iki iplik sistemine dayanılarak yapılan en eski dokuma türlerinden biridir.
kilimin ne anlama geldiğini fatih kısaparmak'tan dinleyelim.



sevdiğine sözü olan bir kilim dokur
kilimin dilinden ancak anlayan okur
sırlarımı verdim sana sevgimi verdim
şu gönlümü kilim yaptım yoluna serdim
ayıptır günahtır diye kilit vurdular dilime
aşkı dokudum kilime anlıyor musun
yetinmedim türkü yaktım gayrı bu canımdan bıktım
hani senin olacaktım dinliyor musun.
kilim kalbin aynasıdır gönlün sesidir
her nakışı bir duygunun ifadesidir
kilim sevgiliye çağrı, aşka davettir
kimi renkler şikayettir kimi hasrettir
ayıptır günahtır diye kilit vurdular dilime
aşkı dokudum kilime anlıyor musun
yetinmedim türkü yaktım gayrı bu canımdan bıktım
hani senin olacaktım dinliyor musun
ben şu gönül tezgahında kilim dokudum
erenlerin dergahında aşkı okudum
töremizde kilim demek ilim demektir
kilim sevdadır özlemdir derttir istektir

ayıptır günahtır diye kilit vurdular dilime
aşkı dokudum kilime anlıyor musun
yetinmedim türkü yaktım gayrı bu canımdan bıktım
hani senin olacaktım dinliyor musun anlıyor musun.

kilim motiflerine gelince
muska motifi kötü olaylardan korumanın;
kartal motifi kudretin;
küpe motifi genç kızın evlilik isteğinin;
göz motifi nazara karşı korunmanın;

bukağı motifi ailenin birliğinin;
el motifi verimliliğin;
parmak motifi kem gözlerden korunmanın;
tarak motifi doğumun;
pıtrak motifi bolluğun;

sandık motifi genç kızların çeyiz sandığının ve hayırlı kısmet bulmanın;
artı motifi tehlikelerden korunmanın;
ejderha motifi bereketin;
bülbül ve güvercin gibi kuş motifleri iyi şansın;
eli belinde motifi dişiliğin ve verimliliğin;
saç bağı motifi evlenme isteğinin;

koçboynuzu motifi güç ve erkekliğin;
suyolu motifi suyun insan hayatındaki öneminin;
akrep motifi akrebin kötülüğünden korunmanın;
yıldız motifi üretkenliğin;
hayat ağacı motifi sonsuzluğun sembolüdür.
devamını gör...

umarım oh be dediğimiz günler olur.bir umut'la yaşıyoruz.
devamını gör...

kişiden kişiye değişmekle beraber bir rem uykusu genelde 5-30 dakika aralığındadır ve bir gecede 4-6 kez tekrarlanabilir. rem uykusunu tamamlamadan uyanan kişilerin gün içinde yorgun, asabi ve dikkatlerinin dağınık olduğu gözlemlenmiştir.
devamını gör...

üç yıl tedavisini gördüğüm rahatsızlık. ben atlattım, bu hastalığı yaşayanların da bir an önce atlatmasını diliyorum.
çeşitleri çoktur. bende ki durum tamamen kalp krizi geçirdiğimi sanmamla başladı. ataklar günde iki üç kez geliyor, bir saat sürüyordu. titreme ve ağlama ile son buluyor, sonrasında vücut yorgunluğuna dayanamayıp uyuyordum.

müthiş yorgunluk veren bu ataklar oldukça yıpratıcı ve ailem için de aşılması çok zor bir durumdu.
16 yaşındayken bu hastalığı yaşadığımı öğrendiğimde, çevrede çok bilinen bir hastalık değildi. ailem en büyük destekçim oldu. ilaç tedavisi ve terapilerle ataklarım azaldı. o dönem hayatımın en çok hastaneye gittiğim dönemi olabilir. eve defalarca ambulans çağırmış, gece acillerde sabahlamıştık.

hastalığımı tanıdıkça, kabullendikçe farkettim ki daha kolay baş edebiliyorum. tabii ilaçlara ve terapilere devam.. ataklar haftada bir sonra daha seyrek gelmeye başlamıştı. mutluydum ama bir yandan da orada bir yerde olduğunu ve apansız çıkacağını bilmek beni geriyordu.

sanırım bir yıl kadar sonra hastalığın seyri değişti ve ataklar çok nadiren olmaya, ama bu sefer de ailemi kaybetme korkusu, dışarı çıkma korkusu yaşamaya başladım. bu yüzden liseyi bırakıp kendimi eve kapattım diyebilirim. parlak okul hayatım bitmişti.
şimdi depresyonla da mücadele ediyor, bitik bir halde günlerimi evde geçiriyordum. kalabalığı sevmiyor, insanların eve gelip gitmesini çok istemiyordum. babamın sürekli yanımda olmasını hatta ise bile gitmemesini istiyordum.
bu dönemde bana iyi gelen çok az ama aslında çok fazla olan bir şey vardı. ailem ve kitaplar...

bunları buraya yazıyorum çünkü belki bu hastalığı yaşayan kisiler vardır. bir ışık olur. geçmeyecek hiç bir şey yok inanın.
doktorlar hep '' kafanda bitirmelisin'' der durur. o kadar sinir oluyordum ki bu cümleye. ya ben hasta olmak ister miyim? dalga mı geciyor bu adam benimle diye düşünürdüm. bir günde bitmedi elbet herşey. bir günde başlamamıştı ki bir günde bitsin. bir seylerin birikimi bir yerde patlak vermişti belki de. yavaş yavaş kendimi ve bu hastalığı tanıyarak, ilaç ve terapilerle, kesinlikle ailem sayesinde atlattım.

umarım en yakın zamanda bu hastalığı yaşayan kim varsa atlatır. sadece şunu bilmeni isterim: yalnız değilsin, hayır ölmeyeceksin ve iyileşeceksin.
devamını gör...

tıpkı babası gibi büyük resmi gören fatih erbakan'ın yerel bir kanalda açıkladığı bilimsel hakikat. siyonizm müslümanların sayısını azaltacak sonra demedi demeyin. babası gibi fatih erbakan'da müthiş bilimsel bir akla sahip . www.cumhuriyet.com.tr/haber... .
devamını gör...

kovmak için bahane aramıştır.
devamını gör...

bugün, yarının eski'si olacağı için; içinde bulunduğu zamanı da özlemektir. fazlası zarardır, yaşamak bugünden ibarettir.
bonus (bkz: melankoli bağımlılığı)
devamını gör...

sözlüğün yeni yazarlarına okumalarını önerebileceğim bir başka yazar arkadaşımız da una nocte...

kendisine has üslubu ile değerli konulara değiniyor. nüktedan bir dili var. profilinde gezmek büyük bir keyif. sol taraftaki karmaşadan ötürü nefes alamıyorum diyorsanız bir süreliğine kaçıverin onun profiline, kesinlikle pişman olmazsınız. değerli paylaşımlarını devam ettirmesini ve bolca okunmasını temenni ederim.
devamını gör...

ailemle değil benimle iletişime geçsin dediğim durumdur. bir de ak parti değil, akp. hem daha az yer kaplıyor hem de doğrusu bu.
devamını gör...

çocukluğumuzun geçtiği sokağa gidiyorum bazen,
hala bir yanım eksik
hatırlarsın iki katlı bir evimiz vardı
kapıdan adımını atar atmaz rutubet kokardı,
kırmızı boyalı duvarlar
merdivenleri aşardı.
parklar kahkahalarımızla inler
kediler oyunlarımızda hoplardı
saçlarınla oynar, ellerini severdim
gözlerin güven, sesin huzur verirdi
şimdi ne sesin var ne de nefesin
yakıyor yokluğunun ateşi
3 yıl gözlerimin önünde eridin
tutamadım ellerini
gözlerin karardı, nefesim kesildi.
bugün toprak selam verdi
yağmur yağdıktan sonra güzel kokmasının
meğer senmişsin sebebi

yokluğun her geçen gün büyüyor içimde
olmayan nefeslerin yakıyor yüreğimi
mezarına bile sarılamamak
yavaş yavaş tüketiyor bedenimi
saçlarım kısa gittiğinden beri
sigaralar ağzımda
bir yanım kara
yıllar geçti, yollar bitti
ve sen hala, aklımda...

dostum, bugün sen gideli 1 koca yıl daha doldu. içimdeki hasret büyüdü dağ oldu. bu yıl da gelemedim mezarına özür dilerim, affet beni. bundan seneler önce bugün ilk sigaramı yakmıştım, gidişinin şerefine. yine bu gece senin için içiyorum bu paketi. hayallerimiz ve ben sarılacağız bu gece. sen olmasan bile...
devamını gör...

bu geldi benim başıma. dedemi de severim aramız iyiydi, rahmetli oldu. suçu onda aramıyorum, böyle şeylere karışacak bir adam değildi. ama işgüzar ailem devreye girmiş ve bana dedemin ismi verilmiştir. bu konuda çok hazin bir hikayem var.

benim ismim normalde 'arda' olacakmış. annem çoktan belirlemiş ismimi, sonra hastanede doğunca senden nefret ediyor olabilirim bebek geldi demişler. direkt dedemin ismiyle seslenmişler. annem de isim koyma hakkını daha önceden kullandığı için ses edememiş. sonuç olarak bana dedemin ismi geçti. şimdi bir sorun yok gibi gözüküyor ama..

ya ben sizin yapacağınız işi s**eyim ya. benim müslüman olacağımı size kim söyledi ? ya siz hayırdır *mk? alnımda mı yazılıydı babiş ? ben tam arda'ymışım halbuki.* şimdi ismimden memnun değilim. ismimi arda olarak değiştirmek istiyorum ama babamın kalp krizi geçirmesi riskini göze alamıyorum sanırım. gerçi yaşımızda geçiyor ufaktan zor artık.

bu arada yalandan ikinci isim olarak koymak da çok kötü. uzay bahri ne *mk siz mal mısınız acaba? çocuğu doğar doğmaz ikilemde bırakıyorsunuz.

herkesin kendi ismini 18 yaşında belirlediği bir dünyada yaşamak isterdim. yaşamayan bilmez çünkü bunu.

hislerim ektedir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

2006'da richard lee mcnair isimli bir mahkum hapiste posta çuvallarını tamir ettiği bir işe girmiş. daha sonra bu çuvallardan birinin içine girerek kendini hapisten dışarı postalamış. jdjdkfndkjf
devamını gör...

asıl soru şu: dağ delinir mi?..*
devamını gör...

ne dışarı çıkmak istiyor gençler, ne de artık eskiden sevdiği şeylerden keyif alıyor. bir ihtiyar gibi odaya hapsolmuş zamanın neyi getireceğini bekliyoruz. ihtiyarlar da genç oldu, roller değişti.
parklar bahçeler ihtiyar dolu. koşuyor zıplıyorlar sanki 80 yaşında değilmiş gibi.
ve biz gençler de hayattan bezdik sanki 20 yaşında değilmiş gibi.
devamını gör...

stalin türkiye'den kars ve ardahan'ı istemektedir; verilmediği takdirde de ülkeyi işgal edeceğini alttan alttan ima etmektedir. türkiye'de olası bir sovyet işgaline karşı nato'ya dahil olmuştur. işte işgal tehditlerine devam eden sscb'ye karşı abd olası bir işgale karşı türkiye'nin yanında olacağını göstermek için donanmasının 6. filosunu istanbul'a göndermiştir. ama sovyet istihbaratının güdümünde olan komünistler ise işgale karşı türkiye'yi savunacak olan amerikan askerlerine saldırılar düzenlemişlerdir. ki zaten dikkat ederseniz türkiye komünistlerinin yaptığı her şeyin sovyetlerin tükiye'yi işgalini kolaylaştıracak şeyler olduğunu görürsünüz. allah'tan nato ülkücüleri yaratmıştır da türkiye ikinci bir afganistan vakası olmaktan kurtulmuştur. bilmeyenler için şöyle özetleyeyim;
önce komünist devrim afganistanı sarsar, ardından sovyet işgali gelir. devrimin yarattığı kargaşa yüzünden ülkeyi sovyetlere karşı savunacak bir irade kalmadığından sovyetler çok kısa bir sürede bütün önemli yerleşim merkezlerini ele geçirir. ancak kırsal afgan nüfusuna yaptıkları katliamlar ciddi öfkeye sebep olmuş; cia ise bu öfkeyi yönlendirerek "mücahidiyn" denilen direniş örgütüne hem insan kaynağı bulmuş hem ekipman sağlamıştır. ve sonunda bu direniş örgütünün verdirdiği ağır zaiyatlara dayanamayan sovyetler ülkeden çekilmiştir. ama afganistan'da bu olayların sebep olduğu sosyolojik yıkım bugün hala devam etmektedir.

işte eğer ülkücüler olmasaydı ülkemizde de böyle bir senaryo yaşanırdı. önce kömünist devrim yaşanır, ardından sovyet işgali gelir, ardından dini temelli bir direniş örgütü kurulur, sonumuzun ne olacağını ise ancak allah bilirdi. bugün ülkemizde rahat rahat çayımızı içip televizyonumuzu izliyorsak bunu ülkücülerin komünist devrimi engellemesine borçluyuz.
devamını gör...

ülkemizin yönetilme şekli. a'dan z'ye tüm kurumlarında yaşanan bir hadise.
devamını gör...

sözlükte komik bir şey gördüğümde hahahahah butonu arıyorum. olsa da kullansak..
devamını gör...

yazarlar ! müsadenizle g3'ü arz ederim.
7.62mm çapında 102 santim boyunda, şarjörle beslenen ve hava ile soğuyan, barut gazının geri tepmesi, icra yayının ileri itmesiyle yarı otomatik veya otomatik olarak atış yapabilen tek erin temel muharebe silahıdır.

1985 model severek kullandığım bir silahtı kendisi. zor zamanlarında yanında olur, arada bir trip atsa da güzel ayrıldık. ilgi delisiydi sürekli bakım istiyordu yoksa trip atıp duruyordu.
devamını gör...

- neden gözün kapalı yürüyorsun?
- bütün yolları ezberledim
- ama düşebilirsin.
- bütün düşüşleri de ezberledim.(dancer in the dark)
“mutluluk şahane bir şey. o kadar şahane ki sende olup olmaması bile önemli değil. bir toplum yaşlı adamların gölgesinde asla oturamayacaklarını bildikleri ağaçları dikmeye başladığında gelişir. iyi insanlar başkalarına iyilik yapar. o kadar, daha ötesi yok."
-after life(dizi)
devamını gör...

çözüm bir kapsül sabah içeceksin akşama kadar acıkmayacaksın bu kadar. lütfen beni bu zaman dilimine ışınlayın.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim