şu x uçurulsun, y uçurulsun türünden başlıklar neden başıboşlar sekmesine gitmez ki!

hamas'ın kassam füzeleri gibi arka arkaya saçma sapan başlıklar açılıyor. bari belli bir kesime kanal yetkisi verilse de şu ayrıştırıcı başlıklar temizlense.

solda kaldığı sürece yazarlar tepki gösterip başlığa cevap veriyor. trollükse kalitesiz trollüğün alâsı yapılıyor. hiç bir yaptırımı da yok görünürde.
devamını gör...

yalın bir dil ile derin anlamları buluşturan yazar. kelimelerin arasına serpiştirdiği kendidir kanımca, o aynı kelimelerin arasındaki hecelerin arasından göz kırpan ve hayata dair her şeye uzaktan görülemeyecek güzellikte bakışlarla bakmasını ve görmesini bilen yazar.
anlatısı daim olsun.
devamını gör...

bir arkadaş zekai özger şiiri. bu şiirin isim verdiği bir şiir kitabı da mevcut.
şiiri eser gökay'ın sesinden dinlemek için tıklayınız.

bu şiir beni geçen sene kah güldürüp kah ağlatantır. hani bazı kelimeler aynı kalpten çıkmış gibi hissettirir ya bu şiiri de zekai özger'in değil benim kalbimden, etimden, kemiğimdendir. sanki bendir; benim aynamdır.

sabahın bir körü kalkardım. yemek içmek işlerini halleder, keyfim varsa süslenir keyfim yoksa saçımı toplar bir tişört geçirir üstüme çıkardım dışarıya. hava sıcak, asfalttan dumanlar yükselirdi. içimi stres yakarken tenimi de güneş yakardı. el, kol dolu, ağzımda maske nefes nefese yürürdüm durağa. durak türkiye'nin her yerinde bir zamanların dershanesi şimdinin kolejlerinden birinin önünde. durağa gelmeden alt yolda bir park var. ıssız mı ıssız, zaten hava yeni aydınlanmış çocuklar derin uykularının en tatlı yerinde olurdu. ben gider her sabah otururdum o parka günün ilk sigarası için. parkın karşısında malum kolej. kulağımda kulaktan onur akın'ın sesinden bu şiirin bestelenmiş halini dinlerdim. bir fırt sigaradan alır efkarlı efkarlı 'sen içeride ben dışarıda, oy mahpusluk' derdim. gözlerim genelde buğulanır, denemelerin güzel geçtiği günler umut dolu bakardı.
ben yine bu sevdanın peşinde yandığım günlerdeyim.
öğretmenlik sevdadır.
çocuklar söz size öğretmeniniz çam kolonyası getirecek bi'gün.
onur akın/ çam kolonyası


göğü kucaklayıp getirdim sana
kokla
açılırsın

solmuşsun
benzin sararmış
yorgun bir işçinin yüzüne benziyor yüzün
öyle bükük bakma bana

çam kolonyası getirdim sana
kentli dağlıların haklı sevdasını
bolu ormanlarından çarpan bir koku
sanki köroğlunun ter kokusu
aman kokusu, billah kokusu
canlarım ,canım benim

üzme kendini bu kadar
sana umudu öğretemeyenlerin suçu mu var
bak yeryüzü ne kadar geniş
ne kadar dar

dur
akıtma gönlüm yaşını
gözünden öpecek bir yer bırak
oy bana en yakın
bana en uzak
sevgili yar
hasretine vur beni

giyecek çamaşır getirdim sana
adettir diye değil, sevdim diyedir
bağışla, eski biraz
bedenim uygundur diye bedenine
elimle yıkadım, ütüledim
elma ağacında kuruttum

günler sarmal bir yay gibi
bunu unutma
bahar annemizin yemenisindeki solgun çiçektir
bunu unutma
seni ben her yerinden öperim
beni unutma

kadere inansaydım
sana inanırdım
düşürmem sigaramın ucundaki külü ben

öyle kırık bakma bana
caddeler nasılda genişliyor
sana bunu söyleyecektim
bileyli bir makas vardı yanımda
sana bunu söyleyecektim
hadi kes büyüyen tırnaklarındaki kiri
sana bunu
oy nasıl söyleyebilirim
deliren sevdamızın kısrak huyunu

elimi tut
tuttururlar, o kadarına izin verirler
kahreden bir ayrılığın çılgınlığı değil bu
bir isyanın kelepçeleşmiş resmidir parmaklarımız

sen içerde
ben dışarda
oy mahpusluk mahpusluk
devamını gör...

sıralamalarda kullanılan, sıra ifade eden sayılara denir. örneğin girdiğiniz bir kuyrukta 12. sıradaysanız buradaki 12 sayısını ordinal sayılara örnek verebiliriz.
devamını gör...

her şeyden evvel türk kültürünü bilip tanıyan ve gençler için çalışmak gerektiğini düşünen bir adamdır. ilk belediye başkanlığı görevini beypazarı ilçesinde gerçekleştiren mansur yavaş, bölgeyi turizme açan ve bölgenin gelişiminde büyük rol oynayan kendisi de beypazarlı olan değerli bir vatandaştır. milli bayramlarımıza, atamıza, manevi değerlerimize samimiyetle önem vermesi benim gözümde onu mükemmelleştiriyor. ankara'daki başkanlık görevini başarıyla tamamlayıp daha büyük yerlere gelmesi temennimdir fakat üzülerek farkındayım ki mansur başkanın önünü açmayı yoluna taş koyacaklar.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kafka " biraz daha uyusam bu olanlardan kurtulabilir miyim" derken nietzche " uyuyunca geçmez kalkın konuşmamız gerek." der. biri sorunları unutmak diğeri çözmek ister.
devamını gör...

ödemelerin tümünü yapıp geri kalan parayla geçinmeye çalıştığın günün başlangıcıdır.
devamını gör...

kızgınlık geçiçidir. içinizde yanan ateş bir müddet sonra soğur. yerini nefrete bırakabilir. belki de hakverirsiniz, hatanın kendinizde olduğunu düşünmeye başlarsınız. yıne de kızgın olma hali tehlikelidir. kızgınlık miktarı arttıkça karşıdaki kişiye zarar verme isteği de o derecede artar. genel hali asabi olan insanların kızgınlık duygusunu yaşaması daha sık olur. bu insanlar aynı ölçüde çabuk sakinleşebilir. ancak çabuk sinirlenmeyen, daha yavaş tepki hızına sahip insanların kızgınlıkları daha yoğun olup sakinleşme süresi daha uzundur. kızgınlık ekseriyetle engellenmiş hissi ile birlikte oluşan durumdur.

kırgınlık ise çok daha naif gibi görünen bir duygudur. çoğu zaman yanlış anlaşılmış olma hali ile zuhur eder. sevdiklerimize kızgınlık yerine kırgınlık hissederiz. kırgınlığı ifade etmek daha zordur. kırgınlık yaşanılan durumda ifade etmek karşı tarafı da kırma ihtimalini ya da karşı tarafın kabul etmeme ihtimalini de beraberinde getirir. affetmesi de bir o kadar uzun sürebilir. kırgınlık gerçekten affedilir mi? emin değilim. affetim demek, iletişime kaldığı yerden devam etmekle gerçekten affetmek olmamış gibi görebilmek arasında bayaa fark var cünkü. affetmiş gibi yaptığımızda karşı taraftan her an aynı ya da benzer bir davranış beklenir içten içe. gerçekten affedebilen ve tekrar aynı davranışı beklemeyen insanlar karşı tarafı çok iyi tanımış, zaten yanlışlıkla yapılmış olduğunu hatta belki de hatanın bir kısmını o o davranışa sürükleyen kendisi olduğunu düşünerek affeder.

kendi adıma bir kaç kez kızdığım insana bir süre sonra kızmayı bırakırım. çünkü artık değişmeyeceğine, farklı düşünce ve duygular içinde olduğumuza ikna olurum ve tekrar kızmayacağım bir uzaklığa doğru kendimi çekmeye çalışırım. ilk gençlik yıllarımda çok kızgın bir insandım. özellikle aileme karşı bir anda öfke patlamaları yaşardım. bu durumun ortadan kalkması için gerçekten çok çaba sarfettim.
yine de abime göre ben halen eserikli birisiyim. her kızdığımda sakinleşince sorardı. "lodos geçti mi?" eşim de evliliğimizin ilk yıllarında olaylara çabuk tepki gösterdiğimi, çok çabuk kızdığımı söyler, beni bu konuda çok eleştirirdi. zamanla bu huyumu düzeltmeye başladım.
galiba bugün çevrem tarafından daha sakin bir insan olarak anılmamın sebebi bunu başardığımın göstergesi.
nasıl yapabildiğime gelince; insanları tanırken onların hayatını her yönü ile incelemeye, düşünce ve yetiştirilme tarzlarına dikkat etmeye, onlardan gelecek zararları önceden kestirmeye başladım. bu noktada olaylardan çok ruhsal çözümlemelere yer veren roman ve öykü okumaları ben fark etmeden beni büyük oranda ehlilleştirdi. yine de adımız çıkmış dokuza inmez sekize hesabı eşimin gözünde ben her an patlamaya hazır bir bombayım. oysa ben şimdilerde ona pek az kızıyorum. kızgınlığı bıraktığım dönemlerde sürekli kırılıyor, kırgınlık yaşamak için bahane arıyordum. şimdi kırgınlık da yaşamıyorum. artık onu ve beni çok iyi tanıdım. en azından 14 yıllık bir evliliğe göre amaçlarım ve önceliklerim değişti.
peki eşimin beni halen çabuk kızan bir insan olarak görmesi umrumda mı ?
hayır !
neden ?
çünkü bendeki değişimi fark etmiyor olmak onun sorunu. hem ne demiş mevlana; "sen ne söylersen söyle, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır."

kırgınlık ise öyle değil. insanın celladına aşık olması gibi kırılır kırılır yeniden ona dönerim. hani hayırsız olarak nitelendirilen bir evlattan annesinin hiç umudunu kesemiyor olması gibi.
çok sevdiğim iki gözümün çiçeği iki arkadaşım var. ikisi de düşünce dünyası anlamında, hayatı algılama şekli anlamında benden biraz uzak insanlar. ilk zamanlar onlara çok kırılır hiç bir şey belli etmezdim. sonra sonra anladım ki onlar beni kırmak için yapmıyorlar. ben onlardan yapamayacakları şeyler bekliyorum. zaman zaman kırgınlıklarım yerini "farklılıklarımızla birbirimizi geliştiriyoruz" a bıraktı. şimdi onları çok iyi tanıyorum ve verdikleri tepkiler beni rahatsız etmiyor. aynı süreci onlar da benimle yaşamıs. dostluk dediğimiz duruma da bu kırılmaları tamir ede ede geldik. ne mutlu bize.

tüm bu yazdıklarımın sonucunda kızgınlık ve kırgınlığı en az seviyede yaşamanın benim açımdan en önemli formulü şu; kendini sevmek ve kendine güvenmek.
tanım: kızgınlık ve kırgınlık duygularının özelliklerinin anlatıldığı başlık.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
doğuyor mı batıyor mu? seçim yazarların.
devamını gör...

(bkz: paralel evrende bugün) buradan

almanya aile, yaşlılar, kadınlar ve gençlik bakanı ve bir sonraki seçimlerde sosyal demokrat parti'nin berlin belediye başkanı adayı franziska giffey, kendisine yöneltilen intihal suçlamaları nedeniyle istifa ettiğini duyurdu.

konuyla ilgili açıklama yapan bakan giffey, "son günlerde 2010'daki (doktora) tezimle ilgili yenilenen bir tartışma oldu. hükümetin, partimin ve halkın, meselenin açıklığa kavuşturulmasını görmeye hakkı var. şansölyeden beni bakanlık görevinden almasını istemeye karar verdim." dedi.

berlin free üniversitesi, kısa süre önce bakan giffey'in "avrupa birliği" üzerine yazdığı doktora teziyle ilgili üçüncü kez araştırma yapmış ve giffey'den suçlamalarla ilgili açıklama talebinde bulunmuştu.

ancak üniversitenin üçüncü kez yaptığı soruşturmanın sonucu henüz kamuoyu ile paylaşılmadı.

alman bakan, suçlamalar artık doktora unvanını kullanmayacağını dile getirmişti.

"söylediklerime sadık kaldım, tez çalışmamı yeteneklerim ve vicdanımın en iyisi olarak yaptım." diyen giffey "hatalar yapmışsam pişman olurum." değerlendirmesinde bulundu.
devamını gör...

afrika'da bulunan küçük ülkelerden biridir. başkenti malabo'dur.
devamını gör...

kitabı okuduktan sonra verdiyseniz, geri alıp ne yapacaksınız? çöptür o. mutfakta kullandığınız sarı bez, okunmuş kitaplardan daha işlevseldir.

ülkemizde kitap okuma oranı düşük ama kitaplara yüklenen manevi değer çok yüksek. kusura bakmayın hatta bakın ama bu saçmalıktır.

sanırım bunun nedenlerinden biri, bir türlü* geliştirilmeyen kütüphanelerdir. avrupa’da kitap satın alma oranı çok düşüktür. çünkü kitap alacak yer yok ulen. gidiniz viyana’ya ve kitapçı arayınız. sanırım koca şehirde iki tane kitapçı var, ikisi de aynı mağazanın şubeleridir. ama kütüphane sayısı çoktur. sadece ulusal kütüphanede 7 buçuk milyon kitap var. şehir nüfusu 2 milyon, kütüphanelerde bulunan kitap sayısı 20 milyondan fazladır. alırsınız kitabı, okur geri verirsiniz. olay bu kadar basit.

kitapları değil, içinde olan bilgileri beyninizde saklayın. bu kadar da kutsamayın. verin gitsin.
devamını gör...

''allah bu sözlüğe bi daha format ve kural yazdırmasın''
devamını gör...

fikret kızılok - gönül
devamını gör...

arkadaşlar teşekkür ediyorum hepinize sağolun. bu kadar nick altı görünce öldüm zannettim gerçi. neyse ki doğum günümmüş.

teşekkürler necip kafa sözlük ahalisi.
devamını gör...

kitap zekayı kibarlastırır.
kibarlaşan zeka ruhu inceltir.
ve tabiki dünya ince ruhlular için tam bir cehennemdir.
devamını gör...

yazsanıza olum açık açık kürt destekli partiye karkeren kurdistan yaptı diye. ilk defa mı yapıyorlar, yılların numarası bu. sonra ağzımızı açınca ırkçı oluyoruz.

ya sizin ananızı atanızı s****im. ormanda masum hayvanlar var o****u evlatları. bir hayvanı nasıl yakmayı kabul edersiniz kanı, mayası bozuk p** kuruları. komple* kanınız bozuk sizin kanınız. çıkart ak-47'ni de savaş saygımızı kazan bari. annesini iki biraya elletecek tiplerlerle ne uğraştık be yıllardır. ne bitmez derdimiz varmış *mk.
devamını gör...

hesabınıza ..... tutarında para yatmıştır. tabii burada tutar da önemli. bir mutluluk bir sevinç yaratır.eğer sadece size aitse mükemmel bir durum.
devamını gör...

mavi gozlu tipsiz yazar isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.

sözlükte 'aşırı kalabalık, yığılma' anlamına gelen sözcüktür.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim