en çok para harcanan hobi
resim. tuvaller boyalar o kadar pahalı olduki, aynı tuvalin üzerine tekrar başka bir çalışma yapmaya basladım. ınsanın zoruna gidiyor, hobi ve para harcama kelimesinin yanyana olması.
devamını gör...
8 mart dünya emekçi kadınlar günü
tarihte bugün , 8 mart dünya kadınlar günü dür. kutlu olsun.
şu an hayatta olan kadınlar da ,bugünü özel olarak kutlayacak duyguyu ve heyecanı bıraktılar mı acaba ?
insan olmanın vasfını taşımayan zalim ve kalbi kararmışlar var olduğu sürece, çoğu kadın bugünü ve diğer günleri istediği gibi güzel yaşayıp kutlayamayacak.
kadının yaşama sevincinin elinden alınmadığı ve sözde değil özde insan olunduğu o gün, sevgiyle kutlanır.
emine supçin in dediği gibi ,
dinle küçüğüm: ağaca güvenebilirsin. bilirsin ki elma ağacı elma verir, erik değil.
hayvanlara güvenebilirsin; çünkü aslan, aslan gibi davranır maymunluk etmez.
ama insana güvenemezsin; zira o, yüzüne gülümserken arkasında hançer gizleyebilen tek yaratıktır.
şu an hayatta olan kadınlar da ,bugünü özel olarak kutlayacak duyguyu ve heyecanı bıraktılar mı acaba ?
insan olmanın vasfını taşımayan zalim ve kalbi kararmışlar var olduğu sürece, çoğu kadın bugünü ve diğer günleri istediği gibi güzel yaşayıp kutlayamayacak.
kadının yaşama sevincinin elinden alınmadığı ve sözde değil özde insan olunduğu o gün, sevgiyle kutlanır.
emine supçin in dediği gibi ,
dinle küçüğüm: ağaca güvenebilirsin. bilirsin ki elma ağacı elma verir, erik değil.
hayvanlara güvenebilirsin; çünkü aslan, aslan gibi davranır maymunluk etmez.
ama insana güvenemezsin; zira o, yüzüne gülümserken arkasında hançer gizleyebilen tek yaratıktır.
devamını gör...
cevapsız arama
bilinmeyen numaradan geldiğinde gizem yaratan aramadır.
devamını gör...
ayın en çalışkan 10 yazarı hakkında ne dediler
yukarıdaki #1643038 nolu entry’yi gördükten sonra listeye bakma ihtiyacı hissettim.
çok özür dilerim sayın yazar; boş bir günümdü. ondan oldu*.
çok özür dilerim sayın yazar; boş bir günümdü. ondan oldu*.
devamını gör...
kadınların eskisi kadar zor olmaması
kadın neden hep "bir şey"? sizin zihniyetinizi merak ediyorum. kadın zor veya kolay nasıl oluyor acaba? bir gün uyanıyoruz ve bu gün zor olmalıyız mi diyoruz? bu birden gelen birşey mi acaba? ya da genetikse eğer, sizin dediğinize göre demekki nesilden nesile bu 'zorluk' geni aktarımı azalmış. ah ne mutlu size.
bizi bir salsanız keşke ha? ne iyi olurdu bee
bizi bir salsanız keşke ha? ne iyi olurdu bee
devamını gör...
4 nisan 2021 22 mumyanın yeni müzeye taşınması
çok güzel görüntüleri ortaya çıkarmış taşınma olayıdır. böyle hoş haberler görmeyi özlemişiz.
devamını gör...
path of exile
grinding gear games tarafından 2013 yılında piyasaya sürülen, free-to-play, aksiyon rol yapma oyunu.
diablo 3’e karşılık kafasındakileri hayata geçirmeyi isteyen chris wilson, bu amaçla bu oyunu çıkartmıştır.
oyun, her yeni sezon oyun mekaniğini büyük ölçüde değiştiren yeni özellikler eklenerek şu andaki haline ulaşmıştır.
şimdiye kadar 32 süreli lig bitmiş, 33. lig şu anda aktif olarak oynanabilmektedir.
geçici liglerden 4 tanesi oyunun core mekaniğine eklenmiş olup standard lig ile erişilebilmektedir.
her ligin sonunda, lige özel karakterler, ligte kazandıkları deneyim ve eşyalarıyla standard lige transfer edilir.
oyun içerisinde 7 adet karakter çeşidi bulunmaktadır. bunlar marauder, ranger, witch, duelist, shadow, templar ve scion olarak adlandırılmış olup, her karakter alt branş olarak 3 temel sınıfa ayrılır.
her karakter yapısının, tamamen oyuncunun insiyatifine bırakılmış bir yetenek ağacı ve item optimizasyonu sayesinde, aslında sayısı sınırsız şekilde karakter oluşturmak mümkün olup, her ligin mekaniğine uygun karakter yapıları çoğunlukla oyuncular tarafından tercih edilir.
oyun, oyun içi satın alımlarda oyunculara sadece kozmetik ürünler sağlar, böylece para ödeyen herhangi bir oyuncu, diğer oyunculara oyun bağlamında üstünlük sağlayamaz.
diablo 3’e karşılık kafasındakileri hayata geçirmeyi isteyen chris wilson, bu amaçla bu oyunu çıkartmıştır.
oyun, her yeni sezon oyun mekaniğini büyük ölçüde değiştiren yeni özellikler eklenerek şu andaki haline ulaşmıştır.
şimdiye kadar 32 süreli lig bitmiş, 33. lig şu anda aktif olarak oynanabilmektedir.
geçici liglerden 4 tanesi oyunun core mekaniğine eklenmiş olup standard lig ile erişilebilmektedir.
her ligin sonunda, lige özel karakterler, ligte kazandıkları deneyim ve eşyalarıyla standard lige transfer edilir.
oyun içerisinde 7 adet karakter çeşidi bulunmaktadır. bunlar marauder, ranger, witch, duelist, shadow, templar ve scion olarak adlandırılmış olup, her karakter alt branş olarak 3 temel sınıfa ayrılır.
her karakter yapısının, tamamen oyuncunun insiyatifine bırakılmış bir yetenek ağacı ve item optimizasyonu sayesinde, aslında sayısı sınırsız şekilde karakter oluşturmak mümkün olup, her ligin mekaniğine uygun karakter yapıları çoğunlukla oyuncular tarafından tercih edilir.
oyun, oyun içi satın alımlarda oyunculara sadece kozmetik ürünler sağlar, böylece para ödeyen herhangi bir oyuncu, diğer oyunculara oyun bağlamında üstünlük sağlayamaz.
devamını gör...
öyle birine aşık ol ki
güldüğünde bahar gelsin hayatına. *
devamını gör...
gaucher hastalığı
kardeşimde olan rahatsızlıktır. 15 günde bir 3 saat süren enzim tedavisi ile gelişmesine engel olan durumlar azaltılır. çocuklarda plt düşüklüğü, büyüme geriliği ,dalak ve karaciğer büyümesi hastalığın teşhis edilmesini kolaylaştırır.
devamını gör...
once upon a time in the west
bir sergio leone filmidir. büyük usta harika bir yönetmenlik performansı sergilemiş ağzım açık kaldı ve bu kadar geç izlediğim için kendime çok kızdım.
filmin yapım yılı 1968 dir.
filmin senaryosunu sergio donati, sergio leone, dario argento, bernardo bertoluccii beraber yazmıştır.
oyuncu kadrosunda ise charles bronson, claudia cardinale, henry fonda, jason robards gibi karizmatik isimler vardır.
film 3 saate yakın bir film ve izlerken çok büyük keyif aldım. bir kere oyuncular çok karizmatikti. bol bol çirkin ve karizmatik oyuncu izleme fırsatı sunmuş büyük yönetmen. bu benim çok sevdiğim bir şey. çirkin karizması diye bir şey var hoşuma gidiyor sinema seven arkadaşlar demek istediğimi anlamıştır mutlaka.
film bir tren bekleme sahnesiyle başlıyor. hayatımda izlediğim en ilginç ve en mükemmel sahnelerden biriydi. sahnede çalan müzik ve oyuncuların hiç konuşmaması ortamdaki garip atmosfer hepsi muazzamdı çok etkilendim.
özellikle filmin başında olan bir sahne filmin ana temasını çok iyi anlatıyordu tebessümle izledim. spoiler değil ama bilmek istemeyenler okumasın. öyle kıl tipler vardır çünkü bende onlardan birisiyim. spoiler gibimsi olan yerleri değişik yazı tipiyle yazacağım okumayın lan.
çirkin, kaba karizmatik kovboy sandalyede oturuyor ve suratına sinek konuyor. haliyle rahatsız oluyor. sineği kovmaya çalışıyor üflüyor suratını şekilden şekle sokuyor ama sinek gitmiyor. elini uzatsa sineği kovacak ama yapmıyor silahını çıkarıyor ve silahıyla sineği yakalıyor.
bu kovboyların her işini silahla çözdüğünü çok güzel anlatan bir sahneydi.
ayrıca aklıma şu sözü getirdi. ne zaman testislerine bir sinek konar işte o zaman şiddetin her şeyi çözmeyeceğini anlarsın. bu tarz bir söz vardı.
bir filmin açılış sahnesi ve kapanış sahnesi çok önemlidir ve bu filmin usta yönetmeni sergio leone bunun kesinlikle farkında. açılış sahnesi harika kapanış sahnesi daha harika.
bu filmin bir diğer güzel tarafı ise müziklerinin müthiş oluşu. bu filmi bu kadar güzel yapan şey kesinlikle müzikleri. müzik ve sinemanın uyumuna en güzel örneklerden birisi olmuş.
zaten sergio leone ve ennio morricone ikilisinin şanını bütün sinemaseverler bilirler bu filmde onun güzel bir örneği olmuş.
bazı sahnelerde müzik öyle bir kullanılmış ki sahneden alınan verim iki katına çıkarılmış. bir seyirci olarak çok güzel şeyler hissettiren bir filmdi.
kesinlikle tavsiye ederim.
filmin yapım yılı 1968 dir.
filmin senaryosunu sergio donati, sergio leone, dario argento, bernardo bertoluccii beraber yazmıştır.
oyuncu kadrosunda ise charles bronson, claudia cardinale, henry fonda, jason robards gibi karizmatik isimler vardır.
film 3 saate yakın bir film ve izlerken çok büyük keyif aldım. bir kere oyuncular çok karizmatikti. bol bol çirkin ve karizmatik oyuncu izleme fırsatı sunmuş büyük yönetmen. bu benim çok sevdiğim bir şey. çirkin karizması diye bir şey var hoşuma gidiyor sinema seven arkadaşlar demek istediğimi anlamıştır mutlaka.
film bir tren bekleme sahnesiyle başlıyor. hayatımda izlediğim en ilginç ve en mükemmel sahnelerden biriydi. sahnede çalan müzik ve oyuncuların hiç konuşmaması ortamdaki garip atmosfer hepsi muazzamdı çok etkilendim.
özellikle filmin başında olan bir sahne filmin ana temasını çok iyi anlatıyordu tebessümle izledim. spoiler değil ama bilmek istemeyenler okumasın. öyle kıl tipler vardır çünkü bende onlardan birisiyim. spoiler gibimsi olan yerleri değişik yazı tipiyle yazacağım okumayın lan.
çirkin, kaba karizmatik kovboy sandalyede oturuyor ve suratına sinek konuyor. haliyle rahatsız oluyor. sineği kovmaya çalışıyor üflüyor suratını şekilden şekle sokuyor ama sinek gitmiyor. elini uzatsa sineği kovacak ama yapmıyor silahını çıkarıyor ve silahıyla sineği yakalıyor.
bu kovboyların her işini silahla çözdüğünü çok güzel anlatan bir sahneydi.
ayrıca aklıma şu sözü getirdi. ne zaman testislerine bir sinek konar işte o zaman şiddetin her şeyi çözmeyeceğini anlarsın. bu tarz bir söz vardı.
bir filmin açılış sahnesi ve kapanış sahnesi çok önemlidir ve bu filmin usta yönetmeni sergio leone bunun kesinlikle farkında. açılış sahnesi harika kapanış sahnesi daha harika.
bu filmin bir diğer güzel tarafı ise müziklerinin müthiş oluşu. bu filmi bu kadar güzel yapan şey kesinlikle müzikleri. müzik ve sinemanın uyumuna en güzel örneklerden birisi olmuş.
zaten sergio leone ve ennio morricone ikilisinin şanını bütün sinemaseverler bilirler bu filmde onun güzel bir örneği olmuş.
bazı sahnelerde müzik öyle bir kullanılmış ki sahneden alınan verim iki katına çıkarılmış. bir seyirci olarak çok güzel şeyler hissettiren bir filmdi.
kesinlikle tavsiye ederim.
devamını gör...
çirkin kızlar iyi hissetsin diye kısa süreli sevgili olmak
çirkin kızların da mutlu olmaya hakkı var. bence bu konuda biz yakışıklı erkekler insiyatif alıp kısa süreliğine olsa bu kızlara şans vermeliyiz. onlarında kendini iyi hissetmeye ihtiyaçları var. belki gerçekten de iç güzellik önemlidir belki de evliliğe kadar gider. hep birlikte herkesin eşit şartlarda olmasını sağlıyoruz.
edit: aboww demekdiklerini bırakmamışlar. size de iyilik yaramıyor. ne haliniz varsa görün, sonra depresyona falan giriyorsunuz ben evde koldooomm.
edit: aboww demekdiklerini bırakmamışlar. size de iyilik yaramıyor. ne haliniz varsa görün, sonra depresyona falan giriyorsunuz ben evde koldooomm.
devamını gör...
yerdeki yıldızlar
her çocuk özelse özel olmanın bir anlamı kalmayacağından hiçbir çocuk özel değildir'e varan önerme
devamını gör...
sözlük kulüpleri
ben ekonomi ve iş kolu konuşup fikir alışverişi yapabileceğimiz bir kulüp kurmak istiyorum. buradan yetkililere duyurulur.
devamını gör...
oto kurtarma araçlarında yazan mükemmel sözler
senaryo güzelse çekeriz.
devamını gör...
recep tayyip erdoğan'ın gittiği gün yapılacaklar
sevinçten ağlarım heralde, sonra gözyaşımı silip, hemen partilemeyi düşünüyorum,
baba parti vericem...
baba parti vericem...
devamını gör...
ilginç etimolojik bağlantılar
çay ve tea. hemen hemen bütün dillerde aynı şekilde telaffuz edilir ve aynı anlama gelir.
çayın anavatanı çin'dir. mandarin lehçesinde ç'a, amoy lehçesinde t'e olarak kullanılır.
çayın ipek yolu üzerinden ulaştığı ülkelerde çay vb. kelimeler kullanılırken, deniz yoluyla ulaştığı ülkelerde tea vb. kelimeler kullanılmıştır. hollanda doğu hindistan şirketi (the dutch east ındia company), çin'den avrupa’ya ilk çay ihracatını yapan şirket olarak biliniyordu. böylelikle avrupalılar bu bitkiyi daha çok tea ismiyle tanıdı. aşağıda ülkelere göre söylenişini görebilirsiniz.
afrikaans : tee
arnavutça : caj (telaffuz edilen chai)
arapça : chai veya şeytan
ermenice : te
azerice : caj (telaffuz edilen chai)
bask : çay
belarusça : harbatu
bengalce / bangla : cha
bulgarca : chai
katalanca : té
çince (kanton) : cha
çince (mandarin) : cha (ikinci ton / yükselen bir tonda "a" ile telaffuz edilir)
hırvatça : caj (telaffuz edilen chai)
çek : caj (telaffuz edilen cha-i)
danca : te
hollandaca : thee
ingilizce : tea
esperanto : teo
filipinli / tagalog : tsaa
fince : tee
fransızca : le thé (erkeksi)
galiçya : té
gürcüce : chai
almanca : der tee
yunanca : tsai
haiti kreol : té
ibranice : teh
hintçe : chai
macarca : çay (çoğul: tik ağacı)
irlandalı : tae
italyanca : te (telaffuz)
izlandaca : te
endonezya dili: teh
japonca : o-cha
korece : cha
letonca : teja (telaffuz edilen tay-ya)
lüksemburgca : téi
makedonca : chaj (telaffuz edilen chai)
malay dili : teh
malta dili : te
norveççe : te
farsça : chay (çoğu bölgede belirgin chai)
lehçe : herbata
portekizce : cha (brezilya aksanıyla telaffuz edilen shah)
romence : ceai
rusça : chai
sırp : caj (telaffuz edilen chai)
slovakça : caj (telaffuz edilen chai)
slovence : caj (telaffuz edilen chai)
somali : şaah
ispanyolca : el té (erkeksi; telaffuz edilen tay)
svahili : chai (telaffuz edilen cha-i)
isveççe : te
taiwanese : de
tamilce ( sri lanka ) : çay
tayland : chah (chah yen tay buzlu çay anlamına gelir)
tibet : cha veya ja
türkçe : çay
ukraynaca : chaj (telaffuz edilen chay)
urduca : chai
(kuzey) vietnam dili: che
(güney) vietnamlı : tra (bazen telaffuz edilen cha veya ja)
galce : te
yidiş : tey
zulu : itiye
kaynak
kaynak
çayın anavatanı çin'dir. mandarin lehçesinde ç'a, amoy lehçesinde t'e olarak kullanılır.
çayın ipek yolu üzerinden ulaştığı ülkelerde çay vb. kelimeler kullanılırken, deniz yoluyla ulaştığı ülkelerde tea vb. kelimeler kullanılmıştır. hollanda doğu hindistan şirketi (the dutch east ındia company), çin'den avrupa’ya ilk çay ihracatını yapan şirket olarak biliniyordu. böylelikle avrupalılar bu bitkiyi daha çok tea ismiyle tanıdı. aşağıda ülkelere göre söylenişini görebilirsiniz.
afrikaans : tee
arnavutça : caj (telaffuz edilen chai)
arapça : chai veya şeytan
ermenice : te
azerice : caj (telaffuz edilen chai)
bask : çay
belarusça : harbatu
bengalce / bangla : cha
bulgarca : chai
katalanca : té
çince (kanton) : cha
çince (mandarin) : cha (ikinci ton / yükselen bir tonda "a" ile telaffuz edilir)
hırvatça : caj (telaffuz edilen chai)
çek : caj (telaffuz edilen cha-i)
danca : te
hollandaca : thee
ingilizce : tea
esperanto : teo
filipinli / tagalog : tsaa
fince : tee
fransızca : le thé (erkeksi)
galiçya : té
gürcüce : chai
almanca : der tee
yunanca : tsai
haiti kreol : té
ibranice : teh
hintçe : chai
macarca : çay (çoğul: tik ağacı)
irlandalı : tae
italyanca : te (telaffuz)
izlandaca : te
endonezya dili: teh
japonca : o-cha
korece : cha
letonca : teja (telaffuz edilen tay-ya)
lüksemburgca : téi
makedonca : chaj (telaffuz edilen chai)
malay dili : teh
malta dili : te
norveççe : te
farsça : chay (çoğu bölgede belirgin chai)
lehçe : herbata
portekizce : cha (brezilya aksanıyla telaffuz edilen shah)
romence : ceai
rusça : chai
sırp : caj (telaffuz edilen chai)
slovakça : caj (telaffuz edilen chai)
slovence : caj (telaffuz edilen chai)
somali : şaah
ispanyolca : el té (erkeksi; telaffuz edilen tay)
svahili : chai (telaffuz edilen cha-i)
isveççe : te
taiwanese : de
tamilce ( sri lanka ) : çay
tayland : chah (chah yen tay buzlu çay anlamına gelir)
tibet : cha veya ja
türkçe : çay
ukraynaca : chaj (telaffuz edilen chay)
urduca : chai
(kuzey) vietnam dili: che
(güney) vietnamlı : tra (bazen telaffuz edilen cha veya ja)
galce : te
yidiş : tey
zulu : itiye
kaynak
kaynak
devamını gör...
merkez bankası başkanının 128 milyar dolar açıklaması
ben cevap vermelerine şaşırdım...
hala şaşırıyorum bir yandan, birde ufaktan umutlandım, demekki soruları duyuyorlar, çok şükür, buna da şükür dedirtiyorlar ya...
hala şaşırıyorum bir yandan, birde ufaktan umutlandım, demekki soruları duyuyorlar, çok şükür, buna da şükür dedirtiyorlar ya...
devamını gör...
hasan mezarcı
noeli doğum günü olarak kutlayan muhterem* ya bu sahne nasıl bir sahne. biri bile çıkıp,bu böyle çok saçma oldu yapmasak mı, demedi mi acaba iyi ki doooğdun meesiiih
devamını gör...

