gereksiz sorular soruyor musun kişisel olarak, yoksa düz oynuyor musun?" deyince "kafan mı güzel ne biçim konuşuyorsun?" demişti. "kafam hep güzel ama mesele o değil. oyun dışında konuşma yapmak yok. kabul ediyorsan başlayacağım. etmiyorsan da beni yorma kendini at." deyince "bilemiyorum ama çıkmayacağım. ayık kafada mısın merak ettim." dedi. ben de "tamam, bir de saçma sapan ölürsen de maçtan sonra çık." deyince "saçma sapan derken?" demişti. "kendi bombanla ölme mesela veya beni öldürme düşmanı öldür. düşmana yakın yerde pişmiş kelle edasıyla kendini belli edip dolaylı yoldan intihar etme." diye sayınca gülüyordu. ne sanıyordu oyunda diye uyarı yapmayacağımi mı, bunları gördüm de söylüyorum herhalde. çok sinir bozucu hareketler. "anlaştık mı?" deyince "hayatımın en saçma anlaşması ama anlaştık." demişti.
oyunda sesten devam ettim. sınırlı karakterle yazmak zordu. ve insanlarla direkt sesli muhatap olmayı sevmiyorum. biraz değmeleri lazım yani.
"otomatik uzun şarjör bulursan işaret atar mısın?" deyince "oha sese bak, demin azarlayıcı ve ciddiyetle uyarıcı ses bu muydu? bu sesin "ya kask takmıyorum çünkü tacım görünmüyor." demesi lazım." deyip normal gülmüştü ama "bu kadar salaklıkla bu oyunda uzun süre yaşatmazlar. tacımın görünmesini seviyorum evet ama kaskı takmamak yerine gizlemeyi tercih etmişim." deyince "ooo." deyip kahkaha atmıştı. "fazlaca gülmen sinirlerimi bozmak üzere. ve kendime yönelik yorum ya da soru istemiyorum. önündekine odaklan sadece. sezonda güzel kıyafet var. o yüzden ilk 3'ü garantileyelim hızlıca alayım. kıyafet güzel diye oynuyorum evet. bittiyse ilk 3'e odaklanabilirsin." deyince "ohaa, ne biçim kafa bu ya?" demişti ama oralı olmayıp "3 seviyeli çanta görürsen işaret atabilirsin. çantamın modeli onda en güzel görünüyor. öyle olunca daha iyi oynuyorum." diye hepsini ciddi söylerken "sesin ayık ama kafan değil sanki. sen ciddi misin?" deyince "asıl sen ciddi misin, adam sana sıkarken kayaya değil yeşilliğe gizlenmeye çalışıyorsun, bildiğim kadarıyla yeşilliklerin kalkan etkisi yok. adam izini sürerken tercihin orası mı cidden özellikle bu kıyafetlerle? sisleyeceğim."

"tamam kayaya geçiyorum reis sakin ol." deyince "sakinim ve reis deme çok itici bulduğum bir kelime. bazen de denen insanlar, neyse. ve daha sis çıkmadı nereyeee? kaç seviyesin 3-5?"
"ayıp ediyorsun bu sefer, 30-35 seviye olmalı ama hesap benim değil ben birkaç kere oynadım sadece."

"o birkaç kerede de bana mı denk geldin? şanssızlıktan ölünseydi doğar doğmaz ölürdum herhalde. tamam biraz daha esnek davranacağım. adam görünce işaret at ve beni bekle. bayılan kişiyi kurtarman gerektiğini bilecek kadar öğrendin mi o birkaç kere de?" deyip biraz dalgaya alırken o güldü "öğrendim öğrendim. sıhhiyen olurum."
"ikili de olma şansın var. ve sadece kurtar. taşıma olayına girme. yoksa sıhhiye yerine ceset olursun. öncesinde o yoktu yeni geldi. açıkta düşersem sislersin. tabi istersen artık, ölüme de bırakabilirsin. ama taşıma." deyince "deli misin değil misin karar vermede zorlanıyorum. bu kadar esneklik sağlarken ölüme bırakmam." dedi ve o an kendi öldü. buna gülerek "dedi ve ilk kendi ölü oldu. çok iyi. ayrıca ben de kararsızım ya. eşit götürüyor olabilirim." deyince baya güldü. insanların her şeye gülmesi çoğu zaman sinir bozucu.
yaşıma yakın durduğu için baştan sona öyle davrandım. çocuklara çok ılımlıyım da büyükleri sinir bozucu. iyi kötü bir şekilde oynadık. rahatsız edici tavırları yoktu diye "öğrencim olabilirsin. ama kendi hesabınla gel geleceksen. gelirsen çok gülüp rahatsız edici tavırlara girdiğin zaman sileceğimi bil. küçük değilsin yani, bir oyunu adabıyla oynayabilecek yaşlardasın sonuçta." deyince "ya sen niye böylesin?" dediği an "benle ilgili sorular yok. bak ben de sormuyorum. büyük ihtimalle sen cevap vermek istersin ama cevap vermeyeceğim soruları ben de sormuyorum. oyunlar için teşekkürler ve iyi oyunlar..." deyip çıkmıştım.
böyle ya da bu tarz davranmak zor mu? bunu düşünüyorum işte. oyunda ilkten vereceğim max bilgi yaşım ve bölge, keyfime gelirse belki nereli olduğum. bir de oyunu yakınlarım yoksa genelde tek oynuyorum. acele edince ve ruh halim fena değilse 2'li.
4'lü rastgele insanlarla iyi olmuyor.
devamını gör...
114.
bu saate kadar uyanık kaldım ama acaba gidip yatsam mı? gidip yatarsam kahvaltı için kalkıp kalkmama ihtimalim kalkmamaya doğru gider. o yüzden şimdilik öylece durayım en iyisi. duruyorum. çiçek eken var saksımaaa bir de kasteden var sabrımaaaa...
devamını gör...
115.
uzay filmlerinde farklı insanların bindiği bir gemi sahnesi olurdu. ne zaman dışhatlar uçuşu yapacak olsam aynu şeyi düşünüyorum.
hava alanlarındaki çeşitlilik hep şaşırtıyor.
hava alanlarının zamansız olması da şaşırtıyor. sürekli bir yerden başka bir yere gitmeye çalışan insanlar ağlayan bebekler renkli insanlar...
havaalanında çalışan insanlar ne hissediyor, acaba!
devamını gör...
116.
antonio conte boşta. hiç vakit kaybetmeyin ey yönetim. geceden beri kafayı sıyıracağım.
devamını gör...
117.
soldaki burun deligim az önce tıkandı otobüsteki insanlara çaktırmadan nasıl temizlerim.
devamını gör...
118.
hava çok güzel. .
devamını gör...
119.
acaba ne yemek yapsam?
devamını gör...
120.
bi garı olsa direkt atlarım üzerine net. hiç öyle bukowski kasamam.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların şu an akıllarından geçenler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim