ağzını yaya yaya konuşanların dilidir.
devamını gör...

karadenizde ve egede dağlar aynı şekilde sıralanır ama köftehor ege denizi kuzey ve güney yerine batıdan komşu olduğu için egenin dağlarına yüz yıldır öğrenciler sövüyor.
devamını gör...

dogrudur, öğrenciliğimin geçtiği caanım eskişehir. eskişehir özerkliğini ilan etmeli.
devamını gör...

2019 yılında yayımlanan robyn carr'ın romanlarından uyarlanarak çekilen ve netflix'te yayımlanan dram dizisi.

2021'de 3. sezonu yayımlanmış. her sezon 10 ar bölümden olmak üzere 30 bölüm çekilmiş.

başrollerinde;
alexandra breckenridge
martin henderson
colin lawrence
jenny cooper
lauren hammersley
annette o'toole
tim matheson
benjamin hollingsworth
grayson gurnsey
sarah dugdale
zibby allen
marco grazzini

başından kötü olaylar geçen bir kadın kendisi hemşire/ebe olmakla birlikte yaşadığı büyük şehri bırakıp küçük bir kasabaya yerleşir. burada yaşadığı sıkıntılar, alışma süreci, anıları, eski ve yeni ilişkileri, kasaba halkıyla ilişkileri, aşk, sevgi bilmem ne işleri konu alınarak çekilmiş bir dizi. yani izlemeye başladığımda beklentim çok yüksekti fakat devamında hayal kırıklığına uğradım. peki neden 3 sezonu da izledim vallahi bilmiyorum. açtım o devam etti ben başka şeyler düşündüm falan filan.

yani evet çok kötü değil ama dizide bir demodelik var. mel'in (alexandra breckenridge) jack'la (martin henderson)
bir uzak bir yakın ilişkisi. charmanie'nin
(lauren hammersley) kişiliksiz tavırları yani sanki içine ortadoğu kadını kaçmış. doğu batı sentezi bir dizi gibi olmuş. yeterince geniş ilerleyen ilişkiler bir anda garip şekillere bürünüyor. kararsızlıklar, gereksiz kopmalar, küsmeler barışmalar ipin ucunu hep kaçırdım.

çok fazla kopukluk ve mantık hatası var dizide. yani sezon finalleri de çok saçma sapan askıda veriliyor. mel'in gereksiz iyimserliği falan ay ne bileyim. izlerken iyi gibiydi bir anda saçmalamaya başladı özellikle ilk sezondan sonra.

bilmiyorum pek tavsiye etmiyorum ama çok büyük beklentim yok arkada oynasın ara ara bakayım diyorsanız izleyebilirsiniz. can sıkıntınızı dahada arttırabilir aman dikkat. yinede iyi seyirler efem.
devamını gör...

seri iş yapacam diye kendini heder etme.
gene bir yerin bir yere takıldı ve gene kanayınca fark ettin.*
devamını gör...

hepsini çok sevdiğim, genel itibarıyla biz 30'lu yaşlı dayılarından kat be kat zeki gencecik çocuklardır.
çok umutluyum hepsinden. sözlüklerden pek çoğuyla sağlıklı, nitelikli ilişkikerim var.
bizim kuşağımızdan ve bir çok kuşaktan saygılı gençler.

lakin onları bu kadar çok seviyor olmam eleştirmeyecek olmam anlamına gelmiyor.
neden şu sanal alemi bırakıp gerçek hayata karışmaktan bu kadar korkuyorsunuz?
ve neden bu zekanız ve ilericiliğinizin yanında bu denli tembelsiniz?
devamını gör...

edit: başlığı açan lavuk maalesef kaçmış. din kardeşiyiz tabiki elimizden geleni yapacağız gibi bie şeyler zırvalıyordu. fitneyi sokup kaçamazsın arap yalaması seni.

benim. 40 milyar dolar harcandı bu adamlara. hiç bir ülke bu kadar mülteciyi ülkesine almaz. bu aleni bir demografik savaş hamlesidir. kontörsüz şekilde üreyen bu güruh yakın gelecekte ülkede söz sahibi olacak kadar nüfusa sahip olacaktır. karşı karşıya olduğumuz tehlikeyi görmemek için cahil değil art niyetli olmak gerekir.

biz arap değiliz biz türküz ve hiç bir zaman araplardan bize hayır gelmemiştir. arap sevdalısı iseniz buyrun (bkz: yallah arabistana)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

her gece gelirler şöyle bir yoklayıp giderler. kendini güzelce motive bile edersin ama işte sabahına aynı tas aynı hamam
devamını gör...

az önce üniversiteden arkadaşlarımla fark ettiğimiz gerçek. üstelik bunu şimdiye kadar kimse fark etmemiş, sözlükte de aramaya inandım ancak bulamadım.

beni daha önceden tanıyanlar bilirler, dört yıldır üniversitemde "canlı haklarını savunma topluluğu" kurucu üyesi bir akademisyenim. gençlerle vakit buldukça tartışıyor, seminer veriyoruz bu hususta. şimdiden şehrimizde birçok güzel farkındalık hareketi başlattık bile.

neyse whatsapp grubumuzdan bir tartışma döndü nereye bağlanacağını merak ederek ben de katıldım bu tartışmaya.

ergin: bunun bilimle ne ilgisi var aslı? düpedüz biz bu canlıların haklarını taciz ediyoruz.
aslı: tamam ama bu da bir gözlem sonuçta, afrika'da hayvanların kameraya alınması da aynı amaca hizmet ediyor.
bu bambaşka bir durum. nasıl aynı olduğunu söylersin.
sophie: aslı doğru söylüyor. onları lamele koyuyoruz gözlemlemek için. düşünsene sen aslında bir avuç sudan aldığın örnekte neler alıyorsun?
ergin: ne alıyormuşum bakteri işte lol.
sophie: ya aldığım o örnekte, ailesinden ayırdığın bir minik bakteri varsaaa!?!?!
ergin: haha ne alakası var.
steve: *sticker*
tuğçe: *öpücük yollayan sticker*
ben: arkadaşlar gruptasınız!
*steve ayrıldı*
*mustafa steve kişisini ekledi*
steve: yanlışlıkla çıktım
ben: kızlar doğru söylüyor arkadaşlar. hiç bu perspektiften bakmamıştım ben de. onları gözlemleyerek, onları yerinden yurdundan sürerek onlara zulmediyoruz aslında. doğal ekosisteminden alınıp, hayvanat bahçesine aktarılan hayvanlara ses çıkardığımız gibi haykırıp farkındalık oluşturmalıyız bu konuda kimler benimle?

steve: *okay işareti*
tuğçe: *okay işareti*
mustafa: *okay işareti*
sophie: *okay işareti*
aslı: *okay işareti*
ergin: tamam hocam ben de okeyim *"okay" işareti*
ben: mustafa sen photoshop'tan "bakteri hakları dokunulmazdır" yazan bir afiş hazırlayıp sks sayfasına at lütfen.
mustafa: tamamdır hocam *okay işareti*

neyse işte böyle bir muhabbet geçti aramızda. bunu da kafa sözlük'te belirtme ihtiyacı duyduk. twitter'da kampüs cadıları, üniversite kolektifleri ve ekşi sözlük'te de yazacağız inşallah. insanları bilinçlendirmek gerekiyor. düşünsenize siz burada evinizde ne güzel fıstık gibi çayınızı kahvenizi yudumlayıp netflix izlerken, yukarıda sizden milyarlarca kat büyüklükte bir çift el, sizi sevdiklerinizden alıp iki camın arasında esir ediyor ve dolayısıyla beslenemediğiniz için dış yüzeyde yaşamınızı yitiriyorsunuz. inanılır gibi değil ama gerçek. bu bakteri deneylerinin de bir regüle edilmesi gerek de neyse... yarın dekanımıza bu konuyu açacağım.
devamını gör...

sebebi hem yaşam tarzı hem genetik olabilen adı batasıca morluklardır.

düzenli uyumak, bol maden suyu içmek, yeşilçay sallama poşetlerini gözlerin üzerine koyup 10-15 dakika beklemek, gözlerin üzerine salatalık koymak gibi eylemlerin bir miktar faydasını gördüysem de tamamen kurtulamadım.
devamını gör...

hikayesi harika olmayan film. sınıf farklılıklarını da hep söylendiği gibi ustaca işlememiş bana kalırsa. gerçekçi değil ve neredeyse fantastiğe kaçıyor birçok sahnesi. fakat detaylar hoş ve çekimler harika. hani bazı yiyecekler olur, yediğinde hoşuna gitmez ama sonra tekrar denemek istersin. tekrar tekrar denersin en sonunda seversin. bu filmi de izledim, neden izledim ki dedim, gerilim filmi olmamasına rağmen çok germişti çünkü. şimdi bir daha izlemek istiyorum, monosodyum glutamat etkisi yaptı bende. özellikle o zili çalmadan önceki sahnenin renkleri, kameranın açısı falan bilemiyorum altan. bence bayağı iyi.
--! spoiler !--

karakterlerin isimlerini hatırlamıyorum ama baba olan karakterle ilgili annenin bir sorun oldu mu hamam böceği gibi kaçar dediği sahnede kadına kızmıştım. ama adam harbiden de zengin adamı bıçakladı ve sonra da kızının cesedi bile soğumamışken tıpkı bir böcek gibi kaçtı ortamdan. ve o kaçış sahnesini öyle bir çekmişler ki gerçekten bir böceğin kayboluşunu izliyorsun sanki. sonra o şeftali alerjisi olan kadına kurdukları komplo da amaca ulaşmak için önemsiz bir araç gibi ama filmdeki en ilginç şeylerden biriydi. yönetmenin üniversitede arkadaşının şeftali alerjisi varmış sanırım, bu fikir aklına oradan gelmiş. böyle okumuştum bir yerde.

--! spoiler !--

ya mesela günlük hayatta birinin saçma bir davranışını görürsün ya da biri bir laf söyler komik olur ya da bir cümle sende bir çağrışım yapar ve bunların hepsi bir anda kafanda bir hikayenin parçası olur, bunu kesinlikle yazmalıyım dersin. ya da filmini çeksem şöyle yapardım dersin. demez misin? ben diyorum. bu film de biraz öyle gibi geldi bana. yani overrated değil bence.
devamını gör...

bir mağazada çalışıyorum. çocuğun biri eline balık tutma oyunu almış annesine bu kaç lira diye soruyordu ben de 100 lira dedim. bana baktı sonra annesine döndü bu kaç lira dedi tekrar. annesi de bak abla söyledi ya 100müş dedi. çocuk da anne ona inanma yalan söylüyodur o dedi. sonra annesi de onaylayınca dönüp bana bağırmaya başladı neden 2 3 liraya bi' şey yok bu dükkanda diye..
devamını gör...

türklerin övünülecek bir tarihleri var. tarih bilirseniz ancak o zaman "ne mutlu türk'üm" sloganının manası vardır.

-prof. dr. halil inalcık.
devamını gör...

olayı kalça indirgedikten sonra okumaya gerek duymadım. amacını direkt ortaya koymuş. herkes başarıyı izlerken demek ki kalçayı izleyenler de varmış, aslında şaşırtmadı. milletin derdi kalça olsaydı, google'da zibilyon tane kalça var.
devamını gör...

almanca kökenli bir kelime. hayal dünyamız içerisinde detaylandırdığımız kurgusal durumlara denmektedir. kafa sineması olarakta bilinmektedir.
devamını gör...

bizim zamanımızda, devlet okullarında odası olan ve canı isteyince, dersten öğrenci çağırıp "nasılsın iyi misin?" diye soran biri idi.

lâkin şuan özel okullarda rehber öğretmen ne yapar diye soruyorsanız, ne yapmaz ki!

öğrenci- veli, veli-idare, idare- öğretmen, öğretmen-öğrenci, öğrenci-öğrenci arasında âdeta bir köprü, üstüne basılan bir dal, ateşe atılan bir kömürdür. yeter mi asla.

aynı zamanda okula alınan öğrencilere okul için yeterli düzeyde olup olmadığının belirleme testlerini bu arkadaş yapar. veli görüşmeleri ve sıkıntıları ile ilgilenir. öğrencilerin şube belirleme işlemleri, akademik düzey takipleri, şube öğretmenler kurulu tutanakları gibi müdür yardımcılığı işlerinin yanında.... amann dizo mızo hebele hübele... yazarken sıkıldım, yazarken yoruldum.

küçükken oyunlarda herkes belirlenir sonra da ortada kalana fasulye ol derdik ya. heh bu arkadaş resmi fasulyedir. şaka şaka, o kadar da değil...
devamını gör...

fiyatına bakmadan her çeşit extra kahvaltılıktan satın almak.
devamını gör...

knut hamsun'un kişiliğini ve ününü oluşturan en büyük romanidir.
ünlü bir yazar olmakla yanıp tutuşan fakat bir yandan da ciddi bir fakirlik ve açlık ile cebelleşen bir gencin, duygulu öyküsünü içerir bu kitap.
dünya edebiyatının başyapıtlari arasında yer almaktadır.
ince bir kitaptır.
devamını gör...

tam, ruh eşimi buldum derken... genelde hayal kırıklığıyla biter. geriye o efsanevi saatler, muhabbetler kalır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim