gerçek islam bu değil
arkadaşlar başlıkta dalga geçmişler ama gerçek islam gerçekten bu değil.
afganistan'da yaşananların islam ile bir alakası yok. islam bütün gittiği topraklarda barış ve huzurdan başka bir şey getirmemiştir. taliban kötü kalpli bir oluşum olduğu için yansıması bu şekildedir. şeriat modern dünyada gayet uygulanabilir bir yönetim biçimdir. müslümanlar her zaman ama her zaman oyuna gelmiştir. olanların ana sebebi budur. lütfen islamı karalamadan önce kuran-ı kerim'den öğrenip geliniz.
afganistan'da yaşananların islam ile bir alakası yok. islam bütün gittiği topraklarda barış ve huzurdan başka bir şey getirmemiştir. taliban kötü kalpli bir oluşum olduğu için yansıması bu şekildedir. şeriat modern dünyada gayet uygulanabilir bir yönetim biçimdir. müslümanlar her zaman ama her zaman oyuna gelmiştir. olanların ana sebebi budur. lütfen islamı karalamadan önce kuran-ı kerim'den öğrenip geliniz.
devamını gör...
sorunlu aile hayatı
bana böyle bir bilgi verilmedi. verilseydi ben imkanı yok kabul etmezdim.
şaka bir yana potansiyelinizin her daim altında kalacağınızı bilmektir aslında. hiçbir zaman bir birey içinde doğup büyüdüğü aile veya toplam yapısını aşamaz. aşsa bile o arzuladığı mutlu yaşama ulaşamaz. mutlaka ikili ilişkileri problemli olur. arkadaş edinemez. edinsede problemli arkadaşlıkları olur. basit mutlu bir ilişkisi olamaz. belki de hiç ilişkisi olmaz. bu tip insanların çoğu karamsardır. e bu da çok normaldir.
şöyle anlatmak dah güzel olacak sanırım. düşünün ki ilkbaharın sonu yaz başlangıcı bir zamandasınız yani ne bunaltıcı sıcaklar ne de iç ürperten rüzgarlar var. yani en muhteşem havalar. yani her türlü duygunun, aşırılığın en güzel yaşanacağı zamanlar. sonra düşünün ki bir de çeşit çeşit çiçeklerin hoş kokularını içinize çektiğiniz devasa uçsuz bucaksız bir bahçedesiniz. özgürsünüz. belki aşıksınız sırılsıklam sonra hoş muhabbetlerinizin sabahlara dek sürdüğü dostlarınız var.
ama
aynı zamanda ayak bileğinizde bir zincir bağlı ve diğer ucunda ise ağırlık olarak bütün bir dünya, bütün yaşanmışlıklarınız. özgürsünüz zincir çok uzun her yere gidebilir her çiçeğin önünde eğilip kokusunu içinize çekebilir. her ırmağın kenarında durup soluklanıp kana kana su içebilirsiniz. ama o zincir hep ayak bileğinizde hep orada her defasında her anınızda onu hissediyor ve onun paslı bileğinize değen yerlerde oluşturduğu morartıyı her daim biliyorsunuz. ve zaman zaman ayağınız o zincire dolanıyor dünyanız tepetaklak oluyorsunuz. işte o zaman çiçeklerin hoş kokuları genzinizi yakıyor. sevgilinizle ilişkiniz sanki 50 yıldır birbiriyle evli sürekli didişen karı koca ilişkisine dönüşüyor. o sabahlara süren muhabbetlerin yapıldığı dostlar tanıdıklara dönüşüyor vs. işte sorunlu aile hayatı budur. pek yabancısı değiliz.
şaka bir yana potansiyelinizin her daim altında kalacağınızı bilmektir aslında. hiçbir zaman bir birey içinde doğup büyüdüğü aile veya toplam yapısını aşamaz. aşsa bile o arzuladığı mutlu yaşama ulaşamaz. mutlaka ikili ilişkileri problemli olur. arkadaş edinemez. edinsede problemli arkadaşlıkları olur. basit mutlu bir ilişkisi olamaz. belki de hiç ilişkisi olmaz. bu tip insanların çoğu karamsardır. e bu da çok normaldir.
şöyle anlatmak dah güzel olacak sanırım. düşünün ki ilkbaharın sonu yaz başlangıcı bir zamandasınız yani ne bunaltıcı sıcaklar ne de iç ürperten rüzgarlar var. yani en muhteşem havalar. yani her türlü duygunun, aşırılığın en güzel yaşanacağı zamanlar. sonra düşünün ki bir de çeşit çeşit çiçeklerin hoş kokularını içinize çektiğiniz devasa uçsuz bucaksız bir bahçedesiniz. özgürsünüz. belki aşıksınız sırılsıklam sonra hoş muhabbetlerinizin sabahlara dek sürdüğü dostlarınız var.
ama
aynı zamanda ayak bileğinizde bir zincir bağlı ve diğer ucunda ise ağırlık olarak bütün bir dünya, bütün yaşanmışlıklarınız. özgürsünüz zincir çok uzun her yere gidebilir her çiçeğin önünde eğilip kokusunu içinize çekebilir. her ırmağın kenarında durup soluklanıp kana kana su içebilirsiniz. ama o zincir hep ayak bileğinizde hep orada her defasında her anınızda onu hissediyor ve onun paslı bileğinize değen yerlerde oluşturduğu morartıyı her daim biliyorsunuz. ve zaman zaman ayağınız o zincire dolanıyor dünyanız tepetaklak oluyorsunuz. işte o zaman çiçeklerin hoş kokuları genzinizi yakıyor. sevgilinizle ilişkiniz sanki 50 yıldır birbiriyle evli sürekli didişen karı koca ilişkisine dönüşüyor. o sabahlara süren muhabbetlerin yapıldığı dostlar tanıdıklara dönüşüyor vs. işte sorunlu aile hayatı budur. pek yabancısı değiliz.
devamını gör...
psiwheel
hayal edebilme yetimizi kullanarak düşüncelerimizi bir nesneye odaklama suretiyle vücudumuzu temas ettirmeden uzaktan nesneyi döndürebilmeyi sağlayan basit düzenek. inanmayı başarabilen herkesin kendine telekinezinin varlığını kanıtlayabileceği en basit yöntemdir psiwheel. ufak bir not kağıdı dörde katlanıp açılır, kağıt + şeklini almış olur. bir silginin ortasına iğne batırılır, iğnenin üzerine not kağıdı dengede duracak biçimde hafifçe bırakılır. bulunulan mekanda hava akımı oluşturabilecek pencere kapı kapatılır, pandemi maskesi takılır ( kendi nefesimize bile güvenemeyiz). mümkün mertebe yalnız kalınmalıdır. kağıdın sağa veya sola döndüğü hayal edilir , güçlü bir imaje oluşturabilmek için eller sakince kağıdın yanına konulup ellerden akan bir enerjinin kağıdı çevirdiği tasavvur edilir, bu ayrıca odaklanmaya da yardımcı olacaktır.
kağıdı birkaç tur çevirmeyi başardıktan sonra düzeneğin üzerine cam kase veya kavanoz geçirilir, iş bir doz zorlaştırılır. artık boş hava akımının cam içerisindeki kağıda temas edemeyeceği kesindir. bu şekilde de kağıdın hareket ettirilebildiği görüldüğünde bir şimşek çakar, temelinde ne kadar fiziğin ve doğanın ta kendisi olduğumuzu bilmediğimizin aydınlanmasıdır bu geçmiş olsun.
kağıdı birkaç tur çevirmeyi başardıktan sonra düzeneğin üzerine cam kase veya kavanoz geçirilir, iş bir doz zorlaştırılır. artık boş hava akımının cam içerisindeki kağıda temas edemeyeceği kesindir. bu şekilde de kağıdın hareket ettirilebildiği görüldüğünde bir şimşek çakar, temelinde ne kadar fiziğin ve doğanın ta kendisi olduğumuzu bilmediğimizin aydınlanmasıdır bu geçmiş olsun.
devamını gör...
pazar günü sabah 8'de kalkan tip
3 yaşında çocuğu olmayan * ve 3 yaşında çocuğu olanların imrendiği aynı zamanda bu kişilere içten içe kin besleyen tip insanlardır.
devamını gör...
koku neden sanallaşamıyor sorunsalı
(bkz: molekül) ve (bkz: partikül)
dolayısıyla önce (bkz: teleportasyon) sorunsalını halletmek lazım.. ki o da yine sanal olmuyor.
yani kısaca (bkz: vuslat mahşere)
dolayısıyla önce (bkz: teleportasyon) sorunsalını halletmek lazım.. ki o da yine sanal olmuyor.
yani kısaca (bkz: vuslat mahşere)
devamını gör...
erkeklerin sevişmek için söylediği yalanlar
en klasiği geliyor:
-bize gelsene film izleriz.
-bize gelsene film izleriz.
devamını gör...
melis birkan
yengemiz*
devamını gör...
hafızada yer kaplayan gereksiz bilgiler
işlevsiz bilgi kötü bir şey değil, fazlasıda zararlı değil fakat bilgide en nihayetinde bir ihtiyaçtır. nasıl ki maddi ihtiyaçlarımızdan fazlasını edinmek istifçilikse bilgi içinde bu böyle olmalı. sonuçta bilgi bir objenin yada kavramın temel ayrımını bize sunar. işleyebileceğimizden fazlası gereksiz olmuş olur.
hiç bir bilgi gereksiz değildir, bilgiyi gereksiz kılan onu işlemeyi bilmeyen veya işlemeyecek olduğu halde edinmekle o bilgiyi gereksiz hale getirmiş olan biziz. çok şey bilmek, fakat bilgi işleme yöntemlerine vakıf olmamak, bilginin kendisine yapılan haksızlıktır bir bakıma.
hiç bir bilgi gereksiz değildir, bilgiyi gereksiz kılan onu işlemeyi bilmeyen veya işlemeyecek olduğu halde edinmekle o bilgiyi gereksiz hale getirmiş olan biziz. çok şey bilmek, fakat bilgi işleme yöntemlerine vakıf olmamak, bilginin kendisine yapılan haksızlıktır bir bakıma.
devamını gör...
insanı mutlu eden ucuz şeyler
1 liralık çikolata ve çay evet fakirim
devamını gör...
charles bukowski
kasabanın en güzel kızıyla yıllar önce kalbimi kazanmış ardından üslubu nedeniyle kişisel tarihimin tozlu raflarına kaldırılmışken, kitlelerin dehası'yla kendisine hayranlık duymamı sağlayan yazar. sırf kitlelerin dehası bile hayatın suratına niye tükürmekle kalmayıp işediğini, en gerçekçi eylemi olan yazmayı bile niçin yeterince umursamadığını anlamak için yeter.
satırlarıyla dünyayı onurlandırdığı için teşekkür ettiğim adam.
onun için yazmak para kazandıran bir boşaltım işlemiydi. boşaltım sırasında bir insan ne kadar ince olabilirse o kadar olmayı seçti.
satırlarıyla dünyayı onurlandırdığı için teşekkür ettiğim adam.
onun için yazmak para kazandıran bir boşaltım işlemiydi. boşaltım sırasında bir insan ne kadar ince olabilirse o kadar olmayı seçti.
devamını gör...
sessizlik
konuşmak bir deneyim biçimidir. ama ille de sessizliğin yerini tutması gerekmez...
sessizlik sözlerin yokluğu demek değildir. doldurulması gereken bir boşluk değildir...
ozanlar, sessizliğin seslerine kulak verirler.
gündüz vassaf-cehenneme övgü
sessizlik sözlerin yokluğu demek değildir. doldurulması gereken bir boşluk değildir...
ozanlar, sessizliğin seslerine kulak verirler.
gündüz vassaf-cehenneme övgü
devamını gör...
ateist kaplumbağa
geçen gün açtım sözlüğün haber ajansını, başlıklar:
malum sözlük bizi kıskanıyor!
ekmeği karma puanla mı alıyorsun!
çıkar cebindeki rozeti göster, fakir adamın rozeti mi olur!
...
allah allah dedim*
açık, mert, korkusuz kafa haber ajansını okumuyor muyum ben, neler olmuş yahu buna böyle?!
bir de ne göreyim... sevgili enkırmenimiz* ateist kaplumbağa kayıp!!
sözlükte eski olduğum için elimin kolumun uzanmayacağı yer yok hani. araştırdım soruşturdum. yoldaş, "fenasi kerim trolüne maruz kaldı o yüzden kafa iznine çıktı" dedi. dedim bu işin içinde bir bit yeniği var. tüm nüfuzumu kullandım, bir görgü tanığına ulaştım, "yeniçeri kıyafetli adamlar geldi, kaplumbağayı kaptıkları gibi çakarlı minibüse attılar, bastılar gaza gittiler" dedi. tanığın dediğine göre minibüs giderken son ses mehter marşı çalıyormuş bir de.
şimdi anlaşıldı...
sevgili enkırmenimiz ateist kaplumbağa, umarım en kısa vakitte kurtulursun ellerinden. döner dönmez de yaşadıklarını anlattığın bir belgesel yaparsın.
hem daha dedenin hikayeleri var, hep yarım kaldı hep..
malum sözlük bizi kıskanıyor!
ekmeği karma puanla mı alıyorsun!
çıkar cebindeki rozeti göster, fakir adamın rozeti mi olur!
...
allah allah dedim*
açık, mert, korkusuz kafa haber ajansını okumuyor muyum ben, neler olmuş yahu buna böyle?!
bir de ne göreyim... sevgili enkırmenimiz* ateist kaplumbağa kayıp!!
sözlükte eski olduğum için elimin kolumun uzanmayacağı yer yok hani. araştırdım soruşturdum. yoldaş, "fenasi kerim trolüne maruz kaldı o yüzden kafa iznine çıktı" dedi. dedim bu işin içinde bir bit yeniği var. tüm nüfuzumu kullandım, bir görgü tanığına ulaştım, "yeniçeri kıyafetli adamlar geldi, kaplumbağayı kaptıkları gibi çakarlı minibüse attılar, bastılar gaza gittiler" dedi. tanığın dediğine göre minibüs giderken son ses mehter marşı çalıyormuş bir de.
şimdi anlaşıldı...
sevgili enkırmenimiz ateist kaplumbağa, umarım en kısa vakitte kurtulursun ellerinden. döner dönmez de yaşadıklarını anlattığın bir belgesel yaparsın.
hem daha dedenin hikayeleri var, hep yarım kaldı hep..

devamını gör...
allah
yaratıcı. tek ve en yüce ilah.
"senden hiç umudumu kesmedim ve sana hiç kızmadım, kırılmadım. beni duyduğunu ve gördüğünü aklımdan çıkarmadım. birkez olsun seni suclamadim. çok garipsedim ama seni. anlayamadım. hiç anlayamadım. nasıl olur da bunca haramıma günahıma rağmen her defasında beni affettin ?
ödevini yapmayı unutan çocuk gibi boynu bükük gözü yaşlı huzuruna gelince nasıl oldu da bana milyonlarca güzelliği, halen vermeye devam ettin?
bu kadar çok nefesi bana neden bahşettin?
sormaktan sorgulamaktan aciz şu nefsime bahsettiğin en güzel şey teslimiyet. sırf bu teslim oluş için denizler ya da dağlar kadar sukretsem yine de az. bana teslim olabilmeyi ve seni sevebilmeyi bahşettigin icin şükürler olsun."
"senden hiç umudumu kesmedim ve sana hiç kızmadım, kırılmadım. beni duyduğunu ve gördüğünü aklımdan çıkarmadım. birkez olsun seni suclamadim. çok garipsedim ama seni. anlayamadım. hiç anlayamadım. nasıl olur da bunca haramıma günahıma rağmen her defasında beni affettin ?
ödevini yapmayı unutan çocuk gibi boynu bükük gözü yaşlı huzuruna gelince nasıl oldu da bana milyonlarca güzelliği, halen vermeye devam ettin?
bu kadar çok nefesi bana neden bahşettin?
sormaktan sorgulamaktan aciz şu nefsime bahsettiğin en güzel şey teslimiyet. sırf bu teslim oluş için denizler ya da dağlar kadar sukretsem yine de az. bana teslim olabilmeyi ve seni sevebilmeyi bahşettigin icin şükürler olsun."
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hissettikleri
dün ataklarım çok zorladı. erkenden de uyudum zaten. bugün kuş gibi hafiflemiş uyandım ve kınalıada'ya geçiyorum. günübirlik olsa bile biryerlere kaçmak iyi gelecek.
devamını gör...
soyut isim
beş duyu organından biriyle algılayamadığımız, var olduklarını hislerimizle ve düşünce yoluyla bildiğimiz kavramlar soyut isimlerdir.
devamını gör...
dünya klasiklerini türkler yazsaydı alacakları isimler
yabancı -> el alem
devamını gör...
kafa sözlük
5 ayı geride bırakmış olan kafa sözlük hakkında birkaç kelam da benim yazmak istediğim başlıktır.
ilk zamanlarında şöyle güzeldi, böyle harikaydı gibi güzellemeleri ciddiye alamadığımı belirterek başlamak istiyorum.
zira ben sözlük tarihimizde; böyle efsane, mükemmel ötesi günler hatırlamıyorum *
sözlük ilk aylarında, şu an yapılan eleştirinin 5 belki 10 katı eleştiriliyordu. hatta geldiğimiz bu noktada eleştiri dozuna şükrettiğimizi bile söyleyebilirim.
bütün yazarların akış ile alakalı bir tasarrufu mevcut. bu tarz her kesimden insanın yazdığı mecralarda ; kullanıcılar, platform içinde kendi küçük sosyal ağlarını yaratırlar. sözlük içinde sözlük yaratmak konusunda, bizler her türlü teknik olanağı sağlamış durumdayız.
örnek olarak, milyonlarca kullanıcısı olan twitterda sizler nasıl ki kendi zaman tünelinizi yaratabiliyorsanız bunu kafa sözlük'te de yapmanız gayet mümkün.
tam bu noktada, melisho'nun tanımını şuraya bırakayım. #707805
ek olarak : ne kadar kullanılmak istenmese de, "engelle" butonları ile bir yazarı ömrünüzün sonuna kadar görmemenizi de mümkün kıldık.
son olarak ise, esas üzüldüğüm konuya gelmek isterim.
bahsi geçen, kafa iznine ayrılan yazarların bir çoğu ile zaten iletişim halindeyim. bir kaç yazarımızı saymazsak; gidişlerinin sebebi, özel hayatında yaşanılan bazı sorunlar, terfi almaları, zaman ayrımamaları vb. şeklinde mazeretlere dayanıyor.
bu yazarlar, kafa sözlük'e bir tepki göstermek için gitmediler, öyle bir söylemleri de yok.
ne yazık ki spekülasyonlar işi bu noktaya getiriyor, çok üzücü.
bir diğer üzüntü verici hadise ise, cinsiyetçi başlıkları "ifade özgürlüğü" kapsamından çıkartıp yasaklamamıza, son zamanlarda sözlükte cinsiyetçi başlığa rastlanması pek mümkün olmamasına rağmen, yine bazı yazarlar "cinsiyetçi başlıklardan sebep yazarlar gidiyor" gibi ezbere cümleler kuruyorlar. önce eleştiri yaptığı sözlüğü bir okusan ya sevgili yazar?
nedir bu, insanlar toplanmış taş atıyor, dur bir taş da ben atayım merakı?
kafa sözlük yönetimi olarak, yaptığımız hamlelerin tamamını da yazarların fikir ve önerilerini değerlendirerek yaptığımızı bilmenizi isterim.
biz yaptık oldu anlayışına sahip değiliz.
yazarların neredeyse yarısında discord hesabım mevcut. her türlü eleştiri ve önerilerinizi benimle gerek yazarak, gerek sesli olarak paylaşabilirsiniz.
bir çözüme ulaşılamadığı takdirde, gelip burada paylaşılması daha tutarlı bir hamle olur kanaatindeyim.
nihai olarak : kafa sözlük treni, yolculuğuna hız kesmeden devam ediyor. inen yolcularımıza, bu zamana kadar bizimle birlikte seyahat ettikleri için teşekkür ederiz.
doğunun ayısı durmayacak. *
ilk zamanlarında şöyle güzeldi, böyle harikaydı gibi güzellemeleri ciddiye alamadığımı belirterek başlamak istiyorum.
zira ben sözlük tarihimizde; böyle efsane, mükemmel ötesi günler hatırlamıyorum *
sözlük ilk aylarında, şu an yapılan eleştirinin 5 belki 10 katı eleştiriliyordu. hatta geldiğimiz bu noktada eleştiri dozuna şükrettiğimizi bile söyleyebilirim.
bütün yazarların akış ile alakalı bir tasarrufu mevcut. bu tarz her kesimden insanın yazdığı mecralarda ; kullanıcılar, platform içinde kendi küçük sosyal ağlarını yaratırlar. sözlük içinde sözlük yaratmak konusunda, bizler her türlü teknik olanağı sağlamış durumdayız.
örnek olarak, milyonlarca kullanıcısı olan twitterda sizler nasıl ki kendi zaman tünelinizi yaratabiliyorsanız bunu kafa sözlük'te de yapmanız gayet mümkün.
tam bu noktada, melisho'nun tanımını şuraya bırakayım. #707805
ek olarak : ne kadar kullanılmak istenmese de, "engelle" butonları ile bir yazarı ömrünüzün sonuna kadar görmemenizi de mümkün kıldık.
son olarak ise, esas üzüldüğüm konuya gelmek isterim.
bahsi geçen, kafa iznine ayrılan yazarların bir çoğu ile zaten iletişim halindeyim. bir kaç yazarımızı saymazsak; gidişlerinin sebebi, özel hayatında yaşanılan bazı sorunlar, terfi almaları, zaman ayrımamaları vb. şeklinde mazeretlere dayanıyor.
bu yazarlar, kafa sözlük'e bir tepki göstermek için gitmediler, öyle bir söylemleri de yok.
ne yazık ki spekülasyonlar işi bu noktaya getiriyor, çok üzücü.
bir diğer üzüntü verici hadise ise, cinsiyetçi başlıkları "ifade özgürlüğü" kapsamından çıkartıp yasaklamamıza, son zamanlarda sözlükte cinsiyetçi başlığa rastlanması pek mümkün olmamasına rağmen, yine bazı yazarlar "cinsiyetçi başlıklardan sebep yazarlar gidiyor" gibi ezbere cümleler kuruyorlar. önce eleştiri yaptığı sözlüğü bir okusan ya sevgili yazar?
nedir bu, insanlar toplanmış taş atıyor, dur bir taş da ben atayım merakı?
kafa sözlük yönetimi olarak, yaptığımız hamlelerin tamamını da yazarların fikir ve önerilerini değerlendirerek yaptığımızı bilmenizi isterim.
biz yaptık oldu anlayışına sahip değiliz.
yazarların neredeyse yarısında discord hesabım mevcut. her türlü eleştiri ve önerilerinizi benimle gerek yazarak, gerek sesli olarak paylaşabilirsiniz.
bir çözüme ulaşılamadığı takdirde, gelip burada paylaşılması daha tutarlı bir hamle olur kanaatindeyim.
nihai olarak : kafa sözlük treni, yolculuğuna hız kesmeden devam ediyor. inen yolcularımıza, bu zamana kadar bizimle birlikte seyahat ettikleri için teşekkür ederiz.
doğunun ayısı durmayacak. *
devamını gör...