çayın yanında en güzel giden gıda
probis
devamını gör...
sezen aksu şarkılarında geçen mükemmel sözler
unutuldum mu şimdi ben?
unutuldum mu hemen?
bir hatıra mıyım artık?
o da nadiren yâd edilen **
buradan
unutuldum mu hemen?
bir hatıra mıyım artık?
o da nadiren yâd edilen **
buradan
devamını gör...
the big bang theory
her ne kadar yarım bırakmış olsam da güzel bir dizi. sonuna kadar izleyeceğim ama. sitcom dizileri seviyorsanız bunu da seversiniz.
devamını gör...
ankara pavyonları
ankara pavyonlarını bilmem ama evde en büyü hayali pavyon açmak olan 9 yaşında bir veletle yaşıyoruz.
devamını gör...
insana verilmiş üç mucize
akıl, aşk ve eller...
devamını gör...
normal sözlük'ten süresiz uzaklaştırılan yazar
sözlük kurallarına uymadığı için uzaklaştırılmış yazardır. bu konuda aklıma takılan birkaç mesele var. misal şu veya bu nedenden ötürü kafa sözlükten uzaklaştırılan yazarların yaptıkları tanımların silinmesini talep etmek gibi bir hakları var mı? ya da yaptıkları tanımların kopyasını alıp başka mecralarda kullanmasına yönetim sıcak bakıyor mu?
sonuçta buraya yazdıklarımın bütün sorumluluğu bana ait ise uzaklaştırıldığımda da burada kalmasını istememe özgürlüğüne sahip olmam gerekir. bahsi geçen gibi durumlar yoksa bu durumların oluşturulması için bir kamuoyu yaratmak gerektiğini düşünüyorum. ayrıca seri tanım silme özgürlüğünün de artık hayata geçmesi zamanının geldiği kanısındayım.
duy bizi ey yönetim.
ekleme: böyle bir açıklama varmış.
--- alıntı ---
uzaklaştırılan yazarlar için tanımlarını arşivleyip göndereceğimiz bir sistem üzerinde teknik ekip uğraşıyor.
yakın zamanda aktif olunca kendisine mail atacağız.
bu sayede, uzaklaştırılan bütün yazarlar dilerse tanımlarını tamamen kafa sözlük'ten silebilecek
--- alıntı ---.
ekleme 2: bir yıl sonra artılanınca gördüm. yukarıdaki ekleme bölümünde yazanların hiç aslı yok. ne tanımlarınızı sildirebiliyorsunuz ne de arşivini alabiliyorsunuz. bir sene önce bizi yemişler paşam.
sonuçta buraya yazdıklarımın bütün sorumluluğu bana ait ise uzaklaştırıldığımda da burada kalmasını istememe özgürlüğüne sahip olmam gerekir. bahsi geçen gibi durumlar yoksa bu durumların oluşturulması için bir kamuoyu yaratmak gerektiğini düşünüyorum. ayrıca seri tanım silme özgürlüğünün de artık hayata geçmesi zamanının geldiği kanısındayım.
duy bizi ey yönetim.
ekleme: böyle bir açıklama varmış.
--- alıntı ---
uzaklaştırılan yazarlar için tanımlarını arşivleyip göndereceğimiz bir sistem üzerinde teknik ekip uğraşıyor.
yakın zamanda aktif olunca kendisine mail atacağız.
bu sayede, uzaklaştırılan bütün yazarlar dilerse tanımlarını tamamen kafa sözlük'ten silebilecek
--- alıntı ---.
ekleme 2: bir yıl sonra artılanınca gördüm. yukarıdaki ekleme bölümünde yazanların hiç aslı yok. ne tanımlarınızı sildirebiliyorsunuz ne de arşivini alabiliyorsunuz. bir sene önce bizi yemişler paşam.
devamını gör...
kusma hissi uyandıran insan davranışları
yılışık,kaba,ukala olanlar.
devamını gör...
10 bin adım
geçenlerde bir bilim dergisinde okuduğum bir habere bakılırsa pek de bir anlamı olmayan hedef.
deney grupları seçilmiş ve bu 10 bin adım olayının etkileri denekler üzerinde ölçülmüş. görülmüş ki 4500 adım, 40 yaş üstü (özellikle) kadınlarda kalp krizi riskini azaltıyor ama bundan ötesinin belirgin bir etkisi olmuyor. bu arada bu 4500 sayısı da değişiklik gösteriyor çeşitli araştırma gruplarına göre ama hepsinin birleştiği ortak nokta şu: 10 bin sayısı, bilimsel bir çalışmaya dayanmıyor. zira bu olay bir japon firmasının ürettiği adım sayan bir uygulama (ya da cihaz) nedeniyle ortaya çıkmış. hatta yazımında kullanılan japonca harfin yürüyen bir adama benziyor olması nedeniyle ortaya çıktığı da söyleniyor.
deney grupları seçilmiş ve bu 10 bin adım olayının etkileri denekler üzerinde ölçülmüş. görülmüş ki 4500 adım, 40 yaş üstü (özellikle) kadınlarda kalp krizi riskini azaltıyor ama bundan ötesinin belirgin bir etkisi olmuyor. bu arada bu 4500 sayısı da değişiklik gösteriyor çeşitli araştırma gruplarına göre ama hepsinin birleştiği ortak nokta şu: 10 bin sayısı, bilimsel bir çalışmaya dayanmıyor. zira bu olay bir japon firmasının ürettiği adım sayan bir uygulama (ya da cihaz) nedeniyle ortaya çıkmış. hatta yazımında kullanılan japonca harfin yürüyen bir adama benziyor olması nedeniyle ortaya çıktığı da söyleniyor.
devamını gör...
pi günü
14 mart π günü cümleten mübarek olsun.
pi günü, ünlü matematik sabiti π sayısının anısına özel kabul edilmiştir ve her yıl 14 mart'ta saat 1.59 itibarıyla kutlanmaktadır. bunun sebebi ise amerikan tarih formatında bu günün 3.14'ün 1.59 olarak geçmesi ve bunun pi sayısının en yaygın kullanımını anımsatmasıdır.
pi günü, ünlü matematik sabiti π sayısının anısına özel kabul edilmiştir ve her yıl 14 mart'ta saat 1.59 itibarıyla kutlanmaktadır. bunun sebebi ise amerikan tarih formatında bu günün 3.14'ün 1.59 olarak geçmesi ve bunun pi sayısının en yaygın kullanımını anımsatmasıdır.
devamını gör...
geceye bir paradoks bırak
"beni beğeneni ben, ben beğenmem; benim beğendiğim ise beni beğenmez."
- ismail yk paradoksu
- ismail yk paradoksu
devamını gör...
günün sözü
çok az insan vardır ki talihli bir dostunun başarılarını kıskançlık duymadan kutlayabilsin.
aeschylus
aeschylus
devamını gör...
parasite
bence gayet başarılıydı. oscar'ıda fazla abartmamak gerekiyor. hep kendi kendilerine ödül verecek değiller, başka ülkelere de bir göz atıp fırsat vermeleri çok doğru bir karar olmuş. sinema hollywood'tan ibaret değil çünkü.
filme gelecek olursak beni tatmin etti doğrusu. başından beri sürükleyiciydi ailenin samimiyetiyle, çaresizlik duygusunu çok göze batırmadan kolay bir anlatımla ifade etmişler. verilen mesaj en yalın haliyle izleyiciye ulaşmış. sadece son sahneler sanki bir yerlere bağlama zorunluluğundan biraz aceleye gelmiş ve filmin akışı içinde yapay durmuş. sonu için daha etkileyici bir dokunuş söz konusu olabilirdi.
filme gelecek olursak beni tatmin etti doğrusu. başından beri sürükleyiciydi ailenin samimiyetiyle, çaresizlik duygusunu çok göze batırmadan kolay bir anlatımla ifade etmişler. verilen mesaj en yalın haliyle izleyiciye ulaşmış. sadece son sahneler sanki bir yerlere bağlama zorunluluğundan biraz aceleye gelmiş ve filmin akışı içinde yapay durmuş. sonu için daha etkileyici bir dokunuş söz konusu olabilirdi.
devamını gör...
allah'ın dualara görüldü atıp cevap vermemesi
genç kız tripleri. bir ömür dua edersin, en kötü anında dua edersin, ailenden biri kötü durumdadır dua edersin, işin için dua edersin; ama cevap yok. agresif bir başlık belki ama başka türlü açıklayamıyorum dualarla bir yere varılamadığını.
devamını gör...
the matrix
çekildiği tarihte anlaşılamayan hatta günümüzde bile tamamen anlamanın mümkün olmadığı harika bir film.
tekrar etmiş gibi olacağım ama ben de çıtayı çoook yükselttiklerini bilim-kurgu türünde daha iyisinin çıkmasının çok zor olduğunu düşünüyorum.
sanki günümüz çağının ilerde evrileceği formu gösteriyor gibi. gittikçe artan robotlaşma ve yapay zeka ile bir süre sonra yapay zeka ve türevleri arasında insanın azınlık kalıp yapay zeka tarafından yok edilmeye çalışılacağını anlatıyor gibi.
bir diğer ben de canlanan his ise bilmiyorum alanımdan dolayımı ama sanki şuan o geminin içindeki küçük ekip insan vücudundaki bir yabancı etken ve o etkene saldıran yapılar bağışıklık hücresi gibi.
yani içimizde olan zehir her ne ise bu yapay zeka,sosyal medya,teknoloji bunun zararlı olduğu ve bunu vücudun uzaklaştırmaya çalıştığı ancak bunu uzaklaştırmanın zihini boşaltmakla mümkün olabileceği de düşüncelerim arasında yer alıyor.
zaten insanların bu dünya için virüs olduğu da film içerisinde geçiyor. şuan insanlık olarak bizlerin dünyaya verdiği zararları düşündüğümüzde bu da sanki çok yanlış değil gibi duruyor.
ileride birkez daha izleyip sonra bu yazımı okuyup düşüncelerimde ne gibi değişiklikler olacağını merak ediyorum.
tekrar etmiş gibi olacağım ama ben de çıtayı çoook yükselttiklerini bilim-kurgu türünde daha iyisinin çıkmasının çok zor olduğunu düşünüyorum.
sanki günümüz çağının ilerde evrileceği formu gösteriyor gibi. gittikçe artan robotlaşma ve yapay zeka ile bir süre sonra yapay zeka ve türevleri arasında insanın azınlık kalıp yapay zeka tarafından yok edilmeye çalışılacağını anlatıyor gibi.
bir diğer ben de canlanan his ise bilmiyorum alanımdan dolayımı ama sanki şuan o geminin içindeki küçük ekip insan vücudundaki bir yabancı etken ve o etkene saldıran yapılar bağışıklık hücresi gibi.
yani içimizde olan zehir her ne ise bu yapay zeka,sosyal medya,teknoloji bunun zararlı olduğu ve bunu vücudun uzaklaştırmaya çalıştığı ancak bunu uzaklaştırmanın zihini boşaltmakla mümkün olabileceği de düşüncelerim arasında yer alıyor.
zaten insanların bu dünya için virüs olduğu da film içerisinde geçiyor. şuan insanlık olarak bizlerin dünyaya verdiği zararları düşündüğümüzde bu da sanki çok yanlış değil gibi duruyor.
ileride birkez daha izleyip sonra bu yazımı okuyup düşüncelerimde ne gibi değişiklikler olacağını merak ediyorum.
devamını gör...
umrumda degil
#587862 bu tanımı ile saatler öncesinden derbinin berabere biteceğini, hatta 1-1 biteceğini kendinden emin bir ifade ile dile getirmiş, sözlüğün bir müneccim kazandığını bizlere ispat etmiştir.*
bahis işlerine tövbe etmiş olmasam bir kupon yap dalak böbrek basalım derdim*
maç günleri yeni tanımlarını bekliyor olacağım değerli yazar.*
bahis işlerine tövbe etmiş olmasam bir kupon yap dalak böbrek basalım derdim*
maç günleri yeni tanımlarını bekliyor olacağım değerli yazar.*
devamını gör...
charlie chaplin
yaptığı sanata lafım yok, fakat kısaca gerçek hayatından* bahsedeceğim.
- annesi ve babası doğumundan kısa süre ayrıldılar. babası bir alkolikti ve ölene dek içti. annesi ise akıl hastanesinde hayata gözlerini yumdu. charlie bir süre yetimhanelerde yaşadı ve nihayet bazı müzikhollerde sahne alarak kendini bu trajediden uzaklaştırdı. daha sonra mack sennett tarafından keşfedilip hollywood'a ayak bastı, o günden sonra gerçek yeteneği ve yaratıcılığı sayesinde durdurulamaz yükselişi başlamış oldu.
- chaplin ilk karısı mildred harris ile, mildred on beş yaşındayken onunla beraber olup, o on altı yaşındayken evlendi. engelli doğan çocukları maalesef sadece üç gün yaşadı. bir yıl sonra mildred'den ayrılan charlie, yine on beş yaşında olan lita grey ile ikinci şansını denedi. hamile kalan lita'dan çocuğunu aldırmasını istedi, ancak kızın ailesi araya girince yine on altı yaşını bekleyip lita ile evlenmek zorunda kaldı. 3 yıl sonra ayrıldılar. gerekçe ise charlie'nin lita'yı oral sekse zorlaması ve aldatması* olacaktı. charlie 625.000 dolar gibi dönemine göre çok yüksek bir meblağ ödedi ve ayrıldılar.
- chaplin, minta durfee'nin anlattığına göre, çok kötü kokuyordu. iki hafta boyunca hiç değiştirmeden aynı takım elbiseyi giyebiliyordu. sürekli çevresinden şikayet alan charlie bunu tasarruf için yaptığını savunuyordu.*
- set ortamında zalim, egoist ve zorba tavırları ile diğer oyuncuları zorluyordu. marlon brando ile a countess from hong kong filmi setinde neredeyse birbirlerine gireceklerdi. brando, chaplin için, 'korkunç derece zalim', 'egoist bir zorba ve pinti', 'muhtemelen hayatımda gördüğüm en sadist insan' gibi cümleler kurdu. gerekçesi ile insanları film setinde azarlaması ve çok aşağılayıcı ifadeler ile rencide etmesiydi. marlon brando'ya bile oyunculuk mesleğinin yüz karası olduğunu söyleyebilecek kadar yükselebilen sinirli biriydi. daha sonraları chaplin de brando'nun çalışması imkansız birisi olduğunu söyleyecekti tabii.
- luis bunuel meşhur inzivasına çekilmeden önce bütün hollywood'u ifşa etmişti. e hali ile chaplin de buradan nasibini aldı. bunuel'in iddiasına göre, chaplin evinde sürekli grup seks partileri düzenliyor ve arkadaşlarını davet ediyordu. hatta bir detay olarak charlie asla zenginlerin çağırdığı profesyonelleri çağırmaz, onun yerine amatör ve sokak işi seks işçilerini ayarlardı.
ayrıca;
- lastik ve lastikten yapılmış her şeyden tiksiniyordu. bu sebeple prezervatif de kullanmıyordu.
- sütten de nefret ediyordu, süt şişelerine dokunmak bile istemiyordu.**
ilk karısı, mildred harris.

charlie chaplin ve mildred harris.

ikinci karısı, lita grey.

charlie chaplin ve lita grey.

bu da charlie'nin normal hali.


kaynak; stephen weissman - chaplin: a life
luis bunuel - my last sigh.
- annesi ve babası doğumundan kısa süre ayrıldılar. babası bir alkolikti ve ölene dek içti. annesi ise akıl hastanesinde hayata gözlerini yumdu. charlie bir süre yetimhanelerde yaşadı ve nihayet bazı müzikhollerde sahne alarak kendini bu trajediden uzaklaştırdı. daha sonra mack sennett tarafından keşfedilip hollywood'a ayak bastı, o günden sonra gerçek yeteneği ve yaratıcılığı sayesinde durdurulamaz yükselişi başlamış oldu.
- chaplin ilk karısı mildred harris ile, mildred on beş yaşındayken onunla beraber olup, o on altı yaşındayken evlendi. engelli doğan çocukları maalesef sadece üç gün yaşadı. bir yıl sonra mildred'den ayrılan charlie, yine on beş yaşında olan lita grey ile ikinci şansını denedi. hamile kalan lita'dan çocuğunu aldırmasını istedi, ancak kızın ailesi araya girince yine on altı yaşını bekleyip lita ile evlenmek zorunda kaldı. 3 yıl sonra ayrıldılar. gerekçe ise charlie'nin lita'yı oral sekse zorlaması ve aldatması* olacaktı. charlie 625.000 dolar gibi dönemine göre çok yüksek bir meblağ ödedi ve ayrıldılar.
- chaplin, minta durfee'nin anlattığına göre, çok kötü kokuyordu. iki hafta boyunca hiç değiştirmeden aynı takım elbiseyi giyebiliyordu. sürekli çevresinden şikayet alan charlie bunu tasarruf için yaptığını savunuyordu.*
- set ortamında zalim, egoist ve zorba tavırları ile diğer oyuncuları zorluyordu. marlon brando ile a countess from hong kong filmi setinde neredeyse birbirlerine gireceklerdi. brando, chaplin için, 'korkunç derece zalim', 'egoist bir zorba ve pinti', 'muhtemelen hayatımda gördüğüm en sadist insan' gibi cümleler kurdu. gerekçesi ile insanları film setinde azarlaması ve çok aşağılayıcı ifadeler ile rencide etmesiydi. marlon brando'ya bile oyunculuk mesleğinin yüz karası olduğunu söyleyebilecek kadar yükselebilen sinirli biriydi. daha sonraları chaplin de brando'nun çalışması imkansız birisi olduğunu söyleyecekti tabii.
- luis bunuel meşhur inzivasına çekilmeden önce bütün hollywood'u ifşa etmişti. e hali ile chaplin de buradan nasibini aldı. bunuel'in iddiasına göre, chaplin evinde sürekli grup seks partileri düzenliyor ve arkadaşlarını davet ediyordu. hatta bir detay olarak charlie asla zenginlerin çağırdığı profesyonelleri çağırmaz, onun yerine amatör ve sokak işi seks işçilerini ayarlardı.
ayrıca;
- lastik ve lastikten yapılmış her şeyden tiksiniyordu. bu sebeple prezervatif de kullanmıyordu.
- sütten de nefret ediyordu, süt şişelerine dokunmak bile istemiyordu.**
ilk karısı, mildred harris.

charlie chaplin ve mildred harris.

ikinci karısı, lita grey.

charlie chaplin ve lita grey.

bu da charlie'nin normal hali.


kaynak; stephen weissman - chaplin: a life
luis bunuel - my last sigh.
devamını gör...
kurşuni renkler
sezen aksu'dan bildiğimiz ancak bence en güzel göksel'in seslendirdiği pop şarkısıdır.
''yok olamaz dur dur, gidemezsin
gözlerimin rengi dur, bulutlara dönemezsin
yok alamazsın beni deli zaman, dur
ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin''
''yok olamaz dur dur, gidemezsin
gözlerimin rengi dur, bulutlara dönemezsin
yok alamazsın beni deli zaman, dur
ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin''
devamını gör...
hematohidrosis
hematohidrosis, halk arasında kan ağlama hastalığı olarak bilinir ve nadir görülen bir hastalıktır. korku, aşırı stres ve duygusal durumlarda ortaya çıkabilen bir durumdur ve bu durumlarda vücudumuz olaylara farklı tepkiler verebilir. örneğin kılcal damarlarımız çatlayabilir ve bu olduğu zaman vücut sıvılarımızın dışarı çıktığı yerlerden, vücut suyu ile birlikte kan da akar. akan bu kan göz sıvımızın aktığı yerden dışarı çıkarsa eğer, hasta kan ağlamış gibi görünür.
kişiler çok fazla duygusal yoğunluk yaşadığında, aşırı stresli olduğunda kılcal damarların gerginliği artar ve sonrasında çatlamalar meydana gelir.
yapılan bir araştırmaya göre, hematohidrosis'in kadın doğurganlığıyla ilişkili olduğunu öne sürülüyor. araştırmaya göre incelenen 125 sağlıklı birey içerisinde regl gören kadınların %18’i, erkeklerin %8’i ve hamile kadınların %7’sinin göz yaşlarında kan tespit edilmiştir. fakat menopoz sonrası kadınların ise hiçbirinin göz yaşında kan bulgusuna rastlanılmadığı belirtiliyor.
araştırmacılar bu sonuçlar doğrultusunda hematohidrosis’in doğurgan kadınların hormonlar tarafından tetiklendiği konusunda fikre sahiptir. ancak, toplumun geri kalanında bu duruma enfeksiyon veya yaralanma gibi durumların neden olabileceği düşünülüyor.
bacterial conjunctivitis olarak bilinen ve göreceli olarak iyi huylu denilebilecek göz enfeksiyonu da kanlı göz yaşına sebep olabilen diğer bir faktör.
hematohidrosis teşhisi, trombosit sayımı, agregasyon teşhisi, pıhtılaşma profili ve deri biyopsisi ile koyulabilmektedir.
hematohidrosis, bazen tedavi gerektiren ciddi bir durum olabilirken bazen de kendi kendine atlatılabilen bir hastalık olabilir. her ihtimale karşı temelde bulunan organik nedenleri saptamak için hastaneye başvurulması gerekir. çünkü, bu hastalık zararsız ve geçici olabilmesine karşın tümör gibi ciddi bir hastalık kadar tehlikeli de olabilmektedir.
kişiler çok fazla duygusal yoğunluk yaşadığında, aşırı stresli olduğunda kılcal damarların gerginliği artar ve sonrasında çatlamalar meydana gelir.
yapılan bir araştırmaya göre, hematohidrosis'in kadın doğurganlığıyla ilişkili olduğunu öne sürülüyor. araştırmaya göre incelenen 125 sağlıklı birey içerisinde regl gören kadınların %18’i, erkeklerin %8’i ve hamile kadınların %7’sinin göz yaşlarında kan tespit edilmiştir. fakat menopoz sonrası kadınların ise hiçbirinin göz yaşında kan bulgusuna rastlanılmadığı belirtiliyor.
araştırmacılar bu sonuçlar doğrultusunda hematohidrosis’in doğurgan kadınların hormonlar tarafından tetiklendiği konusunda fikre sahiptir. ancak, toplumun geri kalanında bu duruma enfeksiyon veya yaralanma gibi durumların neden olabileceği düşünülüyor.
bacterial conjunctivitis olarak bilinen ve göreceli olarak iyi huylu denilebilecek göz enfeksiyonu da kanlı göz yaşına sebep olabilen diğer bir faktör.
hematohidrosis teşhisi, trombosit sayımı, agregasyon teşhisi, pıhtılaşma profili ve deri biyopsisi ile koyulabilmektedir.
hematohidrosis, bazen tedavi gerektiren ciddi bir durum olabilirken bazen de kendi kendine atlatılabilen bir hastalık olabilir. her ihtimale karşı temelde bulunan organik nedenleri saptamak için hastaneye başvurulması gerekir. çünkü, bu hastalık zararsız ve geçici olabilmesine karşın tümör gibi ciddi bir hastalık kadar tehlikeli de olabilmektedir.
devamını gör...