sağlık sisteminin özelleştirilmesi
olmamasi gereken bir sistemdir. bilakis ozellikle saglik ve egitim gibi alanlar kisilere esit oranda saglanmasi gereken birer temel haktir. sunulan haktan daha fazlasini bekleyenler imkanlarini genisleterek ozel hastaneye,ozel okula gitmekte zaten. denildigi gibi ozellestirme icerisine girilmesi demek, varolan sinif farkinin cok daha uc seviyelere cikmasi demektir. maddi sikinti yasayan birine "paran yoksa öl demektir". amerika veya baska bir ulkeyle kiyaslamadan once halkin ayni imkanlar dahilinde yasayip yasamadigana donup bir bakmak gerekmektedir...
devamını gör...
uzun entry şovenizmi
şimdi birisi kalkıp kısa entry dandikliği dese hoş olur mu? bırakın insanlar ister uzun yazsın ,ister kısa ya da bilgi versin veya makara yapsın ama önemli olan girilen her entry'i farklı yorumlamak .kimi bilgi veren başlığa iki kelimelik yazı icap eder çünkü bilgi uzun değildir ,kimisine bilginin niteliğinden dolayı uzun yazmak gerekir yani tüm olay bu yani kimsenin şov yapma motivasyonunda olduğunu sanmıyorum.
devamını gör...
düşük profilli insan mizahı
güldürürken düşündürmeyen her mizah kalitesizdir. yapılan mizahta, imâ edilmek istenen şey doğrudan kabak gibi gösterilmeyecek. cümlenin içine saklanacak. herhangi bir imâ barındırmayan, absürt mizaha hiç girmiyorum bile.
gereğinden fazla bel altı mizah da dahildir bu kalitesizliğe. güldürmediği gibi tiksindirir.
gereğinden fazla bel altı mizah da dahildir bu kalitesizliğe. güldürmediği gibi tiksindirir.
devamını gör...
friday black
küçük çocukların acımasızlığını önleyemediğimiz için, önlemek istemediğimiz için ve hatta cesaretlendirdiğimiz için hasta zihniyetli yetişkinlerle doldurmaya devam ediyoruz dünyayı. kosinski’nin “ boyalı kuş” kitabına adını veren küçük hikaye şöyle idi:
küçük çocuklar bir kuşu alıp farklı renklere boyayıp sürünün içine geri gönderdiklerinde sürü kuşu yabancı ve düşman görüp onu gagalayarak öldürürlermiş. farklı olana nefret bilgisinin çocuklarda bu kadar erken başlamasının nedeni belki de evrensel bir kötülük anlayışının genetik kodlarımıza işlenmiş olmasındandır. yabancı olan, farklı olan düşmandır bize göre. onlardan yeni şeyler öğrenebileceğimiz gerçeği çok da gerçekçi gelmez bize nedense.
ilkokul zamanlarımda bir arkadaşım, nedensiz ve zamansız bir cömertlikle bana kemik bir sapan hediye etmişti. ben de heyecanla eve gidip anneme gösterdim ama annem benim heyecanımı paylaşmak şöyle dursun, sinirlendi ve sapanı elimden aldı ve bir daha o sapanı göremedim. eğer o sapan bende kalsaydı belki kuş vurmayacaktım ama bilinçaltımda öldürme dürtüsü büyütecekti. beni saldırgan bir yetişkin olmaktan kurtardığı için anneme ne kadar teşekkür etsem azdır. herkes aynı bilinçle hareket etse, en azından dünyayı katlanılabilir bir yer haline getirebiliriz belki.
içimizdeki şiddet dürtüsünü çoğaltan bir diğer nokta da tüketim manyaklığımız. ihtiyaç duymasak da almaktan kendimizi alamadığımız onca saçma sapan nesne ve onlarla olan ilişkimizin sahiplik ilişkisinden aitlik ilişkisine evrilmesi. tüketme güdüsü öyle bir ele geçiriyor ki bizi sahip olmak için gözümüzü karartıp her şeyi yok edebilecek raddeye geliyoruz. ya benim olmalı bir şey, ya da var oluşuna bir son vermeliyim. saçmalık her yanımızı sarmışken direnebildiğimiz kadar direniyoruz yaşamın ahenkli işkencelerine.
velhasılı, bu kitap yukarıda anlattıklarımı ya da başka şeyleri hikaye ediyor. bence okumalısınız ya da siz bilirsiniz.
küçük çocuklar bir kuşu alıp farklı renklere boyayıp sürünün içine geri gönderdiklerinde sürü kuşu yabancı ve düşman görüp onu gagalayarak öldürürlermiş. farklı olana nefret bilgisinin çocuklarda bu kadar erken başlamasının nedeni belki de evrensel bir kötülük anlayışının genetik kodlarımıza işlenmiş olmasındandır. yabancı olan, farklı olan düşmandır bize göre. onlardan yeni şeyler öğrenebileceğimiz gerçeği çok da gerçekçi gelmez bize nedense.
ilkokul zamanlarımda bir arkadaşım, nedensiz ve zamansız bir cömertlikle bana kemik bir sapan hediye etmişti. ben de heyecanla eve gidip anneme gösterdim ama annem benim heyecanımı paylaşmak şöyle dursun, sinirlendi ve sapanı elimden aldı ve bir daha o sapanı göremedim. eğer o sapan bende kalsaydı belki kuş vurmayacaktım ama bilinçaltımda öldürme dürtüsü büyütecekti. beni saldırgan bir yetişkin olmaktan kurtardığı için anneme ne kadar teşekkür etsem azdır. herkes aynı bilinçle hareket etse, en azından dünyayı katlanılabilir bir yer haline getirebiliriz belki.
içimizdeki şiddet dürtüsünü çoğaltan bir diğer nokta da tüketim manyaklığımız. ihtiyaç duymasak da almaktan kendimizi alamadığımız onca saçma sapan nesne ve onlarla olan ilişkimizin sahiplik ilişkisinden aitlik ilişkisine evrilmesi. tüketme güdüsü öyle bir ele geçiriyor ki bizi sahip olmak için gözümüzü karartıp her şeyi yok edebilecek raddeye geliyoruz. ya benim olmalı bir şey, ya da var oluşuna bir son vermeliyim. saçmalık her yanımızı sarmışken direnebildiğimiz kadar direniyoruz yaşamın ahenkli işkencelerine.
velhasılı, bu kitap yukarıda anlattıklarımı ya da başka şeyleri hikaye ediyor. bence okumalısınız ya da siz bilirsiniz.
devamını gör...
iz bırakan şarkı sözleri
"nothing really matters,
anyone can see"
anyone can see"
devamını gör...
tanışmak için söylenen cümleler
pardon, bir dakika bakar mısınız?
devamını gör...
apolitik olmak
yıllardır apolitik olduğumu zanneden ben başlık sayesinde ne olduğumu öğrendim: ikiyüzlü, tanımsız, mümkün olmayan bir adammışım. vay be helal olsun bana.
devamını gör...
karl dönitz
nazi almanyası'nın büyük amirali ve deniz kuvvetleri komutanıdır. enteresan bir çardır kendisi... çoğu insan bilmez ama kendisi birinci dünya savaşında goeben'de teğmen olarak görev almıştır. hatta eşi ile de istanbul'da tanışıp evlenmiştir. hatta ölmeden evvel şahsi anılarını türkçe'ye çevirterek türk deniz kuvvetleri'ne vermiştir.
prusya ekolü ile yetişmiş olan dönitz nazi almanyası zamanında u bot filo komutanlığı ve deniz kuvvetleri kriegsmarine'de alt komutanlık olan u boat komutanlığı yaptıktan sonra savaş sırasında deniz kuvvetleri komutanı ve büyükamiral olmuştur. nazilerin en fazla yuvalandığı yer olan luftwaffe'nin aksine kriegsmarine daha böyle kanım canım almanya modunda savaşmıştır, ss ve luftwaffe'nin yaptığı türden katliamlara pek bulaşmamıştır.
dönitz ise moderate nazi modunda takılmıştır. şöyle tarif edersem anlarsınız herhalde, ''aman canım işimiz bozulmasın diye kafa sallayıp öyleymiş gibi takılıyoruz'' anladınız siz onu kıps sdkjlgh herneyse; tabi moderate nazi dediysem de, her nazi gibi museviler ve bolşeviklerden ölesiye nefret eden bir çardı kendisi... savaş sırasında 2 oğlu da kendisi gibi u boat subayıydı ve her ikisini de savaşta kaybetmiştir. dönitz ile alakalı en tartışmalı konulardan birisi ise, sebep olduğu laconia faciasıdır ki kendisi de bu facia sonrasında ne şartla olursa olsun düşmana ait hiçbir sivil ve savaş esirinin denizden canlı kurtarılmaması emrini vermiştir. laconia faciasında da almanlar yanlışlıkla sivil ingiliz gemisini vuruyorlar daha sonra ingiliz sivilleri kurtarıp denizaltıya alıp güvertesine kızılhaç seriyorlar. bu esnada onları gören bir amerikan b24 liberator üzerinde ingilizlerin de olduğu kızılhaç serili alman denizaltılarını vuruyor falan... e ardından da almanlar ''s*kerim insanlığını da yapacağınız işi de'' deyip filikalara ingilizleri bindirip açıkdenizde bırakıyorlar falan... dönitz ise bu olayın ardından işte o meşhur laconia kararlarını alıyor. bu sebepten ötürü de savaştan sonra nürnberg'de 10 sene yatıyor...
savaştan sonra tonton dede modunda takılıp batı almanya'da uzuuunca bir süre yaşadıktan sonra da 1981'de vefat etmiştir. cenazesine aslında yasak olmasına rağmen alman deniz kuvvetleri üniformalı tam kadro olarak katılmıştır. kazandığı alman madalyalarının yanında ek olarak kendisi de subay sınıfı osmanlı gelibolu kıta harp madalyası sahibidir..
dügüdüt: yazarken ''lan goeben miydi breslau mu ?'' diye ikilemde kalmıştım altta arkadaşım düzeltmiş sağolsun. breslau'da teğmendi sözlük...
prusya ekolü ile yetişmiş olan dönitz nazi almanyası zamanında u bot filo komutanlığı ve deniz kuvvetleri kriegsmarine'de alt komutanlık olan u boat komutanlığı yaptıktan sonra savaş sırasında deniz kuvvetleri komutanı ve büyükamiral olmuştur. nazilerin en fazla yuvalandığı yer olan luftwaffe'nin aksine kriegsmarine daha böyle kanım canım almanya modunda savaşmıştır, ss ve luftwaffe'nin yaptığı türden katliamlara pek bulaşmamıştır.
dönitz ise moderate nazi modunda takılmıştır. şöyle tarif edersem anlarsınız herhalde, ''aman canım işimiz bozulmasın diye kafa sallayıp öyleymiş gibi takılıyoruz'' anladınız siz onu kıps sdkjlgh herneyse; tabi moderate nazi dediysem de, her nazi gibi museviler ve bolşeviklerden ölesiye nefret eden bir çardı kendisi... savaş sırasında 2 oğlu da kendisi gibi u boat subayıydı ve her ikisini de savaşta kaybetmiştir. dönitz ile alakalı en tartışmalı konulardan birisi ise, sebep olduğu laconia faciasıdır ki kendisi de bu facia sonrasında ne şartla olursa olsun düşmana ait hiçbir sivil ve savaş esirinin denizden canlı kurtarılmaması emrini vermiştir. laconia faciasında da almanlar yanlışlıkla sivil ingiliz gemisini vuruyorlar daha sonra ingiliz sivilleri kurtarıp denizaltıya alıp güvertesine kızılhaç seriyorlar. bu esnada onları gören bir amerikan b24 liberator üzerinde ingilizlerin de olduğu kızılhaç serili alman denizaltılarını vuruyor falan... e ardından da almanlar ''s*kerim insanlığını da yapacağınız işi de'' deyip filikalara ingilizleri bindirip açıkdenizde bırakıyorlar falan... dönitz ise bu olayın ardından işte o meşhur laconia kararlarını alıyor. bu sebepten ötürü de savaştan sonra nürnberg'de 10 sene yatıyor...
savaştan sonra tonton dede modunda takılıp batı almanya'da uzuuunca bir süre yaşadıktan sonra da 1981'de vefat etmiştir. cenazesine aslında yasak olmasına rağmen alman deniz kuvvetleri üniformalı tam kadro olarak katılmıştır. kazandığı alman madalyalarının yanında ek olarak kendisi de subay sınıfı osmanlı gelibolu kıta harp madalyası sahibidir..
dügüdüt: yazarken ''lan goeben miydi breslau mu ?'' diye ikilemde kalmıştım altta arkadaşım düzeltmiş sağolsun. breslau'da teğmendi sözlük...
devamını gör...
sevgiliye başka bir isimle seslenmek
yakın geçmişte başıma geldi benim bu. maalesef. sevgilime eski sevgilimin adıyla hitap ettim. aklından, kalbinden, ruhundan geçen üzüntüyü gördüğüm çok kısa ama çok korkunç bir andı. hemen özür diledim, açıklama yapmaya çalıştım, geveledim. tamam, problem yok, bilinç dışı olduğu çok açık. alışkanlıklarımızı, reflekslerimizi kontrol edemiyoruz, ben böyle konuları büyütmem dedi ama ben daha çok ezildim bu tavır karşısında.
insanlara hak ettikleri tepkilerin verilmesi gerektiğini düşünmüşümdür hep. olumlu da olsa olumsuz da olsa. hak ettiğinden azını ya da çoğunu değil. birini alttan almak iyi bir şey değil her zaman. belki sinirlense ya da üzüntüsünü dışa vursa, bu konuyu konuşmak istese daha az bok gibi hissedecektim kendimi.
yahu ne saçmalıyorum acaba... desenize eski sevgilinin adıyla sevgiline hitap etmene sebep olan duygun yüzünden kendini bok gibi hissetmiyorsun da ağzından çıkan bir sözcükle mi hissediyorsun... vay anasını arkadaş, ne gerzek yaratıklarız.
insanlara hak ettikleri tepkilerin verilmesi gerektiğini düşünmüşümdür hep. olumlu da olsa olumsuz da olsa. hak ettiğinden azını ya da çoğunu değil. birini alttan almak iyi bir şey değil her zaman. belki sinirlense ya da üzüntüsünü dışa vursa, bu konuyu konuşmak istese daha az bok gibi hissedecektim kendimi.
yahu ne saçmalıyorum acaba... desenize eski sevgilinin adıyla sevgiline hitap etmene sebep olan duygun yüzünden kendini bok gibi hissetmiyorsun da ağzından çıkan bir sözcükle mi hissediyorsun... vay anasını arkadaş, ne gerzek yaratıklarız.
devamını gör...
satranç
eskiden çok iyi oynadığım yeri dolmaz oyun.çocuklara öğretilmeli diye düşünüyorum.
devamını gör...
hayvanlardan alınmak istenecek özellikler
kartal gözüne sahip olmak. dünyayı full hd görmek iyi olurdu. miyoplar, gelin bir sarılalım. (bkz: miyopluk)
devamını gör...
avustralya
eskiden aborjin'lerin yaşadığı bir ülkeyken, sonradan britanya imparatorluğu tarafından koloni yapılmıştır.
başkenti canberra, yüzölçümü 7.692.024 km²'dir.
1970'lere kadar beyaz olmayanların göçmen olması yasaktı.
başkenti canberra, yüzölçümü 7.692.024 km²'dir.
1970'lere kadar beyaz olmayanların göçmen olması yasaktı.
devamını gör...
normal sözlük'ün gececi yazarları
ben de olabilirim. gececi degilim aslinda da, yasadigim ulkenin saat farkindan kaynakli bu saatlerde girebiliyorum cogu zaman.sozlugu bana emanet edebilirsiniz yani ,bakarim ben...
iki ay sonrasinda edit: istedim ve oldu evet...
iki ay sonrasinda edit: istedim ve oldu evet...
devamını gör...
depresyonda olan kişiye çık bi hava al iyi gelir demek
depresyonda olan kişinin, depresyonda olmasına sebebiyet veren şeyleri de kendisiyle beraber hava aldırmaya çıkaracağını unutan kişi beyanı.
unutmayın ki; dertleriniz eviniz içinde, ofiste, dışarıda vs değil. tam burada, kafatası dediğimiz yerin içerisinde.
unutmayın ki; dertleriniz eviniz içinde, ofiste, dışarıda vs değil. tam burada, kafatası dediğimiz yerin içerisinde.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
al kırdın kırdın bengaripsengüzeldünyaumutlu. böyle yayın yaparsan olacağı buydu kadın!*

entry sahibi nerdee? iko göreve!!1.11!

entry sahibi nerdee? iko göreve!!1.11!
devamını gör...
fal bakan sözlük yazarları
fal olur, yıldız haritası olur nasıl yaptıklarını anlatsınlar istiyorum. bir de hayrına bana bakıverin.
devamını gör...
transdüksiyon
bakterilerin bakteriyofaj aracılığı ile gerçekleşen genetik bilgi aktarımına verilen isimdir.
böylelikle bakteriler virülans faktörleri,toksin üretimi, antibiyotik direnci gibi özellikleri birbirine aktarabilir.
böylelikle bakteriler virülans faktörleri,toksin üretimi, antibiyotik direnci gibi özellikleri birbirine aktarabilir.
devamını gör...
lieberman buchard yöntemi
kandaki total kolesterolü ölçmeye yarayan özel bir yöntemdir.
kolesterolün asetik asit,sülfürik asit ve asetik anhidrit ile karışımı ile tepkimeye girerek oluşturduğu yeşil rengin 620nm 'de spektrofotometrede verdiği absorbans değerlendirilerek ölçüm yapılır.
kolesterolün asetik asit,sülfürik asit ve asetik anhidrit ile karışımı ile tepkimeye girerek oluşturduğu yeşil rengin 620nm 'de spektrofotometrede verdiği absorbans değerlendirilerek ölçüm yapılır.
devamını gör...
erkek olmak
buradan
az önce youtube önerilenlerime çıkan video, paylaşmadan geçemedim .
bazı şeylere tek taraflı bakmaktan vazgecmeliyiz dostlar, acilen!
az önce youtube önerilenlerime çıkan video, paylaşmadan geçemedim .
bazı şeylere tek taraflı bakmaktan vazgecmeliyiz dostlar, acilen!
devamını gör...