insanın, emek sürecinde nesnelerle olan ilişkisinin tersine dönmesidir. kapitalist pazar üretimiyle birlikte, insan, üretimin o kadar küçük bir parçası haline geliyor ki, ürettiği ürüne yabancılaşmaya başlıyor. aslında insan kendine yabancılaşıyor. hatta, ürün özne haline gelirken, emekçi nesneleşmeye başlıyor.

pazar ilişkileri metalaştıkça insan ilişkileri de metalaşıyor. yani ilişkileri de tüketmeye başlıyoruz. bir nesneye kullan-at şeklinde yaklaşıyoruz ya, insan ilişkileri de aynı şekilde olmaya başladı; kullan-at...
devamını gör...

vay babayin derdine.. kardeşim bu kadar takılmayın yahu, manyak olursunuz yemin ederim*

tanım: var olmayan bir fun club'a inanan yazar beyanı.*
devamını gör...

gençliĝimiz.
akıl saĝlıĝımız.
zaman.
devamını gör...

can dündar'ın hiç şiiri
en güzel yorumuyla... *
ahmet faruk nalbantoğlu
"sen hala bu kadar sevgili iken?
özlemek,
bu kadar özlemek,
etini kemiğini yakarcasına özlemek...
çok kötü degil mi?"
devamını gör...

bir an trol başlığı sandım, meğerse habermiş. ne günlere kaldık anasını satayım haber değeri taşıyan şeye bak.
devamını gör...

yakın zamanda öğrendiğim ve ilk duyduğumda bile özünü unutmamanın ne değerli olduğunu düşündüğüm bir garibanlık anım var. (aslında bir sürü de neyse) istanbul'a yeni gelmiş sayılır o dönemlerde ailem evin en küçük çocuğu olarak bir ben doğmuşum tabi istanbul'da. tabi garibanın köyünde bebek bezi ne arar. bebekmişim daha annem markete gitmiş kıt kanaat geçinmemize rağmen gözü bir bebek bezine ilişmiş, tabi okuma-yazma sayılar vs. yok. bir kadına sormuş fiyatını, kadın da söylemiş. annem neyse kalsın o zaman pahalıymış demiş. kadın bebeğin mi var, ne giydiriyorsun o zaman bebeğe demiş. annemde eski usul diyerek açıklamaya çalışmış. her neyse kadın bir sürü hakaret etmiş. "allah'ın köylüleri fakirleri" falan diyerek. (oldukça anlamsız olsa da) tabii annemin de o dönemde daha türkçesi o kadar gelişmemiş ne diyeceğini şaşırmış. kadın marketten çıkana kadar söylenmiş durmuş. bir zaza reis ablamız duymuş olanları (akrabamız) kadını oracıkta rezil etmiş. tabi olan kime oldu bu hikayede derseniz, yok yok bebek bezi giyemeyen bana olmamış bir şey tabi. annem çok üzülmüş ve ağlamış. birçok anısını unutmuştur da bunun acısını unutmamıştır. şimdi görsem o kadını deste deste parayla tokatlamak isterdim...
devamını gör...

adamın dibi olan belediyedir. bolu belediye başkanı yabancı uyruklu kişilerin su faturası ve katı atık vergisi ücretlerine 10 kat zam yapılacağını söylemiş. ayrıca da şunları eklemiş:

''bu misafirlik çok uzadı. bana 'faşist' diyecekler. hiç umurumda değil"
"arkadaş, yardımı kesiyorsun gitmiyorlar. 'iş yeri ruhsatı vermiyorum' diyorsun gitmiyorlar. biz yeni önlemler almaya karar verdik"
"bunu niye yapıyoruz? gitsinler istiyoruz. bu misafirlik uzadı. benim elimde yetki yok ki zorla, zabıtayla şehrin dışına bırakıp koyayım. bir ara sınırlar açıldığında biz otobüsleri ücretsiz yapıp insan gönderdik. şimdi de göndermeye hazırız. gönderelim gitsin."
"gitsinler dava açsınlar. ben hukukçuyum. aldığım kararın gerekçesini de sebebini de söylüyorum. biliyorum ki bu açıklamamdan sonra birileri hakkımda suç duyurusunda bulunacak. gene çıkıp birileri insan haklarından bahsedecek, bana 'faşist' diyecek. hiç umurumda değil"

çok çok haklı. diğer belediyeler de örnek alır umarım.
buradan
devamını gör...

"umutsuzluğa kapılıp başınız önde yürürseniz güneş ensenizi karartır"demek.
yani umutsuzluğa kapılmıyor ve başımızı dik tutarak yürüyoruz .
devamını gör...

değilim ama hala umudumu kaybetmiş de değilim. umarım hayal kırıklığına uğramam sözlük, umarım..
devamını gör...

feriha? sen misin?
devamını gör...

büyük ihtimalle kaciracagim özelliktir,dedemde savasmasina ragmen istiklal madalyası alamamıştı zaten.ah dedem ah.
devamını gör...

40 dakika sonra ikinciyi olacağım için içerisinde bulunduğum veri tabanı.

ilkini kol ağrısı, kolu kaldıramama gibi etkilerle 2 günde atlatmıştım. bakalım şimdi ne olacak...
devamını gör...

(bkz: milletvekili)
devamını gör...

bunu yaptığı için zengin olan insandır.
devamını gör...

doğup büyüdüğüm ilçedir.şuanki bilgiye göre 108.000 nüfusludur.
2007 verilerine nüfusu 70.000'dir.somanın göç alma potansiyeli buradan anlaşılabilir.
sınırlarında birçok maden ocağı ve bir termik santral bulunur.nufüsun çoğu madende ve santralde çalışır.
yer altı kaynakları:linyit kömürü açısından çok zengindir.bunun yanı sıra çinko ve manyezit yatakları bulunmaktadır.ancak şuana kadar hiçbir şirketin ilgisini çekmemiş olacak ki,maden ocağı açılmamıştır.
santral:türkiye elektiriğinin %20'sini karşılayan bir santraldir.1950 yılında açılmıştır.o dönemde işçi kıtlığı olmuş olacak ki köylerden insanlar toplanıp 60 gün madenlerde santral için çalıştırılmış.büyük dedemde bunlardan biridir.

değerleri:saymakla bitmez ancak kültürel değerlere tarih başlığında değineceğim.leblebi her ne kadar çoruma ait olsa da somanın unutulmuş değerlerinden biridir.şuanda üreticisi bulunmamakla birlikte 40 yaş üstü somalıların dilinde bir türküdür.helvası ile de meşhurdur.özellikle tahin helvası.somada birçok helva üreticisi bulunur.en eskiler karcıoğlu helvadır.bir gün yolunuz düşerse alınız,yiyiniz.

tarihi:soma ilçesi aslında bugün ki konumundan ziyade,halen varlığını sürdüren darkale köyünde kurulmuştur.tam net tarih verilemesede,m.ö 350 civarı olduğu tahmin edilir.önceleri pergamon krallığına bağlı iken roma'lılara,doğu romalılar'a,araplar'a,anadolu selçuklular'a,osmanlılar'a,yunan'a ve nitekim türkiye cumhuriyetine bağlı kalmıştır.1 d.s dönemine kadar kayda değer bir olayı yoktur.sade bir kazadır.aydın vilayetine bağlı kalmıştır.(aydın vilayeti-saruhan sancağı-soma kazası).

bu devletler,bir çok eser vermişlerdir.en önemlisi kırkoluk camisidir.altından dere geçen nadir camilerden olup,yapımında kullanılan çiviler bile ahşaptır.çeşmesinde ve kapısında bizans döneminde kalma ve bizansa özgü bezemeler görülmektedir.camiye entegre bir çeşmeside vardır.cami ile aynı adı taşır.somalılar oranın suyu için kurşun atar kurşun yer.bunun dışında çarşı camisi,damgacı camisi*,ulu cami balcı hanı,balık hali vs.de önemli eserlerdir.merak edenler.ulusal tez merkezinden bilgi edinebilirler.çok detaylı ve akademik bilgi alabilirsiniz.

ulupınar simidi:savaştepe unundan,balıkesir suyunda,yeni çıktı fırından sloganıyla satılan bir tür simittir.

seher ali:somanın merkezinde yani çınar denen mevki de heykeli bulunur.olayı anlatmak gerekirse;
seher ali yada yerel adıyla zeher ali somalı efelerdendir.yunan kuvvetleri ikinci taaruzlarında somayı işgal için gelirler.turgutalp civarında bigadiç milli taburundan iki çavuşumuzu şehit ederler(bu şehitlerimiz şuan turgutalpte yatmaktadırlar),kalan birliklerimiz ise bugün belkent dediğimiz sırtlara doğru çekilirler.bölge de 147.alay bağlısı birlikler vardır.kazım özalp komutasındadır.(bu bilgiler teyite muhtaçtır.şahsım bu bilgileri edineli çok olmuştur.)
yunan kuvvetleri bugün hala ayakta olan postane binasına kadar gelirler ve trompetlerini çalarak ilerlemeye başlarlar.bunu duyan zeher alimiz,(çınar ile postane arası 1.5 dk.)gururuna yediremez ve ateş eder.bir yunan atını vurur ancak yakalanır ve çınar ağacına asılmak suretiyle idam edilir.

bugün zeher alimizi tanıyan insan sayısı çok değildir.benim gibi koyu somalı birini en çokta bu üzmektedir.

verilebilecek çok bilgi var fakat kirlilik yapmak istemiyorum. eğer somaya gelecekseniz ve bilgi almak istiyorsanız mail atabilirsiniz.
[email protected]
devamını gör...

durum: bir tavuk, bir yolda karşıdan karşıya geçer.

soru: tavuk karşıdan karşıya niçin geçer?

yanıtlar:

rene descartes:
yolun öbür tarafına geçmek için.

eflatun:
iyiliği için. gerçek, öteki taraftadır.

arıstoteles:
karşıdan karşıya geçmek tavuğun doğasıdır.

karl marx:
tarihsel olarak kaçınılmazdı.

hıpokrates:
pankreasının aşırı salgısı yüzünden.

martın luther kıng jr.:
tüm tavukların nedenini açıklamak zorunda kalmadan özgürce karşıdan karşıya geçtikleri bir dünya düşlüyorum.

rıchard m. nıxon:
tavuk karşıdan karşıya geçmedi. tekrar ediyorum, tavuk asla yolun karşısına geçmedi.

sıgmund freud:
tavuğun karşıdan karşıya geçmesiyle ilgilenmeniz, sizde güçlü bir cinsel güvensizlik duygusunu ele vermektedir.

buddha:
bu soruyu sormak, sizin kendi tavuk doğanızı inkar etmektir.

galıleo galıleı:
oysa tavuk karşıdan karşıya geçiyor...

charles de gaulle:
tavuk belki yolun karşısına geçti, ama otoyolun karşısına henüz geçmedi.

albert eınsteın:
tavuğun yolun karşısına geçmesi ya da yolun tavuğun ayakları altında yer değiştirmesi, tümüyle sizin gösterdiğiniz referansa bağlıdır.

bıll clınton:
anayasa üzerine yemin ederim ki bu tavukla aramda hiçbir şey geçmemiştir.

george w. bush:
tavuğun bu yolda bm kararlarına rağmen cezalandırılmadan karşıdan karşıya geçmesi, demokrasiye, özgürlüğe ve adalete kafa tutmaktır. bu durum, yolu bizim çoktan bombalamış olmamız gerektiğini göstermektedir.

nihat doğan:
benim ülkemin tavuğunun yürüyüşü bile farklı.

necati şaşmaz:
hlıfhngvoımhugş oıugogrruygcs

süleyman demirel:
tavuk geçmişse geçmiş, geçmemişse geçmemiştir.

tansu çiller:
bu memleket için karşıdan karşıya geçen tavuk da bizimdir, üstünden geçen traktör de bizimdir.

bülent arınç:
tavuğun karşıdan karşıya geçmesi çok manidardır.

r. tayyip erdoğan:
- ben imamhatip yıllarımda tavuklu sandviç de satmıştım.
- biz karşıdan karşıya geçmesini tavuktan öğrenecek değiliz.

ilber ortaylı:
cahiller anlamaz niçin karşıya geçtiğini
devamını gör...


ben bir insan,
ben bir türk şairi nazım hikmet
ben tepeden tırnağa insan
tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret...



hem bir tek elmadan, hem süpürülen topraktan, hem
zindandan dönen insan ruhundan, hem kitlelerin
daha güzel günler için savaşından, hem bir tek
insanın sevda kederlerinden bahseden şiirler yazmak
istiyorum, hem ölüm korkusundan, hem ölümden korkmamaktan
bahseden şiirler yazmak istiyorum.


sen hepsini ve daha fazlasını kalbinden duyduğun o şiirle yazdın. iyi ki yazdın. iyi ki ses oldun, şiir oldun, şarkı oldun. umarım yazmak istediğin her şeyi yazmışsındır altmış bir yıllık ömründe.
devamını gör...


bak, insanın doğum yerine göre kehanette bulunsalar mesela onu anlarım. sonuçta trablus'ta, peşaver'de ya da angola'nın herhangi bir köyünde doğmuş bir çocuğun hayatının neye benzeyeceğini tahmin etmek zor değil. eh… toronto'da, oslo'da, tokyo'da doğmuş da az buçuk ne olacağı belli. bizim anadolu insanı bunu bilir mesela. onun için de yeni tanıştığı bir kişiye “burcun ne?” diye sormaz. “memleket nere?” diye sorar.

karakter; cemil
dizi; "şahsiyet"
devamını gör...

eğitim konusunda 19 yılda çığır açan partinin seçtiği bakanın dile getirdikleri, akıl tutulmasının göstergesidir. ilk yıllarda sürekli sınav sistemini değiştirdiler ardından 4+4+4 eğitim sistemini getirdiler. bütün amaçları imam hatip eğitim kurumlarını yaymak ve kız çocuklarının okula gitmesinin önüne geçmekti. bugün ülkemizde online eğitim tam manasıyla rezalettir. sadece özel okulların kendi sistemleri aksamadan devam etmektedir. elbette ki parası olan eğitimi aksatmadan alabiliyor. ülkede en büyük gelir kaynağı eğitim kurumlarından sağlanıyor, şaka gibi....
uzaktan eğitim kalıcı hale gelirse, kırsal kesimdeki aileler çocuklarını kesinlikle okula göndermeyeceklerdir. bu işten en çok zararı yine ve yeniden kız çocukları görecektir. istanbul sözleşmesi ile erken yaşta evliliklerin önüne geçilmeye çalışılıyordu, onu da etkisiz hale getirdiler.
bakan beyler kendi okul zincirini kapatsın bakalım, o zaman samimiyetine inanalım.* neden bu ülkede bir kesim, eğitim gibi temel olan haktan bilerek ve istenilerek mahrum bırakılıyor. çıldırmamak elde değil!


bu videolar abartılı gelebilir, neyse bir profesöre kulak verelim;

umarım bu durum gerçekten kalıcı olmaz, böyle bir sistem oturtulursa eğer kesinlikle 19 yıldır hazırlığı yapılan ülke için karanlık yılların başlangıcı olur.
devamını gör...

gökyüzü neden bu kadar temiz ve yeryüzü bu kadar rezil?

bir delinin anıları
gustave flaubert
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim