701.
'özgür olacaklarına hayatta kalmak istiyorlar'
-full metal jacket
devamını gör...
702.
halil: ben senin resmine değilde sana aşık olsaydım, o zaman ne olacaktı?! belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme… belki de alay edecektin sevgimle. halbuki resmin bana dostça bakıyor, iyilikle bakıyor, ve ebediyen bakacak!
meral: ben de sana bakmak istiyorum.
halil: hayır, benimle resminin arasına girme! istemiyorum seni… ben senin yalnız resmine aşığım…

(bkz: sevmek zamanı)
devamını gör...
703.
bilemiyorum altan bilemiyorum
herşey çok güzel olacak
devamını gör...
704.
+nasıl söyleyeyim bilmiyorum tapıyorum sana hastayım.
-geçmiş olsun.
devamını gör...
705.
"bağışlaman gereken kusurlarım var"
devamını gör...
706.
"bazen boş bir sayfa daha fazla imkan sağlar insana"
devamını gör...
707.
"bir kişi olman kişiliğin olduğu anlamına gelmez"
devamını gör...
708.
"aman tanrım didim. annaı s.kim."

sağ salim 2
devamını gör...
709.
asuman evlenmiş mi?
(bkz: pardon)
devamını gör...
710.
ilhami abi sen söyle, ben başka ilde miyim he, başka yerde mi dayak yedim ben?
devamını gör...
711.
-özgürlüüüüüüüük...
devamını gör...
712.
ıf you dance with the devil, the devil don't change, the devil changes you.
(şeytanla dans edersen; şeytan değişmez, seni değiştirir.)
(bkz: 8mm)
devamını gör...
713.
dağların üzerinden
sikkim'e giden bir patika var.(bkz: özgürlük yolu)
devamını gör...
714.
durun!!!
+sen kimsin lan basketçi
-o kaseti bana verin!!
+ne kaseti len
-verrrin o kaseti banaa
+ulan o kaset bizim uzay maceramızın tek belgesi. yürüee
-çoluk çocuğum var verin o kaseti
*ne diyosun be alev topu
...
...
...
+aklın varsa kaç oğlum
#bırak arif çocukla çocuk olma
+ne çocuğu sakalı var ya
devamını gör...
715.
siz doktor değilsiniz şırıngada hava boşluğu var dosajclxksld
devamını gör...
716.
bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. mevlanakapı'da… babası zabıtaydı. alkolik, hasta bi’ adamdı rahmetli, erkenden de gitti zaten. bu anasıyla yoksul, perişan… bizim tuzumuz kuruydu, hacı babam yapmış bi’ şeyler. bi’ de zagor vardı. bizim eski evin kiracısının oğlu. babası filmciydi yeşilçam’da. cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte. ama sevimli, yakışıklı oğlandı. bizimkine âşık etmiş kendini. ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar. öylece büyüdük gittik işte. ne bok varsa, hep askerliği beklerdim. dört sene kaldı, üç sene kaldı… sonunda o da geldi, gittik. bizde de herkes bunu bekliyormuş, gelir gelmez yapıştılar yakama. ev düzüldü, kız bulundu, çeyiz falan filan… nikâhlandık. iki taksi, bi’ dükkân verdi peder. dükkânda koltuk moltuk satardım. bi’ gün bu orospu çıkageldi. hiç unutmam, görür görmez cız etti içim. böyle basma bi’ etek dizine kadar, çorap yok, üstünde açık bi’ bluz, saçlar maçlar… pırlanta anlayacağın. şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle. kanıma girdi o gün. tabii taktım ben bunu kafaya. ertesi gün bi’ soruşturma… dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede. ama asıl zagor’a kesikmiş. zagor’da kaftiden içerde o sıra. bi’ gün süslenmiş püslenmiş, zırt, geçti dükkânın önünden. yazıldım peşine. tuhafiyeciye gitti, pastaneden çıktı; minibüs, otobüs, geldik sağmalcılar'a, benim içimde bi’ sıkıntı… işi anladım tabii; zagor’u ziyarete gidiyor. bi’ tuhaf oldum, piçi de kıskandım. uzatmayalım, çaresiz evlendik ötekiyle. o ara zagor içerden çıktı. sonra bi’ duyduk, kaçmış bunlar. altı ay mı, bi’ sene mi, kayıp. hep rüyalarıma girerdi orospu. o gün dükkâna gelişini hiç unutamadım. benimkine bile dokunamaz oldum. sonra bi’ daha duyduk ki, iki kişiyi deşmiş zagor; biri polis, ikisinin de gırtlağını kesmiş. karakolda beş gün beş gece işkence buna… arkadaşlarının öcünü alıyorlar. kaltağa da öyle… önce öldü dediler zagor'a, sonra komalık. ankara'da oluyor bunlar. bizimki bi’ gün çıkageldi mahalleye. zagor içerde, en iyisinden müebbet. bi’ sabah dükkâna geldim, baktım bu oturuyor. önce tanıyamadım. anlayınca içim cız etti. cız etti de ne? tornavida yemiş gibi oldu. çökmüş, zayıflamış, bembeyaz bi’ surat… ama bu sefer başka güzel orospu… orhan’ın şarkıları gibi… kalktı böyle, dimdik konuşmaya başladı. dedi ‘para lazım, çok para.’ zagor'a avukat tutacakmış. ilerde öderim, dedi. esnafız ya biz de, “nasıl?” diye sormuş bulunduk. orospuluk yaparım, dedi. ‘istersen metresin olurum.’ içime bi’ şey oturdu, ağlamaya başladım, ama ne ağlamak! işte o gün bi’ inandım, orospuyla tam yirmi yıl geçti. uzatmayalım, zagor'a müebbet verdiler. ama rahat durmaz ki piç! ha birini şişledi, ha firara teşebbüs; o şehir senin bu şehir benim, cezaevlerini gezip duruyor. orospu da peşinden… sonunda dayanamadım, ben de onun peşinden… önce dükkân gitti, ardından taksiler. karı terk etti, peder kapıları kapadı. yunus gibi aşk uğruna düştük yollara. iş bilmem, zanaat yok. bu tınmıyor hiç. ilk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. gözünü yumup yatıyor milletin altına. gel dönelim diye çok yalvardım. ‘evlenelim, pederi kandırırım, zagor'a bakarız.’ yok. kancık köpek gibi izini sürüyor itin. ne yaptı buna anlamadım. kaç defa dönüp gittim istanbul'a. yeminler ettim. doktorlar, hocalar kâr etmedi. her seferinde yine peşinde buldum kendimi. bi’ keresinde döndüm, biriyle evlenmiş bu, hamile… beni abisiyim diye yutturduk herife. nedense rahatladım, oh dedim, kurtuluyorum. bu da akıllanmış görünüyor. yüzü gözü düzelmiş, çocuk diyor başka bi’ şey demiyor. sinop'ta oluyor bunlar. ben de döndüm istanbul'a. doğumuna yakın zagor bi’ isyana karışıyor gene. hemen paketleyip diyarbakır cezaevine postalıyorlar. çok geçmeden bizimki depreşiyor gene. o halinle kalk git sen diyarbakır'a, üç gün ortadan kaybol… herif kafayı yiyor tabii. dönünce bi’ dayak buna, eşşek sudan gelinceye kadar. kızın sakatlığı bu yüzden. sonra çocuğu doğuruyor. durum hemen anlaşılmamış. ortaya çıkınca bi’ gece esrarı çekip takıyor herife bıçağı. çocuğu da alıp vın diyarbakır'a, zagor'un peşine. allah’tan herif delikanlı çıkıyor da şikâyet etmiyor. ben o ara istanbul'da taksiden yolumu buluyorum. epey bi’ zaman böyle geçti. yine her gece rüyalarımda bu… zagor'un diyarbakır ceza evinde olduğunu duymuştum o sıralar. bi’ gece bi’ büyükle eve geldim. hepsini içtim. zurnayım tabii. bi’ ara gözümü açıp baktım karlı dağlar geçiyor. bi’ daha açtım, başımda bi’ çocuk. kalk abi, diyarbakır'a geldik, diyor. baktım, sahiden diyarbakır'dayım. bi’ soruşturma… kale mahallesi vardır oranın, bi’ gecekonduda buldum, malımı bilmez miyim? görünce hiç şaşırmadı. hiç bi’ şey demedik.

o gece oturup düşündüm. ‘oğlum bekir!’ dedim kendi kendime. ‘yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi.’ o gün bugün usul usul yürüyorum işte.

masumiyet, zeki demirkubuz (1997)
devamını gör...
717.
ömer: "niye bu kadar zorluyorsun ya, ha? neden bu kadar zorluyorsun yani?
neden sürekli ne yapmam gerektiğini söylüyorsun bana? nasıl davranmam gerektiğini söylüyorsun?
biraz akışına bıraksana...beni olduğum gibi kabul et ne olur yani? sürekli yapmam gereken şeyleri söylüyorsun farkında mısın?
bırak. bazen öyle şeyler oluyor ki bana söylediğin, yapmamı istediğin şeyleri sadece sen söylüyorsun diye direnç oluşturuyorum ve yapmıyorum. bunu fark etmiyor musun ya? elif? ha? sürekli yanlış yapıyormuşum gibi hissediyorum. "ulan şu an acaba neyi yanlış yapıyorum" demekten o kadar yoruldum ki, bunun nasıl kötü bir şey olduğunu sana anlatamam elif..."

"benden özür dileyeceksin elif."

elif: "neden senden özür dileyecekmişim?"

ömer: "benden özür dileyeceksin. gözlerinin içinde görüyorum bunu. benden özür dileyeceksin.
bana yaptığın her şey için özür dileyeceksin. beni dönüştürdüğün bu hal için özür dileyeceksin.
hayatımın orta yerine koydum seni; orada duramadığın için benden özür dileyeceksin.
biz bu ilişkiyi bambaşka bir yere taşıyabilirdik. buna izin vermediğin için benden özür dileyeceksin.
beni sevebilecekken nefret ettiğin bir adama dönüştürdüğün için benden özür dileyeceksin.
ve o yüzüğü anında parmağından çıkardığın için benden özür dileyeceksin elif.
ben ne yapacağım biliyor musun? bütün özürlerini kabul edeceğim. çünkü ben böyleyim.
sana bir şey söylemiştim, hatırlıyor musun?
bizim ilişkimizi benim hoşgörüm kurtaracak elif."

sahne için;
benden özür dileyeceksin...
devamını gör...
718.
kim bu kayzer söze?
devamını gör...
719.
“prime time’a hoş geldin, s*rtük!”

-freddy krueger

(bkz: freddy krueger)
(bkz: elm sokağında kabus)
(bkz: dream warriors)
devamını gör...
720.
- kolyeni ben de unutmuşsun, akşam gel al.
- yangında düşürdüm sanıyordum.
- yangın sayılır.

ağır roman (mustafa altıoklar, 1997)

https://media.normalsozluk....
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların unutamadığı film replikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim