benim gibi bilgisizin biriyle edebiyata dair sohbet ederek beni mutlu etmiş yazar.
devamını gör...

mühendislik mezunu adama çaycılık teklif edersen tabi beğenmezler.
devamını gör...

böyle tiplemelerin her şey için mükemmel bir açıklamaları var zaten: kara mizah. her konuda istedikleri gibi hakaret edip tehdit savurduktan sonra "kara mizah" diyerek işin içinden çıkabiliyorlar kendilerince. şuraya dandik bir entry girerken bile 50 kez kontrol eden insanım, yanlış anlaşılacak bir şey yazmayayım diye. bu insanlar (insan demeye de dilim varmıyor) ülkenin yıllardır kanamakta olan yarasını nasıl bu kadar fütursuzca sözde mizahlarına malzeme yapabiliyorlar? bu cesareti nereden buluyorlar? keşke gerekli merciler bu sorular üzerinde bizden daha çok kafa patlatıyor olsaydı.
devamını gör...

--- alıntı ---

yıkılmak binaya mahsus bir şey değil ki, züleyha. bir insanın, bir cümle ile yıkıldığını gördüm ben.

--- alıntı ---

(bkz: cahit zarifoğlu)
devamını gör...

en büyük problem ; maaşların zamanında yatmaması, bir 9unda yatıyor , bir 13ünde, bu kadar da gevşek olmamalı yönetim.
devamını gör...

yoktur.

bir tanımdan libidom yükselecekse allah öyle libidonun belasını versin.
devamını gör...

gençlik yıllarımız.
devamını gör...

asosyal evladını ininden çıkarmaya çalışan anne. genelde istediğini alamaz ama asla pes etmez. her misafir gelişinde bu kriz tekrarlanır.
devamını gör...

(bkz: feridun abi daha erken ama)
devamını gör...

üst tanımda da bahsedildiği üzere; etki alanında bulunan canlılar üzerinde, yıllarca süregelecek hasar bırakan büyük bir afetin ardından * bu canlıların iç yapıları üzerinde kendini göstererek ciddi ciddi büyümelerini engelleyen bir çeşit etki.

bahse geçen terim 1993 yılında adam urbanek tarafından graptoloidlerin neslinin tükenmesiyle ilgili yazılan bir makalede görüldü. daha sonra birçok kişi üzerine çalışmalar yaptı.

pompeii olayını birçoğumuz biliyoruz. okuduklarım yamultmuyorsa pompeii'den kalan bazı canlı türleri de küçüle küçüle yok olmak üzere * çünkü yaşanmış olan olay, canlının anatomik yapısını hedef alıyor ve onun da, ondan sonra gelenin de hipofiz bezinin doğru bir şekilde çalışmasına izin vermiyor. çok daha büyük organizmaların aldığı etki şiddeti, küçük organizmların aldığı şiddetten büyük olabiliyor ve bu şiddetin büyüklüğü lilliput'un olağana göre kısa bir zamanda kendini göstermesine yol açıyor.
devamını gör...

(bkz: ne verdin elinle o gelir seninle)
devamını gör...

bozdun ya al işte.
devamını gör...

"öğretmenim hani ben seninle evlenicem demistim ya büyüyünce, artık ipek alinle evlenmek istiyorum onun gözleri naneli şekere benziyor."

garson süt getir, efkarlıyım.*
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

müzik zevkim olmadığını öğrendiğim başlıktır.
bugün de genelleme dozumuzu aldık şükür. *
devamını gör...

çeviri bir şiire ait olmaktan çok daha güzel, harika sözlere sahip şarkı. içinde sevginin yanında kırılganlık da mevcut olup sevilen nesnenin iyi ve kötü özelliklerini birlikte görebilen olgun kişilik yapısı göze çarpmaktadır
devamını gör...

neyi bekliyoruz
devamını gör...

ön edit: şirk mirk diyerek tepemin tasını attırmayın. gidin biraz divan/halk edebiyatı okuyun, mazmun nedir öğrenin.

bir " aşık ibreti " şiiridir. divan edebiyatı mazmunlarına, dini-tasavvufi halk edebiyatına hakim değilseniz anlamlandırmakta zorlanabilirsiniz ya da anlamlandırsanız da eksik kalacaktır.

bir "nefes"te "leyla" dır, şiirin tamamı.

kaşın mihrabımdır kabem yüzündür
söylerim çıktıkça avazım benim
benim kıblegahım iki gözündür
her vakit sanadır niyazım benim

tuba dedikleri güzel boyundur
huri melek derler senin soyundur
aşığa cevretmek eski huyundur
dişi inci dudak kirazım benim

ibreti kapında her zaman kulum
asla eteğinden çekemem elim
görmese gözlerim lal olsa dilim
senden ayrılamaz bu özüm benim

edit: bir dağın kökünden dinamitlenişi..*)
devamını gör...

küçük kuzenim bir keresinde şakasına seni sevmiyorum demişti:
-sana çok kırıldım
-nasıl kırıldın ki. babama söyleyelim yapıştırsın bir kere arabamı kırmıştım hemen yaptı merak etme ...
sanırım yaşadığım en saf andı ...teşekkürler minik *
devamını gör...

andrew miller kitabıdır.

deniz gören bir evde yaşamak çok güzel olabilir çocukluğunuzda. ben bilmiyorum nasıl bir duygu olduğunu. yemyeşil ağaçlarla dolu, kuş sesleri ile kıpır kıpır bir ormana bakan; hatta kendi bahçesi olan bir evde büyümek de çok güzel olabilir. maalesef ben bunu da bilmiyorum. belki kalabalık, capcanlı bir sokağa ya da caddeye bakan neşeli bir gürültü ile dolan bir evde büyümek de güzeldir. bunu da bilmiyorum ben. aklıma gelmeyen onlarca güzel manzaraya komşu bir evde büyümek ne güzeldir kim bilir! onları hiçbirini de bilemem ben.

ben 4 yaşından 14 yaşına kadar karadeniz’in ıpıslak bir şehrinde yaşadım ve yaşadığım evin manzarası çok da bakılacak gibi değildi. ama ben izlerdim ara sıra. aslında çokça izlerdim. evimiz büyük bir mezarlığa bakardı. mezartaşı olarak yeşilli mavili tahtaların olduğu, kime ait olduğu belli olmayan büyüklü küçüklü mezarlar vardı bu mezarlıkta.

eve en yakın iki mezarlık bir metre bile değildi. o zamanlar ben de bir metre bile değildim. bu iki mezarlık hep kafamı kurcalardı. neden bu kadar küçük olduklarını anlamakta zorluk çekerdim. sonra, yani yaşım ilerledikçe anladım bunu ama bu aydınlanma beni hiç mutlu etmedi.

okula başladığım zaman her sabah ilk olarak bir mezarlık görmek, eve girmeden önce son gördüğün şeyin mezarlık olması çok ağır bir gerçeklikle yüz göz ediyor insanı. hele pencereden her baktığında ili küçük mezar görmek gerçekten çok zordu.

sonra başka bir karadeniz şehrine taşındık. apaydın bir şehre. ve ben 14 yaşından 16 yaşına kadar bu evde yaşadım. eve yerleşene kadar bir sorun yoktu. ya da ben fark etmedim. ama mutfak camından baktığımda kocaman, heybetli, mermer bir mezarın bana baktığını görünce kadere inanır gibi oldum. mezarlıklar beni takip ediyordu. ama buna alıştığımı da fark ettim hüzünle ve mutlulukla.

mezarlara yakın olmak alışılacak bir şeydi yakın olanlar için. onlar ölüme de alışırlar hızla. ölümün derinden gelen kokusuna da alışırlar. dışarıdan gelenler, dışarıdan bakanlar için tuhaftır durum. zordur. alışılmadıktır.

keşke o zamanlar becche bir çukur kazsaydın bizim için de.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim