wilfrid voynich (1865-1930)

1912 de bu kitabı italya’da bi papazdan satın alan yazar, kitabın şifresini çözmek için çalışmalara başlıyor.

113’e yakın tanınmayan bitkiler,
astronomi ve astroloji,
karnı şişik, banyo yapan çıplak kadınlar,
kozmolojik çizimler,
bitkisel ilaç resimleri ve
kimsenin bilmediği bi dilde yazılmış sayfalarca yazı barındıran, 240 sayfadan oluşan bu kitabın 15. yüzyıla ait olduğu düşünülüyor.

bazıları bunu voynich’in trollüğü zannederken, bazıları ise ölümsüzlüğün formülü var zannederek hayatlarını bu şifreleri çözmeye adıyor. bi ara voynichology diye akım bile çıkmış ortaya.

2018’ de yapay zeka’nın bile çözemediği bir dilde olan bu kitabı bi ele geçirsem, nasıl sevinçli olurdum biliyor musunuz? *

daha çok detay ver, daha çooook diyeni şöyle alayım.

bahsettiğim gibi merak ettiğim bir konu. vaktim olunca mutlaka izleyeceğim üstteki videoyu.

umarım gizem çözülmüştür. *

edit:

az önce izlemeye çalıştım fakat sadece yirmibeş dakikasına katlanabildim. şimdiye kadar düşündüğümden farklı bir kelime etmedi kitabı inceleyen şahıs. altı yılını* boşuna heba etmiş maalesef.

kitabın neyi anlattığına değil, anlatmadıklarına odaklanarak sırrını çözme yolunda, onun deyimi ile “çemberi daraltmış.” ben böyle göremedim.

kitaba ulaşmış ve bunun havasını atıyor gibi yansıdı bana. altı yüz yıldır çözülemeyen bu kitap, altı yüz yıl daha çözülemeyecek gibi.
devamını gör...

genellikle akdeniz ülkelerinde yetişen bir taxacae familyasından bir ağaç türü. bilimsel tür adı taxus baccata. iğne yapraklı bir ağaç olduğu için tüm yıl yaprakları üzerindedir. boyu 13 mete ve üzerine çıkabilen ve 1000 yılı aşkın yaşama ömrü olan çok uzun ömürlü bir ağaçtır. yaprakları zehirlidir. kırmızı bir meyvesi var ve bu meyvesi yenebiliyormuş ama çekirdeği zehirli olduğu için çıkartılıp tüketiliyormuş. siz yemeyin ne olur ne olmaz tavsiye değildir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nilüfer'in "nilüfer'84" albümünde yer alan, müziği yannis markopoulos'a, sözleri ise ülkü aker'e ait olan şarkıdır.
kırık bir aşk hikayesidir, olmamıştır, oldurulamamıştır, giden sevgilinin ardından acı bir serzeniştir.
geride kalan paramparçadır, yaşama küsmüştür. öyle ki "dönsen bile bulamazsın beni bende" der. artık dönmesi önemli değildir, gitmiştir bir kere. hatta akıbetini bile bilmek istemez gidenin. ama sorar yine de "şimdi bensiz günlerin söyle nasıl geçiyor?"
"ben darmadağınım senin yüzünden, hala ne yana baksam, neye elimi atsam seninle dolu. bak halime! ben bu haldeyken sen nasıl iyi olabilirsin?" der aslında sevdiğine.
unutulmayan herkes gibi hala bu kadar hesapsızca ve güzel sevildiğinden haberi olmayan, hatta denilebilir ki hayattaki tek beceriksizliği onu bu kadar seven insanı sevememek olan insanlara sorar bu soruyu...

sahi sen neredesin ben nerede?

demedi demeyin aşk acısı çekenler uzak dursun, bol efkarlı arabesk-pop bir şarkıdır. daha sonra ferdi özbeğen * ve soner arıca tarafından da seslendirilmiştir.

dönsen bile...


yunanca hali için buradan

ferdi özbeğen yorumu için; buradan

ama ben hem acı çekeyim hem de hafif bi salınayım olduğum yerde derseniz sizi tarafa alalım.*
soner arıca yorumu için; buradan
devamını gör...

merhaba
ben kunteper, 26 yaşındayım ve canavarım. başka da bir şey yok, bu kadar.
devamını gör...

sanırsın kendisi ingiliz kraliyet ailesinden ..

hihihi.
devamını gör...

genelde makyaj yapmıyorum. makyaj yapmayı bilmiyorum çünkü pek. kullandığım malzemeler de standart. ve uzun süredir tedavi gördüğüm için de yüzüme ürün sürmemek zorundayım. hiç yapmıyorum desem yalan olur ama çok nadiren yapıyorum. zaten yapınca da bir şeye benzemiyorum ki.. ama kafaya koydum yavaş yavaş ekipmanları alıp öğrenicem kaç yaşına geldik maskara çizgisinden çıkamadık ya.. tabii yapmamamın bir nedeni de makyaj malzemelerinin fahiş fiyattan satılması...
devamını gör...

birçok sebebe bağlı olmakla birlikte genelde;
*soğutma suyunun azalması ya da bitmesi
*motor ısısını ölçen termostatın bozulması,
*soğutma fanı arızası,
*devirdaim pompasında kaçak olması,
*motor yağı eksikliği,
*araç gösterge panelindeki göstergelerin çalışmaması.
* motor kapak ve silindir contalarının deforme olması,

eğer hararet yükselirse ve motordan buhar çıkıyorsa, mutlaka kazaya sebebiyet vermeyecek, güvenli bir yerde aracı sağa çekin.
radyatör kapağını kesinlikle açmayın, motor suyu çok sıcaktır,vücudunuzda ciddi yanıklar oluşabilir.
aracın soğumasını bekleyin. mümkünse eger servis çağırın.gozunuzle aracın su hortumlarını gözle kontrol edin. hararet yapmış bir aracı sürmek için ısrar etmeyin.
devamını gör...

allah arapça
rab ibranice
mevla farsça
tanrı türkçe
"rabbim" sorun yok, "yüce mevlam" sorun yok, "ulu tanrım" sorun*
devamını gör...

önlerden yerimizi alalım bakalım
benim de şöyle dinleyeceğim yayındır.(bkz: radyoyu dinliyorum gözlerim kapalı)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

isyan, hüzün, serzeniş vb. sebeplerle yüksek sesle bağırmak
devamını gör...

aşağıdan izlenebilecek görüntülerdir.

devamını gör...

sözlük alemine yeni arkadaşların kafasına taktığı konulardan biridir; "yazdıklarımızı kimse okumuyor, o halde yazmanın da bir anlamı yok" meselesi. ben yaklaşık 12 senedir sözlüklerde yazar oldum, yazdım, çizdim, okudum, okundum, uzun uzun tartıştım, alkışlar aldım, davetler aldım, küfürler yedim. bugün geldiğim noktada çıkarımım, hiç fark etmediğidir.

esasında kimse kimsenin umurunda değildir. ilk önce bilmemiz gereken acı kural budur ve hayatımızın her döneminde, özellikle karar vermemiz gereken dönemlerde mutlaka adamakıllı ele almamız gerekir. sizin bir yerde konuştuğunuz şeylerden, karşınızdaki kendi yaşantısıyla ne kadarını bağdaştırabiliyorsa, ne kadar içselleştirebiliyorsa ya da o anda ne duymak istiyorsa o kadarını alır. sonra o konuda sizinle bir tartışma içine girer ve bu tartışma, eğer siz bir konuda yazarken ya da konuşurken o konuyla alakalı birikiminizle yazmışsanız, konuşmuşsanız genellikle kısır bir tartışma olur, nadiren insanlar birbirinin ufkunu açan sohbetler yapar. zaten öbür türlü bir boka yaramayan asalak bir yazarsınızdır ve kimse sizinle tartışmayacaktır.

beğeni, favori gibi şeyler kişinin kendisini değerlendirmesi açısından önemlidir. unutmamamız gereken şey ise, sözlükler, hayata dair konular hakkında düşünmemizi sağlayan yerlerdir. bazı yazarlardan bir şeyler öğreniriz, bazen kendi düşüncelerimizi yazıp okur, tutarsızlıkları buluruz. yavaş yavaş yontarız kendimizi, nerelerde uçlardaymışız, nerelerde gerideymişiz, yıllar geçerken bakakalmışmıyız öylece. üç beş paragraf yıkar geçer düşünce dünyanı, "yavan yaşamışız, çok yavan, yazık etmişiz" dersin kendine.

sözlüğü günlük gibi kullanmanızı tavsiye ederim. kendi izinizi takip edin, kime kızgınsanız dökün içinizi, kime ne söyleyemediyseniz, formata uydurup saçın etrafa. okuyan olursa, bir insan bir insana nasıl böyle kızabilir, bir insan bir insanı nasıl böyle sevebilir desinler. sonraları dönüp bakın, "ne toymuşum ya hu, amma da abartmışım, gençliğimin heyecanı varmış, biraz da aptalmışım" deyin. yaş geçtikçe insan nasıl duruluyormuş, hayat nasıl zalim yüzünü gösterip adam ediyormuş insanı gözlerinizle görün. bu yaşam sizin, tek kalıcı şahidi sizsiniz.
devamını gör...

sait faik kendisi için türklerin en kürdü, kürtlerin en türkü der. zor bir hayatı vardı yaşar kemal’in babası gözünün önünde camide öldürüldü tüm gece babası başında ciğerim yanıyor diye ağladığını anlattırdı ki o gecenin sabahı kekeme olmuştur. istanbul’a ilk geldiği zaman parasızlıktan gülhane parkında bir bank üstünde bir hafta yatar ve yastığı o zaman yeni başladığı ince memed romanıdır. romanlarını asla daktilo ile yazmaz mutlaka kurşun kalemle yazardı. o kadar ki çekmecesinde yüzlerce kurşun kalemi olduğu bilinir. kendisinin zülfü livaneli ile ilginç bir ahbaplığı mevcuttu. o zaman ankara’da yatılı olarak lise okuyan zülfü livaneli ince memed türküsünün hiç söylenmeyen bir şeklini keşfeder. kalkar bunu yaşar kemal’e okumak için istanbul’a gider fakat yaşar kemal’i nerede bulacağını kestiremez. sonunda kitaplarının yayınevinde gider yaşar kemal’i sorar ve sonunda tanışırlar. yaşar kemal’e durumu anlatır yaşar kemal kendisini evine davet eder. evine gittiğinde yaşar kemal kendisini karşılar hatta zülfü livaneli için köfte yapar. yaşar kemal’in eşi thilda bu genç delikanlıya fazla yüz vermez fakat türküyü okumaya başlayınca bir anda dikkat kesilir ve o dostluk böyle başlar. buradan türküyü dinleyebilirsiniz.

iyi adamdı yaşar kemal bir nobel’i eksikti ama hiç öyle bir kaygısı olmadı. zor hayatın güzel izler bırakan adamı. ruhu şad olsun. evet.
devamını gör...

adını daha önceden duyduğum ama profiline girip entylerini yeni okuduğum yazar. profili aşırı güzel ve entryleri çok eğlenceli. toybox ve süpriz yumurtalardan çıkan küçük oyuncaklarımın olduğu hazinemi bulmuş gibi hissettim okudukça. iyi ki burada*.
devamını gör...

biz buraya arkadaş olmaya değil ciddi bir mesele için toplandık. lütfen amacımızdan şaşmayalım.
devamını gör...

cool insan taktiğidir. ben random atıyorum karşıdaki de bir süre sonra random atmaya başlıyor. onlar bana uysun bana ne*
devamını gör...

part time kütüphanede çalıştığım birgün kapanış saatinde ıslanmayım diye seni almaya geldim demesiydi.
devamını gör...

az önce şuna denk geldim, tam 10 yıl olmuş ooonnnn

yahu ne ara oldu o kadar

(bkz: https://youtu.be/3shMD13Y2uU)

filmide 15 yıl olmuş çıkalı, ühühühühü yaaa amaaaaa yaaaaa
devamını gör...

bir ülke varmış, bu ülkede vatandaşlar açlıktan kırılıyormuş, oğluna pantolon alamayan babalar anneler kendilerini öldürüyorlarmış ama bu ülkenin en üst düzey yetkilisi her yerde saraylar, villalar yaptırmaya devam ediyormuş. bunu dile getiren gazetecilere ne cevap vermiş?

(bkz: itibardan tasarruf olmaz).

ne kadar komik olurdu değil mi? ama gerçek.

tanım : kahkaha attıracak espriler paylaştığımız başlık.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim