kadınların kendini güldüren erkeklerden hoşlandığı tezi
kadinlar mizah anlayisi kendisininki ile denk gelen erkeklerden hoslanir.
genel olarak da insanlari birbirine yakinlastiran seylerin basinda gelir bu “ayni seylere gulebilmek” maddesi.
genel olarak da insanlari birbirine yakinlastiran seylerin basinda gelir bu “ayni seylere gulebilmek” maddesi.
devamını gör...
beğeni alınca mutlu olan yazar
ben.
devamını gör...
gözlerin doğuyor gecelerime
zeki mürenin seslendirdiği harika şarkıdır. sözleri şu şekildedir.
ne mektup geliyor ne haber senden
söyle de bileyim bıktın mı benden
ne mektup geliyor ne haber senden
söyle de bileyim bıktın mı benden
her akşam güneşin battığı yerden
her akşam güneşin battığı yerden
gözlerin doğuyor gecelerime
gözlerin doğuyor gecelerime
ne mektup geliyor ne haber senden
söyle de bileyim bıktın mı benden
ne mektup geliyor ne haber senden
söyle de bileyim bıktın mı benden
her akşam güneşin battığı yerden
her akşam güneşin battığı yerden
gözlerin doğuyor gecelerime
gözlerin doğuyor gecelerime
devamını gör...
biyopsikoloji
beynin, nörotransmitterlerin ve biyolojimizin düşüncelerimizi ve duygularımızı nasıl etkilediğini analiz eden psikoloji dalıdır.
bu alandaki araştırmaların uzun bir geçmişi olsa da (ilk filozofların zamanına kadar uzandığı söyleniyor) biyopsikoloji 20. yüzyıla kadar bir disiplin haline gelmemiştir.
pinel, j. p. j. (2010) biopsychology, 8th edition, p:3.
bu alandaki araştırmaların uzun bir geçmişi olsa da (ilk filozofların zamanına kadar uzandığı söyleniyor) biyopsikoloji 20. yüzyıla kadar bir disiplin haline gelmemiştir.
pinel, j. p. j. (2010) biopsychology, 8th edition, p:3.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
bildiğin gibidir o,
istediğin gibi değil!
ve bazen bilmek iyi değildir...
istediğin gibi değil!
ve bazen bilmek iyi değildir...
devamını gör...
şaka maka uzaktan öğretimin daha verimli olması
su götürmeyeceğini düşündüğüm gerçek.
çocukların okulda gereksiz diplomasilerle, klişe hareketlerle zamanını harcaması yerine kendilerine zaman ayırmalarını, ellerine kitap almalarını sağladı uzaktan öğretim. artık daha fazla pratik yapabiliyor öğrenciler. öyle duruşlarıyla, görünüşleriyle yargılanma dertleri de yok. travmasız ve verimli.
hem canlı dersleri kontrol etmek daha da kolay, sınıf ortamındaki gereksiz hareketler yapılamıyor canlı derste.
tek sorun herkesin online eğitime katılabilecek cihazı olmaması.
edit: yazarlarımızın tanımlarını okuyunca hak verdim kendilerine, evet.
çocukların okulda gereksiz diplomasilerle, klişe hareketlerle zamanını harcaması yerine kendilerine zaman ayırmalarını, ellerine kitap almalarını sağladı uzaktan öğretim. artık daha fazla pratik yapabiliyor öğrenciler. öyle duruşlarıyla, görünüşleriyle yargılanma dertleri de yok. travmasız ve verimli.
hem canlı dersleri kontrol etmek daha da kolay, sınıf ortamındaki gereksiz hareketler yapılamıyor canlı derste.
tek sorun herkesin online eğitime katılabilecek cihazı olmaması.
edit: yazarlarımızın tanımlarını okuyunca hak verdim kendilerine, evet.
devamını gör...
ölmeden önce yapılacak bir şey
dünyada iz bırakacak bir hareket yapmak ve isminin unutulmaması.
devamını gör...
genco erkal
nazım hikmet'in şiirlerini ondan daha iyi okuyan yoktur bence. fazıl say'ın nazım hikmet oratoryosunda muhteşem performansını görebilirsiniz.
devamını gör...
4 ocak 2021 alkollü içeceklere ötv zammı
yetişkin bir insanın dışarı çıkıp sosyalleşmesi lüks değil ihtiyaçtır. bir insanın kafasını dağıtmak biraz sosyalleşmek icin ödeyeceği minimum para maaşının yarısına tekabül ediyorsa o sistemde bir sorun vardır. illa bira içip bara mı gidelimci arkadaşlara da bir çayın fiyatının düzgün mekanlarda ne kadara geldiğini hatırlatırım. ayrıca yanınızda eşiniz, sevgiliniz varsa ikiyle çarpın. mühendise bile asgari ücret verilen şu zamanlarda bir insanın sağlıklı bir psikolojiyle yaşaması mümkün değil. güzel bir tatile gidemiyoruz, güzel bir mekanda eğlenemiyoruz, kendi ülkemizi bile gezemiyoruz. pazarın marketin fiyatlarına girmek bile istemiyorum. ülke herkes için bir hapishaneye döndü sadece avlusunda dolanıp sigara içiyoruz ve hava alıyoruz. hepsi bu. herkes daha şimdiden emeklı gibi yaşıyor yahu elin avrupalısına amerikalısına özeniyorsunuz, o insanlar 60'ında evde durmuyor, siz otuzlu kırklı yaşlarınızda evden çıkamıyorsunuz. nasıl oluyorda bunu içinize sindirebiliyorsunuz anlayamıyorum doğrusu.
devamını gör...
banucabirhayat
bir tanımını görüp likelediğim ve sonra kimmiş bu ya diyip okuyunca o nasıl içten yazmaktır ya diyip keşke hep yazsa çok yazsa dediğim yazardır. sözcüklerle samimiyeti hissettirebilenleri ayrı bir seviyorum.
devamını gör...
küfür etkisi yaratan ama küfür olmayan sözler
senden de bu beklenirdi.
devamını gör...
the platform
yönetmenliğini galder gaztelu-urrutia'nın yaptığı ispanyol gerilim-korku karışımı 2019 yapımı bir filmdir. olaylar; her katında iki kişinin bulunduğu ve çok katlı bir hapishanede yaşanmaktadır. mahkumlar çoğunlukla kendi istekleri doğrultusunda burada kalmak isteyenlerden oluşmaktadır. gelen mahkumlara sevdikleri yemekler sorularak menüye eklenir, yanlarında en sevdikleri bir eşyayı getirmelerine de izin verilir. bu hapishanede bir ay içinde rastgale bir şekilde hem mahkumlar hem de katlar değişmektedir. katların ortasında boşluk olup bu boşluktan günde bir kez yemekler gelir, ama yemekler en üst kattan başlayarak aşağıya doğru iner. tahmin edeceğimiz gibi üst kattakiler istedikleri kadar yemeklerden yiyebiliyorken, aşağıya doğru "arta kalan" yemekler inmektedir. herkes kendine kadar yese bir sorun olmayacaktır fakat insanoğlu bunu düşünebilmekte midir??
....
başrol oyuncumuz goreng (iván massagué), sigarayı bırakmak ve buradan çıkınca sahip olacağı "diploma"nın hevesiyle başvurur ve sistemin nasıl çalıştığı hakkında en ufak fikri yoktur. "aldırma gönül aldırma" moduyla girdiği bu hapishaneden yata yata çıkamayacağını da acı bir şekilde anlayacaktır. oyuncumuz yanına; cervates’in donkişot romanını almıştır. şu garipsediğimiz, ıssız bir adaya düştüğümüzde yanımıza alacağımız şeylere, artık daha ciddi bakmam gerektiğini düşünmekteyim bu filmi izledikten sonra. başrolümüz, ilk uyandığı gün, oda arkadaşından ve sonraki günler kendi de yaşayarak sistemin nasıl çalıştığını öğrenmeye başlar. platformda zaman geçirdikçe ufaktan yusuf yusuflarla bezenmiş “ben olmuşum donkişot” modunda hissettim kendisini.
beyin yakan filmlerden birisidir zannımca. haksızlıklar ya da sınıf ayrımı konusu işlendiği iletilse de herkesin farklı yorumlaar çıkaracağı bir film. filmle ilgili yorumları hem filmi izlemeden önce, hem de izledikten sonra tekrar okudum. öneririm. henüz ikinci kez izleme cesaretinde bulunamadığım filmdir.
....
başrol oyuncumuz goreng (iván massagué), sigarayı bırakmak ve buradan çıkınca sahip olacağı "diploma"nın hevesiyle başvurur ve sistemin nasıl çalıştığı hakkında en ufak fikri yoktur. "aldırma gönül aldırma" moduyla girdiği bu hapishaneden yata yata çıkamayacağını da acı bir şekilde anlayacaktır. oyuncumuz yanına; cervates’in donkişot romanını almıştır. şu garipsediğimiz, ıssız bir adaya düştüğümüzde yanımıza alacağımız şeylere, artık daha ciddi bakmam gerektiğini düşünmekteyim bu filmi izledikten sonra. başrolümüz, ilk uyandığı gün, oda arkadaşından ve sonraki günler kendi de yaşayarak sistemin nasıl çalıştığını öğrenmeye başlar. platformda zaman geçirdikçe ufaktan yusuf yusuflarla bezenmiş “ben olmuşum donkişot” modunda hissettim kendisini.
beyin yakan filmlerden birisidir zannımca. haksızlıklar ya da sınıf ayrımı konusu işlendiği iletilse de herkesin farklı yorumlaar çıkaracağı bir film. filmle ilgili yorumları hem filmi izlemeden önce, hem de izledikten sonra tekrar okudum. öneririm. henüz ikinci kez izleme cesaretinde bulunamadığım filmdir.
devamını gör...
kafa sözlük
yazım yanlışlarıyla ve bomboş içeriklerle dolu olan ve buna rağmen onlarca favori ve beğeni alan entryleri gördükçe soğuduğum sözlüktür.
ana sayfada inanılmaz derecede saçma sapan entryler var. insanlık namına 2-3 bilgi içerikli entry giren yazarlar da vikipediden copy paste yapıveriyorlar.
bakın arkadaşlar ekşiden kaçtık buraya geldik diye başta çok mutluyduk ve oradaki iğrençliği burada çözebileceğimizi düşündük ama burası cidden kafası boş insanlarla dolmuş. arada entrylerine baktığım yazarlar da sıkılmış gitmiş. bu işe bir el atılması lazım.
attınız attınız, atmadınız burası da diğer sözlükler gibi mezarlıkta yerini alır ya da orada burada goygoy malzemesi olur, kızlar soruyor gibi.
hatta bakın el atması gereken kısım moderasyon ekibi de değil ha size söyleyeyim.
ortadaki kitle burayı twitter gibi kullanıyor her gördüklerine veriyorlar şukuyu. sonra ortaya çıkan ana sayfaya düşen entryler insanın anasını ağlatıyor. format vardı, kaliteli mizah vardı, sevgi vardı.
neydi?
emekti falan.
şimdi "beğeni almaya mı giriyorsun sözlüğe?" diyenler olacak. arkadaşlar sözlükler düşüncelerini paylaşmak ve seninle aynı fikirde olan insanları görmek amacıyla vardır. hayatın her aşamasında olduğu gibi insanın motivasyona ihtiyacı oluyor tabi ki. n'apayım girip boş boş yazacaksam? debe diye bi şey var ama siz sözlük nedir bilmediğiniz için bunu da bilmiyorsundur. neyyse
şunu da ekleyeyim tabi ki goygoy olacak. espriler olacak, güleceğiz, eğleneceğiz de goygoyun da içi dolu olanı güzel ya. recep ivedik izliyormuş gibi hissediyorum kendimi ana sayfada gezerken.
e defol zorla tutan mı var derseniz eğer
haklısınız valla.
e ben gideyim o zaman. *
ana sayfada inanılmaz derecede saçma sapan entryler var. insanlık namına 2-3 bilgi içerikli entry giren yazarlar da vikipediden copy paste yapıveriyorlar.
bakın arkadaşlar ekşiden kaçtık buraya geldik diye başta çok mutluyduk ve oradaki iğrençliği burada çözebileceğimizi düşündük ama burası cidden kafası boş insanlarla dolmuş. arada entrylerine baktığım yazarlar da sıkılmış gitmiş. bu işe bir el atılması lazım.
attınız attınız, atmadınız burası da diğer sözlükler gibi mezarlıkta yerini alır ya da orada burada goygoy malzemesi olur, kızlar soruyor gibi.
hatta bakın el atması gereken kısım moderasyon ekibi de değil ha size söyleyeyim.
ortadaki kitle burayı twitter gibi kullanıyor her gördüklerine veriyorlar şukuyu. sonra ortaya çıkan ana sayfaya düşen entryler insanın anasını ağlatıyor. format vardı, kaliteli mizah vardı, sevgi vardı.
neydi?
emekti falan.
şimdi "beğeni almaya mı giriyorsun sözlüğe?" diyenler olacak. arkadaşlar sözlükler düşüncelerini paylaşmak ve seninle aynı fikirde olan insanları görmek amacıyla vardır. hayatın her aşamasında olduğu gibi insanın motivasyona ihtiyacı oluyor tabi ki. n'apayım girip boş boş yazacaksam? debe diye bi şey var ama siz sözlük nedir bilmediğiniz için bunu da bilmiyorsundur. neyyse
şunu da ekleyeyim tabi ki goygoy olacak. espriler olacak, güleceğiz, eğleneceğiz de goygoyun da içi dolu olanı güzel ya. recep ivedik izliyormuş gibi hissediyorum kendimi ana sayfada gezerken.
e defol zorla tutan mı var derseniz eğer
haklısınız valla.
e ben gideyim o zaman. *
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...
faşizm
farklılıkların kabul edilmediği, karşıt görüşlerin susturulduğu, azınlıklara azınlık olduğunun bastırılırak belli edildiği bir yönetim sistemidir.
faşizm, ciddi olarak ilk defa benito mussolini ve adolf hitler aracılığıyla uygulanmışsa da tarihe bakıldığında başka faşist uygulamalara da rastlanmaktadır. roma imparatorluğu ve persler ırkçı uygulamalarıyla bunun ilk örneklerindendir.
faşizm, ciddi olarak ilk defa benito mussolini ve adolf hitler aracılığıyla uygulanmışsa da tarihe bakıldığında başka faşist uygulamalara da rastlanmaktadır. roma imparatorluğu ve persler ırkçı uygulamalarıyla bunun ilk örneklerindendir.
devamını gör...
anayasamız kuran olsun
mevcudu hallettik, sıra kur'an'a geldi.
dine bağlılık, dindarlık ortada,
tutun ki bu şartlarda o denilen oldu,
ınananların kutsal kitabının halini düşünemiyorum bile...
ya mutlaka bir kanuna, yasaya, yazılı kurala neden gerek duyuyorsunuz ?
aklınız fikriniz ne işe yarıyor, neden onu kullanmıyorsunuz?
uygarlıkların önde gelenlerinden ingiltere'de anayasa neden yok acaba, hiç düşündünüz mü,
peki ingilizler bunun eksikliğini neden çekmiyorlar dersiniz , neden çıkıp ortalığa ' bizim yasamız da incil olsun veya yazılı yasamız olsun ' diye acizliklerini dökmüyorlar ortaya ?
biz gibi ortadoğu ülkelerinde ve müslümanlarda var bu, birileri, birşeyler tarafından yönetilme, güdülme güdüsü. böyle olunca da, bir arpa boyu yol alınamıyor maalesef, geriye doğru gitmek normal hale geliyor...
adam çıkmış, 1500 sene öncesinin kitabını ' e biz müslümanız neden olmasın ne var bunda ' diyerek savunuyor.
kafa 1500 sene öncesinin kafası, 2021 de yaşıyor görünse ne olacak ?
anlamsız ve tehlikeli yaklaşımlar bunlar, çağdışı beklentiler...
dine bağlılık, dindarlık ortada,
tutun ki bu şartlarda o denilen oldu,
ınananların kutsal kitabının halini düşünemiyorum bile...
ya mutlaka bir kanuna, yasaya, yazılı kurala neden gerek duyuyorsunuz ?
aklınız fikriniz ne işe yarıyor, neden onu kullanmıyorsunuz?
uygarlıkların önde gelenlerinden ingiltere'de anayasa neden yok acaba, hiç düşündünüz mü,
peki ingilizler bunun eksikliğini neden çekmiyorlar dersiniz , neden çıkıp ortalığa ' bizim yasamız da incil olsun veya yazılı yasamız olsun ' diye acizliklerini dökmüyorlar ortaya ?
biz gibi ortadoğu ülkelerinde ve müslümanlarda var bu, birileri, birşeyler tarafından yönetilme, güdülme güdüsü. böyle olunca da, bir arpa boyu yol alınamıyor maalesef, geriye doğru gitmek normal hale geliyor...
adam çıkmış, 1500 sene öncesinin kitabını ' e biz müslümanız neden olmasın ne var bunda ' diyerek savunuyor.
kafa 1500 sene öncesinin kafası, 2021 de yaşıyor görünse ne olacak ?
anlamsız ve tehlikeli yaklaşımlar bunlar, çağdışı beklentiler...
devamını gör...
185 boyunda zeki kültürlü yakışıklı espri patlatabilen namaz kılan erkek
nereye gitsek tanıyorlar yahu. gizlemeye çalışsak da… ( -5 cm )
devamını gör...
kilolu olmak
insanın değerinden bir gr bile eksiltmez.
devamını gör...

