siberkondria
hastalık hastası tabirinin günümüzdeki karşılığı denebilir. siberkondria; internetin yaygınlaşması ile birlikte çıkan bir hastalık veya saplantı türüdür. internette hastalık arama hastalığı denebilir. bu hastalığa sahip olanlar en ufak bir sağlık sorunu için internetten arama yaparak kendilerine hastalık icat ederler, kendi şikayetlerine tanı koyup tedavi yöntemlerini araştırırlar. bunlar çoğu zaman çok önemsiz sayılabilecek şekilde örneğin parmağımın ucu ağrıyor tarzındadır. hemen google beye şikayetlerini yazar ve müjde kangren oldunuz, parmağınızın kesilmesi gerek sonucuna ulaşırlar. (google a başım ağrıyor yazın hemen beyin kanserisiniz tanısı cevaplar arasından çıkmaktadır). işin garibi bu kişiler, şikayetleri ile ilgili doktora gitseler bile doktora değil internette okuduklarına inanır ve bir türlü ikna olmazlar.
devamını gör...
pame radyo yayını
fenerbahçeliler olarak marikaki'nin affına sığındığımız ama devre arası olur olmaz koşarak bir iki şarkıdan nasiplendiğimiz geleneksel pazar etkinliğimiz.
devamını gör...
normal sözlük’te tanımlarını sevdiğiniz yazarlar
benim gibi adını arayanların hüsrana uğradığı başlık.
zaten iki tanım var. ah be...
zaten iki tanım var. ah be...
devamını gör...
yetti artık denilen şeyler
her günün bir öncekinin aynısı oluşu.
devamını gör...
uludağ sözlük
daha demin ilk girdiğim entrylere bakıp hayrete düştüğüm sözlüktür. neler neler olmuş, nerelerden nerelere gelmişim. kimleri sevmişim, kimler beni sevmiş. insan geçmişi çok farklı hatırlıyor. tekrar okuyunca hatalarını daha iyi anlıyor. anonim bir şekilde bir şeyler karalamama imkan sağladığı için minnettar olduğum sözlüktür kendisi. buradan zall'a tekrar teşekkür ediyorum.
devamını gör...
huzursuz bacak sendromu
iki bacağı da kesip atma hissi uyandıran şeydir.
devamını gör...
osman hamdi bey
1906 ve 1907 yıllarında iki farklı versiyonunu çizdiği dünyaca ünlü kaplumbağa terbiyecisi'nin sahibidir. eser dünyaca bilinir fakat sahibinin türk olduğu, isminin osman hamdi bey olduğu pek bilinmez. fazla değer vermediğimizden tanıtımını da yapamıyoruz sanırım. okyanusun dibinde keşfedilmeyi bekleyen hazine gibi bizim ressamlarımız, yazarlarımız, kısacası sanatçılarımız...
devamını gör...
muhsin yazıcıoğlu
siyasetin fırıldaklığına boyun eğmeyen tek siyasetçi.
devamını gör...
pırlanta
''güzel bayan, parmağınıza taktığınız o pırlanta, dünyadaki bütün imparatorlukların kuruluşunu ve yıkılışını, bütün dinlerin oluşumunu ve evrimini, dinazorların yer kürede yürüyüp yokoluşunu, bütün güzel aşk hikayelerinin başını ve sonunu, bütün dramları ve trajedileri görmüş ve yine de ışıltısından hiç bir şey kaybetmemiştir''
italya'daki arezzo fuarında kullandığım bu cümle karşımdaki insanı yeterince etkilemiş olacak ki hanımefendi çok fazla düşünmeden siparişini onaylamıştı.
bu havalı gibi görünen, biraz da ııııııyhhhhhhhhhh dedirtecek cümlenin altyapısı nedir peki?
elmas dediğimiz arkadaş karbon temellidir ve oluşabilmesi için sistematik ve çok yüksek düzeylerde basınca ihtiyaç duyar.
karbon elementinin yüksek basınç altında kalarak oluşturduğu en güzel formdur.
hani derler ya pressure can make you either coal or diamond diye o vıcık vıcık kişisel gelişim kitaplarında.
fiziksel olarak doğrudur.
şöyle ki, doğal yollardan elmas oluşabilmesi için milyonlarca yıl gerekir.
eğer yeterince basınç alamazsa grafit-kömür'e döner.
doğru ve tatlı basıncı milyonlarca yıl yerse ışıl ışıl parlayıp ağzınızı açık baktırır.
yani patronum bana mobbing uyguluyor, iş arkadaşlarımın hepsi üstüme geliyor, bütün işler bana bakıyor hepsini halletmem lazım zaten az para alıyorum ama dur! basınç elmas oluşturur.
aynen, nurtopu gibi bir kömür oldun kardeşim, iyi yanmalar, ozon tabakasını delmeyi unutma.
hepimizin bildiği gibi kanlı elmas muhabbetlerine girmeyeceğim. çoğu insanın-ben de dahil- eleştirmekte ve sinirlenmekte haklı olduğu bir konudur.
keşke böyle bir şeye hiç bir zaman gerek kalmasaydı, keşke insanların açgözlülüğü insanı insan yapan değerlerden uzaklaştırmasaydı.
neyse.
elmas aynı zamanda endüstrilerde de kullanılan bir arkadaşımızdır. mohs skalası dediğimiz sertlik skalasında elmas 10 mohs ölçeğine sahip olup, doğada bulunan en sert arkadaştır. öyle ki, bir elması sadece başka bir elmas kesebilir( yani çivi çiviyi sökmez zaten kerpetenle çıkartırsın ama elması ancak elmasla kesebilirsin)
altın sektöründe altının üzerindeki yüzey işlemlerini diamond cut dediğimiz ucunda sivri bir elmas bulunan kalemlerle uygular ustalar.
aynı şekilde bir elmasa şekil vermek istediğiniz zaman ancak başka bir elmasın olduğu bir kalemle yapabilirsiniz.
pırlanta formuna dönersek.
elmasın işlenmiş şekil verilmiş halinde pırlanta denir.
pırlanta dediğiniz anda direkt gözünüzün önüne gelen görüntüdeki kesim'e yuvarlak kesim denir.
aynı zamanda farklı kesin şekilleri vardır, yastık, prenses,damla,zümrüt gibi.
en bilindiği sanıyorum baget kesimdir(yuvarlak kesim haricinde)
hepsinde farklı yüzey sayısı vardır.
yukarıdaki arkadaşın bahsettiği 57 yüzey yuvarlak kesim dediğimiz klasik kesimde bulunur.
her yüzeye faset denilir.
üst kısıma taç denir ve 33 faset vardır.
alt kısıma külaha benzediği için külah denilir ve 24 faseti vardır.
pırlantalar derecelendirilirken 4 adet kritere bakılır
cut, clarity, color ve carat.
yani kesim, berraklık, renk ve karat(ağırlık)
kesim bahsettiğim fasetlerin ne kadar doğru orantılı kesildiğine göre derecelendirilir. excellent, fair ve good olarak 3 kategoride incelenir.
pırlanta uzmanları pırlantaları lup dediğimiz mini büyüteçlerle inceleyip simetrilerini puanlarlar.
berraklık dediğimiz kısım ise adı üstündedir. bir pırlantanın içerisinde ne kadar az inklüzyon dediğimiz siyah noktalar varsa o kadar berraktır.
peki o siyah noktalar nedir?
yep, grafit.
yani bazen bu pırlantalar yedikleri basınç orantısız olduğunda iç kısmında sıkıştırılırken karbon elementi kömüre dönebiliyor.
berraklık derecelendirmeleri şu şekildedir:
lc( loupe clean): hiç bir şekilde içerisinde siyah nokta veya başka kusur yok.
vvs( very very small inclusion) : lup ile bakıldığında çok zor görülebilen ve yüzey kısmında olmayan kusurlar.
vs(very small inclusion): lup ile bakıldığında zor görünen ve yüzeye yakın olan kusurlar.
sı( small ınclusion):lup ile bakıldığında kolay görünen ve genelde yüzeyde olan kusurlar.
pike: çıplak gözle bakıldığında görülebilen kusurlar.
renk kısmı biraz daha basit. d rengi derecelendirilmesinden başlayıp z'ye kadar gider. a b c niye yoktur derseniz ilk pırlanta inceleme enstütüsü kurulduğunda ya daha beyaz bir renkli taş bulunursa diye a b c boş bırakılmıştır)
ne kadar ''beyaz'' ise renk skalasında o kadar iyidir.
carat ise ağırlık birimidir 1 karat: 0,2 grama denk gelir. karat büyüdükçe fiyatlar artar.
pırlantalar genellikle uzmanları tarafından sertifika verilerek değeri tescillenen güzelliklerdir. o yüzden pırlanta alacağınız zaman kesinlikle sertifikası olup olmadığını sorunuz.
2 tane büyük ve dünya çapında geçerliliği olan sertifika enstütüleri vardır. google'a yazarsanız bulabilirsiniz. sözlükte yeni olduğum için reklam veriyor görüntüsü vermek istemem.
dünya ne kadar kötüye giderse gitsin, hayat sizin üzerinizde ne kadar kötü etkiler bırakırsa bıraksın siz hiç bir zaman ışıltınızı kaybetmeyin.
sevgiler.
italya'daki arezzo fuarında kullandığım bu cümle karşımdaki insanı yeterince etkilemiş olacak ki hanımefendi çok fazla düşünmeden siparişini onaylamıştı.
bu havalı gibi görünen, biraz da ııııııyhhhhhhhhhh dedirtecek cümlenin altyapısı nedir peki?
elmas dediğimiz arkadaş karbon temellidir ve oluşabilmesi için sistematik ve çok yüksek düzeylerde basınca ihtiyaç duyar.
karbon elementinin yüksek basınç altında kalarak oluşturduğu en güzel formdur.
hani derler ya pressure can make you either coal or diamond diye o vıcık vıcık kişisel gelişim kitaplarında.
fiziksel olarak doğrudur.
şöyle ki, doğal yollardan elmas oluşabilmesi için milyonlarca yıl gerekir.
eğer yeterince basınç alamazsa grafit-kömür'e döner.
doğru ve tatlı basıncı milyonlarca yıl yerse ışıl ışıl parlayıp ağzınızı açık baktırır.
yani patronum bana mobbing uyguluyor, iş arkadaşlarımın hepsi üstüme geliyor, bütün işler bana bakıyor hepsini halletmem lazım zaten az para alıyorum ama dur! basınç elmas oluşturur.
aynen, nurtopu gibi bir kömür oldun kardeşim, iyi yanmalar, ozon tabakasını delmeyi unutma.
hepimizin bildiği gibi kanlı elmas muhabbetlerine girmeyeceğim. çoğu insanın-ben de dahil- eleştirmekte ve sinirlenmekte haklı olduğu bir konudur.
keşke böyle bir şeye hiç bir zaman gerek kalmasaydı, keşke insanların açgözlülüğü insanı insan yapan değerlerden uzaklaştırmasaydı.
neyse.
elmas aynı zamanda endüstrilerde de kullanılan bir arkadaşımızdır. mohs skalası dediğimiz sertlik skalasında elmas 10 mohs ölçeğine sahip olup, doğada bulunan en sert arkadaştır. öyle ki, bir elması sadece başka bir elmas kesebilir( yani çivi çiviyi sökmez zaten kerpetenle çıkartırsın ama elması ancak elmasla kesebilirsin)
altın sektöründe altının üzerindeki yüzey işlemlerini diamond cut dediğimiz ucunda sivri bir elmas bulunan kalemlerle uygular ustalar.
aynı şekilde bir elmasa şekil vermek istediğiniz zaman ancak başka bir elmasın olduğu bir kalemle yapabilirsiniz.
pırlanta formuna dönersek.
elmasın işlenmiş şekil verilmiş halinde pırlanta denir.
pırlanta dediğiniz anda direkt gözünüzün önüne gelen görüntüdeki kesim'e yuvarlak kesim denir.
aynı zamanda farklı kesin şekilleri vardır, yastık, prenses,damla,zümrüt gibi.
en bilindiği sanıyorum baget kesimdir(yuvarlak kesim haricinde)
hepsinde farklı yüzey sayısı vardır.
yukarıdaki arkadaşın bahsettiği 57 yüzey yuvarlak kesim dediğimiz klasik kesimde bulunur.
her yüzeye faset denilir.
üst kısıma taç denir ve 33 faset vardır.
alt kısıma külaha benzediği için külah denilir ve 24 faseti vardır.
pırlantalar derecelendirilirken 4 adet kritere bakılır
cut, clarity, color ve carat.
yani kesim, berraklık, renk ve karat(ağırlık)
kesim bahsettiğim fasetlerin ne kadar doğru orantılı kesildiğine göre derecelendirilir. excellent, fair ve good olarak 3 kategoride incelenir.
pırlanta uzmanları pırlantaları lup dediğimiz mini büyüteçlerle inceleyip simetrilerini puanlarlar.
berraklık dediğimiz kısım ise adı üstündedir. bir pırlantanın içerisinde ne kadar az inklüzyon dediğimiz siyah noktalar varsa o kadar berraktır.
peki o siyah noktalar nedir?
yep, grafit.
yani bazen bu pırlantalar yedikleri basınç orantısız olduğunda iç kısmında sıkıştırılırken karbon elementi kömüre dönebiliyor.
berraklık derecelendirmeleri şu şekildedir:
lc( loupe clean): hiç bir şekilde içerisinde siyah nokta veya başka kusur yok.
vvs( very very small inclusion) : lup ile bakıldığında çok zor görülebilen ve yüzey kısmında olmayan kusurlar.
vs(very small inclusion): lup ile bakıldığında zor görünen ve yüzeye yakın olan kusurlar.
sı( small ınclusion):lup ile bakıldığında kolay görünen ve genelde yüzeyde olan kusurlar.
pike: çıplak gözle bakıldığında görülebilen kusurlar.
renk kısmı biraz daha basit. d rengi derecelendirilmesinden başlayıp z'ye kadar gider. a b c niye yoktur derseniz ilk pırlanta inceleme enstütüsü kurulduğunda ya daha beyaz bir renkli taş bulunursa diye a b c boş bırakılmıştır)
ne kadar ''beyaz'' ise renk skalasında o kadar iyidir.
carat ise ağırlık birimidir 1 karat: 0,2 grama denk gelir. karat büyüdükçe fiyatlar artar.
pırlantalar genellikle uzmanları tarafından sertifika verilerek değeri tescillenen güzelliklerdir. o yüzden pırlanta alacağınız zaman kesinlikle sertifikası olup olmadığını sorunuz.
2 tane büyük ve dünya çapında geçerliliği olan sertifika enstütüleri vardır. google'a yazarsanız bulabilirsiniz. sözlükte yeni olduğum için reklam veriyor görüntüsü vermek istemem.
dünya ne kadar kötüye giderse gitsin, hayat sizin üzerinizde ne kadar kötü etkiler bırakırsa bıraksın siz hiç bir zaman ışıltınızı kaybetmeyin.
sevgiler.
devamını gör...
hayatınızın mottosu olan sözler
denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin.
sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.
uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
nietzsche
sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.
uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
nietzsche
devamını gör...
orhan pamuk'un rasim ozan kütahyalı ile çekilmiş fotoğrafı
karizma yüzdesinden koca bir pay gitmiş.
devamını gör...
annelerin ne zaman evleneceksin ısrarının nedenleri
son 2 yıldır uğraştığım hadise. yeter be valide. bıhtık be kardeşim..
şu yemeği yapsana dersin, evlen de hanımın yapsın bizde yiyelim der..
bugün de şu tatlıyı mı yesek dersin, evlen de hanımın yapsın yiyelim diye cevap gelir..
ben anlayamadım, çözemedim neden böyle. 30 yaşına gelmiş olmak ve bekar kalmak suç mudur?
şu yemeği yapsana dersin, evlen de hanımın yapsın bizde yiyelim der..
bugün de şu tatlıyı mı yesek dersin, evlen de hanımın yapsın yiyelim diye cevap gelir..
ben anlayamadım, çözemedim neden böyle. 30 yaşına gelmiş olmak ve bekar kalmak suç mudur?
devamını gör...
otobüs yolculuğu
başlığın kokusu var,sadece ben almıyorumdur umarım *
devamını gör...
dostoyevski'nin her şeyi sorun haline getirmesi
-cehennem nedir? sevginin artık imkansız olduğuna dair çekilen bir acıdır.
ne yapsın bu adam.
-her şeyi anlıyorum ve bu beni öldürecek.
ah dosto üzümlü kekim.
-ancak acı çekerek kendimizi bulabiliriz.
yapma etme eyleme dosto.
evet diplere sokuyor fakat kafayı açıyor ve seni o kasvetli karanlıkla aydınlatıyor.
teşekkürler dostoyevski.
ne yapsın bu adam.
-her şeyi anlıyorum ve bu beni öldürecek.
ah dosto üzümlü kekim.
-ancak acı çekerek kendimizi bulabiliriz.
yapma etme eyleme dosto.
evet diplere sokuyor fakat kafayı açıyor ve seni o kasvetli karanlıkla aydınlatıyor.
teşekkürler dostoyevski.
devamını gör...
uyunan en ilginç yer
düğünde az biraz içim geçmişti. evet evet hemde ses sisteminin dibinde.
devamını gör...
eski türkiye nasıldı sorunsalı
madımak ve gazi olayları sırasında dalda portakal olması kuvvetle muhtemel yazarların insanın insana zararı olmadığı bir yer ve bahar şenlikleri gibi tanimlarla açıkladığı başlık.
hangi tarafa doğru gülelim?
eski türkiye aynı bu zamanda olduğu gibi; medyanın iktidarın siyasi görüşüne göre toplumu şekillendirmeye çalıştığı, yolsuzluk ve adaletsizligin gezindiği bir yerdi.
eski türkiye de sadece görsel ve yazılı basın vardı. sosyal medyanın olmadığı bir türkiye ile
simdiki türkiye'yi karşılaştırma yapmanız imkansız. 2002 öncesi haber siteleri ve sözlükleri okursanız elma ile armutu
toplamaya çalışmak gibi bir şey yaptığınızı anlarsınız.
hangi tarafa doğru gülelim?
eski türkiye aynı bu zamanda olduğu gibi; medyanın iktidarın siyasi görüşüne göre toplumu şekillendirmeye çalıştığı, yolsuzluk ve adaletsizligin gezindiği bir yerdi.
eski türkiye de sadece görsel ve yazılı basın vardı. sosyal medyanın olmadığı bir türkiye ile
simdiki türkiye'yi karşılaştırma yapmanız imkansız. 2002 öncesi haber siteleri ve sözlükleri okursanız elma ile armutu
toplamaya çalışmak gibi bir şey yaptığınızı anlarsınız.
devamını gör...
dışkı bankası
gaita bank of turkey.
mevduatlarınız en yüksek faiz oranları ile değerlendirilir.
mevduatlarınız en yüksek faiz oranları ile değerlendirilir.
devamını gör...
ilhan berk
2008 yılında hayata gözlerini yummuş, sembolizm üstadı şairimiz. betimlemerinde sık sık doğa betimlemelerine yer verip, yazılarında melankolizm yüklü bir kalemle resim çizermişçesine bir üslüp kullanır. bilgilerimi buraya aktardıktan sonra, tanımımı kendisinin en meşhur şiirlerinden biriyle, gecenize bırakarak bitirmek istiyorum:
üç kez seni seviyorum diye uyandım
tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum.
sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün.
sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim
sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum
-taflanım! diyordu bir ses duyuyordum.
cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün.
kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım
şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim
karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum.
eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun.
üç kez seni seviyorum diye uyandım
tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum.
sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün.
sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim
sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum
-taflanım! diyordu bir ses duyuyordum.
cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün.
kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım
şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim
karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum.
eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun.
devamını gör...
allah
kilosu 5 lira olan elma için cennetten peygamber kovan zat.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
terapi gibi sese sahip yazar "marikaki"
devamını gör...