canımı çok yakan durumdur.

ulan dinlediğim bütün yabancı şarkıları anlamak isterdim.
fransızca bir şarkıyı anlamak isterdim.
almanca rap dinlerken anlamak isterdim.
ben müzik dinlerken bakış açısı kazanmayı seviyorum o yüzden anlamak isterdim.
devamını gör...

kimse beni, gerçek beni asla tanımıyor. dışarıdan gösterdiğim ben ile benliğimdeki gerçek ben, birbirinden çok farklı. beni ne annem, ne babam, ne de arkadaşlarım tanıyor. okuldaki ben ve evdeki ben çok farklıyız. ruhuma takmış olduğum maske benim gerçeğim oldu artık.
sorunlarımı bir halının altına süpürmeye çalışıyorum fakat halı artık buna izin vermiyor. içime atmaktan yoruldum, aslında çoğu şeyden çok yoruldum sözlük. beni anlayacak, anlamaya çalışacak insanların olmasını bekliyorum fakat saçma bir beklenti içerisindeyim. beklentiler insanı üzmekten başka bir işe yaramıyor çünkü.
devamını gör...

faydalı olacağını düşündüğüm başlık.
mitolojiye yeni başlayanlar, say yayınlarının: "mitoloji 101" kitabından başlayabilir.
çok derine inmeden, kafa karıştırmadan belli başlı tanrı ve tanrıçaları, onlarla ilgili bazı söylenceleri bulabileceğiniz bir kitap.
yunan ve roma mitolojisini ele alıyor ama roma mitolojisine çok az yer verilmiş, bunu belirtmekte fayda var.
ek olarak mitolojiye ilgi duyan birinin mutlaka, azra erhat'ın, "mitoloji sözlüğü" adlı kitabını elinde bulundurmalıdır.
başta anadolu efsaneleri olmak üzere, yunan ve latin mitolojisini gayet anlaşılır bir dille anlatan, cevher niteliğinde bir kitaptır.
devamını gör...

birçok açıdan zor bir durumdur. insanların tepkisi çoğu kez can sıkar bu konuda ki zaten sizde hassaslık da başlamıştır. bir yandan hastalık(lar)la mücadele ederken bir yandan ilaçların yan etkisi derken birde insanlar üzünce kısır döngüye girilir. bu mücadelede yalnız olduğunu çok iyi anlar insan.
devamını gör...

porno izlemek özgürlük değildir arkadaşlar. mesela kız arkadaşınızla el ele yürümek de özgürlük değildir. kadınların başını açması hele hiç özgürlük sayılmaz. neden mi? çünkü öyle. bu konuda mantıksal bir argüman sunmak bile lüzumsuz. ped mi dediniz? sakın ha! ped denen şey kapitalist sistemin sizi sömürmek için ortaya çıkardığı bir üründür. ya da haçlıların müslüman toplumumuzu dejenere etmek için uydurduğu bir şey de olabilir. nereden baktığınıza göre değişir. aslolan ortadoğulu bir sığır olmaktır.
devamını gör...

president ama diplomasız.
devamını gör...

oldum olası, yaşadigim evde hüzün eksik olmadı sözlük. bir hüzün döngüsü içinde dönüp durduk sürekli. mutlu olduğumuz günler de oluyor ama arkasından muhakkak hemen bir sıkıntılı gün takip ediyor. böyle bir aile içinde annem ve babamın kahkaha attığını çok gormemisimdir. sohbet olur muhabbet olur ama sen şakrak kahkahalı espirili ortamlik bir aile değildik genelde. halbuki ben böyle olmak istesem de bu döngünün içinde buna yer olmuyor sanki. bazen kuzenime gidip kalıyorum. aile ortamına girdiğimde muhakkak gülecek bir şey buluyorlar. sohbetlerinden kahkaha eksik olmuyor. oradan hiç ayrılmak istemiyorum görünce. fakat sonra tekrar kendi evime dondugumde bu eksiklik içimi kaplıyor. her ne kadar ailem bir arada olsa da ben de eğlenceli, gülmeyi bilen bir aile ortami isterdim. belki de bu yüzden arkadaş ortamında en çok güldürmeye çalışan ben oluyorum etrafimi. buna ihtiyacım olduğunu hissediyorum sözlük. muhabbet etmekten keyif aldığım ortak şeylere gulebildigim bir ortamım olsun istiyorum daha çok. ama anne ve babanın sürekli gergin ilişkisi içinde neye gülüp ne ile eglenebilirsin ki? kendi içinde nasıl mutlu olmayı basarabilirsin?
senin secmedigin ama sevmek durumunda birakildigin kişilerin hayatını bu kadar etkilemesi bazen yoruyor.
devamını gör...

"sokak köpeklerine selam vermek adam olmaya çeyrek var demektir" repliğiyle tanıdığımız sanatçıdır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel



devamını gör...

tokyo ghoul, tokyo ghoul a, tokyo ghoul:re ve re 2 olmak üzere 4 sezondan oluşan anime.izlediğim ilk anime olmasından sonra beni manga koleksiyonculuğuna iten ilk mangadır aynı zamanda.elimde 23 veya 24 tane mangası bulunmakta (çeviriler tam tamamlanmadığı için seriyi henüz tamamlamadım).korku, psikoloji, seinen etiketleri adı altında piyasaya sunulan bir manga.kahramanın bakış açısından da belirtildiği gibi bir 'trajedi' konsepti hakim.kısaca insanların ve ghoulların (insan eti ve kahve dışında vücuduna besin alamayan yaşam formu) mücadelesini konu alıyor.konusu özgün ve sade ancak ilk ciltte bile birçok karakteri sokuyor hikayeye çizer.yani tamam, zaten birçok karakter olmasına alışığım mangalarda fakat aniden birçok karakteri olaya dahil etmek okuru sıkacak ya da kafasını karıştıracak cinsten bir hata (aynı hata birçok mangada da mevcut, bu esere özgü değil).mangada bunun dışında bir kusur göremiyorum, çizimler -özellikle yüz ifadeleri, mimikler- harika açığa vurulmuş.mutluluğu ve üzgünlüğü kolayca açığa vurulabilir olarak görüyorum çizim konusunda, fakat deliliği resmetmek bir nevi delilik gerektiriyor sanki.mangakayı bu açıdan çok tapılası bulurum, mükemmel bir yetenek.

animeye gelirsek...gelmesek mi? re ve re 2 sezonlarına lafımı dokundurmayacağım çünkü en azından çizim konusunda iyiydi.animelerle ilgilenenler bilir, mangada 100 şey varsa animede 100 şeyin 10'u ya vardır ya yoktur.demek istediğim, ya o serinin uzunluğunu göze alarak bir anime çıkartın.tamam hadi kısa tuttunuz, ne diye mangaya göre ilerlerken mangadan ayrı bir sezon çıkartıyorsunuz? ilk sezon mangaya göre gidiyor, ikinci sezonda kafalarına göre bir senaryo yapıyorlar, 3.sezonda mangaya geri dönüyorlar fakat o aradaki kopukluğu mangayı okumayan anlayamıyor.2.sezon sonu ile 3.sezon başı arası o kadar bağlantısız ki, kimin kim olduğunu ve neden işlerin bu yönde ilerlediğini çözemeden animeyi bitiriyorsunuz.bu açıdan çok eleştirdiğim bir anime kendisi.
devamını gör...

bir insan maksimum böyle küfür etmelidir ya, canım erol hocam.*

devamını gör...

habercilik nasıl yapılmamalı.
devamını gör...

klasikler güzeldir.
temizliğin üzerine duş alıp sonrasında kahve eşliğinde kitap okumak... halihazırda yaptığım*
devamını gör...

bir bakıyorum aşık atışmasında
bir bakıyorum eli kitabında
bensiz yemiş vişneli dondurma
yaz bitmeden gidelim mi adalara modalara*
seviliyorsun tamam mı?*
basamaz kimse damarımıza çağır beni gelirim koşa koşa..
devamını gör...

hayattaki en büyük kaygım. beni tüketen en büyük etkendir.
devamını gör...

bu tip erkekler genelde nerede dekolte giyen nerede mini etek giyen kadın varsa ona yürür, sonra sevgili olduktan sonra giymesini istemez kıskançlığı bahane eder tabi yersen.
devamını gör...

dün akşamdan beri sosyal medyada dolaşan reklam videosudur. yakın zamanda afişlerde de görebiliriz. çünkü neden olmasındı.

devamını gör...

dünyada yeryüzünden silinen (eradike edilen) ilk ve tek insan hastalığıdır. etkeni olan 2 virüs, variola major ve variola minor 1975 ve 1977 yıllarında tamamen ortadan kalkmıştır.

1975 yılında bangladeşli 3 yaşında bir çocuk olan rahima banu çiçek tanısı almış, smallpox eradication program ekipleri bölgeye ulaşana kadar çocuğun evinin kapısında 24 saat nöbetçi dikilmiş, ekip bölgeye ulaştıktan sonra da 1.5 mil çapındaki bütün evlere aşı yapılmış, böylece bu hastalığın son taşıyıcısının bulaştırıcılığı engellenmiştir. böylece 1975 yılında 2 etkenden biri olan variola major yeryüzünden silinmiştir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
rahima banu, annesinin kucağındayken. bangladeş, 1975.

diğer etken variola minor ise en son 1977 yılında somalili bir erkek olan ali maow maalin'de tespit edilmiş. kendisi hastane aşçısıyken 2 çiçek hastasıyla birlikte aynı aracı kullandığı için hastalığa yakalanmış, etkili ve efektif tedavisi sonrası sağlığına kavuşmuştur. 2013 yılında ise sıtmadan ölmüştür (yani çiçekle hiçbir alakası yok adamın ölüm sebebinin).

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ali maow maalin, somali, 1977.

türkiye bildiğim kadarıyla son çiçek aşısını 1982 yılında yapıp sonradan aşı takviminden çıkardı. bu kadar fazla süre aşılamaya devam edilmesine gerek yokmuş aslında fakat yukarıda anlattığım son 2 vaka doğal yoldan enfekte olan insanlar (gerçi somali vakasına hasta insandan bulaşmış. bangladeşli çocuğa nerden bulaştığını bulamadım). yine de mevcut hükümet 5 yıl daha insanları aşılayarak 1 nesli daha güven altına almışlar, helal olsunlar, çok tebrikler kendilerine.

bakın bu çiçek aşısı nasıl çalışıyor size onu da anlatayım. ilk doz aşıdan 10 gün sonra, ikinci doz aşıdan 7 gün sonra kanda yüksek miktarda koruyucu antikor titresi elde edilmeye başlanıyor. tarihsel olarak incelendiğinde %95 oranında koruyucu olduğu saptanmış aşının (mrna aşıları olan moderna ve pfizer/biontech aşılarının yüzdelerini hatırlayın). covid aşıları gibi değil, çok daha uzun süre bağışık yanıt oluşturuyordu (3-5 yıl) çiçek aşısı, hatta üçüncü doz ile çok daha uzun yıllar koruyuculuğu olan antikor yanıtları elde ediliyordu. hatta şöyle söyleyeyim,

hastalıktan 10 yıl önce aşı olan insanlarda ölüm oranı %1.3
hastalıktan 11-19 yıl önce aşı olan insanlarda ölüm oranı %7
hastalıktan 20+ yıl önce aşı olan insanlarda ölüm oranı %11 iken
aşı olmayanlarda ölüm oranı %52 idi.

yani daha ne kadar anlatabilirim aşının gerçekten işe yaradığını, (bkz: batı'da ana akım medyanın aşılar konusunda korkunç itirafı) gibi başlıklara itibar etmeyip gidip paşa paşa aşınızı olmanız gerektiğini, aşının sadece bireysel değil toplumsal bağışıklıkta da önemli olduğunu... gidin olun aşınızı.

yani kırk yıl düşünsem pandeminin başında "aşı çıksa da olsak hayat normale dönse" diyen adamların aşı çıkıp devlet tarafından ücretsiz şekilde vatandaşlarına verilmesine rağmen "aşılar çipliymiş hastalık yapıyomuş" diyeceğini hayal edemezdim. azıcık mantıklı konuşun.

bakın konuyla ilgili bir haber koyayım şuraya: evrimagaci.org/mezenformasy... (ki evrim ağacından nefret ederim ama haklılar). okuyun, kararınızı kendiniz verin (ve aşı olun)

kaynak
çiçek hastalığının tarihçesi: www.cdc.gov/smallpox/histor...
aşı sonrası ölüm yüzdeleri: academic.oup.com/jid/articl...
aşının nasıl eradike ettiğiyle ilgili makale: asm.org/Articles/2020/March...
devamını gör...

yapanı gebertme isteği uyandıran hayvani davranış.hayvanlar bile yapmaz o ayrı.
devamını gör...

ana malzemesi irmik olan şerbetli bir tatlı. kabaca; yoğurt, irmik, kabartma tozu vs. bu malzemeler bir tepsiye aktarılıp fırına veriliyor. sonra da şerbet dökülüp servise hazır hale getiriliyor. buraya kadar her şey normal. sıradan basit bir tatlı gibi görünüyor.

fakat bu tatlıyı doğru dürüst yapabilen tatlıcı neredeyse yok gibi. farklı şehirlerde farklı birçok tatlıcıda denedim. ama yok arkadaş!
nasıl beceriyorlar anlamıyorum. kimi tarçınlı yapıyor, kimisinden yumurta tadı geliyor, kimisinden de hindistan cevizi tadı geliyor.
yahu kardeşim şambalide tarçının işi ne?
madem kıvamı tutturabiliyorsun yapsana insan gibi.

ankara'da kocatepe camii'nin yakınlarında bir seyyardan almıştım en son. güzeldi. sonrası yok ama. daha da iyisine rastlamadım.

tabi her şey yerinde güzel. izmir'de kemeraltında meşhur hisarönü şambalicisi en iyi yapan yerlerdenmiş.
bu arada izmir şambalisi'nin coğrafi işaret olarak tescili de var, belirtelim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
buradan ve buradan
son olarak varsa istanbul'da bildiğiniz bir yer paylaşırsanız güzel olur.
devamını gör...

uyuklarım diye yemiyorum.
yemeyince de uyukluyorum.
bu durumu tespit edince de sinirleniyorum.
sinirlenince de bağırıyorum. sonra beni ne ayıltır diye düşünüyorum ve kahveyi buluyorum. kahve içiyorum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim