yuval noah harari
1976 doğumlu israilli ünlü yazar ve tarih profesörü. kendisini tabi ki homo sapiens kitabıyla tanıyoruz. bana göre tarafsız, akıcı, anlaşılır bir dili var. bu yönden de dershanedeki tarih hocamı anımsatır kendisi.
kendisiyle ilgili az bilinenler , 3 yaşında okumayı kendi kendine öğrendiği ve yetenekli çocuklar için ayrı sınıfta eğitim gördüğü. ilk 2 kitabında kendisiyle ilgili pek bilgi vermeyen harari, son kitabında kitaba biraz kendini ve kendi duygularını da dahil etmiştir. bahsettiğim son kitabı 21.yüzyıl için 21 ders’tir. yazarın doğduğu ve yaşadığı ülke olan israil’e karşı iyisiyle ve kötüsüyle görüşlerini anlattığı bu kitapta, ülkesinde de olan yobazlığı kendi çapında eleştirmiştir. kendisi ayrıca gaydir ve eşi aynı zamanda da en büyük destekçisi ıtzik yahav ile kanada’da evlenmiştir.
yine bahsettiğim son kitabında, başarısının ve odaklanmasının kaynağının düzenli yaptığı meditasyonlar olduğunu belirtmiştir. onunla ilgili ironik durum şu ki, homo deus kitabında teknolojil unsurları, teknolojinin insanlara etkilerini ve teknolojik gelişmelerin artabilecek işsizlik oranı artışı için çözümler önermesine rağmen, kendisi teknolojiden uzak bir hayat sürmektedir. akıllı telefon kullanmamakta ve uzun süreli teknoloji detoksu uygulamaktadır.
onu ünlü yapan kitabı hayvanlardan tanrılara sapiens olup, kitapta homo sapienslerin tarih boyunca uyguladığı soykırımları( kendi ırkından olan neandertaller dahil) , geliştirdiği davranış kalıplarının günümüze kadar gelen esintileri,sanayileşme sürecinden günümüze kadar olan tarihini akıcı bir dille anlatır. insanların tanrı ihtiyacının nedenleri hakkında görüşleri de bulunmaktadır
kendisi ve kocası covid ile mücadele için dünya sağlık örgütü ‘ne yüklü bir miktar bağışta da bulunan bir yardımseverdir. ayrıca anlatım dili, şaşırtan çıkarımları ve sizi derin düşüncelere sevk etmesiyle, okunası, okunmaya değer bir yazardır.
kendisiyle ilgili az bilinenler , 3 yaşında okumayı kendi kendine öğrendiği ve yetenekli çocuklar için ayrı sınıfta eğitim gördüğü. ilk 2 kitabında kendisiyle ilgili pek bilgi vermeyen harari, son kitabında kitaba biraz kendini ve kendi duygularını da dahil etmiştir. bahsettiğim son kitabı 21.yüzyıl için 21 ders’tir. yazarın doğduğu ve yaşadığı ülke olan israil’e karşı iyisiyle ve kötüsüyle görüşlerini anlattığı bu kitapta, ülkesinde de olan yobazlığı kendi çapında eleştirmiştir. kendisi ayrıca gaydir ve eşi aynı zamanda da en büyük destekçisi ıtzik yahav ile kanada’da evlenmiştir.
yine bahsettiğim son kitabında, başarısının ve odaklanmasının kaynağının düzenli yaptığı meditasyonlar olduğunu belirtmiştir. onunla ilgili ironik durum şu ki, homo deus kitabında teknolojil unsurları, teknolojinin insanlara etkilerini ve teknolojik gelişmelerin artabilecek işsizlik oranı artışı için çözümler önermesine rağmen, kendisi teknolojiden uzak bir hayat sürmektedir. akıllı telefon kullanmamakta ve uzun süreli teknoloji detoksu uygulamaktadır.
onu ünlü yapan kitabı hayvanlardan tanrılara sapiens olup, kitapta homo sapienslerin tarih boyunca uyguladığı soykırımları( kendi ırkından olan neandertaller dahil) , geliştirdiği davranış kalıplarının günümüze kadar gelen esintileri,sanayileşme sürecinden günümüze kadar olan tarihini akıcı bir dille anlatır. insanların tanrı ihtiyacının nedenleri hakkında görüşleri de bulunmaktadır
kendisi ve kocası covid ile mücadele için dünya sağlık örgütü ‘ne yüklü bir miktar bağışta da bulunan bir yardımseverdir. ayrıca anlatım dili, şaşırtan çıkarımları ve sizi derin düşüncelere sevk etmesiyle, okunası, okunmaya değer bir yazardır.
devamını gör...
her başlığa muhalefet olanlar
sağlıklı bir tartışma ortamı oluşuyorsa güzeldir. önemli olan hakaret etmeden argüman sunmak.
devamını gör...
suat derviş
cumhuriyet dönemi türk edebiyatının en sevdiğim kadın yazarı. kendisiyle fosforlu cevriye sayesinde tanışmıştım, üslubunu akıcılığı ve betimlemelerinin canlılığı ile ona dair daha çok şey öğrenmek için liz behmouras'ın yazdığı suat derviş biyografisini okumuştum daha sonra. bazı eserleri 1940'ların gazetelerinde tefrika olarak yayınlanmış. aynı dönemde resimli ay gibi dergilerin devamlılığı, kadın hareketleri hep onun sayesinde gerçekleşmiş. ilginçtir ki bugün bir ya da iki yayınevinin bireysel çabasıyla bilinmeyen eserleri yeni yeni günümüz okuyucusuyla buluşuyor.
devamını gör...
sözlük dergi yazılarını bekliyor
ne kadar mükemmel olmuş dediğim dergidir. duygulandım yahu. benim de yazım var, okuyun.* herkesin eline, emeğine sağlık.
devamını gör...
annelerin en güçlü silahı
mütemadiyen haram ettiği sütü.
devamını gör...
islam'ın köleliği yasaklamaması
üst edit: olumlu ve olumsuz yönleriyle, konuyu yorumlama çabalarıma rağmen; #1775492 nolu tanımda geçen ve hiçbir argüman sunulmadan sadece eleştiri amaçlı yaklaşımlara cevap hakkımı kullanıyorum.
toplum gerçekliğinden uzak bir yaklaşım ile eleştiri yapmak kolaydır. bilinen bir karşıt argümanınız varsa; sizin de kendi argümanınızı sunmanız, tartışılan konu hakkında konunun takipçileri için ufuk açıcı olacaktır. kendi delillerinizi getirmeniz bizim açımızdan da faydalıdır. gerçeklikle uyumlu eleştirilere herzaman açık olduğumu bilmenizi umuyorum.
islamdaki köle anlayışı; "medeni toplum" diye yutturulan toplumların, kendi halklarına tanımadığı hakları, asırlar önce kölelere tanımıştır. köle iken islamı seçen kölelerin azad edilmesi, bir müslümana okuma yazma öğreten kölelerin azad edilmesi; bu duruma örnektir.
bugün medeni toplum diye lanse edilen yönetimler; insanlığın büyük bir kısmını o dönemin kölelerinin yaşam standardının çok altında bir hayata mahkum etmiştir. "medeni toplum;" halkları kandırırken, özgür olduğu yalanını kullanmıştır. günümüz özgürlük anlayışı, sadece kimlik bilgilerinde yer alan bir yanıltmacadır. günde 16 saat çalışıp evini geçindiremeyen, çocuğunun ısınması için eline saç kurutma makinesi sıkıştırıp, intihar eden insanların olduğu bir coğrafyada yaşayıp, hala yaşadığı toplumda köleliğin olmadığını savunmak, ütopik bir dünyada yaşadığınızın tezahürüdür.
editlenmeden girilen ilk tanım aşağıdadır;
köleliği meydana getiren şey; dönemin ihtiyaç ve koşullarıdır.
kölelik dönemin en önemli ticari gelir kaynağıdır.
öreğin;
günümüz insanı; oturduğu evler, bindiği arabalar vs vs ile yaşam standardını belirliyor iken, o dönemin insanı ise; kölenin çokluğu ve devenin çokluğu ile yaşam standardını belirliyor idi. köleler, o dönemin lüks eşyaları gibiydi.
köleler genel manada kazanılan bir savaşın ganimeti, kabileler arası kaçırılma olaylarının ganimeti ve başka milletler ile yapılan ticaretin ganimeti konumundaydı.
gelelim konumuza;
köle teriminin arapça karşılığı abd *terimidir. abd teriminin karşıt terimlerinden biri rab * terimidir. rebib teriminin kökeninden türemiştir. rebib teriminin kökeninden türeyen diğer terimler; mürebbi, mürebiye, erbab vs. vs dir. bizi ilgilendiren terim; rab terimidir. bu terim; mutlak otoriteyi temsil eder. islami hiçbir kaynakta rab terimi insan için kullanılmamıştır.
abd teriminin ikinci karşıt terimi ise; veli terimidir. bu terimden; mevla, vali, velayet vs. vs gibi terimler türemiştir. bizi ilgilendiren terim: mevla terimidir. mevla terimi ise sınırlı otoriteyi tanımlamak için kullanılır. bu terim islami kaynaklarda insanlar için kullanılan bir terim olduğu gibi, allah için de kullanılmıştır.
bu gerçekle hareket edince, kölelik teriminin karşıtı olan, iki çeşit egemenlik durumu ortaya çıkmış olur;
islami anlayışta kölelik;
islami anlayışta köle teriminin zıddı ; efendi ve sahip gibi anlamları olan mevla terimidir. mevla, vly kökeninden türemiş; canından ve malından kıymetli anlamına gelir. yani biri size mevlam dediği vakit; canımdan ve malımdan kıymetli olan demiş olur. islami literatürde kölelerin durumu kısaca böyledir.
islamiyet öncesi kölelik;
islamiyet öncesi kölelik anlayışı ile islami anlayışta kölelik anlayışı birbirinden farklıdır. bu kölelik teriminin karşıt terimi ise; rab terimidir. rab terimi, köle karşısında mutlak hakimiyeti ifade eder.
bu iki kavram arasındaki farkı anlamak için, ikinci halife hz. ömer'in kudüs şehrinin sembolik anahtarını teslim alırken; şehrin sembolik anahtarını teslim eden rahibin, hz. ömer' in ve kölenin kimliklerini karıştırması durumunu örnek gösterebiliriz.
bu hikaye kısaca şöyledir;
kudüs' e atın üstünde giren kişi köle, atın ipini çeken kişi ise halife ömer'dir. bu durum karşısında halife ömer'i hiç görmemiş olan rahip, köleyi halife zanneder ve şehrin anahtarını köleye uzatır. anahtarı alan köle ise; halife ömer'in kimliğini belli edecek şekilde anahtarı halifeye teslim eder.
yukarıdaki hikayeye dikkat edilirse; köle üzerinde hak sahibi olan halife, mutlak hakimiyet sahibi değil*, bilakis kısmi hakimiyet * sahibidir.
başka bir açıdan konuyu ele alırsak;
islamı ilk kabul edenler bilindiği gibi; genç insanlar ve kölelerdir. bu durum bile, islamın kölelere bakış açısının, islamiyet öncesi kölelik ile bir benzerliğinin olmadığının kanıtı niteliğindedir.
köleliğin kaldırılması mevzusuna gelir isek;
kölelik, dönemin koşulları gereği savaşı kaybeden orduyu cezalandırma yöntemlerinden biridir. savaşı kazanan ordu için ise savaş ganimetidir. kazanan taraf için savaş ganimeti ve savaşı kaybeden taraf için kesilen diyettir. nasıl ki; günümüzde iki ülke arasında savaş meydana gelince; kaybeden taraf diyet ödemek zorunda ise; o zaman için savaş diyeti kölelerdir.
günümüz savaşlarında; savaşı kazanan taraf, savaşı kaybeden tarafın yeraltı kaynaklarını vs vs sömürüyor ise, o dönemde meydana gelen savaşlarda; savaşı kazanan taraf, savaşı kaybeden tarafın insan gücünü sömürüyordu.
islam köle azad etmeyi ibadet saymış, günahlara kefaret olacağını bildirmiştir. hz. ali'nin (as), peygamberimizin(saa) vefatından sonra, 25 yıl kadar bir süre içinde, medine hurmalıklarından kazandıklarıyla, 1000 köle satın alıp, azad ettiği şii tarih kitaplarında nakledilmiştir.
köle azad etmeyi ibadet saymış olan bir dinin, köleliğin savaş ganimeti olarak değerlendirildiği bir ortamda, köleliği tamamen yasaklaması mümkün değildir. çünkü toplumsal realite buna müsait değildir.
arap toprakları iskan ve ziraat açısından verimli olsaydı, kölelik; diyet veya ganimet olarak değerlendirilmez idi. bedeviliği ile övünen arap toplumunda, toprağın ve imarın değeri; köle kadar değer görmemiştir. çünkü; bedevi hayat felsefesi imar üzerine değil, göç üzerine kuruludur. göç felsefesi; insan gücü ve hayvan gücüne dayalı bir felsefedir.
bu durumun; sosyolojik altyapıdan kaynaklandığını düşünmek en yapıcı yaklaşımdır.
toplum gerçekliğinden uzak bir yaklaşım ile eleştiri yapmak kolaydır. bilinen bir karşıt argümanınız varsa; sizin de kendi argümanınızı sunmanız, tartışılan konu hakkında konunun takipçileri için ufuk açıcı olacaktır. kendi delillerinizi getirmeniz bizim açımızdan da faydalıdır. gerçeklikle uyumlu eleştirilere herzaman açık olduğumu bilmenizi umuyorum.
islamdaki köle anlayışı; "medeni toplum" diye yutturulan toplumların, kendi halklarına tanımadığı hakları, asırlar önce kölelere tanımıştır. köle iken islamı seçen kölelerin azad edilmesi, bir müslümana okuma yazma öğreten kölelerin azad edilmesi; bu duruma örnektir.
bugün medeni toplum diye lanse edilen yönetimler; insanlığın büyük bir kısmını o dönemin kölelerinin yaşam standardının çok altında bir hayata mahkum etmiştir. "medeni toplum;" halkları kandırırken, özgür olduğu yalanını kullanmıştır. günümüz özgürlük anlayışı, sadece kimlik bilgilerinde yer alan bir yanıltmacadır. günde 16 saat çalışıp evini geçindiremeyen, çocuğunun ısınması için eline saç kurutma makinesi sıkıştırıp, intihar eden insanların olduğu bir coğrafyada yaşayıp, hala yaşadığı toplumda köleliğin olmadığını savunmak, ütopik bir dünyada yaşadığınızın tezahürüdür.
editlenmeden girilen ilk tanım aşağıdadır;
köleliği meydana getiren şey; dönemin ihtiyaç ve koşullarıdır.
kölelik dönemin en önemli ticari gelir kaynağıdır.
öreğin;
günümüz insanı; oturduğu evler, bindiği arabalar vs vs ile yaşam standardını belirliyor iken, o dönemin insanı ise; kölenin çokluğu ve devenin çokluğu ile yaşam standardını belirliyor idi. köleler, o dönemin lüks eşyaları gibiydi.
köleler genel manada kazanılan bir savaşın ganimeti, kabileler arası kaçırılma olaylarının ganimeti ve başka milletler ile yapılan ticaretin ganimeti konumundaydı.
gelelim konumuza;
köle teriminin arapça karşılığı abd *terimidir. abd teriminin karşıt terimlerinden biri rab * terimidir. rebib teriminin kökeninden türemiştir. rebib teriminin kökeninden türeyen diğer terimler; mürebbi, mürebiye, erbab vs. vs dir. bizi ilgilendiren terim; rab terimidir. bu terim; mutlak otoriteyi temsil eder. islami hiçbir kaynakta rab terimi insan için kullanılmamıştır.
abd teriminin ikinci karşıt terimi ise; veli terimidir. bu terimden; mevla, vali, velayet vs. vs gibi terimler türemiştir. bizi ilgilendiren terim: mevla terimidir. mevla terimi ise sınırlı otoriteyi tanımlamak için kullanılır. bu terim islami kaynaklarda insanlar için kullanılan bir terim olduğu gibi, allah için de kullanılmıştır.
bu gerçekle hareket edince, kölelik teriminin karşıtı olan, iki çeşit egemenlik durumu ortaya çıkmış olur;
islami anlayışta kölelik;
islami anlayışta köle teriminin zıddı ; efendi ve sahip gibi anlamları olan mevla terimidir. mevla, vly kökeninden türemiş; canından ve malından kıymetli anlamına gelir. yani biri size mevlam dediği vakit; canımdan ve malımdan kıymetli olan demiş olur. islami literatürde kölelerin durumu kısaca böyledir.
islamiyet öncesi kölelik;
islamiyet öncesi kölelik anlayışı ile islami anlayışta kölelik anlayışı birbirinden farklıdır. bu kölelik teriminin karşıt terimi ise; rab terimidir. rab terimi, köle karşısında mutlak hakimiyeti ifade eder.
bu iki kavram arasındaki farkı anlamak için, ikinci halife hz. ömer'in kudüs şehrinin sembolik anahtarını teslim alırken; şehrin sembolik anahtarını teslim eden rahibin, hz. ömer' in ve kölenin kimliklerini karıştırması durumunu örnek gösterebiliriz.
bu hikaye kısaca şöyledir;
kudüs' e atın üstünde giren kişi köle, atın ipini çeken kişi ise halife ömer'dir. bu durum karşısında halife ömer'i hiç görmemiş olan rahip, köleyi halife zanneder ve şehrin anahtarını köleye uzatır. anahtarı alan köle ise; halife ömer'in kimliğini belli edecek şekilde anahtarı halifeye teslim eder.
yukarıdaki hikayeye dikkat edilirse; köle üzerinde hak sahibi olan halife, mutlak hakimiyet sahibi değil*, bilakis kısmi hakimiyet * sahibidir.
başka bir açıdan konuyu ele alırsak;
islamı ilk kabul edenler bilindiği gibi; genç insanlar ve kölelerdir. bu durum bile, islamın kölelere bakış açısının, islamiyet öncesi kölelik ile bir benzerliğinin olmadığının kanıtı niteliğindedir.
köleliğin kaldırılması mevzusuna gelir isek;
kölelik, dönemin koşulları gereği savaşı kaybeden orduyu cezalandırma yöntemlerinden biridir. savaşı kazanan ordu için ise savaş ganimetidir. kazanan taraf için savaş ganimeti ve savaşı kaybeden taraf için kesilen diyettir. nasıl ki; günümüzde iki ülke arasında savaş meydana gelince; kaybeden taraf diyet ödemek zorunda ise; o zaman için savaş diyeti kölelerdir.
günümüz savaşlarında; savaşı kazanan taraf, savaşı kaybeden tarafın yeraltı kaynaklarını vs vs sömürüyor ise, o dönemde meydana gelen savaşlarda; savaşı kazanan taraf, savaşı kaybeden tarafın insan gücünü sömürüyordu.
islam köle azad etmeyi ibadet saymış, günahlara kefaret olacağını bildirmiştir. hz. ali'nin (as), peygamberimizin(saa) vefatından sonra, 25 yıl kadar bir süre içinde, medine hurmalıklarından kazandıklarıyla, 1000 köle satın alıp, azad ettiği şii tarih kitaplarında nakledilmiştir.
köle azad etmeyi ibadet saymış olan bir dinin, köleliğin savaş ganimeti olarak değerlendirildiği bir ortamda, köleliği tamamen yasaklaması mümkün değildir. çünkü toplumsal realite buna müsait değildir.
arap toprakları iskan ve ziraat açısından verimli olsaydı, kölelik; diyet veya ganimet olarak değerlendirilmez idi. bedeviliği ile övünen arap toplumunda, toprağın ve imarın değeri; köle kadar değer görmemiştir. çünkü; bedevi hayat felsefesi imar üzerine değil, göç üzerine kuruludur. göç felsefesi; insan gücü ve hayvan gücüne dayalı bir felsefedir.
bu durumun; sosyolojik altyapıdan kaynaklandığını düşünmek en yapıcı yaklaşımdır.
devamını gör...
noktalama işaretlerinin önemi
devamını gör...
çocuklar duymasın'daki mary hanımın aşırı derece kapitalist ve emperyalist bir işveren olması
az önce şöminemin karşısında blue label viskimi yudumlayıp bir yandan da entel entel a2'yi izlerken aklımda birdenbire çakan düşünce. kimse bahsetmemiş bundan sanırım sözlükte aradım, yine yok.
bakın sürekli ingilizce konuşuyor, benim buna ben her türlü saygım var ancak şirketteki herkesin ingilizce konuşmasını istediğini gördüm bölümü izlerken,
neden arkadaşım? sömürgeleştirme içgüdünüz bitmedi mi yoksa?
burası türkiye ve hiçbir işveren, işçisine "ingilizce öğrenceksin" diye mobbing yapmıyor. mesela haluk ya da selami'nin ingilizce bilmediğini görüyoruz. adamlar bu firmaya başvururken cv'sinde yazıyor şu kadar ingilizce bilgimiz var ya da proficiency yok diye ibare düşüyor. zaten ingilizce bilmiyorlar, bunu zorlamaya hakkın var mı mary hanım? soruyorum, yok sanırım.
aynı şekilde iş yerine abuk sabuk eğitmenler getiriyor. neymiş efendim enstrüman öğrenilecekmiş, neymiş efendim aerobik yapılacakmış da bilmem ne? madem o kadar kişisel gelişime önem veriyorsun, haftaiçi bir günü off-day yaparsın ve işçilerini eğitirsin, iş esnasında bu adamları yormanın maksadı nedir?
ben söyleyeyim, işçiyi daha fazla yormak, verdiğiniz iki kuruş maaşı zehir lokma etmek...
bir de ayrıyeten duygusuzsun. fısfıs ismail kadar entelektüel bir karadeniz erkeğinin kendisine yaptığı bütün nezaketleri, incelikleri görmeyecek kadar batıcısın, sebebi bu... fısfıs anadolu erkeği çünkü, senin meşrebine uymuyor.
çok sinirlendim sözlük. yönetmen birol güven'le konuştum şimdi, "abi cahildik yaptık bir şeyler gençken..." diyor. yayın hakları bitince satın alıp bir depoda yakmak istiyorum mary hanımlı bölümleri.
bakın sürekli ingilizce konuşuyor, benim buna ben her türlü saygım var ancak şirketteki herkesin ingilizce konuşmasını istediğini gördüm bölümü izlerken,
neden arkadaşım? sömürgeleştirme içgüdünüz bitmedi mi yoksa?
burası türkiye ve hiçbir işveren, işçisine "ingilizce öğrenceksin" diye mobbing yapmıyor. mesela haluk ya da selami'nin ingilizce bilmediğini görüyoruz. adamlar bu firmaya başvururken cv'sinde yazıyor şu kadar ingilizce bilgimiz var ya da proficiency yok diye ibare düşüyor. zaten ingilizce bilmiyorlar, bunu zorlamaya hakkın var mı mary hanım? soruyorum, yok sanırım.
aynı şekilde iş yerine abuk sabuk eğitmenler getiriyor. neymiş efendim enstrüman öğrenilecekmiş, neymiş efendim aerobik yapılacakmış da bilmem ne? madem o kadar kişisel gelişime önem veriyorsun, haftaiçi bir günü off-day yaparsın ve işçilerini eğitirsin, iş esnasında bu adamları yormanın maksadı nedir?
ben söyleyeyim, işçiyi daha fazla yormak, verdiğiniz iki kuruş maaşı zehir lokma etmek...
bir de ayrıyeten duygusuzsun. fısfıs ismail kadar entelektüel bir karadeniz erkeğinin kendisine yaptığı bütün nezaketleri, incelikleri görmeyecek kadar batıcısın, sebebi bu... fısfıs anadolu erkeği çünkü, senin meşrebine uymuyor.
çok sinirlendim sözlük. yönetmen birol güven'le konuştum şimdi, "abi cahildik yaptık bir şeyler gençken..." diyor. yayın hakları bitince satın alıp bir depoda yakmak istiyorum mary hanımlı bölümleri.
devamını gör...
küçükken doğru bildiğimiz yanlışlar
renkli gözlü insanların dünyayı rengarenk gördüğünü sanmak.
devamını gör...
türkiye'nin en iyi dizisi
behzat ç.
devamını gör...
takipçileri görmek
aldım bunu, ama vallaha billaha 1500 karmayı hak etmiyor dostlar. görüp napacan? bırakana kin mi besleyecen? edene tt mi kasacan? amaaan boşver beğendiğini et geç, ben çatara patara ediyorum hem takip başlığım zenginleşiyor miss!
devamını gör...
film gibi şarkı klipleri
devamını gör...
sözlüğü forum gibi kullanan yazar
kızlar soruyor'a gidecekken yolunu şaşırmış kullanıcıdır.
devamını gör...
orta kafa gol radyo yayını
hayırlı olsun dediğim, farklı renkleri aynı tutkuyla temsil edeceğimiz bir program olmasını temenni ederim. özellikle sözlükteki futbol üzerine konuşmak isteyen arkadaşlarla karşılıklı olarak etkileşim içerisinde yapacağımız bu yayın için fikir önerilerinize her zaman açığız. detayları yarın programda vereceğiz. o zamana kadar sağlıcakla kalın, kendinizin kıymetini bilin. :)
devamını gör...
iz bırakan kitap cümleleri
kimse için akıllı değilim, kimseye de yetmez aklım . ve yanımdan hızla akıp geçenler yetişmeleri gereken yerlere yetişmişlerdir umarım . her ne kadar yetişseler bile varmış gibi hiç hissetmeyeceklerse de …
devamını gör...
güne bir şiir bırak
şimdi açsam pencereyi beklesem
sen gelsen
olmaz ya hani geliversen
hiç bir şey sormasan
hiç bir şey söylemesen
sussam
sussan
sussak.
susuşların anlattığını dinlesek
sırt sırta otursak
katılasıya ağlasak
sormasak birbirimize sebebini
sarılsam
sarılsan
sarılsak.
ve yine hiç bir şey konuşmasak
ama anlasak
ne vardı sahi
olmaz ya
hayal ya
hani diyorum olsa ne vardı.
(bkz: cemal süreya)
sen gelsen
olmaz ya hani geliversen
hiç bir şey sormasan
hiç bir şey söylemesen
sussam
sussan
sussak.
susuşların anlattığını dinlesek
sırt sırta otursak
katılasıya ağlasak
sormasak birbirimize sebebini
sarılsam
sarılsan
sarılsak.
ve yine hiç bir şey konuşmasak
ama anlasak
ne vardı sahi
olmaz ya
hayal ya
hani diyorum olsa ne vardı.
(bkz: cemal süreya)
devamını gör...
ilahiyat dekanından boğaziçi'li öğrencilere tehdit
trakya üniversitesi ilahiyat fakültesi dekanı prof. dr. cevdet kılıç, boğaziçi üniversitesi öğrencilerine hitaben ,
boğaziçili misiniz, boğazdışılı mısınız onu bunu bilmem, biz eylem falan yapmayız. biz gece vakti işi bitirir ertesi gün işe gideriz bilin istedim.
şeklinde bir paylaşım yapmış.
adama sorarlar, hoca sen akademisyen misin, nesin ?
buradan
boğaziçili misiniz, boğazdışılı mısınız onu bunu bilmem, biz eylem falan yapmayız. biz gece vakti işi bitirir ertesi gün işe gideriz bilin istedim.
şeklinde bir paylaşım yapmış.
adama sorarlar, hoca sen akademisyen misin, nesin ?
buradan
devamını gör...
kalktığında inmeyen şey
earl ukdesi
asi bir saç teli. bütün saçlar akıllı uslu olması gerektiği gibi durur ama önden bir tel saç asla diğer arkadaşlarının yanına inmez. çeşitli saç ürünleriyle, yola getirilir belki ama baştan akıllı olsa, sahibini hiç uğraştırmasa hayat daha güzel olabilir.
asi bir saç teli. bütün saçlar akıllı uslu olması gerektiği gibi durur ama önden bir tel saç asla diğer arkadaşlarının yanına inmez. çeşitli saç ürünleriyle, yola getirilir belki ama baştan akıllı olsa, sahibini hiç uğraştırmasa hayat daha güzel olabilir.
devamını gör...